7 Nisan 2024 Pazar

SEÇİM DANSLARI VE POPÜLİST YÜKSELİŞ

 POPÜLİST YÜKSELİŞİN DİJİTAL ANALİZİ                               VE 

             “SEÇİM DANSLARI” ÜZERİNE








      NEVİN BİLGİN 

       Günümüzde siyaset sahnesi artık gerçekten bir “sahne” özelliği de taşımaktadır. Popülerlik siyasetçinin başarısında önemli bir faktör haline geldiğinden bu yana sert mizaçlı ve sadece insanların kafasında bir “portre” imajı çizen siyasetçiler yerine “sahne sanatları”nı iyi kullanan siyasetçilere bırakmış gözükmektedir. Peki, siyasetçiler son dönemde neden bu kadar şarkı söylemekte, çıktıkları sahnelerde neden dans etmektedir? Son 30 yılda dünya genelinde popülist hareketlerin yükselişi dikkat çekici bir şekilde artmıştır. Özellikle Avrupa'dan Amerika'ya kadar birçok ülkede, geleneksel siyasi yapıları sarsan ve mevcut statükoyu değiştirmeyi hedefleyen popülist partiler ve liderler önemli bir yer edinmiştir. Siyasi popülerlik, sadece politikaları ve söylemleri ile değil, aynı zamanda sahne performansları ve sanatsal ifadelerle de şekillenir hale gelmiştir. Çünkü, dans ve şarkı söyleme gibi sanatsal aktiviteler, siyasetçilerin kamuya olan erişimini ve etkileşimini artırmada güçlü araçlar haline gelmiştir. 





       Görünürlük Artıyor 

       Sosyal medya ve televizyon gibi platformlar, siyasetçilerin geniş kitlelere ulaşmasını ve görünürlüğünü artırmasını sağlamaktadır. Siyasetçiler, medya aracılığıyla dans ve şarkı performanslarıyla kendilerini tanıtarak ve duygusal bağlar kurmakta, seçmenlerle daha doğrudan bir etkileşim kurabilmektedir. Dans ve şarkı söyleme, siyasetçilerin medyada dikkat çekici ve hatırlanabilir anlar yaratmasına yardımcı olurken, siyasetçilerin karakterlerini ve duygusal yanlarını sergilemelerini sağlayarak, seçmenler üzerinde derin etkiler bırakmaktadır. Özellikle seçim kampanyaları sırasında, dans ve şarkı performanslarıyla siyasetçiler kampanyalarını daha çekici hale getirebilmek ve seçmenin ilgisini çekmek için büyük çaba göstermektedir




     Seçmenle Duygusal Bağ Kurduruyor 

     Dans ve şarkı söyleme, seçim kampanyalarının etkili bir parçası haline gelmiştir. Siyasetçiler, bu sanatsal ifadeleri kampanyalarının bir parçası olarak kullanarak seçmenlerle daha doğrudan bir etkileşim kurabilmekte, seçmenlerle kurdukları duygusal bağ ile kampanyayı başarıya taşıyabilmektedir. Siyasetçiler, bu tür performansları kullanarak seçmenlerle daha derin ve anlamlı bir etkileşim kurabildikleri gibi popülerliklerini de arttırmış olmaktadır.



     Muharrem İnce’nin Dansı 

     Türkiye’de de dans konusunu partisiyle özdeşleştiren isim Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce olmuştur. İnce’nin seçim otobüsünde yaptığı dans figürü sosyal medyada bir akım haline dönüşmüş, partinin popülerleşmesinde etkili olmuştur. Sosyal medyada dansın ardından çekilen videoların yer alması partinin görünürlüğünü arttırmıştır.




      Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda 

     Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısı, Türkiye'nin siyasi sahnesinde unutulmaz bir yere sahiptir. Bu şarkı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile özdeşleşmiştir ve onun mitinglerinde sıkça çalınır. Şarkı Sözleri: "Beraber yürüdük biz bu yollarda, Beraber ıslandık yağan yağmurda Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, Bana her şey seni hatırlatıyor."           

       Bu dörtlük, doğrudan politik bir mesaj içerir ve Erdoğan'ın liderliği altında yaşanan deneyimleri anlatır. Şarkı, Erdoğan'ın liderliği altında yürüyüşe geçilen yollarda birlikte olmanın ve zorlukları birlikte aşmanın sembolüdür. Bu nedenle, Erdoğan'ın destekçileri tarafından sıkça dile getirilen bir şarkı haline gelmiştir. Ancak, şarkının sözleri aynı zamanda duygusal bir bağlamda da anlam taşır. Yağan yağmur altında birlikte ıslanmak gibi zorlukları paylaşmanın ve birlikte yaşanan anıların özlemi, şarkının duygusal derinliğini oluşturur. Bu nedenle, şarkı sadece politik bir ifade değil, aynı zamanda duygusal bir anlam da taşır.




       Davulun Etkisi 

        Siyasetçilerin popüler olabilmek halkın ilgisini çekebilmek için kullandığı araçlarından birisi de seçim kampanyalarında kullanılan seçim şarkıları oluşturmaktadır. Seçim şarkıları üzerine yapılan bir araştırma, seçim şarkılarının vatandaşa ulaşma konusunda önemli araçlardan birisi olduğunu göstermiştir. Yapılan araştırmada, 30 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimlerde, siyasi partilerin ve adayların seçim şarkıları, siyasi duruş ve söylemleri incelenmiştir. Araştırma sonucunda, şarkılar hem biçim hem de içerik açısından incelendiğinde, Anadolu müzik kültürüne ait enstrümanların yaygın olarak kullanıldığı görülmüştür. Bağlama, davul, zurna gibi enstrümanlar, seçmenin kültürüne ve değerlerine yakın görünmek amacıyla bilinçli bir tercih olarak öne çıkmıştır. Seçim şarkılarının aday bazında incelenmesiyle, genellikle adayların isimlerinin şarkılarında ön plana çıktığı ve özellikle nakarat kısımlarında bu vurgunun yapıldığı belirlenmiştir. Nakaratların akılda kalıcılığı ve seçmene adayın ismini benimsetme amacıyla bu yolun tercih edildiği anlaşılmıştır. Şarkıların altyapıları farklı müzik türlerine ait olsa da hareketli ve coşku verici bir ritimde olduğu ve sözlerinin basit, yalın ve anlaşılır olduğu gözlemlenmiştir. Liderlik imajı güçlü olan isimlerin seçim şarkılarında kendilerine veya kişisel özelliklerine daha çok atıf yapıldığı da ortaya çıkmıştır. Ayrıca incelenen şarkıların genelinde negatif söylemlerin az olduğu, daha pozitif bir siyasal söylem ile seçmenin ilgisinin çekilmeye çalışıldığı görülmüştür.





     Blok Seçmene Ulaşma Yolu 

     Medya kanallarının ve pazarlama tekniklerinin çeşitlendiği ve bu nedenle blok bir seçmen kitlesine ulaşmanın giderek güçleştiği günümüzde, siyasi partilerin ve adayların seçim şarkıları daha çok önem kazanmıştır. Bu şarkılar, kısa yoldan, akılda kalıcı ve ikna edici bir biçimde seçmene ulaşmanın yanı sıra Türk siyasi tarihinden gelen bir gelenek olarak da değerlendirilmektedir. 

       Herşey Popülizm İçin 

      Popülizmin yükselmesiyle birlikte artan nüfus ve göç hareketleri, iklim değişikliği, yükselen işsizlik ve refah seviyesindeki düşüş gibi faktörler, toplumun geleceğe yönelik düşüncelerini ve beklentilerini önemli ölçüde etkilemektedir. 

      Özellikle ekonomik ve kültürel faktörler, popülizmin yükselmesinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Ekonomik krizler, gelir adaletsizliği ve sosyal dengesizlik gibi unsurlar, popülist liderlerin ve partilerin desteğini artırabilir. Bu durum, toplumun belirli kesimlerinin duygusal ve ekonomik memnuniyetsizliğinin bir yansıması olarak görülebilir. Siyasi ve ekonomik krizlerin popülizmin ortaya çıkmasına neden olduğu kabul edilebilir. Bu tür krizler, mevcut siyasi sistemlere ve kurumlara olan güvensizliği artırırken, alternatif liderlik arayışlarına da teşvik edebilmektedir. Popülizm genellikle aşırı sağ siyasetin otoriter yaklaşımlarında zemin bulsa da, bu durumun sadece sağ siyasetle sınırlı kaldığı söylenemez. Zaman zaman sol siyasi hareketlerdede popülizme rastlanmakta, farklı siyasi hareketlerde, farklı şekillerde ve farklı toplumlarda karşımıza çıkabilmektedir. Popülist söylemlerin, genellikle kriz anlarında daha çok destekçi buldukları, kriz anlarında da sağ yönelimli liderlerin ve korumacı politikaların tercih edildiği bilinmektedir.



      Sosyal Medyanın Popülizme Etkisi
     Günümüzde, tüm popülist siyasetçiler ve hareketler, yeni medya platformlarını aktif ve etkili bir şekilde kullanmaktadır. Özellikle sosyal medyanın takibi, bu siyasi partiler ve hareketler için resmi üyelikten çok daha önemli bir hal almıştır. Yeni medya araçları, kullanıcılarına birebir etkileşim imkânı sağlayarak, toplumun hemen hemen her kesimine doğrudan ulaşma olanağı sunmaktadır. Bu imkanlar sayesinde siyasetçiler, kendilerini hedef kitleleriyle daha yakın ve doğrudan iletişim kurabilmekte, destekçilerini arttırabilmektedir. 

    Yeni medya ortamları, popülist siyasetin bu alanı kullanarak daha fazla etkili olmasına ve ön plana çıkmasına olanak sağlamaktadır. Popülizm, ülkeden ülkeye farklı özelliklerle ortaya çıkabilmektedir. Türkiye'de popülizm, genellikle geleneksel ve muhafazakâr değerler bağlamında kendini gösterirken, Avrupa ve ABD'deki popülizm örneklerinde, genellikle azınlık gruplarına, özellikle de göçmen ve mülteci gibi gruplara karşı olumsuz söylemlerle tanımlanmaktadır. 

    Türkiye’de de Suriyeli ve Afganistanlı mülteciler, popülist söylemlerin hedefi haline gelmektedir. Yine geleneksel ve muhafazakâr söylemlerin de, genellikle milli, dini ve aile ile ilişkili kavramlar üzerine geliştirildiği, milli ve dini değerlere sık sık vurgu yapılarak popülist olma stratejisi izlendiği görülmektedir. Sosyal medya, popülist liderlerin ve partilerin geleneksel medya aracılığıyla ulaşamadığı bir kitleye doğrudan erişim sağlamaktadır. Liderlerin halkla etkileşimini artırarak popülist mesajların daha geniş kitlelere ulaşmasına zemin yaratmaktadır. 

     Yine halkla daha yakın ilişki kurma imkânı, doğrudan mesajlar, canlı mesajlar, canlı yayınlar, halkın güveninin kazanılması ve destekçi bulunması ve ilişki kurulmasını sağlamaktadır. Sosyal medya, popülist liderlere özel hayatları hakkında bilgi paylaşma ve insanlara daha kişisel bir yaklaşım sergileme imkânı sunmakta, liderlerin insanların duygusal bağlarını güçlendirerek daha sadık bir destekçi kitlesi oluşturmalarına yardımcı olmaktadır. Popülist hareketlerin destekçilerini bir araya getirerek örgütlenmeyi kolaylaştırmakta, benzer görüşlülere kolayca ulaşılabilmesi, popülist liderlerin ve partilerin destekçi tabanlarını genişletmelerine ve etkileşimlerini artırmalarına olanak tanımaktadır. Sansasyonel mesajlar yayınlaması, geniş kitlelere ulaşması imkânı yaratan sosyal medya, bazı durumlarda ise yanlış bilgi ve manipülatif içeriklerin hızla yayılmasına da neden olmaktadır.

       Liderlik Dijital Platformu Kapsıyor 

       Günümüzde, sosyal medya liderlik üzerinde giderek artan bir etkiye sahiptir. Bu dijital platformlar, küresel ölçekte liderlik üzerinde derinlemesine değişikliklere yol açmaktadır. Öncelikle, küresel etki yaratmaktadır. Sosyal medya, liderlerin ve liderlik tarzlarının küresel ölçekte tanınmasını sağlamakta, bir liderin sesi artık sadece kendi ülkesinde değil, dünya çapında duyulabilir hale gelmektedir. Liderlerin küresel meselelerde daha etkili bir rol oynamasına ve uluslararası ilişkilerde daha etkin bir şekilde iletişim kurmasına olanak tanımaktadır. İletişim dinamikleri yönünden liderliği etkilemektedir. Sosyal medya geleneksel medyanın aksine liderlere zaman ve geniş kitlelere ulaşma imkânı yaratmaktadır. Sosyal medya geleneksel liderliği de dönüştürmekte, liderlik artık dijital platformu da kapsamaktadır. Liderler kişisel markalarını oluşturmakta, kendilerini doğrudan ifade edebilmekte, liderlik algısını daha kolay oluşturabilmektedir.


Kaynakça 

Çüçen Öke, Y. (2018). Alternatif Bir Medya Olarak Sosyal Medyanın Yeni Toplumsal Hareketler Üzerindeki Etkisi. Journal of Social Media Studies, 1(1), 52-61. 

Batur, A., & Geçer, E. (2023). Sosyal Medyada Popülist Söylem ve Politik Psikoloji: 2019 Türkiye Yerel Seçimleri Örneği. Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi (egifder), 11(2), 1182-1211. 

Sosyal Medyanın Liderlik Üzerindeki Etkileri - Harvard Business Review Türkiye (hbrturkiye.com) ÖNÜRMEN, Onur ve TEMEL, Faruk. "Popülerleşen Siyaset, Siyasallaşan Müzik: 30 Mart 2014 Yerel Seçim Şarkıları Üzerine Bir Çalışma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder