25 Şubat 2025 Salı


ENVER PAŞA'NIN KAYIP KARDEŞİ: NURİ KİLLİGİL'İN CESEDİ NEDEN BULUNAMADI?

SİLAH ÜRETİP SATTIĞI İÇİN Mİ ÖLDÜRÜLDÜ? 

KENDİSİNE NEDEN 67 YIL SONRA CENAZE TÖRENİ YAPILDI? 





NEVİN BİLGİN 

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan çalkantılı yıllarda, hem savaş meydanlarında hem de sanayi alanında iz bırakan bir isimdi Nuri Killigil. Enver Paşa'nın kardeşi olan Killigil, Kafkas İslam Ordusu’nu yöneterek Bakü’nün kurtuluşunda önemli bir rol oynamış, Osmanlı’nın son büyük askeri girişimlerinden birine komutanlık etmişti. 

Savaşın ardından Almanya’ya gidip yıllarca gölgede kaldıktan sonra, Türkiye’ye dönerek savunma sanayisine atıldı. Ancak 2 Mart 1949’da Sütlüce’deki fabrikasında yaşanan ardışık patlamalar, yalnızca fabrikayı değil, Killigil’in kendisini de ortadan kaldırdı.

Sütlüce’de Üç Büyük Patlama

Nuri Killigil, İstanbul’da kurduğu fabrikasında tabanca, mühimmat ve savunma ekipmanları üretiyordu. O dönem Türkiye’nin savunma sanayisi oldukça zayıftı ve Killigil, yerli üretimi artırma çabalarıyla dikkat çekiyordu. Ancak bir gece, peş peşe üç büyük patlama fabrikayı yerle bir etti. Olay yerine gelen ekipler, düzinelerce cansız beden buldu. Ancak Killigil’e ait olduğu kesinleşen bir cesede rastlanmadı.

Görgü tanıkları, patlamaların korkunç bir şiddetle gerçekleştiğini, binanın enkaza dönüştüğünü anlatıyordu. Ancak garip olan şuydu: Diğer işçilerin bedenleri ağır hasar görse de büyük ölçüde tanınabilir durumdaydı. Fakat Killigil’e dair iz bulanamıştı. Olayın ardından bazı parçaların bulunduğu ancak bu şekilde cenaze töreni yapılmasının uygun olmadığı gerekçesiyle o dönemde cenaze töreni yapılmadığı dile getirildi. 

Komplo Teorileri: Suikast mı, Kaçış mı?

Bu noktada pek çok spekülasyon ortaya atıldı. Kimi kaynaklar, Killigil’in fabrikada ürettiği mühimmatın bazı güçleri rahatsız ettiğini ve patlamanın sabotaj olabileceğini öne sürdü. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye, Batı ile yakın ilişkiler kurmaya başlamıştı ve yerli silah üretiminin bazı uluslararası aktörleri rahatsız etmiş olabileceği iddia edildi.

Diğer bir teori ise, Killigil’in ölmediği yönündeydi.  Ancak izine hiçbir zaman rastlanmadı.

Boş Tabut ve Belirsizlik

Patlamanın ardından Killigil için cenaze düzenlendi, fakat ortada bir ceset yoktu. Boş bir tabutla Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi. 

Onun hikâyesi, Osmanlı’nın son savaşçılarından birinin ve Türkiye’nin ilk sanayicilerinden birinin ardında bıraktığı büyük bir bilinmezlik olarak hafızalarda kaldı.

              Fotoğraf: Haber 7 (67 yıl sonra kılınan cenaze namazı)

Ölümüyle İlgili Tartışmalar ve Şüpheler

Sabotaj İddiaları:

Nuri Killigil, Türkiye’de yerli silah ve mühimmat üretimi konusunda önemli girişimlerde bulunuyordu. Bazı iddialara göre, Killigil’in fabrikası yabancı silah şirketlerinin çıkarlarına ters düşüyordu ve bu yüzden sabotaja uğramış olabileceği öne sürüldü.

O dönemde, Türkiye'nin savunma sanayisini güçlendirmek isteyen yerli girişimciler uluslararası baskılarla karşı karşıya kalabiliyordu. Killigil’in fabrikasının özellikle Orta Doğu’daki Arap ülkelerine silah temin ettiği iddiası, çeşitli çıkar gruplarının hedefi haline gelmesine yol açmış olabilirdi.

Kazara Patlama Teorisi:

Fabrikanın mühimmat üretimi yaptığı göz önüne alındığında, patlamanın teknik bir hata veya güvenlik ihlali sonucu meydana gelmiş olabileceği de düşünülebilir. Ancak bu açıklama, olayın büyüklüğü nedeniyle bazı kesimler tarafından tatmin edici bulunmamıştır.

             Fotoğraf Vikipedi: Enver Paşa, Babası Ahmet Paşa ve kardeşi Nuri Killigil

Otopsideki Şüpheli Durumlar:

Patlama sonrasında Killigil’in cesedi ve diğer kurbanlar büyük ölçüde tahrip olduğu için teşhis süreci zorlu olmuştur. Bazı iddialara göre Killigil’in cesedi bulunamamış, kimliği tam olarak tespit edilememiştir.

Dönemin resmi kayıtlarına göre, Killigil’in bazı beden parçaları bulunmuş ve kendisine ait olduğu belirtilerek defnedilmiştir. Ancak kimileri, patlama sonrasında kaybolmuş olabileceğini veya olayın arkasında daha büyük bir komplonun olabileceğini ileri sürmektedir.

Defin Sürecindeki Dini Tartışmalar:

O dönemde, patlamada parçalanan cesetlerin dinî kurallara uygun olarak defnedilmemesiyle ilgili tartışmalar yaşanmıştır. Nuri Killigil ve diğer kurbanlar için uygun bir cenaze töreni yapılmadan gömüldüğü iddia edilmektedir.

Bazı kaynaklar, Killigil’in parçalanmış bedeninin büyük ölçüde kaybolduğunu ve kimliği tespit edilen bazı parçalarının gizlice gömüldüğünü belirtmektedir.

Resmi Soruşturmanın Belirsizliği:

Patlamayla ilgili detaylı bir soruşturma yapılmış olsa da olayın ardındaki gerçek nedenin hiçbir zaman tam olarak aydınlatılamadığı iddia edilmektedir.

Haliç'te bulunan ceset

Bir başka bilgiye göreyse Nuri Paşa’nın vücudu 10 gün sonra Haliç’ten çıkarılmış ve o zamanın İstanbul Müftüsü olan Ömer Nasuhi Bilmen’in ’vücut tam olarak bulunamadığı için cenaze namazı kılınmaz’ fetvası nedeniyle cenaze namazı kılınmadan Edirnekapı Şehitliğine defnedilmiştir. 

Kaynakça: 

Bardakçı, Murat, Enver

https://tr.wikipedia.org/wiki/Nuri_Killigil

https://www.yenisafak.com/nuri-killigil-kimdir-nereli-ne-zaman-nasil-oldu-h-4501009?form=MG0AV3

https://www.biyografi.net/kisi-enver-pasa-324/?form=MG0AV3&form=MG0AV3

https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/enver-pasa-1882-1922/?form=MG0AV3&form=MG0AV3

https://www.poligunstore.com/blog/icerik/efsane-nuri-killigilin-hayati

https://www.aa.com.tr/tr/gundem/turk-savunma-sanayisinin-onculerinden-nuri-killigilin-vefatinin-75-yili/3153052

https://www.indyturk.com/node/327566/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/bak%C3%BC-fatihi-nuri-killigil-pa%C5%9Fan%C4%B1n-giri%C5%9Fimcili%C4%9Fine-ne-oldu-1



            








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder