6 Ocak 2025 Pazartesi

 ARABESK MÜZİKTEN PAVYON MÜZİKLERİNE TÜRKİYE'NİN YOLCULUĞU

Z KUŞAĞI DA ARABESK DİNLİYOR

1934'DE TRT MISIR MÜZİĞİ VE ARAPÇA ŞARKILARI YASAKLAMIŞTI

ARABESK MÜZİK, TOPLUMSAL SORUMLULUK VE SİYASAL BİLİNCİN OLUŞMASINI SEKTEYE UĞRATTI MI? 

ÖZAL'IN "SENİ SEVMEYEN ÖLSÜN" SEÇİM ŞARKISI DA ARABESKTİ

ARABESK DİNLEMEK YÜZDE 287 ARTTI



NEVİN BİLGİN 

Arabesk müzik, Türkiye'nin kültürel yapısının önemli bir parçası haline gelmiştir. Arabesk sanatçısı Ferdi Tayfur'un vefatıyla birlikte, bu müzik türü ve kültürü yeniden yazılmaya, konuşulmaya başlandı, geçmiş dönemde göç, sosyo kültürel yapıyla bağlantı kurularak arabesk tartışıldı. Oysa günümüzün Z kuşağının iyi bir arabesk dinleyicisi olduğu gözlerden kaçtı.  Z kuşağı sadece arabesk dinlemekle kalmıyor, pavyon kültürünün, pavyon danslarının ve müziklerinin içinde de bir kültür geliştiriyor. Kitlesel bir yapısı olan arabesk müzik bu nedenle siyasetçilerin de bu tabanda kendilerine yer edinmeleri için önemli bir araç oluyor. Tıpkı Turgut Özal'ın 1980'li yıllarda seçim şarkısını arabeskten seçmesi gibi. 



Arabesk Müziğin Tarihi ve Popülaritesi

Arabesk müzik, 1950'lerde Türkiye'de doğmuş ve özellikle 1970'ler ile 1980'lerde büyük bir popülerlik kazanmıştır. Bu dönemde, göçler, ekonomik koşullar ve toplumsal yapılar arabesk müziğin yükselmesinde önemli rol oynamıştır. Müzikal anlamda, bu türün başlıca temsilcileri olan Müslüm Gürses, Orhan Gencebay gibi sanatçılar, arabeskin Türk halkı üzerinde derin bir etki bırakmasını sağlamıştır. Arabesk müzik, genellikle yalnızlık, acı, sevgiliye hasretlik ve kadere boyun eğme temaları ile şekillenmiştir. Ancak, bu müzik türü, aynı zamanda eleştirilen ve halk müziği kültürünü bozduğu düşünülen bir akım olmuştur.

Arabesk Müziğin Kökeni

Arabesk müzik, Arap ezgileri ve ritimleri barındıran bir Türk müziği türüdür. Adını, Farsçadaki "Arap etkinliği" ya da "Arap tarzında yapılmış" anlamına gelen "Arabesk" kelimesinden alır. Bazı eleştirmenler, arabeskin yaşanan acıları kadere atfederek toplumsal ve politik bilinçten uzaklaştırmayı teşvik ettiğini, halk müziği kültürünü bozduğunu savunmuşlardır.

1934'DE TRT MISIR MÜZİĞİ VE ARAPÇA ŞARKILARI YASAKLADI

Türkiye'de batılılaşma çabaları 1930'lu yıllarda ilk arabesk dalgası ile karşılaşmış, ancak bu girişimler uzun vadede başarıya ulaşamamıştır. 1934'te TRT'nin Mısır müziği ve Arapça şarkıların yayılmasını yasaklaması, Türk halkının başka müzik türlerine yönelmesini sağlamıştır. Bu dönemde, Mısır filmleri ve Mısır radyosunun Türkiye'deki etkisi hızla hissedilmeye başlanmış, 1927'de Sadettin Kaynak tarafından yapılan Türkçe sözlü Mısır müzikleri, arabeskin Türkiye'deki ilk adımlarını atmıştır.

1950’ler: Göç, Siyasal Değişim ve Arabesk

1950’li yıllarda Türkiye’nin siyasal ortamı, özellikle Menderes hükümetinin politikaları ve dış borçlanma süreci, büyük göçlere ve kentsel değişimlere yol açmıştır. Güneydoğu Anadolu’dan büyük şehirlerdeki gecekondu mahallelerine yerleşen göçmenler, ekonomik zorluklar ve toplumsal yabancılaşmanın etkisiyle arabeske yönelmişlerdir. Özellikle dolmuş şoförlerinin arabesk müzikle yaptığı eşlikler, bu müzik türüne yeni bir boyut katmıştır.



Türk Ruhunun Doğulu Tarafı ve Arabesk Müziği

Türk halkının duygusul yönünü yansıtan arabesk müzik, travmalı bir toplumun acı,  yalnızlık, sevgiliye özlem ve kadere karşı duyulan isyanı yansıtmıştır. Ancak, bu müzik türü kader, mukedderata teslim olmayı içerdiği için toplumsal sorumluluk ve politik bilincin zayıflatılmasına neden olmakla eleştirilmiştir. 

1960’lar ve Arabesk Müziğin Yükselişi

Orhan Genceba'ın 1960’larda çıkış yaptığı geniş kitlelere yayılma imkanı yakalamıştır. Gencebay’ın Türk halk müziği ile batı enstrümanlarını harmanladığı çalışmaları, arabeskin daha da popülerleşmesini sağlamıştır.

1970’lerde Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur gibi sanatçılar, sinemadaki rolleriyle arabeskin popülaritesini artırmışlardır. 1971 yapımı "Bir Teselli Ver" filmi, arabesk müziğin sinemadaki ilk büyük temsilcilerinden olmuştur.



12 Eylül 1980 Darbesi ve Arabesk Müziğin Rolü

1980 darbesi sonrası, Türkiye’de sanat ve müzik alanında ağır sansürler uygulanmış, arabesk müzik ise toplumun yaşadığı karanlık dönemi yansıtan bir araç olarak daha da yaygınlaşmıştır. Darbenin etkisiyle, halkın kaygıları ve acıları arabesk müzikle dile getirilmiştir. Bu dönemde, küçük yaşta sahneye çıkan sanatçılar da arabesk müzikle halkın gönlünü kazanmışlardır.

1980'li yıllarda, Turgut Özal'ın hükümetin başına gelmesiyle arabesk müzik bir dönüm noktası yaşamıştır. Özal'ın arabesk müziği desteklemesi ve sanatçılarla kurduğu yakın ilişkiler, müzik türünün popülaritesini artırmıştır. 1987-88 yıllarındaki "Seni Sevmeyen Ölsün" şarkısı, Özal’ın Anavatan Partisi için seçim müziği olarak kullanılmıştır. Bu, arabesk müziğin toplumsal ve siyasal bağlamdaki gücünü pekiştiren önemli bir gelişme olmuştur.

https://ozcekim.com.tr/dergi/6-sayi/turk-muzigine-bir-teselli-arabeskin-dogusu-ve-arabeskin-babalari/ (fotoğraf kaynağı) 

1990’lar ve Z Kuşağı

Günümüzde genç kuşakta arabesk müziğin geniş bir dinleyici kitlesi olduğu araştırmalarda ortaya çıkmıştır. İşsizlik, sosyo kültürel değişimler, ekonomik zorluklar yanında pavyon kültürü gibi dönemin popüler kültürü içinde kendisini bulan Z kuşağı, sosyal medya ortamıyla birlikte enjekte edilen yeni kültürle harmanlanmış olarak kendisini bu ortamın içinde bulmuştur. 

İnternet ve dijital platformlar sayesinde, arabesk müziğin eski ve yeni sanatçılarının şarkıları genç kuşak tarafından keşfedilmektedir. Arabesk müziğin toplumsal kökleri ve tarihsel yolculuğu, yeni nesiller için bir kültürel miras haline gelmiştir.

Spotify verilerine göre, arabesk müziğe olan ilgi son üç yılda dört kat artmıştır. Özellikle Z Kuşağı, arabeski en çok dinleyen yaş grubu olarak öne çıkıyor. Spotify'a göre, Z Kuşağı arabeskin en büyük dinleyici kitlesini oluşturuyor, dinlenme oranı ise yüzde 46'yı buluyor. Bu ilgi sadece eski klasiklerle sınırlı kalmayıp, Türkçe rap ve pop müziğiyle harmanlanmış yeni arabesk ezgileri de bu türün yeniden yükselmesine katkı sağlıyor.

ARABESK DİNLEMEK YÜZDE 287 ARTTI

Spotify'ın verileri, arabesk müziğin yeniden yükselişte olduğunu ve her geçen gün daha geniş kitlelere ulaştığını gösteriyor. 2019 yılının Ocak-Ağustos dönemiyle karşılaştırıldığında, 2022'de arabesk dinlemelerinde yüzde 287'lik bir artış yaşandığı dikkat çekiyor. 

2022 yılında arabesk müzik, Türkiye'nin dört bir yanındaki kullanıcılar tarafından büyük ilgiyle dinlendi ve bu türdeki dinlemelerin yüzde 84'ü Türkiye'den geldi. Türkiye'yi, arabesk müziğin en çok dinlendiği ülkeler sırasıyla Almanya, Hollanda ve Fransa takip etti. 

Arabesk müziğin zirvesinde ise Müslüm Gürses ve "Nilüfer" yer aldı. Ebru Gündeş, Funda Arar, Bergen, Yıldız Tilbe, İbrahim Tatlıses, Ebru Yaşar, Hakan Altun, Cengiz Kurtoğlu, Azer Bülbül en çok dinlenenler oldu. 

kaynaklar: 

https://www.kralmuzik.com.tr/haberler/arabesk-muzigi-en-cok-z-kusagi-dinliyor

https://www.soylentidergi.com/turkiyenin-arabesk-muzik-yolculugu/?form=MG0AV3

https://www.soylentidergi.com/turkiyenin-arabesk-muzik-yolculugu/?form=MG0AV3

https://radyoarabesk.com.tr/arabesk-muzigin-kokenleri-ve-tarihi/?form=MG0AV

https://dergipark.org.tr/tr/pub/maruaebd/issue/362/2009

https://dergipark.org.tr/tr/pub/inciss/issue/68546/1035379

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder