DEPREMDEN 18 AY SONRA HATAY'DAN MANZARALAR (1.Bölüm)
HATAY'IN SESSİZ ÇIĞLIĞI
ANTAKYA'NIN KAYIP YÜZLERİ
DEPREMİN ARDINDAN 18 AY GEÇTİ
YENİ KONUT YOK, SAĞLAMLAŞTIRMA BAŞLAMADI
KONTEYNER KENTLERDE ÇARESİZLİK
Tarih 11.08.2024. Nevin Bilgin tarafından Antakya'da çekildi. Depremin üzerinden 18 ay geçmiş. Durum bu.
NEVİN BİLGİN
18 ay önce meydana gelen depremin ardından Hatay, ağır bir travmanın ve yıkımın gölgesinde kalmış durumda.
11 Ağustos 2024'te Nevin Bilgin tarafından çekildi.
Şehir, adeta zamanın durmuş olduğu bir felaketin izlerini taşıyor. Şehre adım attığınız anda, bir zamanlar canlı ve hareketli olan Hatay’ın şimdi tamamen yıkılmış olduğunu görmek insanı derinden etkiliyor. Yerle bir olmuş binalar, enkaza dönmüş sokaklar ve gözle görülür bir çaresizlikle karşılaşıyorsunuz. Şehrin ortasında bir zamanlar var olan hayatın izleri, şu an derin bir sessizliğe bürünmüş durumda.
Savaş bile bu tür bir yıkımı getirmemiştir. Şimdi, 18 ay geçmesine rağmen, şehirdeki durum hâlâ iç karartıcı ve umutsuz ve bir değişim göstermemiş durumda.
11 Ağustos 2024'te çekildi. Depremden 18 ay sonra.
Konteyner Kentlerin Zorlu Gerçekliği
Hatay’da 199 konteyner kent bulunuyor ve 187 bin kişi bu geçici yaşam alanlarında hayatlarını sürdürüyor. Bu konteyner kentler, sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da büyük bir yük getiriyor. İnsanlar, bir zamanlar evlerini paylaştıkları sokaklardan, mahallelerden uzaklaşmak zorunda kaldılar. Bu yeni yaşam alanlarında, günlük yaşamın getirdiği zorluklar ve belirsizliklerle başa çıkmaya çalışıyorlar. Ancak, yaşam koşulları ve sosyal hizmetlerin yetersizliği, bu kişilerin yaşadığı derin travmayı artırıyor.
Hatay'da 24 bin 147 kişi hayatını kaybetti ve 80 bin 323 bina ya tamamen yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Bu rakamlar, felaketin büyüklüğünü ve etkilerini gözler önüne seriyor. Hatay, sadece fiziksel değil, toplumsal olarak da büyük bir yara aldı. İnsanlar, kaybettikleri yakınlarının acısıyla, yıkılan evlerinin ve anılarının üzüntüsüyle baş başa kaldılar.
Şu anda 199 konteyner kent var. konteynırlarda yaşamlarını sürdürüyorlar. 187 bin kişi konteyner kentlerde yaşıyor. Bunun dışında hasarlı binalarına geri dönenler ve hasarlı bina önüne kendi imkanı ile konteynır satın alıp kuranlar, hala çadırlarda kalan insanlar, çadır kent yerleşim bölgeleri de var.
Enkazda Bekleyiş Hala Sürüyor
Hasarlı binaların akıbetleri belli değil, çoğu mahkemelik olmuş durumda. İnsanlar içine giremedikleri binaların önünde hala nöbet tutuyor. Çünkü asansörleri çalınan, kapıları götürülen, hatta çalınan konteynırlar var.
Tarih ve Kültürel Mirasın Yıkımı
Hatay’ın tarihi ve kültürel mirası, felaketin en acımasız kurbanlarından oldu. 638 yılında Müslüman Arapların eline geçtiği dönemde inşa edilen Habib-i Neccar Camisi, depremde yıkıldı. Bu cami, hem Müslümanlar hem de Hristiyanlar için kutsal bir yerdi.
Antakya'nın 752 yıllık Ulu Cami’sinin enkazı da büyük bir tarih kaybı olarak kalıyor. Fransız mimar Leon Benju tarafından 1927 yılında inşa edilen ve Hatay Devleti'nin Türkiye'ye katıldığı 29 Haziran 1939’a kadar meclis binası olarak hizmet veren yapı da tamamen yıkıldı. Uzun Çarşı, Antakya’nın ticaret kalbi olarak bilinen, 12. yüzyıldan kalma çarşı, 600'ü aşkın işyerinin harabeye döndüğü bir enkaza dönüştü.
İskenderun Devlet Hastanesi ve Eski Antakya Devlet Hastanesi tamamen çöktü. Sağlık yapıları büyük hasar gördü, bu da sağlık hizmetlerinin sunumunda büyük aksamalara ve halkın sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasında ciddi eksikliklere neden oldu.
Enkaz Yönetimi
Deprem sonrası enkaz kaldırma çalışmaları, sadece fiziksel değil, sağlık açısından da büyük sorunlar doğurdu. Asbest tehlikesi, gelecekte akciğer zarı kanseri gibi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir tehlike olarak öne çıkıyor. Hatay’daki bu sorun, Çernobil Faciası'ndan 15 yıl sonra yaşanan tiroid kanseri patlamasını hatırlatıyor. Uzmanlar, 15-20 yıl sonra ciddi sağlık sorunları yaşanabileceğine dair uyarılarda bulunuyor.
11 Ağustos 2024. Antakya'nın tarihi merkezinin son hali. Gazeteci-Yazar-Şair Yuşa Arış yeni çıkacak deprem şiirleri kitabı öncesinde bölgeyi gezerken.
Bölgedeki yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları sırasında yapılan yanlış uygulamalar, halkın ilerleyen yıllarda halk sağlığı sorunlarıyla karşılaşabileceğini gösteriyor.
Enkazın nereye döküleceği de sorun. Bir kısmı denize dökülen, bir kısmı yol ortalarındaki refüjlerde, bir kısmı yerleşim yerlerinin yakınlarında bulunan enkazlar hala sorun oluşturuyor.
Beton, Kum ve Taş Üretmek İçin Dağlar Kazıldı
Kum ve taş üretme yerleri açılması ve dağlarda yapılan kazılar yeni yapılaşma için hummalı bir şekilde devam ederken, çevreyi kirletmeyi sürdürüyor.
12.08.2024'te Nevin Bilgin tarafından çekildi. Antakya'da harebeler üstünde bir köpek.
Köpekler Sarmış
Enkazların arasında ve yerleşim yerlerinde çeteleşmiş şekilde dolaşan köpek çeteleri de insanları zorluyor. Çevre illerden, ilçelerden Antakya ve Samandağ'a getirilip bırakılan köpekler insanların korkulu rüyası haline gelmiş, insanlar sopalarla dolaşmak zorunda kalmış durumda.
Belediyeler ve Kamunun Sosyal Projeleri Yok
İnsanların yüzlerinden mutsuz oldukları kolaylıkla okunurken, yaşanan 18 aylık süreç çocukların bir yüzlerinde yaşlılık çizgileri oluşturmuş durumda. Belediyelerin çöpleri toplamakta yetersiz kalması, depremzedelerin özellikle de çocuklara dönük sosyal etkinlik, kurs gibi etkinliklerin olmaması da insanların adeta kendileriyle baş başa bırakıldıklarını gösteriyor.
Çöplerin uzun süre alınmaması nedeniyle karasinek, fare, her türlü haşere insanların yaşamlarını zorlaştırıyor. Herhangi bir ilaçlama çalışması yapılmadığı için hastalık riski oluşturuyor.
Hatay Havalimanın Kayıp Yolu
Depremin ardından belediyelierin çabalarıyla onarılan Hatay Havalimanı'nda hala çevre ilçelerden ulaşım büyük bir zorluk. Havalimanına gelmek için araba yolu neredeyse yok. Olan yol eski yoldan 10 km fazla olduğu gibi köylerin içinden, patikalardan, korkuluk olmayan köprülerden, GPS cihizlarının bile yolları göstermekte zorlandığı, birçok insanın kaybolduğu hiçbir aydınlatması bulunmayan patikalardan ilerliyor. İnsanlar havalimanına ulaşacağım derken Hatay'dan kalkan uçakların gece ve sabaha karşı uçtuğu gözününe alınırsa tarlalarda kayboluyor. Aktaş yolu denilen bölgede özel arabalar dışında 3-4 saatte bir nereden kalktığı pek de belli olmayan HAVAŞ servisleri bulunuyor. Ama insanlar için çözüm oluşturmuyor.
Havalimanında satılan simidin fişi. Bir tane 60 lira.
Simit Havalimanının büfesine getirilmeden buradan alınıyor.
Depremzede Hataylıları 60 Liraya Simit
Simidin 60 lira olduğu Hatay Havalimanı'nda bulunmayan bulunsa da kaç paraya götüreceği belli olmayan taksiciler de vatandaşın çilesi haline geliyor. Bu gibi zorluklar, hem yol güvenliğini hem de yolcuların güvenliğini tehlikeye atmaktadır.
Toplu Ulaşım Sağlanamıyor
Hatay'daki en büyük sıkıntılardan birisini de toplu ulaşım oluşturuyor. Deprem öncesinde saat başında bulunan otobüs ve dolmuşlar artık yok. Onun yerine ücretlerin yükseldiği ve kaç saatte bir geldiği belli olmayan özel otobüs ve dolmuşlar almış durumda. İnsanlar bu nedenle oto stop yaparak gidecekleri yerlere gitmek zorunda kalıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder