13 Kasım 2025 Perşembe

 GIDA ZEHİRLENMESİNDEN MERDİVENALTI ÇAY SERVİSİNE

TOPLUMSAL BİLİNÇSİZLİK

RESTORANDA YEDİĞİNİZ ÜRÜNÜN SON KULLANMA TARİHİ NEDİR, KAFEDE İÇTİĞİNİZ BARDAK İYİ YIKANMIŞ MI, YEDİĞİNİZ DÖNER KAÇ SAAT DIŞARDA KALMIŞ, SİZE ÜRÜNÜ HAZIRLAYAN VE SERVİS EDEN KİŞİLER ELDİVEN KULLANIP HİJYENE DİKKAT EDİYOR MU?

SİZ TÜKETİCİ OLARAK BUNLARI SORGULAYACAK BİLİNÇ VE EĞİTİMDE MİSİNİZ? 



       Ünlü bir şehirlerarası otobüs firmasının ikramlıkları koltuk altında merdiven üstünde yapılıyor

NEVİN BİLGİN 

Her gün medyada yer alan gıda zehirlenmesi haberleri, ölümler, sahte içkiden kaynaklanan facialar ve hijyen skandalları. 

Son nokta ise kumpirden ölüm. 

Türkiye'de ne yazık ki bir "ihmal kültürü"nün kök saldığını gösteriyor. Döner, kumpir veya kremalı pasta gibi günlük tüketim ürünlerinin bile ölümcül risk taşıması, sorunun sadece bireysel hatalardan değil, derin bir sistemik ve toplumsal bilinç eksikliğinden kaynaklandığını ortaya koyuyor.

Bu vakaların önemli bir kısmı, uygun olmayan koşullarda üretilen, taşınan veya servis edilen hızlı tüketim ürünlerinden kaynaklanmakta.  Gıda Mühendisleri Odası gibi kurumlar, bu tür zehirlenmelerin sıklıkla "politik" olduğunu, yani denetim ve yaptırım eksikliğinden kaynaklandığını vurgulamakta. 



Zehirlenme vakalarının artışı, yasal düzenlemeler olmasına rağmen gıda güvenliği zincirinin tarladan sofraya kadar kırıldığını göstermekte. 

Özellikle okul gibi toplu tüketim alanlarında ve kontrolün zor olduğu seyyar satış noktalarında risk en üst düzeye çıkmakta. Yine yurt, yemekhane yemekleri, düğün yemekleri gibi toplu yemek dağıtımının yapıldığı noktalarda zehirlenmede önemli risk oluşturan yerler arasında. 

Ama lüks restoranda da zehirlenme olasılığınız yüksek. 

Sorgulanması Gereken Bilinç Düzeyi

Ancak sorunun kökleri sadece üreticilerde değil, aynı zamanda tüketicinin sessiz kabulünde de yatıyor.

Ünlü bir şehirlerarası otobüs firmasıyla yolculuk yaptığımda,  50 yolcunun önünde, insanların ayak bastığı, kirli merdivenlerin üzerinde veya koltukların altında çay/kahve yapılıp ikram edilmesi ve buna kimsenin tepki göstermemesine bizzat kendim şahit oldum. 

Kim içtiği kafedeki bardağın bulaşık makinesinde yıkanıp yıkanmadığını, çay yapılan kazanın ne zaman temizlendiğini ya  da markette et reyonun kıyma çektirdiğinde kıyma makinesinin ne zaman temizlendiğini sorguloyor. 

Kanıksama Kültürü: Tüketiciler, hijyen ve hizmet standartlarından düşük beklentiye sahip mi? Tehlikeli veya uygunsuz koşulları "Türkiye şartları" diyerek kanıksıyor muyuz?

Sorgulamama Alışkanlığı: 50 kişinin bu durumu görmesi ve sesini çıkarmaması, hak arama ve bireysel sorumluluk bilincinin ne denli zayıf olduğunu gösterir. Tüketici, kendi sağlığını tehdit eden durumlara bile pasif mi kalıyor?

İşletme Ahlakı: Üst düzey bir otobüs firmasının, hijyenin en temel kural olduğu bir alanda (yiyecek-içecek servisi) bu denli açık bir ihmali sergilemesi, kar odaklılığın insan sağlığının önüne ne kadar kolay geçtiğini gösterir.

Dönerden, kumpirden ölenler; sahte içkiden hayatını kaybedenler ve otobüs merdiveninde çay yapılan ortamlar... Bunların hepsi, gıda güvenliğini sağlamakta başarısızlığın, bu sistemi sessiz kalarak kabul eden bir toplumun trajik sonuçları.



A. Taklit ve Tağşiş (Kasıtlı Hileler)

Bu bölüm, maliyeti düşürmek veya ürünün kalitesizliğini gizlemek amacıyla yapılan bilinçli hileleri kapsar.

Et ürünleri hileleri: Kuzu veya dana eti yerine daha ucuz olan domuz, tek tırnaklı hayvan (at, eşek) veya kanatlı eti karıştırılması. Kıyma, sucuk ve sosis gibi işlenmiş ürünlere yüksek oranda sakatat (akciğer, deri, kıkırdak) veya bitkisel dolgu maddeleri (soya proteini, nişasta) eklenmesi. Kanatlı etlere yasal limitlerin üzerinde tuzlu su veya fosfat enjekte edilerek ağırlıklarının artırılması.

Süt ve süt ürünleri hileleri: Tam yağlı peynirin yağının alınıp yerine ucuz bitkisel yağlar (palm yağı vb.) kullanılması. Yoğurt, peynir ve ayran gibi ürünlere kıvam vermek için nişasta, jelatin veya peynir altı suyu tozu katılması. Taze süt yerine, kalitesiz ve denetimsiz süt tozu veya su kullanılması.

Yağ ve bal hileleri: Zeytinyağına ayçiçek, mısır veya pamuk gibi daha ucuz tohum yağlarının karıştırılması; sahte ürüne renk ve koku vermek için kimyasal eklenmesi. Gerçek bal yerine, ucuz glikoz/mısır şurubu veya pirinç şurubu kullanılması.

Temel gıda ve baharat hileleri: Pul bibere rengini canlı göstermek için kanser yapıcı tekstil boyalarının (Sudan boyaları) katılması; ağırlık için tuğla tozu veya tuz eklenmesi. Öğütülmüş kahve veya çaya hacim artırmak için hububat kalıntıları, odun talaşı veya boyalı bitkisel atıklar katılması. Beyaz ve hacimli görünüm için ekmeğe yasaklanmış kimyasal beyazlatıcılar veya uygunsuz katkı maddeleri eklenmesi.

İçki ve içecek hileleri: Etil alkol yerine körlüğe ve ölüme neden olan metil alkol kullanılarak kaçak alkollü içki üretilmesi. %100 meyve suyu diye satılan ürünlerde meyve konsantresi yerine yüksek oranda su, şeker, tatlandırıcı ve aroma kullanılması.



B. Hijyen ve Saklama İhmalleri (Toplu Sağlık Riskleri)

Bu hatalar, özellikle toplu tüketim alanlarında (restoran, kantin, catering) büyük salgın riskleri yaratır.

Zincir kırılması ve sıcaklık hataları: Et, süt ürünleri, yumurta ve kremalı tatlılar gibi çabuk bozulabilen gıdaların, 4°C'nin üzerinde, oda sıcaklığına yakın beklemesi. Pişmiş yemeklerin (özellikle pilav, tavuk ve et ürünleri) uygun sıcaklıkta saklanmayıp ertesi gün veya saatler sonra tekrar ısıtılarak servis edilmesi.

Mutfak ve servis hijyeni: Çiğ etin kesildiği bıçak ve tahtaların, pişmiş veya çiğ tüketilecek sebzeler için kullanılması. Kızartma yağlarının sürekli ve aşırı derecede kullanılarak kanserojen bileşiklerin oluşmasına izin verilmesi. Mutfak personelinin temel kişisel hijyen kurallarına uymaması.

Tedarik ve son kullanım tarihi: Tarihi geçmiş ürünlerin etiketlerinin değiştirilerek veya dondurulup yeniden işlenerek piyasaya sürülmesi. Özellikle toplu yemek hizmetlerinde ve ucuz restoranlarda, denetimsiz, faturasız ve kaynağı belli olmayan hammaddelerin kullanılması.

Okul, işyeri, yurt, düğün gibi toplu yemekler: Okul kantinlerinde çocuklara trans yağ, aşırı şeker ve yüksek katkı maddesi içeren, besleyici değeri düşük ürünlerin satılması. Düğün, fabrika ve yurt yemeklerinde maliyet odaklı çalışılarak en düşük kalitede hammaddenin kullanılması.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder