1924 ANAYASASINDAKİ "TÜRKLÜK TANIMI"
CUMHURİYETİN İLK YILLARINDAKİ GÖÇMEN POLİTİKASI
HİYERARŞİLİ GÖÇMEN KABULÜ NASILDI?
NEVİN
BİLGİN
Cumhuriyet’in
ilk kuruluş yıllarında dayandığı Türkçülük ve Milliyetçilik olgusu 1924 Anayasası’nda
Türklüğün nasıl tarif edileceğinden, göç politikası ve iskân kanunlarına da
yansımıştır.
1924
ANAYASASINDA TÜRKLÜK
Yazar Tanıl
Bora’nın Cereyanlar adlı kitabında, “Öz Türk ve Kanun Türkleri”
başlığı altında konuyla ilgili yer alan bilgiler oldukça ilgi çekici:
1924
Anayasası’nın 88.maddesindeki Türklük tanımı etrafında yapılan tartışma
aydınlatıcıdır. Din ve ırk farkı gözetmeden bütün vatandaşları Türk olarak
tanımlayan madde taslağına şerh düşme gereği duyan milletvekilleri ‘tabiiyet
nokta i nazarından Türk” ilavesine veya Türk yerine Türkiyeli denmesinin teklif
etmişlerdir. Türk tanımını din ve ırktan büsbütün veya gerçekten soyundurmak
çoğunluğun içine sinmemektedir. Özellikle de dinden soyundurmak. Hamdullah
Suphi “siyasi hudutlarımız içinde yaşayanlara Türk unvanını vermenin bizim için
bir emel olabileceğini “takdir etmekle beraber bir yandan da hükümetin iktisadiyatı
Türkleştirme politikası çerçevesinde “Rum’u, Ermeni’yi, kaçırmaya çalıştığına”
dikkat çeker. Ülkedeki Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin “ayrı bir lisanı var,
ayrı bir mektebi vardır, kalbine ayrı bir şey sokmuşlardır”.
Celal Nuri
ise, Türk-Türkiyeli ayrımını önerisini yersiz bulmaktadır, tamamen vatandaşlık,
esasına dayanan, siyasi hukuki bir Türk tanımını savunmuştur
Celal Nuri’nin
dini, ırki bağ aranmayan millet tanımını savunurken dahi vatandaşlardan öz
vatandaş diye bahsetmiştir. Sonuçta ulus
devletin bütün nüfusunun Türk sayılması hükmü aslında lüzumu olmayan bir “vatandaşlık
itibarıyla” vurgusu eklenerek yasalaşmıştır.
“Türkiye
ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla Türk ıtlak olunur”
denilmiştir.
Bu ifade
vatandaşlık statüsünün ötesinde başka bir Türklük makamının bulunduğu imasını
taşır.
Dönemin Adalet
Bakanı Mahmut Esat bozkurt, 1936’da gayri müslim azınlıkları, kanun nizam Türkleri
diye tanımlayacaktır.
GÖÇMEN
KABUL HİYERARŞİSİ VARDI
Tanıl Bora’nın
makalesine göre, 1923’te yeni Türkiye kurulurken nüfusun en az yüzde 25’ini Anadolu’ya
son on yılda gelmiş olan göçmenlerden oluşmaktadır. Yeni Türkiye, göç
politikasını etkin mühendislik aklıyla idare etme tecrübesini taşımaktadır. Bora’ya
göre, “Yeni Türkiye bu politikasını İttihat ve Terakki yönetiminden devralmıştı.
Gayri Müslimlerin bir yerleşimde nüfusun yüzde 5’inden fazla, Müslüman gayri
Türklerin yüzde 10’dan fazla yoğunlaşmamalarını gözeten etnik kadastro
anlayışı Cumhuriyet dönemine naklolunmuştur”
Bora’nın
verdiği bilgiye göre, 1923-1927 arasında 500 bine yakın insan Yunanistan’da
Türkiye’ye, yaklaşık bir milyon insan Türkiye’den Yunanistan’a göç etmiştir.
1926 İskân Kanunu ülkeye göç edeceklere kabul ölçüdü olarak “Türk harsı”
ilkesini getirmiştir. 1934 tarihli İskân Kanunu göçmenlerin Türkiye’ye kabulü
için “Türk soylu olma” ve “Türk kültürüne bağlılık” ölçütlerini koymuştur. Göç önceliği
sırası da, Türkler, Türki topluluklar (Tatarlar vs), Balkan Müslümanları göçe
izinlidir. Kafkas Müslümanlarının denetim altında izin verilir. Kürtler,
Aralar, Arnavutlar, Yahudiler, Hristiyanlar istenmeyen göçmenlerdir.
1926
TARİHLİ KANUNUNDA GÖÇ
1926
tarihli 885 sayılı İskân Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti'nin erken dönemlerinde göç
ve yerleşim politikalarını düzenlemek amacıyla çıkarılmıştır. Bu kanun, seyyar
aşiretler, göçebeler, sıhhi durum sebebiyle nakilleri gereken köylüler, dağlık
ve ormanlık yerlerde ulaşım vasıtasından mahrum olan köylüler gibi
grupların uygun ve müsait yerlere yerleştirilmesini hedeflemiştir. Ayrıca, bazı
köylerin daha merkezi yerlere taşınması ve casusluk şüphesi bulunan kişilerin
sınır bölgelerinden uzaklaştırılması gibi önlemleri de içermiştir.
Bu kanun,
Cumhuriyet’in ilk yıllarında nüfus politikalarının bir parçası olarak göçmen
iskânını düzenlemiştir. Hedefleri arasında ulusal güvenlik, ekonomik kalkınma
ve milli devletin güçlendirilmesi bulunmaktadır. Ayrıca, Balkanlardaki
Türk-Müslüman nüfusa duyulan vefa duygusu gibi sosyal ve kültürel faktörler de
göç politikalarını etkilemiş ve bu kanunla şekillendirilmiştir.
1923-1933
ARASINDA 379 BİN KİŞİ GELDİ
Dahiliye
Vekili Şükrü Kaya, kendisine yöneltilen bir soru önergesine verdiği 1934
tarihli İskân Kanunu ve Türkiye'ye gelen muhacirlerin durumu hakkındaki yanıtta,
şunları açıklamıştır:
1923'ten
1933'e kadar mübadil olarak Türkiye'ye gelen muhacir sayısı 379,913'tür,
bunlardan 248,392'si muhacir statüsündedir ve arazi ve oturacak yer
verilmiştir.
1933-1934
Haziran arasında gelen muhacirlerin sayısı 15,319'dur ve bu tarihten itibaren
gelen muhacirlerin toplamı 11,924'tür. Gelen muhacirlere toprak dağıtılmıştır.
Türkiye,
1934'ten sonra gelen göçmenleri 2510 Sayılı İskân Kanunu'na göre
yerleştirmiştir. Bu kanunu uygulayan İskân Umum Müdürlüğü, daha sonra Sıhhat ve
İçtimai Muavenet Vekaleti'ne bağlanmıştır.
İskân
yardımı isteyenler devletin gösterdiği alanlara yerleşmiş, istemeyenler kendi
seçtikleri yerlere yerleşebilmiştir. Türk ırkından olmayanlar ise hükümetin
göstereceği yerlerde oturmuş ve yer değiştirememişlerdir.
İskân
yardımı isteyen çoğu kişiye toprak dağıtılmış, ayrıca üretici olmaları için
yardımlar yapılmıştır.
İskân
politikasında yeni bir dönem 2510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesiyle
başlamıştır. Bu kanun, nüfus politikasının temel ilkelerini ve ulus devlet
anlayışını içermiştir.
1934
tarihli İskân Kanunu, Türk soyundan olan ve Türk kültürüne bağlı olanların
yerleşmelerini kolaylaştırmış, diğerlerinin ise gelişini önlemeyi amaçlamıştır.
Bu tür
çabalarla Türkiye Cumhuriyeti'nin göç politikalarının ulus devlet oluşturmada
önemli bir rol oynadığı görülmektedir.
1923’TEKİ
MÜBADELE
1923'te
gerçekleşen nüfus mübadelesi ve iskân faaliyetleri şu ana noktalarda
özetlenebilir:
Mübadele
ve İskân Kanunu: Lozan Antlaşması'yla Yunanistan ile yapılan mübadele anlaşması
sonucunda Türkiye'ye 500.000'den fazla göçmenin yerleştirilmesi gerekiyordu. Bu
süreç, yeni Türk devleti için büyük bir zorluk teşkil etti.
Vekâletin
Kuruluşu: Göçmenlerin iskânı ve ilgili işlerle uğraşmak üzere "Mübâdele
İmâr ve İskân Vekâleti" kuruldu. İzmir Milletvekili Mustafa Necati ilk
vekil olarak atandı.
İskân
Politikası: Göçmenlerin yerleştirilmesi sırasında coğrafi özellikler, iklim,
toprak koşulları ve göçmenlerin önceki uğraş alanları dikkate alındı.
Sağlık
Önlemleri: Göçmenlerin sağlıklarının korunması için fennî temizlik sağlandı ve
bulaşıcı hastalıklar için tedbirler alındı.
ATATÜRK’ÜN
MEDENİ BİLGİLER KİTABI’NDA NE VARDI?
Atatürk’ün
1930’da çıkardığı Vatandaş İçin Medeni Bilgiler kitabında da, dil birliği yurt
birliği, ırk ve menşei birliği, tarih ve ahlak birliğinin Türklerde olduğu vurguları
yer almıştır.
Atatürk'ün
1930 yılında çıkardığı "Vatandaş İçin Medeni Bilgiler" kitabı, Türk
toplumunun modernleşme sürecinde önemli bir role sahiptir. Kitap, "Millet,
Devlet, Demokrasi, Devletin Vatandaşa Karşı Vazifeleri, İş Bölümü, Bağlılık,
Çalışma" gibi ana başlıkları içererek Türk vatandaşlarını bilinçlendirmeyi
amaçlamaktadır.
Kitabın
büyük bir bölümü, Atatürk'ün düşüncelerini ve Türklükle ilgili görüşlerini
yansıtan el yazılarına dayanmaktadır. Atatürk, kitabın yazılmasını bizzat
önermiş ve eserin yazılmasında aktif olarak yer almıştır. Kitapta, vatandaşlık
hak ve görevleri, devlet yapısı ve işleyişi, demokrasi anlayışı gibi konular
ele alınmış ve Türk milletinin modern bir toplum olarak gelişimine katkı
sağlaması hedeflenmiştir.
Atatürk'ün
"Türklük" ile ilgili düşünceleri, kitapta Türk milletinin
bağımsızlığı, milli birlik ve beraberlik, çalışkanlık ve eğitim gibi değerler
üzerinden işlenmiştir. Bu değerler, Türk toplumunu çağdaş medeniyetler
seviyesine çıkarma hedefiyle uyumlu olarak sunulmuştur. Kitap ayrıca Türk
tarihine, kültürüne ve milli kimliğine vurgu yaparak, vatandaşların bu
konularda bilgi sahibi olmalarını ve milli bilinç geliştirmelerini teşvik
etmektedir.
Kaynakça:
Bora,
Tanıl, (2020), Cerayanlar, İstanbul: İletişim Yayınları, (s.212-218-219)
Şakacı, B.
K. (2020). Türkiye’nin Göç ve İskân Politikaları: 1934 Tarihli 2510 Sayılı
İskân Kanunu İncelemesi. Kamu Yönetimi ve Politikaları Dergisi.
Ceylan, A.
(2021). Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göç ve Göçmenlerin İskânı (1923-1945)
(Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih
Anabilim Dalı, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı.
https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturk-donemi-iskan-kanunlari/
Fotoğraflar:
https://anahtaremlak.net/blog/yazi/30-ocak-1923-turkiye-yunanistan-nufus-mubadelesi/73
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder