4 Haziran 2024 Salı

 

YUMURTA VE SPERM DONDURMA MODASI

ÇOCUK DA YAPARIM, KARİYER DE YERİNE "KARİYER İÇİN YUMURTA DONDURURUM"

TÜRKİYE'DE SPERM BANKASI YASAK OLDUĞU İÇİN KKTC'YE "DONDURMA" TURİZMİ

 


 

 

NEVİN BİLGİN

Evlilik yaşının giderek artması, işsizlik oranlarının yüksek olması, kariyer yapma planları yanında hastalık gibi sebeplerle artık sperm ve yumurta dondurmak moda haline geldi. 

Türkiye'de işlemin büyük kısmının yasak olması nedeniyle, bu yolu tercih edenlerin en uğrak yeri ise bu konuda Türkiye'ye göre birçok işlemin serbest olduğu KKTC. 

Sperm Bankası'nın belli boyutlarının da serbest olduğu KKTC'de "dondurma turizmi" sağlıkçıların en büyük gelir kapılarından birisini oluşturuyor.

Türkiye'de Yasak, Türk Vatandaşları Yurtdışında Yaptırabiliyor

Sperm Bankası yoluyla her yıl 100 binin üzerinde çocuğun dünyaya geldiği günümüzde, sperm dondurma, yumurta dondurma yanında sperm bağışı da bir gelir kapısı haline gelmiş durumda.


Türkiye'de 2010 tarihli Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelik m.18 gereğince, üremeye yardımcı tedavi yöntemleri uygulamaları ile ilgili yasaklar başlığı altında Türkiye'de sperm bağışı yapmanın ve sperm bankası açmanın yasal olarak mümkün olmadığı düzenlenmiştir. Türk Kanunları, sperm donasyonu ve dolayısıyla sperm bankası kurulumunu yasaklamaktadır. Bu hizmeti almak isteyenler yurtdışına yönelmektedir.


 

Kariyer Nedeniyle de Yumurta Dondurulabilir

 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yumurta ve sperm dondurma işlemleri belirli yasal düzenlemelere tabidir. Bu işlemler genellikle kanser tedavisi gibi zorunlu tıbbi nedenlerle ya da ileride anne veya baba olmayı planlayan bireyler için uygulanmaktadır ve spermler ithal edilmektedir.


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yumurta ve sperm dondurma işlemleri belirli yasal düzenlemelere tabidir. 

Bu işlemler genellikle kanser tedavisi gibi zorunlu tıbbi nedenlerle uygulanmaktadır.

İleride anne veya baba olmayı planlayan bireyler için uygulanmaktadır 

Doğurganlığı etkileyebilecek radyoterapi, kemoterapi gibi kanser tedavisi öncesinde uygulanmaktadır.

Yumurtalıkların alınmasına veya azalmasına sebep olabilecek cerrahi bir operasyon öncesinde uygulanmaktadır. 

Ailede erken menopoz öyküsü varsa uygulanmaktadır. 

 KKTC’de yumurta ve sperm dondurma işlemleri tıbbi gereklilik durumunda yasal olarak yapılabilmektedir. Bu işlemler, kliniklerin belirli protokoller ve standartlar çerçevesinde gerçekleştirilmesini gerekmektedir.  Klinikler bağışlanmış sperm alma isteyen ailelere ithal yolla da sperm sağlayabilmektedir. 

 Yumurta dondurma için en uygun yaşlar 20 ila 30 arası olarak kabul edilmektedir, çünkü bu dönemde yumurta kalitesi ve sayısı en yüksek düzeydedir.

 


Fiyatlar: 4 Bin Euro'ya Kadar

Bilimsel olarak kadın yumurtaları dondurularak 10 yıla kadar saklanabilirken, erkek spermleri 20 ile 30 yıla kadar saklanabilmektedir.

Yumurta dondurma, KKTC’de yumurta dondurma işlemi için fiyatlar yaklaşık 2,500 ila 4,000 Euro arasında değişmektedir. Bu maliyet, kliniklerin sunduğu hizmetlere ve teknolojik donanıma bağlı olarak farklılık göstermektedir.

Sperm dondnurma işlemi ise yaklaşık 500 ila 1,000 Euro arasında değişen fiyatlarla yapılmaktadır. Bu fiyatlar, kliniklerin sunduğu hizmetler ve kullanılan teknolojilere göre değişiklik göstermektedir.

 

Ülkeye Göre Düzenleme Farklı, Her Bağışta 500 Dolar, Yıllık 60 Bin Dolar

 Sperm bağışı, çeşitli ülkelerde farklı düzenlemelere tabidir ve genellikle ücretlidir. Kalite standartlarına uyan sperm bankası donörleri, her bağışta 500 dolar kazanabilir ve yıllık 60 bin dolara kadar gelir elde edebilir. Sperm donasyonu fiyatları 2023-2024 yılları arasında 3000-3700 Euro arasında değişmektedir.


-196'da Saklanıyor

Yumurta ve sperm dondurma işlemleri ileri teknoloji ve uzmanlık gerektiren işlemlerdir. Vitrifikasyon (hızlı dondurma) yöntemi gibi ileri teknikler kullanılarak hücrelerin biyolojik özelliklerinin korunması sağlanmaktadır.

Dondurulan yumurta ve spermler, ileride kullanılmak üzere -196 derecede sıvı nitrojen içinde saklanmaktadır.

 


Diyanet Başkasının Spermine Olumsuz Bakıyor

Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı, yumurta donasyonunu caiz bulurken, sprem bankasına olumsuz bakıyor, bu işlemlerin yalnızca nikah birliği içindeki eşler arasında yapılmasını öngörüyor.

Öncesinde Dini Nikah

Bazı kuruluşların endişeleri gidermek adına işlem sırasında imam nikahı da yaptığı belirtilmektedir. Yine Sperm Bankası'ndan sperm alan vatandaşlara sertifika ilgili kuruluşca verilmektedir.


Tarama Testleri

 Bağışçılara yapılan tarama testleri de şöyledir:

Kardeşi, anne babası ve aile büyüklerinin medikal geçmişi

Psikolojik profil

HIV risk araştırılması, uyuşturucu kullanımı

HIV

HTLV

Hepatit B

Hepatit C

Sifilis yada frengi

Gonorrhea yada belsoğukluğu

Chlamidia

CMV(Cytomegalovirus)

Kistik fibroz

Talasemi (Thalasemia)

Kromozom Testi

 

Kaynakça:

 https://cyprusivfhospital.com/tr/yumurta-dondurma/

 https://www.dunyaivf.com/blog/sperm-bankasi-nedir/

 https://www.drhit.com/sperm-donasyonu/

 https://www.ensonhaber.com/bilgi/turkiyede-sperm-bankasi-var-mi-sperm-bagisi-nasil-yapilir-ucretli-mi


Ekler: 

Diyanet'in Görüşü

Din işleri Yüksek Kurulu’nun, kocadan alınmış olan spermlerin, onun ölümünden sonra iddet süresi içerisinde kadının rahmine yerleştirilmesinin cevazı doğrultusunda oyçokluğuyla aldığı 21.01.2009 tarih ve 2009/08 sayılı kararının yeniden müzakeresi sonucunda aşağıdaki hüküm karara bağlanmıştır:

Kadın veya erkekteki bir hastalık veya anomali sebebiyle, gebeliğin doğal yolla gerçekleşmesi mümkün olmadığı takdirde sperm, yumurta ve rahim aynı karı kocaya yani evliliği fiilen devam eden çifte ait olmak şartıyla tüp bebek tedavisi ile çocuk sahibi olmak caizdir.

Tıbbî zorunluluk hallerinde, üreme hücresinin dondurulmasında ve dondurulan bu hücrenin, ileride döllendirilme anındaki nikâhlı eşin üreme hücresiyle aşılanmasında da dinen bir sakınca yoktur. Bunun yanında tüp bebek uygulamasında tıbben gerekli olan asgari miktarda yumurtanın döllenmesiyle yetinilmeli, gereğinden fazla embriyo oluşturmaktan ve bunları dondurmaktan kaçınılmalıdır.

Evlilik devam ederken embriyonun dondurularak daha sonra kullanılmak üzere muhafaza edilmesi, birçok mefsedeti ve sakıncalı sonucu beraberinde getireceğinden doğru değildir. Bu bağlamda kocası ölmüş olan kadının, daha önce evlilik sürecindeyken kocasının dondurulmuş spermlerini veya tüp bebek yöntemiyle oluşturulmuş embriyoları, ölümü takip eden iddet süresi içerisinde de olsa kullanarak gebe kalması caiz değildir. Evliliğin boşanmayla sona ermesi durumunda da aynı hüküm geçerlidir.


GEREKÇE

1. Nikâh, şartlarını taşıyan bir erkekle bir kadının aile hayatı yaşayabilmeleri için aralarında usulüne göre gerçekleştirdikleri bir akittir. Taraflardan birinin ölümü ile bu akit sona erer (Serahsî, el-Mebsût, II, 71). Çünkü ölümle hakiki kişilik ortadan kalktığı için nikâh da zorunlu olarak sona ermiş olur.

Dolayısıyla eşler arasında nikâh bağı varken dondurulmuş spermlerin veya embriyoların erkeğin ölümünden sonra iddet beklemekte olan kadına ilkahı caiz değildir. Kocasının ölümünden sonra, kadının kocasını yıkayabilmesi, ona mirasçı olması ve iddetini kocasının evinde geçirmesi ile iddet süresi içinde başka biriyle evlenememesi gibi kimi hükümler, ölümle sona eren nikâhın bazı sonuçları olarak değerlendirilir.

2. Kadının ölüm iddeti bekliyor olması nikâh bağının devam ettiğini göstermez. Böyle olduğu içindir ki, kocasının vefatı sebebiyle iddet bekleyen kadınlara üstü örtülü bir biçimde evlenme isteği dile getirilebilmektedir. Nitekim “(Vefat iddeti beklemekte olan) kadınlara kendileri ile evlenmek istediğinizi üstü kapalı olarak hissettirmenizde veya bu isteğinizi içinizde saklamanızda sizin için bir günah yoktur...” (Bakara, 2/235) mealindeki ayet böyle bir kadınla evlenme isteğinin ta’riz yoluyla ifade edilebileceğini ortaya koymaktadır. Nikâhlı bir kadının bir başkasıyla evlenmesi bâtıl olduğu gibi, ona evlenme teklifinde bulunmak da büyük günahtır.

Hal böyleyken ölüm iddeti bekleyen kadına evlenme isteğinin hissettirilmesine bu ayet-i kerime ile izin verilmiş olması, kocasının ölümüyle birlikte nikâhın da sona erdiğini göstermektedir.

3. Yukarıdaki esas gerekçenin bir devamı olarak, kadının, ölen kocasını yıkayabileceğine ilişkin görüş ve rivayetlerden (Abdurrezzâk, el-Musannef, III, 409; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, II, 12; Remlî, Nihâyetü’l-muhtâc, II, 449) hareketle dondurulmuş spermlerin kocanın ölümünden sonra iddet süresi içerisinde karısı tarafından kullanılabileceğini öne sürmek, kıyas maa’l-fârık yani asıl ile fer’ arasında tam bir illet benzerliği bulunmaksızın yapılan kıyas anlamına gelmektedir. Zira nesep doğrudan nikâhın varlığına bağlı bir hukukî sonuç iken (Buhârî, Husûmât 6; Müslim, Rada 36) kadının ölen kocasını yıkaması, evlilik irtibatının iddet süresi içinde bütünüyle kopmamış olmasındandır.

4. 04.12.2017 tarihinde 111007 nolu kararlarla alınan “Tüp Bebek ve Embriyo” ile alakalı Kurul fetvalarında, “nikâhlı karı-koca (evliliği fiilen devam eden çift)” ifadelerine özellikle yer verilmek suretiyle embriyonun rahme yerleştirilebilmesi için nikâhın aktif olarak devam etmesi şart koşulmuştur.

Aynı şekilde uluslararası muteber fıkıh ve fetva kurulları da tüp bebek uygulamasını, karı-koca arasındaki nikâh bağının devam etmesi yani ölüm ya da talak gibi bir sebeple sona ermemiş olması şartıyla caiz görmüştür. (Mecmeu’l-Fıkhi’l-İslamî, 11-16 Ekim 1986 tarih ve 16 (4/3) sayılı karar; Dâru’l-İftâi’l-Mısriyye, 26.03.2004 tarih ve 3556 numaralı fetva; el- Meclisü’l-Ûrubbî li’l-İftâ ve’l-Buhûs, 07 Kasım 2018 tarih ve 1/4 sayılı fetva; ayrıca bkz. el-Meclisü’l-Ûrubbî li’l-İftâ ve’l-Buhûs, 07 Kasım 2018 tarih ve 5/24 sayılı fetva; 08 Kasım 2018 tarih ve 8/25 nolu fetva)

5. Dondurulmuş spermlerin kocanın ölümünden sonra kadın tarafından kullanılmasını caiz görmek, İslam miras hukuku açısından da mahzur teşkil etmektedir. Şöyle ki; kocanın ölümü ile terekesi derhal mirasçılarına intikal eder. Söz konusu uygulamanın caiz görülmesi, bu yöntemle dünyaya gelecek çocuğun, embriyo haline gelmesinden önce ölmüş babasının mirasından mahrum kalması ya da bazı varislerin miras payının eksilmesi veya tamamen ortadan kalkması gibi durumların ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir. Her iki durumda da varisler arasında bir haksızlık ve dengesizlik söz konusu olmaktadır.

6. Kocası vefat etmiş bir kadının çocuk sahibi olmak istemesinin makul bir talep olduğu söylenerek konuya “maslahat” açısından yaklaşılıp söz konusu işlemin caiz görülmesi, beraberinde babasız çocuk dünyaya getirilmesine onay vermek gibi çok boyutlu psikolojik ve sosyal problemlere zemin hazırlayacaktır. “Def-i mefâsid celb-i menâfiden evlâdır” ile “Zararı âmmı def için zarar-ı hâs ihtiyâr olunur” şeklinde ifade edilen genel hukuk kuralları, bireysel fayda anlayışına karşı genel yararın tercih edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Kaldı ki, kadının anne olma arzusuna, yeni bir evlilik yaparak ulaşması mümkündür.

Yukarıdaki mülahazalarla, evlilik sürecindeyken dondurulmuş spermlerin veya embriyoların, -iddet süresi içerisinde bile olsa- kadın tarafından kullanılmasının dinen caiz olmadığı sonucuna varılmıştır. Aynı hüküm, evliliğin boşanma suretiyle sona ermesinde de geçerlidir.


Diyanet'in 2017 tarihli kararı: 

Günümüzde yumurta hücresinin dondurulup uzun yıllar saklanabilmesi tıbbi teknolojinin ilerlemesiyle artık mümkün hale gelmiştir. Öyle ki, kadının yumurtalıklarından toplanan yumurta hücreleri ileriki yıllarda çocuk sahibi olabilmesi için dondurulup saklanabilmektedir. Özellikle kanser tedavisi, erken menopoz, yumurtalık rezervi azalması ve yumurtalıkların alınmasını gerektirecek ameliyatlardan önce bu yola başvurulduğu görülmektedir.

Bu itibarla, yukarıda ifade edilen tıbbi zorunluluk hallerinde, yumurta hücresinin dondurulmasında ve dondurulan bu hücrenin, ileride yumurta sahibinin döllendirilme anındaki nikahlı eşinin spermiyle aşılanmasında dinen bir sakınca yoktur. Ayrıca nesil emniyeti açısından dondurulmuş yumurtaların başkalarının eline geçmemesi için her türlü yasal ve tıbbi tedbirlerin de alınması gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder