13 Nisan 2024 Cumartesi

 

    İLK MİLLİYETÇİ PARTİ: MİLLİ TÜRK FIRKASI

    

 İLK MİLLİYETÇİ MANİFESTO

 

ATATÜRK VE AKÇURA’NIN FARKLILIKLARI



NEVİN BİLGİN

      Türkiye’nin milliyetçi partilerle tanışması II. Meşrutiyet dönemine dayanmaktadır. Bu dönemde çeşitli partiler ortaya çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce ise etkisi hissedilen iki parti olmuştur. İlki Millî Meşrutiyet Fırkası diğeri ise Millî Türk Fırkasıdır. Milli Türk Fırkası’nın kurucuları arasında Yusuf Akçura da bulunmaktadır.

      Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı temellerden birisini milliyetçilik üzerine oturtan Mustafa Kemal Atatürk ile Yusuf Akçura ve arkadaşlarının savunduğu milliyetçilik anlayışlarının ayrıştığı noktalar vardır. 

     Atatürk ve Akçura’nın ayrıştığı konuların başında, Yusuf Akçura, Türk milliyetçiliğini etnik temelli bir anlayışla ele alması gelmektedir. Türklerin tarih boyunca sahip olduğu kültürel ve dilsel birlikteliği milliyetçiliğin temeli olarak görmektedir. Ona göre, Türk milleti, ortak bir etnik kökene dayanan bir topluluktur. Mustafa Kemal Atatürk ise milliyetçiliği daha çok vatandaşlık temelli bir anlayışla ele almaktadır. Ona göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak değerleri, dil ve vatan sevgisi gibi unsurlar, milliyetçiliğin temelini oluşturmalıydı. Bu anlayış, Türkiye'nin çok kültürlü yapısına ve farklı etnik gruplara sahip olmasına rağmen bir ulus olarak bir arada yaşama idealini yansıtmaktadır.

    Ayrışmanın olduğu ikinci konu ise dil meselesi olmuştur. Akçura, Türkçeyi koruma ve yayma konusunda büyük önem vermekte, Türk milletinin ortak dili olan Türkçe’nin milli birlik ve bütünlüğün sağlanması için vazgeçilmez olduğuna inanmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk ise Türkçeyi modernleştirme ve dilde sadeleşme konusunda büyük çaba sarf etti. Latin alfabesine geçiş ve dilde yapılan reformlar, Türk dilinin daha işlevsel ve çağdaş bir hale gelmesini sağlamıştır. Mustafa Kemal, Türk milletinin modern dünyada iletişimde daha etkili olmasını amaçlamaktadır.

    Ayrışmanın diğer bir başlığı da batılılaşma konusunda olmuştur. Akçura, modernleşmeyi Batı'dan öğrenme ve Batılılaşma olarak görürken, Türk milleti, Batı'nın bilim, teknoloji ve siyasi yapılarından ilham almalı ve bu doğrultuda kendini yeniden yapılandırmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk ise modernleşmeyi hem Batı'dan öğrenme hem de Türk toplumunu kendi özgün değerleriyle uyumlu hale getirme olarak ele almaktadır. Atatürk, Batı'dan alınacak olanların seçici bir şekilde alınması ve Türk toplumunun kendi öz kültürüyle bütünleşerek modern bir ulus oluşturulması gerektiğine inanmaktadır.

     Diğer bir görüş farklılığı ise İslam ve Laiklik konusunda olmuştur. Akçura, İslam'ın Türk milletinin birliğini sağlayıcı bir unsur olduğunu düşünmektedir, İslam kültürü ve değerleri, Türk toplumunun temel dayanakları olmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk ise laikliği ve din-devlet ayrımını savunmaktadır. Ona göre, modern bir devletin temeli laiklik olmalı ve dini inançların devlet işlerine karışmaması gerekmektedir. Bu, bireylerin din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alırken, devletin tarafsızlığını ve eşitliğini sağlamayı amaçlamaktadır.

     Yusuf Akçura ve Mustafa Kemal Atatürk'ün farklı düşünce sistemleri, Türk toplumunun modernleşme ve milli kimlik oluşumu sürecinde önemli rol oynamıştır. Her ikisi de kendi dönemlerinde önemli değişimlerin öncüsü olmuş ve Türkiye'nin bugünkü kimliğinin şekillenmesinde etkili olmuşlardır.


                                          (Akçura ve Hamdullah Suphi)

    “İlk Türkçe Manifesto” Tanımlaması ve Üç Tarzı Siyaset

      Akçura’nın makalesi "Üç Tarz-ı Siyaset", Batılı bilim insanları tarafından "Komünizm için Komünist Manifesto neyse Türkçülük için de Üç Tarz-ı Siyaset odur" şeklinde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme, Akçura'nın eserinin Türkçülüğün manifestosu olarak kabul edilmesine yol açmıştır. Akçura, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türkçülüğün kurumsallaşma sürecinde aktif bir rol oynamıştır. Onun katkıları, Türkçülük hareketinin gelişimine önemli bir ivme kazandırmış ve hareketin ideolojik temellerini güçlendirmiştir.

     Yusuf Akçura, "Üç Tarz-ı Siyaset" adlı eserini 1904 yılında Kazan'da tamamlamıştır. Eser, o dönemde Mısır'da yayımlanan Türk Gazetesi'nin 24, 25 ve 26. sayılarında yer almıştır. Akçura'nın eseri, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük gibi farklı politik yaklaşımları ele almıştır. Bu yaklaşımlar, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki siyasi ve kültürel durumu analiz etmekte kullanılmıştır. Akçura, her bir yaklaşımın niteliklerini, faydalarını ve uygulanabilirliklerini tartışmıştır. Bu eser, Türkçülük hareketinin temel manifestolarından biri olarak kabul edilmiştir.

    Milli Türk Fırkası Neydi?

     Yusuf Akçura, Türk tarihinde önemli bir figür olarak, (9 Aralık 1919) Millî Türk Fırkasının kurucularındandır. Türk Ocağının kurulmasında da aktif olarak rol almıştır. İlk yönetim kurulunda yer almıştır. Fırka, Türk milliyetçiliğini resmi bir ideoloji olarak benimsemiş ve ülkenin kurtuluşu için demokratik devletlerle ilişki kurmayı amaçlamıştır. Kurucuları arasında Ahmet Ferit Tek’in yanı sıra Mehmet Emin Yurdakul, Yusuf Akçura, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Mustafa Zühtü İnhan, Ahmet Refik Altınay, Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi önemli isimler bulunmaktadır. Fırka 1919 seçimlerine katılmıştır. Fırka, Türkçülük akımını devam ettirmeyi ve millî bir mutabakat cephesi oluşturmayı hedeflemiştir. Temel amacı, ulusal kimliği güçlendirmek ve Türk milletinin birliğini sağlamak olmuştur. Bu amaç doğrultusunda, fırka Türk milliyetçiliğini ön planda tutmuş ve ulusal değerleri vurgulamıştır. Ayrıca, demokratik devletlerle ilişki kurarak Türkiye'nin uluslararası alanda güçlenmesini hedeflemiştir.


     Fırka, Türk milliyetçiliğinin siyasi alandaki temsilcisi olarak ortaya çıkmış ve Türk ulusunun bağımsızlık mücadelesinde önemli bir rol oynamıştır. Özellikle Türk milliyetçiliğinin güçlenmesine ve ulusal kimliğin şekillenmesine katkı sağlamıştır. Faaliyetleri kısa ömürlü olmuş ve daha sonraları farklı siyasi gelişmeler neticesinde farklı siyasi oluşumlar ortaya çıkmıştır. Abdülhak Adnan (Adıvar), Hamdullah Suphi (Tanrıöver) ve Mehmet Emin (Erişirgil) gibi önemli isimler, fırkayı Meclis'e taşımışlardır. Fırka, Millî Kongre'ye delege göndererek ulusal bir mutabakat cephesi oluşturma hedefini taşımıştır. Ancak, dönemin koşulları ve siyasi atmosferi içinde İstanbul dışında şube açma imkânı bulamamıştır. Bunun yerine, İfham gazetesi aracılığıyla halka seslenmeye çalışmış ve millî mücadeleyi desteklemiştir.

      Fırkanın kuruluş beyannamesi ve programı, anti-emperyalist bir çizgi üzerinde siyaset yapmayı amaçladığını göstermektedir. Fırka, politika sahnesinde aktif bir rol oynamayı ve milletin ekseriyetini etrafında toplamayı hedeflemiştir. Millî Türk Fırkası, kuruluşunu bir beyanname ile duyurmuştur. Bu beyanname, fırkanın temel amaçlarını ve ilkelerini belirtmiştir. Emperyalizmi reddetme ve demokratik devletlerle karşılıklı saygı esasına dayalı antlaşmalar yapma amacını taşıyan fırka, çalışma hayatının düzenlenmesini ve sosyal kurumların devlet tarafından yönetilmesini öngörmüş, ekonomi ve bayındırlık alanlarında millî bir karaktere sahip projelerin hayata geçirilmesini hedeflemiştir. Millî Türk Fırkasının beyannamesinde toplamda 14 madde yer almıştır.


 

Ek

Millî Türk Fırkası Programı

Madde 1- Türk Devleti'nin selameti, emperyalist eğilimleri reddeden ve Demokrat olmak iddiasında bulunan hükümetlerin milliyet esasından sapmasıyla tehlikeye girer.

Madde 2- Wilson Prensiplerinin milliyetten kastettiği anlamı dikkate alarak birlik ve bütünlüğümüzü savunmak gereklidir. Bu nedenle, parti, milliyet ilkesini çağdaş bir bakış açısına uygun olarak yorumlar ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Türk veya Türk kültür ve diline mensup Müslüman çoğunluğun yaşadığı bölgelerdeki yerel halkın kendi iradesiyle kendi kaderini tayin etmesi için çalışır.

Madde 3- Millî Türk Fırkası, Türk terimiyle ırk ayrımı yapmaksızın Türk kültürü, dil ve duygularıyla uyumlu olanların topluluğunu hedefler.

Madde 4- Türk milletinin temel unsurlarından biri de İslam'dır. Parti, Türk birliğini ve hukukunu savunurken İslam'ın ve Türkiye'deki Müslümanların haklarını da koruduğunu kabul eder.

Madde 5- Milliyet ilkesine göre milletler parçalanamazlar. Parti, Türkiye olarak adlandırılan Türk veya Türk medeniyetini benimsemiş Müslüman çoğunlukla yaşayan kıtanın tamamının mülkiyet bütünlüğünü kesinlikle talep eder.

Madde 6- Milliyet ilkesi, diğer milletlerin haklarını tanımak anlamına geldiğinden, parti, Türk olmayan azınlıkların siyasi ve medeni haklarının, Türklerle eşit şekilde tanınmasını ve Müslüman olmayanların devletin birliğini ve bağımsızlığını ihlal etmemesi şartıyla toplumun gelişimine maksimum destek sağlamayı amaçlar.

Madde 7- Milliyet ilkesine göre milletler kendi istekleri dışındaki egemenliğe tabi tutulamazlar. Bu nedenle parti, Türk Devleti'nin siyasi bağımsızlığını ayrıca talep eder. Ancak, toplumun kendi kendini yönetme iradesi tamamen korunarak, Türk Devleti'nin çağın gereksinimlerine uygun olarak sivilizasyonun bilimsel ve idari birikimlerinden faydalanmasını da destekler.

Madde 8- Millî Türk Fırkası, Türk Devleti'nin yönetim şeklinin Anayasa'da belirtildiği gibi meşruti monarşi olarak korunmasını savunur.

Madde 9- Parti, genel yönetimin etkili bir şekilde ortaya çıkmasını sağlayacak girişimlerde bulunmayı ve seçim hukukunun gelişmesini destekler.

Madde 10- Parti, uluslararası sosyalist fikirlerin gelişimini desteklerken, Türk milletinin sosyal durumunu ve mevcut ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak devletin gücünü bireyin yanı sıra bir ekonomik etken olarak da kabul eder. Bu nedenle, Türk hükümetinin ekonomik faaliyetlerini düzenlemesini ve geniş ekonomik ve sosyal fayda sağlayacak kamu veya belediye teşebbüslerinin kurulmasını ve herkesin memnuniyetini sağlayacak toplumsal kurumların oluşturulmasını talep eder.

Madde 11- Parti, mevcut ekonomik buhranın çözümünü aramakta kararlıdır. Bu nedenle, işsiz kalan bireylere özellikle savaşın etkisiyle geçim kaynağı bulamayan vatandaşlara iş imkanları sunulmasını, askeri ve sivil memurların ülkenin kalkınması için uygun alanlara yerleştirilerek tarım ve ticaret yapmalarının sağlanmasını ve yetimlerin gelecekte geçim kaynaklarını kazanacakları bir şekilde hazırlanmalarını içeren gerekli tedbirlerin alınmasını hükümetten talep eder.

Madde 12- Türkiye'nin geleceğinde mali ve ekonomik bağımsızlığın önemli olduğunu düşünen parti, Türkiye'nin iç ticaret, dış ticaret ve ekonomik işlerinde tam bağımsızlığa sahip olmasını talep eder ve bu konuda medeni dünyanın mevcut yasalarından yararlanılmasını ister.

Madde 13- Millî Türk Fırkası, Türkiye'nin sınırları içinde yaşayan vatandaşların borçlarını alacaklılarına karşı adil bir şekilde ödemesini destekler.

Madde 14- Parti, Türkiye'nin Birleşmiş Milletlere diğer ülkelerle eşit haklarla girmesi için gerekli girişimlerde bulunmayı talep eder.

 

 

Kaynakça:

https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/milli-turk-firkasi/

https://www.tarihistan.org/turk-fikir-dunyasinin-unutulmaz-ismi-yusuf-akcura/27538/

https://atamdergi.gov.tr/eng/full-text/234/tur

Çelik, H. İ. (2023). Mustafa Kemal Paşa’nın Millî Mücadele Dönemindeki Dış Politikasının Millî Bağımsızlık İlkesi Çerçevesinde Analizi. Susbed Dergisi, 50, 116-132

Yiğit Mustafa (Editör), Türkiye'de Siyasi Partiler ve Milliyetçilik, https://paletyayinlari.com.tr/

Akçura, Yusuf,  Üç Tarzı Siyaset

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder