6 Nisan 2024 Cumartesi

MİLLİYETÇİ MANİFESTO

 

                        MİLLİ EGEMENLİK PLATFORMU 



 




      NEVİN BİLGİN- Hem liderlik hem de tabanda bölünmüşlük yaşayan milliyetçiler, 31 Mart 2024 yerel seçimlerde milliyetçi isimlerin sol parti olan CHP’den belediye başkanı seçilmesi, milliyetçi tabanın değişik partilere bölünerek ortak bir güç oluşturamaması üzerine cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında gündeme getirilen “milliyetçi lig” fikri için kolları sıvamış görünüyor. “Milli Egemenlik Platformu” adı altında bir araya gelen (iftar yemeği buluşması) Türk milliyetçiliğinin önemli isimleri yayınladıkları “milliyetçi manifesto” ile yeni sivil anayasa çalışmaları öncesinde Türk milliyetçilerine bir araya gelme çağrısı yaptılar.

     Atatürk resmi ve Türk bayraklarının asılı olduğu iftar yemeğinin verildiği salonda, önce Kur'an okunup, ardından Atatürk'ün kendi sesinden Türk halkına seslenişi sunularak "Türk-İslam" sentezine vurgu yapılması, bildiriyi okuyan Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’un, sözlerine "Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe" diyerek başlaması, Bilge Kağan'ın Türk milletinin dayanıklılığı ve bağımsızlık ruhuna vurgu yapması Türkçülük vurgularıydı.


(Ahmet Bican Ercilasun)

     Türk milliyetçileri çok partili hayata geçilmesi öncesinde bölünmüş bir yapıda ilerlemiştir. Alparslan Türkeş döneminde, tek çatı görüntüsü çizse de 1980 öncesindeki pek çok ismin merkez sağ partilerde siyaset yapmış, Türkeş’in ölümünden önce BBP’nin kuruluşuyla kırılma başka bir noktaya taşınmıştır. 2002 sonrasında ise durum çok parçalı hale gelmiş ülkücü ve milliyetçi birçok isim AKP çatısı altına geçmiştir.  2017 anayasa referandum sürecinde taşra-şehir çatışmasının belirgin hale gelmesiyle önce İYİ Parti, ardından Zafer Partisi kurulmuş hem tabanda hem de yönetimde çok parçalı yapı devam etmiştir. 31 Mart yerel seçimlerinde ise birçok milliyetçi-ülkücü kökenli isim bu kez sol bir parti olan CHP çatısı ve amblemi altında siyaset sahnesinde yerini almıştır. (Milli Yol Partisi ve Yavuz Ağıralioğlu’nun kuracağı parti, Sinan Ogan’ın kuracağı partiler de ayrıdır)

     Milliyetçi Lig

     Her seçimde milliyetçi oyların yükseldiğini gören ancak parçalı yapısından dolayı güç birliği oluşturamadıklarını düşünen milliyetçi, ülkücü eski ve yeni birçok isim, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’in gündeme getirdiği “milliyetçi lig” fikri doğrultusunda bir araya gelerek “Milli Egemenlik Platformunu” oluşturdu.

    Peki neden Milli Egemen Platformu’ydu adı. Egemenlik, bir devletin kendi içinde ve dışında bağımsızlık ve en yüksek otoriteyi ifade eder. Bu kavram, Fransız Kraliyetinin kendisini üst bir güçten bağımsız görmesini belirtir. Egemenlik, Jean Bodin gibi düşünürler tarafından tanımlanmış ve devletin temel yapısını oluşturmuştur. İç egemenlik, devletin içinde bağımsız olması anlamına gelirken, dış egemenlik, başka devletlere bağlı olmamayı ifade eder. Örneğin, Birleşmiş Milletler Antlaşması, devletler arasındaki ilişkilerde egemenliği vurgulayan bir belgedir.

     Amasya Genelgesi ve Egemenlik

     Yine Amasya Genelgesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk manifestosu ve Milli Egemenlik Manifestosu olarak bilinmektedir. Amasya Genelgesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele'nin tam bağımsızlık ve milli egemenlik ruhunu belirten manifesto olma özelliği taşımaktadır. Milli Mücadele'nin stratejik bir çerçeveye dönüştürülmesini sağlamış ve uygulanacak adımların belirlenmesine yardımcı olmuştur. Bu belge, Türk milletinin tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkelerine olan bağlılığını vurgulamış ve ulusal bir direnişin önderliğini üstlenmiştir.


 

  Klasik egemenlik kavramı günümüzde geçerli değildir çünkü mutlak ve sınırsız bir iktidar anlayışı, modern "Hukuk Devleti" prensipleriyle çelişmektedir. Ayrıca, egemenliğin tek ve bölünmez olma niteliği, Federal Devletler gibi güçler arasında paylaşılan bir iktidar modeline uygulanamayacağı gibi "kuvvetler ayrılığı" ilkesiyle de çatışmaktadır.

     Günümüzde Egemenlik kavramı, devletin gücü veya "siyasal iktidar" anlamında kullanılmaktadır. Aslında, modern karşılığı "Kurucu İktidar" kavramıdır, yani Anayasa'yı oluşturan iktidar. Türkiye'de, kurucu iktidar, kurucu Meclis’e atıfla 1982 Anayasası'nın 4. maddesiyle tanımlanmaktadır. 1., 2. ve 3. maddeler dışındaki tüm maddelerin değiştirilebileceğini belirtir. Ancak, 1. ve 2. maddelerde Cumhuriyet'in nitelikleri ve Atatürk Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri yer alır ve bunlar değiştirilemez. Bu da Anayasa'nın Atatürkçü ideolojiyi ve Anayasal düzeni koruma görevini taşıdığını vurgulamaktadır. Bu nedenle, 1982 Anayasası, monarşiye, otoriter rejimlere, Marksizm-Leninizm'e, faşizme, teokrasiye ve bölgesel baskıya kapalıdır.

     Kimler Katıldı

     Adını Cumhuriyet’in kuruluş dönemindeki Milli Egemenlik ’ten alan platform, değişik partilerde yer alan pek çok ismi bir araya getirmiş görünüyor. CHP’den seçilen ülkücü kökenli Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş toplantıya telefonla katılırken (hasta olduğu için katılmadığını bildirdi),  yine CHP’den seçilen milliyetçi kökenli isimler Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, İyi Parti Milletvekilleri Yasin Öztürk ve Yüksel Aslan, İyi Parti’den Hakan Ünser, Zafer Partisi’nden Azmi Karamahmutoğlu, Çınar Coşkunserçe gibi isimlerin yanı sıra eski Ülkü Ocakları Başkanları( Atilla Kaya, Suat Başaran, Alişan Satılmış) ve eski MHP’li eski bakan ve milletvekilleri (Ali Uzunırmak, Enis Öksüz), çok sayıda akademisyen ve milliyetçi isim de bulunuyordu. Bir iftar yemeği atmosferinde gerçekleşen toplantıda, Ahmet Bican Ercilasun önderliğinde "Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe" sözleriyle başlayan manifesto okundu. Ercilasun, ülkücü ve milliyetçi ayrımını yaparken, ülkücüleri “kendisini millet için feda eden insanlar” olarak tanımlaması ve Türk Milleti’ne çağrıda bulunması dikkat çekiciydi.

     Manifesto, öncelikle yeni bir anayasa oluşturma çabalarını desteklemeyi hedefliyor. Ancak asıl amaç, milliyetçi isimleri siyasi parti ayrımı yapmaksızın bir araya getirerek "milliyetçi lig" oluşturmak. Platformun ileride siyasi tek bir çatı altında buluşup buluşmayacağını ise zaman gösterecek gibi görünüyor. Platform öncüleri şimdilik böyle bir amaçlarının olmadığını belirtiyorlar.

    Bildiride tüm milliyetçilere çağrı yapılarak platforma üye olmaları isteniyor.

    Manifestoda Ne Var?

     Ercilasun’un okuduğu manifestoda şunlar da yer alıyor:

-Türk kimliğinin ve milli egemenliğimizin tartışmaya açıldığı bir dönemde kimliğimizin ve egemenliğimizin dokunulmaz olduğunu hatırlatıyoruz.

-Ülkümüz yüksek Türk kültürünü milli ve manevi birliğimizi güçlendirerek geleceğe taşımak ve Türk uygarlığını Çağdaş uygarlıkların üzerine çıkarmaktır.

Görevimiz Vatan tarih değil sanat aile ahlak özgürlük din ve vicdan hürriyeti gibi insanın ve milletin vazgeçilmez değerlerini korumak ve geliştirmek bunlara ya da Milli birliğimize yönelecek tehditler hakkında Türk milletini bilgilendirmek milli bilinci diri tutmaktır.

 -Bu amaçla gençlerimizin Türklük bilinci ile ve bilimin ışığında yetişmesine yardımcı olmak bugün ve yarın arasında bilgi aktarımı sağlamak en önemli görevlerimizdendir.

-Başta milli birliğimiz olmak üzere nüfus yapımıza ekonomik, sosyal ve kültürel hayatımıza tehdit oluşturan sığınmacı ve kaçak yabancı sorunuyla mücadele edeceğiz.

-Bütün mücadelemiz Demokrasiyi meşruiyeti hukukun üstünlüğünü esas alarak insan haklarına saygı çerçevesinde işte ve dışta Barış ilkesi kaynaklı olacaktır.

Milli Egemenlik Platformu'nun attığı adım, Türk milliyetçiliğinin yeni bir döneme girdiğini gösterirken, milliyetçi hareketin gelecekteki rotası yanında, anayasa çalışmalarının seyri açısından da önem taşımaktadır. Platformun hedefine ulaşıp ulaşmayacağını ise zaman belirleyecek.






Kaynakça

Giritli, İsmet, Ulusal Egemenlik ve Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk’ün Tam Bağımsızlık ve Milli Egemenlik Manifestosu; “Amasya Genelgesi”nin 102. Yıldönümü (21yyte.org)

Türk milliyetçilerinin bölünmüşlüğünden birleşik bir “lig” çıkar mı? | Independent Türkçe (indyturk.com)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder