3.BÖLÜM
MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ'IN KARDEŞİ TURAN İTİL ANLATIYOR:
"1980'DEKİ SAĞCI VE SOLCULARIN PROFİLLERİ BİRBİRİNDEN ÇOK FARKLI DEĞİLDİ"
"İDEOLOJİK YÖNLERİ YOK DENECEK KADAR AZDI"
"TEK TARAFLI DÜŞÜNEN İNSANLAR,REHABİLİTE EDİLMELERİ GEREKİYORDU"
"HAPİSTEN ÇIKTIKTAN SONRA DA BU İNSANLAR ÜZERİNDE ÇALIŞMA YAPILMASI GEREKİRDİ"
"HAPİSTEN BEYNİ YIKANMIŞ İNSANLAR OLARAK ÇIKIYORLAR VE FİKİRLERİ KOLAY KOLAY DA DEĞİŞMİYOR"
Fotoğraf: Unutulan Beyin Kitabı
NEVİN BİLGİN
Yaşamını yitiren Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın kardeşi psikiyatrist Turan İtil'in, 1980 askeri darbesinin ardından cezaevlerinde kalan mahkumlar üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçlarına ilişkin verileri "Unutulan Beyin" kitabında anlattı. İtil, kitapta sağcı ve solcu mahkumlarla ilgili olarak birbirlerinden çok farklı olmadıklarını, ideolojik yönlerinin yok denecek kadar az olduğunu, asıl eğitimi cezaevlerinde aldıklarını, tek taraflı düşünen insanlar olduklarını ve rehabilite edilmeleri gerektiğini anlattı.
Kitaptaki ilgili bölüm şöyle:
Soru: Neler yapılması gerekiyordu mahkumlarla ilgili?
Dediğim gibi sağcı ve solcuların profillerinin birbirinden çok farklı olmadığını gördük. İdeolojik yönleri yok denecek kadar az. Bunlar gerçek anlamda ideolojik eğitimi hapishanede görüyorlar. Üç bey yıl sonra hapisten çıktıklarında ise bir sürü sıkıntaları oluyor. Şahsi, ailevi ve ekonomik sıkıntılar bu insanların demokrasi içinde doğal düşünceleriyle yer almalarına engel oluyor. Dolayısıyla unlar çoğunlukla tek taraflı düşünen insanlar oluyorlar. Bunun önüne geçmek için bu insanların rehabilite edilmesi gerekiyordu.
Hiç değilse hayatın sadece kırmızı ve bayazdan ya da sağ ve soldan ibaret olmadığı bunların arasında farklı noktların olduğu gösterilmeliydi. Rehabilitasyon yapılması, hapisten çıktıklarında bu insanların hem kendlerine hem de topluma daha faydalı olmalarını sağlayacaktı. Daha sonra hapisten çıkanların yaşantılarıyla ilgili bir çalışma yapıldı mı bilmiyorum ama bunun yapılması gerekiyordu. Bu insanlar bugün ne durumda, maalesef bunu kimse bilmiyor. Bilinen birşe var ki, hapisten belli bir ideolojiyle donanmış ve beyni yıkanmış olarak çıkan insan öyle kolay kolay değişmiyor. Rehabilitasyon yapılması gerekiyordu.
Fotoğraf: Unutulan Beyin Kitabı
Soru: Yapılmamasının ilginç sonuçları neler oldu? 1990'lardan itibaren hapishaneler içine girilememz, abğımsız mekanlar haline dünüştü. Açlık grevlerinde bir sürü insan öldü, hala da ölüyor. Şimdi bu F tipi cezaevleri ile hücre sistemini getiriyorlar.
Açlık grevi korkunç birşey. İnsanlık bakımından. Solcular yapıyor açlık grevini. Demek ki onlar hala bir ideoloji peşindeler. Değiştirmek istiyorlar sistemi ama getirmek istedikleri sistem şu anda dünyada yıkılmış durumda. Belki 30 yıl sonra geri gelecek. Ama yıkılmış bir sistemi getirmek için kendi hayatını vermek. Filistinli bir çocuk eğer üzerindeki bombayı patlatıp kendini öldürüyorsa, bunda bir gaye var. Oysa açlık grevinde ölen insan nihayet bir numara oluyor. 155 ölü gibi. Hiç değilse ölümünün bir olay olması lazım. Mesela Mahir Çayan'ın ölümü bir hadise olmuştu. Onun ölümünün kendi anlayışı içinde bir işe yaradığını söyleyebiliriz. Bu çocukların mutlaka rehabilitasyonu lazım. Geride kalanlar rehabiblite edilebilir. Çünkü psikiyatride davranış bilimleri gelişti.
son
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder