İLK MİLLİYETÇİ PARTİ: MİLLİ TÜRK FIRKASI
İLK MİLLİYETÇİ MANİFESTO
ATATÜRK VE AKÇURA’NIN FARKLILIKLARI
NEVİN
BİLGİN
Türkiye’nin milliyetçi partilerle
tanışması II. Meşrutiyet dönemine dayanmaktadır. Bu dönemde çeşitli partiler
ortaya çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce ise etkisi hissedilen iki
parti olmuştur. İlki Millî Meşrutiyet Fırkası diğeri ise Millî Türk Fırkasıdır.
Milli Türk Fırkası’nın kurucuları arasında Yusuf Akçura da bulunmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı temellerden
birisini milliyetçilik üzerine oturtan Mustafa Kemal Atatürk ile Yusuf Akçura
ve arkadaşlarının savunduğu milliyetçilik anlayışlarının ayrıştığı noktalar
vardır.
Atatürk ve Akçura’nın ayrıştığı konuların
başında, Yusuf Akçura, Türk milliyetçiliğini etnik temelli bir anlayışla
ele alması gelmektedir. Türklerin tarih boyunca sahip olduğu kültürel ve dilsel
birlikteliği milliyetçiliğin temeli olarak görmektedir. Ona göre, Türk milleti,
ortak bir etnik kökene dayanan bir topluluktur. Mustafa Kemal Atatürk ise
milliyetçiliği daha çok vatandaşlık temelli bir anlayışla ele almaktadır.
Ona göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak değerleri, dil ve vatan
sevgisi gibi unsurlar, milliyetçiliğin temelini oluşturmalıydı. Bu anlayış,
Türkiye'nin çok kültürlü yapısına ve farklı etnik gruplara sahip olmasına
rağmen bir ulus olarak bir arada yaşama idealini yansıtmaktadır.
Ayrışmanın olduğu ikinci konu ise dil
meselesi olmuştur. Akçura, Türkçeyi koruma ve yayma konusunda büyük önem
vermekte, Türk milletinin ortak dili olan Türkçe’nin milli birlik ve bütünlüğün
sağlanması için vazgeçilmez olduğuna inanmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk ise
Türkçeyi modernleştirme ve dilde sadeleşme konusunda büyük çaba sarf etti.
Latin alfabesine geçiş ve dilde yapılan reformlar, Türk dilinin daha işlevsel
ve çağdaş bir hale gelmesini sağlamıştır. Mustafa Kemal, Türk milletinin modern
dünyada iletişimde daha etkili olmasını amaçlamaktadır.
Ayrışmanın diğer bir başlığı da batılılaşma
konusunda olmuştur. Akçura, modernleşmeyi Batı'dan öğrenme ve Batılılaşma
olarak görürken, Türk milleti, Batı'nın bilim, teknoloji ve siyasi yapılarından
ilham almalı ve bu doğrultuda kendini yeniden yapılandırmalıdır. Mustafa Kemal
Atatürk ise modernleşmeyi hem Batı'dan öğrenme hem de Türk toplumunu kendi
özgün değerleriyle uyumlu hale getirme olarak ele almaktadır. Atatürk, Batı'dan
alınacak olanların seçici bir şekilde alınması ve Türk toplumunun kendi öz kültürüyle
bütünleşerek modern bir ulus oluşturulması gerektiğine inanmaktadır.
Diğer bir görüş farklılığı ise İslam ve
Laiklik konusunda olmuştur. Akçura, İslam'ın Türk milletinin birliğini
sağlayıcı bir unsur olduğunu düşünmektedir, İslam kültürü ve değerleri, Türk
toplumunun temel dayanakları olmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk ise laikliği ve
din-devlet ayrımını savunmaktadır. Ona göre, modern bir devletin temeli laiklik
olmalı ve dini inançların devlet işlerine karışmaması gerekmektedir. Bu,
bireylerin din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alırken, devletin
tarafsızlığını ve eşitliğini sağlamayı amaçlamaktadır.
Yusuf Akçura ve Mustafa Kemal Atatürk'ün
farklı düşünce sistemleri, Türk toplumunun modernleşme ve milli kimlik oluşumu
sürecinde önemli rol oynamıştır. Her ikisi de kendi dönemlerinde önemli
değişimlerin öncüsü olmuş ve Türkiye'nin bugünkü kimliğinin şekillenmesinde
etkili olmuşlardır.
(Akçura ve Hamdullah Suphi)
“İlk Türkçe Manifesto” Tanımlaması ve Üç
Tarzı Siyaset
Akçura’nın makalesi "Üç Tarz-ı
Siyaset", Batılı bilim insanları tarafından "Komünizm için
Komünist Manifesto neyse Türkçülük için de Üç Tarz-ı Siyaset odur"
şeklinde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme, Akçura'nın eserinin Türkçülüğün
manifestosu olarak kabul edilmesine yol açmıştır. Akçura, Osmanlı İmparatorluğu
döneminde Türkçülüğün kurumsallaşma sürecinde aktif bir rol oynamıştır. Onun
katkıları, Türkçülük hareketinin gelişimine önemli bir ivme kazandırmış ve
hareketin ideolojik temellerini güçlendirmiştir.
Yusuf Akçura, "Üç Tarz-ı
Siyaset" adlı eserini 1904 yılında Kazan'da tamamlamıştır. Eser, o
dönemde Mısır'da yayımlanan Türk Gazetesi'nin 24, 25 ve 26. sayılarında yer
almıştır. Akçura'nın eseri, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük gibi farklı
politik yaklaşımları ele almıştır. Bu yaklaşımlar, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki
siyasi ve kültürel durumu analiz etmekte kullanılmıştır. Akçura, her bir
yaklaşımın niteliklerini, faydalarını ve uygulanabilirliklerini tartışmıştır.
Bu eser, Türkçülük hareketinin temel manifestolarından biri olarak kabul
edilmiştir.
Milli Türk Fırkası Neydi?
Yusuf Akçura, Türk tarihinde önemli bir
figür olarak, (9 Aralık 1919) Millî Türk Fırkasının kurucularındandır. Türk
Ocağının kurulmasında da aktif olarak rol almıştır. İlk yönetim kurulunda yer
almıştır. Fırka, Türk milliyetçiliğini resmi bir ideoloji olarak benimsemiş ve
ülkenin kurtuluşu için demokratik devletlerle ilişki kurmayı amaçlamıştır. Kurucuları
arasında Ahmet Ferit Tek’in yanı sıra Mehmet Emin Yurdakul, Yusuf Akçura, Ahmet
Hikmet Müftüoğlu, Mustafa Zühtü İnhan, Ahmet Refik Altınay, Hamdullah Suphi
Tanrıöver gibi önemli isimler bulunmaktadır. Fırka 1919 seçimlerine
katılmıştır. Fırka, Türkçülük akımını devam ettirmeyi ve millî bir mutabakat
cephesi oluşturmayı hedeflemiştir. Temel amacı, ulusal kimliği güçlendirmek ve
Türk milletinin birliğini sağlamak olmuştur. Bu amaç doğrultusunda, fırka Türk
milliyetçiliğini ön planda tutmuş ve ulusal değerleri vurgulamıştır. Ayrıca,
demokratik devletlerle ilişki kurarak Türkiye'nin uluslararası alanda
güçlenmesini hedeflemiştir.
Fırka, Türk milliyetçiliğinin siyasi
alandaki temsilcisi olarak ortaya çıkmış ve Türk ulusunun bağımsızlık
mücadelesinde önemli bir rol oynamıştır. Özellikle Türk milliyetçiliğinin
güçlenmesine ve ulusal kimliğin şekillenmesine katkı sağlamıştır. Faaliyetleri
kısa ömürlü olmuş ve daha sonraları farklı siyasi gelişmeler neticesinde farklı
siyasi oluşumlar ortaya çıkmıştır. Abdülhak Adnan (Adıvar), Hamdullah Suphi
(Tanrıöver) ve Mehmet Emin (Erişirgil) gibi önemli isimler, fırkayı
Meclis'e taşımışlardır. Fırka, Millî Kongre'ye delege göndererek ulusal bir
mutabakat cephesi oluşturma hedefini taşımıştır. Ancak, dönemin koşulları ve
siyasi atmosferi içinde İstanbul dışında şube açma imkânı bulamamıştır. Bunun
yerine, İfham gazetesi aracılığıyla halka seslenmeye çalışmış ve millî
mücadeleyi desteklemiştir.
Fırkanın kuruluş beyannamesi ve programı,
anti-emperyalist bir çizgi üzerinde siyaset yapmayı amaçladığını
göstermektedir. Fırka, politika sahnesinde aktif bir rol oynamayı ve milletin
ekseriyetini etrafında toplamayı hedeflemiştir. Millî Türk Fırkası, kuruluşunu
bir beyanname ile duyurmuştur. Bu beyanname, fırkanın temel amaçlarını ve
ilkelerini belirtmiştir. Emperyalizmi reddetme ve demokratik devletlerle
karşılıklı saygı esasına dayalı antlaşmalar yapma amacını taşıyan fırka,
çalışma hayatının düzenlenmesini ve sosyal kurumların devlet tarafından
yönetilmesini öngörmüş, ekonomi ve bayındırlık alanlarında millî bir karaktere
sahip projelerin hayata geçirilmesini hedeflemiştir. Millî Türk Fırkasının
beyannamesinde toplamda 14 madde yer almıştır.
Ek
Millî
Türk Fırkası Programı
Madde 1-
Türk Devleti'nin selameti, emperyalist eğilimleri reddeden ve Demokrat olmak
iddiasında bulunan hükümetlerin milliyet esasından sapmasıyla tehlikeye girer.
Madde 2-
Wilson Prensiplerinin milliyetten kastettiği anlamı dikkate alarak birlik ve
bütünlüğümüzü savunmak gereklidir. Bu nedenle, parti, milliyet ilkesini çağdaş
bir bakış açısına uygun olarak yorumlar ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Türk veya
Türk kültür ve diline mensup Müslüman çoğunluğun yaşadığı bölgelerdeki yerel
halkın kendi iradesiyle kendi kaderini tayin etmesi için çalışır.
Madde 3-
Millî Türk Fırkası, Türk terimiyle ırk ayrımı yapmaksızın Türk kültürü, dil ve
duygularıyla uyumlu olanların topluluğunu hedefler.
Madde 4-
Türk milletinin temel unsurlarından biri de İslam'dır. Parti, Türk birliğini ve
hukukunu savunurken İslam'ın ve Türkiye'deki Müslümanların haklarını da
koruduğunu kabul eder.
Madde 5-
Milliyet ilkesine göre milletler parçalanamazlar. Parti, Türkiye olarak
adlandırılan Türk veya Türk medeniyetini benimsemiş Müslüman çoğunlukla yaşayan
kıtanın tamamının mülkiyet bütünlüğünü kesinlikle talep eder.
Madde 6-
Milliyet ilkesi, diğer milletlerin haklarını tanımak anlamına geldiğinden,
parti, Türk olmayan azınlıkların siyasi ve medeni haklarının, Türklerle eşit
şekilde tanınmasını ve Müslüman olmayanların devletin birliğini ve
bağımsızlığını ihlal etmemesi şartıyla toplumun gelişimine maksimum destek
sağlamayı amaçlar.
Madde 7-
Milliyet ilkesine göre milletler kendi istekleri dışındaki egemenliğe tabi
tutulamazlar. Bu nedenle parti, Türk Devleti'nin siyasi bağımsızlığını ayrıca
talep eder. Ancak, toplumun kendi kendini yönetme iradesi tamamen korunarak,
Türk Devleti'nin çağın gereksinimlerine uygun olarak sivilizasyonun bilimsel ve
idari birikimlerinden faydalanmasını da destekler.
Madde 8-
Millî Türk Fırkası, Türk Devleti'nin yönetim şeklinin Anayasa'da belirtildiği
gibi meşruti monarşi olarak korunmasını savunur.
Madde 9-
Parti, genel yönetimin etkili bir şekilde ortaya çıkmasını sağlayacak
girişimlerde bulunmayı ve seçim hukukunun gelişmesini destekler.
Madde 10-
Parti, uluslararası sosyalist fikirlerin gelişimini desteklerken, Türk
milletinin sosyal durumunu ve mevcut ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak
devletin gücünü bireyin yanı sıra bir ekonomik etken olarak da kabul eder. Bu
nedenle, Türk hükümetinin ekonomik faaliyetlerini düzenlemesini ve geniş
ekonomik ve sosyal fayda sağlayacak kamu veya belediye teşebbüslerinin
kurulmasını ve herkesin memnuniyetini sağlayacak toplumsal kurumların
oluşturulmasını talep eder.
Madde 11-
Parti, mevcut ekonomik buhranın çözümünü aramakta kararlıdır. Bu nedenle, işsiz
kalan bireylere özellikle savaşın etkisiyle geçim kaynağı bulamayan
vatandaşlara iş imkanları sunulmasını, askeri ve sivil memurların ülkenin
kalkınması için uygun alanlara yerleştirilerek tarım ve ticaret yapmalarının
sağlanmasını ve yetimlerin gelecekte geçim kaynaklarını kazanacakları bir
şekilde hazırlanmalarını içeren gerekli tedbirlerin alınmasını hükümetten talep
eder.
Madde 12-
Türkiye'nin geleceğinde mali ve ekonomik bağımsızlığın önemli olduğunu düşünen
parti, Türkiye'nin iç ticaret, dış ticaret ve ekonomik işlerinde tam
bağımsızlığa sahip olmasını talep eder ve bu konuda medeni dünyanın mevcut
yasalarından yararlanılmasını ister.
Madde 13-
Millî Türk Fırkası, Türkiye'nin sınırları içinde yaşayan vatandaşların
borçlarını alacaklılarına karşı adil bir şekilde ödemesini destekler.
Madde 14-
Parti, Türkiye'nin Birleşmiş Milletlere diğer ülkelerle eşit haklarla girmesi
için gerekli girişimlerde bulunmayı talep eder.
Kaynakça:
https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/milli-turk-firkasi/
https://www.tarihistan.org/turk-fikir-dunyasinin-unutulmaz-ismi-yusuf-akcura/27538/
https://atamdergi.gov.tr/eng/full-text/234/tur
Çelik, H.
İ. (2023). Mustafa Kemal Paşa’nın Millî Mücadele Dönemindeki Dış Politikasının
Millî Bağımsızlık İlkesi Çerçevesinde Analizi. Susbed Dergisi, 50, 116-132
Yiğit
Mustafa (Editör), Türkiye'de Siyasi Partiler ve Milliyetçilik, https://paletyayinlari.com.tr/
Akçura,
Yusuf, Üç Tarzı Siyaset
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder