7 Ocak 2025 Salı

 KAYIPLAR VE BİZ




Kayıplar. Yaşamın en acısı ve sızlatanıdır.

Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz aslında. İnsanın aynadaki yüzü bile farklıdır.

Eskisi gibi devam etse de asla eskisi gibi değildir. Eksiktir içilen su, eksiktir yenilen yemek, uyku eksiktir, gülmek acıtıcıdır, ağlamak yakıcıdır. 

Dost sohbetleri, aile ortamları asla eskisi gibi değildir. Kaldırımlar, havanın kokusu, çayın buharı, hiçbir şey eskisi gibi değildir. 

Sevdiklerini kaybetmek, yaşamın en derin yaralarını açar. Koca bir boşlukla yaşar insan. Gitmekle gelmek arasındadır. Bütün bedeni yara almıştır.  

İnsan, kaybettikleriyle hayatına devam etmeye çalışırken,  belirsizliklerle, yaşamla ölüm arasındaki çelişkilerle doludur, 

Bir kaşıkta, bir bardakta, bir fotoğrafta, bir kanepede, bir koltukta, bir mail adresinde, bir telefon listesinde bulur bizi kaybın ağırlığı...

Acının derinliğiyle baş etmek zordur oysa. Ama insan devam eder. Yeniden dayanarak devam eder. Yaşamın o eski tadı yoktur; her şeyde bir eksiklik vardır. 

Yol devam eder yine de.  

Sevdiklerini kaybetmek sarsıcıdır. Deprem gibi sarsar insanı, bir daha geçmişteki beni bulamaz insan. 

Hayat devam eder. Ama insan o eski ben midir acaba? 

Bir yanda devam etmek için atılan her adım, aslında  kaybettiğimize götürür bizi. 

Bir dostumun dediği gibi, "Bizim öbür tarafta tanıdıklarımız daha çok, yabancılık çekmeyiz"

Zamanla baş başa kalmak, kaybın ağırlığını daha da derinleştirir.

O anlarda, yaşamak, bir yandan hayatta kalma mücadelesi verirken, bir yandan kaybedilenlere daha da yaklaşmaktır. 

İnsanın en büyük çelişkisi çarpar sonra; öleceğini bilmek ve yaşamaya hiçbir şey yokmuş gibi devam etmek. Her şeyin anlamını kaybettiği, yaşamın tadını kaybettiği o anlar...

Sevdiklerini, yakınlarını, bildiklerini kaybetmek, her anın belirsizlikle sarıldığı bir dünyaya düşmektir.

Ve yürümeye devam ederiz. Sevdiklerine daha sıkı tutunarak, onları kaybetmekten korkarak devam ederiz. Yaşamın her anını, her duygusunu daha çok kıymetini bilerek yaşamak isteriz. 

Bazen, gerçeği kabullenmekten bile utanırız. Yaşadığımızdan utanırız, sevdiklerimizi yok olmanın kucağına bırakırken. 

Görüntüler, sesler, kokular, eşyalar...

Kayıpların içinden yaşama tutunmak. 

Kayıplar, ağırdır, acıdır, tarifsizdir. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder