30 Ağustos 2024 Cuma

 DIŞ GÖRÜNÜŞ, GÖSTERİŞ, SADELİK


Nevin BİLGİN 

Günümüz dünyasında dış görünüş ve gösteriş, çoğu zaman değerin ve başarının ölçütü olarak kabul ediliyor. Parlak yüzeyler, göz alıcı ambalajlar ve albenili imgeler, genellikle bir şeyin içsel değerini gölgede bırakıyor. Ancak bu yanılsama, bizleri daha derin bir sorgulamaya itmeli: Gerçekten değerli olan, her zaman gözle görülen mi, yoksa sade bir kabuğun altında gizlenen mi?


Bu soruyu cevaplamak için “Hırsız Çalmaz Kavunu” ismini taşıyan meyvenin hikayesi üzerinde düşünmek anlamlı olabilir. Sert, soluk sarı kabuğuyla dışarıdan bakıldığında pek çekici olmayan bu kavun, aslında içindeki tatlı özüyle bir hazine barındırır. Dış görünüşü cazip olmadığı için “hırsızın bile çalamayacağı” bu meyve, içsel değerlerin her zaman yüzeyde görünmediğini hatırlatır. Sadelik, burada bir zayıflık değil, aksine derin bir erdem olarak karşımıza çıkar.


“Hırsız Çalmaz Kavunu”nun adı, bir yandan hırsızlığı ahlaki bir mesele olarak ele alırken, diğer yandan bizlere gösterişin ötesinde bir değer anlayışını benimsemeyi önerir. Bir şeyin değeri, yalnızca parlaklığı ve çekiciliğiyle ölçülmemeli; asıl kıymet, gözlerden saklı, belki de sıradan görünen şeylerde yatıyor olabilir. Bu kavun, hırsızın bile içindeki dürüstlük kırıntısını harekete geçirecek kadar sade ve gösterişsizdir, fakat asıl lezzeti bu sadeliğin içinde saklıdır.


Dolayısıyla, dış görünüş ve gösterişin peşinde koşarken, sadeliğin içinde barınan gerçek değeri kaçırmamak gerekir. En büyük hazineler, en sıradan görünen şeylerin içinde saklanabilir. Sadelik, gösterişin karşısında zayıf gibi görünse de, asıl erdemin ve içsel zenginliğin yattığı yerdir. “Hırsız Çalmaz Kavunu” örneği, bizlere bu derin gerçeği hatırlatır: Dış görünüş her zaman gerçeği yansıtmaz; bazen en sade şeyler, en büyük değeri barındırır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder