YAŞADIĞIMIZ YER HİKÂYEMİZ
Nevin BİLGİN
Her insanın bir hikâyesi vardır; ama bu hikâyeler sadece bireylere ait değildir. Yaşadığımız yerler de bu hikâyelerin sessiz tanıklarıdır. Sokak sokak, cadde cadde, bina bina örülür hayatımız. Yaşadığımız yer, aslında bizim hikâyemizdir. Anılarımızın dekoru, düşlerimizin fonudur.
Bir köşe başı vardır, ilk defaların yaşandığı yerler. Bir çınar gölgesi, babanızla oturduğunuz bank. Okula giden yokuş, sabah uykusuzluğunun tanığı. Marketin köşesindeki taş duvar, çocukluğunuzun saklambaç yeri. Yaşadığımız yer, sadece taş ve betondan ibaret değildir. Her adımında izimiz, her sokağında sözümüz vardır.
Dostluklarımız. Bağlarımız.
Sosyolojik açıdan yaşadığımız yer, bireyle toplumun buluştuğu karmaşık bir sahnedir. Ama daha derininde, orası bir anılar mekânıdır.
İnsan nerede yaşarsa orada çoğalır, orada eksilir.
Mekân büyürken biz de büyürüz; mekân yıpranırken biz de yıpranırız. Kimi zaman bir tramvay, kimi zaman bir motor sesiyle geçmişe gideriz, kimi zaman bir sokak lambasının altında geleceğimizi düşünürüz.
Yaşadığımız yeri anlamadan kendimizi anlayamayız. Çünkü içinde olduğumuz çevre, kimliğimizin bir parçasıdır.
Beton binalar değil, içine sinmiş anılar yaşatır bir yeri. O yüzden her yerleşim biraz masaldır, biraz gerçek. Ve her insan, yaşadığı yerin yaşayan hikâyesidir.
Yaşadığımız yer biziz. Hikâyemiz orada yazıldı, orada silindi, orada yeniden başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder