21 Temmuz 2024 Pazar

 KAVALA DAVASI VE TÜRKEŞ AİLESİNDEKİ GÖRÜŞ AYRILIĞI

PARTİLERİ, STK'LARI BÖLEN, ULUSLARARASI TOPLUMU HAREKETE GEÇİREN DAVA




AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Gezi Davası tutuklusu Osman Kavala’yı cezaevinde ziyaret edeceğini duyurdu. Türkeş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan bu konuda ricada bulunduğunu belirtti. Türkeş, Kavala’nın casusluk suçlamasından beraat ettiğini ve Gezi Parkı davasından yargılandığını ifade etti. 

Tuğrul Türkeş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Osman Kavala ve Gezi tutukluları hakkında partisine 7 soru yöneltti. Bu sorular arasında, davanın hukuk sistemimiz içerisinde dış etkilerden bağımsız olarak görülmesi ve hukuki sürecin objektif delillerle yürütülmesine neden karşı çıkıldığı gibi konular yer aldı. Oral Çalışlar da Türkeş'in görüşlerini dile getiren bir yazı kaleme aldı. 

Bu açıklamalar, Türkeş ailesi içinde de tartışmalara yol açtı. İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, tepki gösterdi. İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş'ın açıklaması şöyle: 

"Başbuğ Alparslan Türkeş, ömrünü Türk Milleti’ne Türk Devleti’ne adamış; ameli ile adını altın harflerle tarihe yazdırmış büyük bir devlet adamıdır. 

Vefatınının üzerinden 27 yil geçmiş olmasina rağmen sırf O’nun bıraktığı miras ile ama malesef O’nu anlamadan; temsil edemeden Türk siyasetinde yer edinenler artik BAŞBUĞ’un ruhunu rahat bırakın.. Hertürlü siyasetinizi, pazarliğınızı kendi adınıza yapın.. BAŞBUĞ TÜRKEŞ, eline kan bulaşanların/ruhunda hainlik ve bölücülük olanların ağzının sakizi degildir. BAŞBUĞ TURKEŞ’den öğrenilen “Milliyetçilik” de ne oturduğun koltuğun gücü ile sağa sola X hesabından saldırarak yapılır ne de siyasi pazarliklarin piyonu olarak yapılır. 

Hele hele ömrünün bir saniyesi bile hapishane de geçmemesi gereken BAŞBUĞ TÜRKEŞ ile Osman KAVALI’yı aynı kefeye koymak kimsenin haddine değildir. Herkes haddini ve yerini bilecek.. 

Ayrıca, Başbuğ TÜRKEŞ’in hatırlarını merak edenler; BAŞBUĞ’un kendi anlatıp yazdırdığı ŞAHİNLER’in DANSI’nı okuyabilir. Başbuğ TÜRKEŞ, oğlunun düğününü hapiste olduğu için değil; oğlu babası hapisteyken düğün yaptığı için görememiştir. Şunu da vurgulamak isterim ki BAŞBUĞ TÜRKEŞ kendi evladı dahil hiçkimseye bedel ödetmemiştir; hertürlü bedeli kendi ödemiş ve arkasında çok büyük gurur verici bir manevi miras bırakmıştır. Bedel ödediği olarak söylediğiniz şeylere de kendi hiçbirzaman bedel ödemek olarak bakmamış ve birgün bile şikayet etmemiştir. Yaşadığı herşeyi büyük Türk Milleti’ne hizmet olarak gördü o yüzden hiç yılmadı/yıkılmadı. Büyük Türk Milleti’nin gönlüne girerek ölümsüzlüğü kazandı.Ruhu şad mekanı cennet olsun.."

TÜRKEŞ: "HAYATININ 7 YILINI CEZAEVİNDE GEÇİRMİŞ BABANIN ÇOCUĞUYUM"

Oral Çalışlar'a konuşan AKMP Grup Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş ise,  “Ben, hayatının 7 yılını, ömrünün 10’da 1’ini cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğuyum.” demişti. Çalışlar'ın köşe yazısı şöyleydi: 

Tuğrul’u, 12 Eylül’de Merkez Komutanlığı’nda tutuklu babasını ziyarete geldiğinde tanımıştım. Osman Kavala’nın 7 yıl tutuklu kalmasına neden duyarlı olduğunu da bu bağlamda açıklıyor: “Ben, hayatının 7 yılını, ömrünün 10’da 1’ini cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğuyum.” Kavala davasındaki bazı hukuksuzluklara şöyle dikkat çekiyor: “16 sayfalık bir dilekçeyi ben yaklaşık 1 saatte okudum. Yarım saat içinde savcıdan mütalaa almışlar. Halbuki adam 7 senedir içeride, 7 gün daha beklerdi.“

Alparslan Türkeş, Türkiye siyasi tarihinin önemli isimlerinden. Siyasetteki rolü üzerine değişik değerlendirmeler yapılsa da bu coğrafyanın kaderinde rol oynayanlardan…

Alparslan Türkeş’le 12 Eylül döneminde birlikte hapis yattık. AK Parti Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi parlamenterler asamblesi AKPM Türk delegasyonu heyet başkanı Tuğrul Türkeş’i cezaevi günlerinden tanırım. 1980-82 yıllarında Merkez Komutanlığı Tutukevi’nde yaşadıklarımızı, “Liderler Hapishanesi” kitabımda anlattım.


Tuğrul’u, 12 Eylül’de Merkez Komutanlığı’nda tutuklu babasını ziyarete geldiğinde tanımıştım. Tuğrul, ailenin 5. çocuğuydu. Osman Kavala’nın 7 yıl tutuklu kalmasına neden duyarlı olduğunu da bu bağlamda açıklıyor: “Ben, hayatının 7 yılını, ömrünün 10’da 1’ini cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğuyum.”

Türkeş, Kavala davasındaki bazı hukuksuzluklara şöyle dikkat çekiyor: “16 sayfalık bir dilekçeyi ben yaklaşık 1 saatte okudum. Hukukçu değilim ama iyi kötü anlarım bu işlerden. O yarım saat içinde savcıdan da mütalaa almışlar. Muhakkak ki çok etkin ve dehşetli çalışıyorlar. Ama yarım saat içinde karar veriyorsanız, dosyanın 30 klasörüne hakimsiniz demek ki. Halbuki adam 7 senedir içeride, 7 gün daha beklerdi. Allah razı olsun, mevzu bahis uzun tutuklama süresi olunca hassasiyet göstermişler anlaşılan!”

Baba Türkeş oğlu Tuğrulu bana anlatmıştı…

40 sene öncesine, 12 Eylül cezaevi günlerine gidelim. Yaşar Okuyan, görüşe gelen Türkeş’in oğluna koğuşun penceresinden seslendi: “Tuğrul başkasını bulamadın mı, gittin Bilgiç’lere damat oluyorsun?”

Tuğrul, valizi yere koydu ve Okuyan’ı cevapladı: “Siz çıkın öyle evleneceğim, siz çıkmadan evlenmeyeceğim.” Türkeş, oğlunun düğününü cezaevinde olduğu için göremedi…

“Bu akşam oğlum nişanlanıyor. Tek oğlumun nişanında bulunamıyorum Oral Bey yumuşama gerekirken, baksanıza Ecevit’i de tutukladılar.” “Eşim hamile kaldığında 1954 yılıydı. İstanbul’daydık. Oğlum, ben evde yokken doğdu. Eşim sancılanınca Deniz Hastanesi’ne kaldırmışlar. Orada doğum yapmış. Ben gittiğimde göbek adını Deniz koymuşlardı. Ben de ailenin isteği üzerine Yıldırım koydum. Ablaları bir erkek kardeşleri olunca o kadar sevindiler ki, onu annelerine hiç zahmet vermeden büyüttüler. Oğluma evlenmesini ben söyledim. Yaşı kemale erdi. Gezip tozuyor. Çeşitli kız arkadaşları oldu. Sıkıntılı da okudu. Hacettepe’de öğrenciydi. Onu, ‘Sana gümüş mermi hazırladık,’ diye tehdit ediyorlarmış. ‘Oğlum vazgeç okuldan’ dedim. ‘Ya seni kaybedersem, okumak mı önemli, can mı’ diye uyardım. Bu yüzden altı senede bitirebildi okulu.”

Baba Türkeş’in siyasette çektiklerinin bedelini ödeyen Tuğrul Türkeş, şimdi de iktidar partisinin içinden sesleniyor: “Mesela Osman Kavala’nın durumu, laboratuvar gibidir. Altını kırmızıyla çizmek gerekir. Osman Kavala, casusluktan hüküm giymedi. Bu suçlamada delil bulunamadı, adam beraat etti. Gezi Parkı’yla ilgili davadan yargılandı. Ama 7 yıl süren bir yargılama olur mu?

Avrupa Konseyi’ne biz kendimiz müracaat etmişiz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kuruluşundan itibaren parçasıyız, yargıçlar gönderiyoruz. Gelişmişlik ölçütü olarak buraların bir parçası olmak istiyorsan, yapılan uyarıları dikkate alacaksın. Ama son süreçte deli saçması tartışmalar oldu. Avrupa’da bize mealen şunu diyorlar: İç hukuk bize yeterli diyorsanız, bizce mahsuru yok, buradan ayrılın.”

PARTİ VE LİDERLERİ, STK'LARI BÖLEN DAVA

Osman Kavala’nın tutuklanması ve yargılanması, Türkiye’de çeşitli gruplar arasında önemli tartışmalara ve bölünmelere yol açtı.
Siyasi Partiler ve Liderler: Kavala’nın tutuklanması, iktidar ve muhalefet partileri arasında ciddi görüş ayrılıklarına neden oldu. İktidar partisi, Kavala’nın suçlu olduğunu savunurken, muhalefet partileri ve bazı milletvekilleri Kavala’nın serbest bırakılması gerektiğini belirtti. 
Sivil Toplum Kuruluşları: Kavala, TEMA, TÜRSAK, TESEV, Tarih Vakfı gibi birçok sivil toplum kuruluşunda aktif rol aldı. Bu kuruluşlar, Kavala’nın tutuklanmasının haksız olduğunu savunarak serbest bırakılması için kampanyalar düzenledi1.
Uluslararası Toplum: ABD, Almanya, Fransa gibi birçok ülkenin büyükelçilikleri, Kavala’nın serbest bırakılması çağrısında bulundu. Bu durum, Türkiye ile bu ülkeler arasında diplomatik gerilimlere yol açtı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder