MİLLİ EGEMENLİK PLATFORMU
NEVİN BİLGİN- Hem liderlik hem de tabanda
bölünmüşlük yaşayan milliyetçiler, 31 Mart 2024 yerel seçimlerde milliyetçi
isimlerin sol parti olan CHP’den belediye başkanı seçilmesi, milliyetçi tabanın
değişik partilere bölünerek ortak bir güç oluşturamaması üzerine
cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında gündeme getirilen “milliyetçi lig”
fikri için kolları sıvamış görünüyor. “Milli Egemenlik Platformu” adı
altında bir araya gelen (iftar yemeği buluşması) Türk milliyetçiliğinin önemli
isimleri yayınladıkları “milliyetçi manifesto” ile yeni sivil anayasa
çalışmaları öncesinde Türk milliyetçilerine bir araya gelme çağrısı
yaptılar.
Atatürk resmi ve Türk bayraklarının asılı
olduğu iftar yemeğinin verildiği salonda, önce Kur'an okunup, ardından
Atatürk'ün kendi sesinden Türk halkına seslenişi sunularak "Türk-İslam"
sentezine vurgu yapılması, bildiriyi okuyan Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’un,
sözlerine "Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe"
diyerek başlaması, Bilge Kağan'ın Türk milletinin dayanıklılığı ve bağımsızlık
ruhuna vurgu yapması Türkçülük vurgularıydı.
(Ahmet
Bican Ercilasun)
Türk milliyetçileri çok partili hayata geçilmesi
öncesinde bölünmüş bir yapıda ilerlemiştir. Alparslan Türkeş döneminde, tek
çatı görüntüsü çizse de 1980 öncesindeki pek çok ismin merkez sağ partilerde
siyaset yapmış, Türkeş’in ölümünden önce BBP’nin kuruluşuyla kırılma başka bir
noktaya taşınmıştır. 2002 sonrasında ise durum çok parçalı hale gelmiş ülkücü
ve milliyetçi birçok isim AKP çatısı altına geçmiştir. 2017 anayasa referandum sürecinde taşra-şehir
çatışmasının belirgin hale gelmesiyle önce İYİ Parti, ardından Zafer Partisi
kurulmuş hem tabanda hem de yönetimde çok parçalı yapı devam etmiştir. 31 Mart
yerel seçimlerinde ise birçok milliyetçi-ülkücü kökenli isim bu kez sol bir
parti olan CHP çatısı ve amblemi altında siyaset sahnesinde yerini almıştır. (Milli
Yol Partisi ve Yavuz Ağıralioğlu’nun kuracağı parti, Sinan Ogan’ın kuracağı
partiler de ayrıdır)
Milliyetçi Lig
Her seçimde milliyetçi oyların
yükseldiğini gören ancak parçalı yapısından dolayı güç birliği
oluşturamadıklarını düşünen milliyetçi, ülkücü eski ve yeni birçok isim,
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’in
gündeme getirdiği “milliyetçi lig” fikri doğrultusunda bir araya gelerek
“Milli Egemenlik Platformunu” oluşturdu.
Peki neden Milli Egemen Platformu’ydu adı. Egemenlik,
bir devletin kendi içinde ve dışında bağımsızlık ve en yüksek otoriteyi ifade
eder. Bu kavram, Fransız Kraliyetinin kendisini üst bir güçten bağımsız
görmesini belirtir. Egemenlik, Jean Bodin gibi düşünürler tarafından
tanımlanmış ve devletin temel yapısını oluşturmuştur. İç egemenlik, devletin
içinde bağımsız olması anlamına gelirken, dış egemenlik, başka devletlere bağlı
olmamayı ifade eder. Örneğin, Birleşmiş Milletler Antlaşması, devletler arasındaki
ilişkilerde egemenliği vurgulayan bir belgedir.
Amasya Genelgesi ve Egemenlik
Yine Amasya Genelgesi, Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk manifestosu ve Milli Egemenlik Manifestosu olarak
bilinmektedir. Amasya Genelgesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele'nin tam bağımsızlık ve
milli egemenlik ruhunu belirten manifesto olma özelliği taşımaktadır. Milli
Mücadele'nin stratejik bir çerçeveye dönüştürülmesini sağlamış ve uygulanacak
adımların belirlenmesine yardımcı olmuştur. Bu belge, Türk milletinin tam
bağımsızlık ve milli egemenlik ilkelerine olan bağlılığını vurgulamış ve ulusal
bir direnişin önderliğini üstlenmiştir.
Klasik egemenlik kavramı günümüzde geçerli değildir çünkü mutlak ve sınırsız bir iktidar anlayışı, modern "Hukuk Devleti" prensipleriyle çelişmektedir. Ayrıca, egemenliğin tek ve bölünmez olma niteliği, Federal Devletler gibi güçler arasında paylaşılan bir iktidar modeline uygulanamayacağı gibi "kuvvetler ayrılığı" ilkesiyle de çatışmaktadır.
Günümüzde Egemenlik kavramı, devletin
gücü veya "siyasal iktidar" anlamında kullanılmaktadır. Aslında,
modern karşılığı "Kurucu İktidar" kavramıdır, yani Anayasa'yı
oluşturan iktidar. Türkiye'de, kurucu iktidar, kurucu Meclis’e atıfla 1982
Anayasası'nın 4. maddesiyle tanımlanmaktadır. 1., 2. ve 3. maddeler dışındaki
tüm maddelerin değiştirilebileceğini belirtir. Ancak, 1. ve 2. maddelerde
Cumhuriyet'in nitelikleri ve Atatürk Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri yer alır ve
bunlar değiştirilemez. Bu da Anayasa'nın Atatürkçü ideolojiyi ve Anayasal
düzeni koruma görevini taşıdığını vurgulamaktadır. Bu nedenle, 1982 Anayasası,
monarşiye, otoriter rejimlere, Marksizm-Leninizm'e, faşizme, teokrasiye ve
bölgesel baskıya kapalıdır.
Kimler Katıldı
Adını Cumhuriyet’in kuruluş dönemindeki
Milli Egemenlik ’ten alan platform, değişik partilerde yer alan pek çok ismi
bir araya getirmiş görünüyor. CHP’den seçilen ülkücü kökenli Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı Mansur Yavaş toplantıya telefonla katılırken (hasta
olduğu için katılmadığını bildirdi),
yine CHP’den seçilen milliyetçi kökenli isimler Gölbaşı Belediye Başkanı
Yakup Odabaşı, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, İyi
Parti Milletvekilleri Yasin Öztürk ve Yüksel Aslan, İyi Parti’den Hakan
Ünser, Zafer Partisi’nden Azmi Karamahmutoğlu, Çınar Coşkunserçe gibi
isimlerin yanı sıra eski Ülkü Ocakları Başkanları( Atilla Kaya, Suat
Başaran, Alişan Satılmış) ve eski MHP’li eski bakan ve milletvekilleri (Ali
Uzunırmak, Enis Öksüz), çok sayıda akademisyen ve milliyetçi isim de
bulunuyordu. Bir iftar yemeği atmosferinde gerçekleşen toplantıda, Ahmet
Bican Ercilasun önderliğinde "Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız
yer delinmedikçe" sözleriyle başlayan manifesto okundu. Ercilasun, ülkücü
ve milliyetçi ayrımını yaparken, ülkücüleri “kendisini millet için feda eden
insanlar” olarak tanımlaması ve Türk Milleti’ne çağrıda bulunması dikkat
çekiciydi.
Manifesto, öncelikle yeni bir anayasa
oluşturma çabalarını desteklemeyi hedefliyor. Ancak asıl amaç, milliyetçi
isimleri siyasi parti ayrımı yapmaksızın bir araya getirerek "milliyetçi
lig" oluşturmak. Platformun ileride siyasi tek bir çatı altında
buluşup buluşmayacağını ise zaman gösterecek gibi görünüyor. Platform öncüleri
şimdilik böyle bir amaçlarının olmadığını belirtiyorlar.
Bildiride tüm milliyetçilere çağrı
yapılarak platforma üye olmaları isteniyor.
Manifestoda Ne Var?
Ercilasun’un okuduğu manifestoda şunlar da
yer alıyor:
-Türk
kimliğinin ve milli egemenliğimizin tartışmaya açıldığı bir dönemde
kimliğimizin ve egemenliğimizin dokunulmaz olduğunu hatırlatıyoruz.
-Ülkümüz
yüksek Türk kültürünü milli ve manevi birliğimizi güçlendirerek geleceğe
taşımak ve Türk uygarlığını Çağdaş uygarlıkların üzerine çıkarmaktır.
Görevimiz
Vatan tarih değil sanat aile ahlak özgürlük din ve vicdan hürriyeti gibi
insanın ve milletin vazgeçilmez değerlerini korumak ve geliştirmek bunlara ya
da Milli birliğimize yönelecek tehditler hakkında Türk milletini bilgilendirmek
milli bilinci diri tutmaktır.
-Bu amaçla gençlerimizin Türklük bilinci ile
ve bilimin ışığında yetişmesine yardımcı olmak bugün ve yarın arasında bilgi
aktarımı sağlamak en önemli görevlerimizdendir.
-Başta
milli birliğimiz olmak üzere nüfus yapımıza ekonomik, sosyal ve kültürel
hayatımıza tehdit oluşturan sığınmacı ve kaçak yabancı sorunuyla mücadele
edeceğiz.
-Bütün
mücadelemiz Demokrasiyi meşruiyeti hukukun üstünlüğünü esas alarak insan
haklarına saygı çerçevesinde işte ve dışta Barış ilkesi kaynaklı olacaktır.
Milli
Egemenlik Platformu'nun attığı adım, Türk milliyetçiliğinin yeni bir döneme
girdiğini gösterirken, milliyetçi hareketin gelecekteki rotası yanında, anayasa
çalışmalarının seyri açısından da önem taşımaktadır. Platformun hedefine ulaşıp
ulaşmayacağını ise zaman belirleyecek.
Kaynakça
Giritli,
İsmet, Ulusal Egemenlik ve Atatürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder