29 Ağustos 2024 Perşembe


JOKER'İN YENİ FİLMİ 

JOKER VE DELİLİĞİN DANSI



NEVİN BİLGİN

Joker'in yeni filmi Ekim ayında vizyona girecek. Her filmde farklı bir felsefi tema üzerine oturan Joker filmlerinde,  toplumun birey üzerindeki baskısı ve bu baskının yarattığı deformasyon ortak vurguyu oluşturmaktadır. 

Joker, modern dünyanın karmaşıklığını, adaletsizliğini ve bireyin bu yapıya karşı verdiği mücadeleyi simgelerken, onun hikayesi, insanlık ile delilik arasındaki ince çizgide yürüyen bir varoluş mücadelesini anlatmaktadır. 

Filmlerde, Gotham hayali şehri vardır. Yağmur altında boğulan sokakları, çöp yığınları ve umutsuz insanlarıyla adeta bir akıl hastanesine dönüşmüş bir yer olarak tasvir edilmiştir. Arthur Fleck (Joaquin Phoenix), bu karanlık dünyanın içinde kaybolmuş bir palyaço. Onun hikayesi, yozlaşmanın ve saf kötülüğün sembolü olacak şekilde şekillenir.

Arthur, içsel bir savaşın pençesindedir. Hayat ona acımasız davranmış, toplum tarafından dışlanmış ve ezilmiştir. Dans ederek bu acıları bastırmaya çalışsa da içindeki fırtına hiç dinmez. Arthur’un yaşadığı psikolojik mücadele, onun yavaş yavaş Joker’e dönüşümünü gözler önüne serer.

Arthur’un dansı, hem özgürlüğün hem de deliliğin sembolü olarak görülür. Dans ederken, içindeki karanlıkla yüzleşir. Bu dans, onun gerçek kimliğini ifşa eden bir ritüel haline gelir. Joker’in özgürlüğe duyduğu açlık ve deliliğin kıyısında dans etmesi, izleyiciyi rahatsız eden ama aynı zamanda hipnotize eden bir an yaratır.

Joker, sadece bir anti-kahraman değil, aynı zamanda toplumsal eleştirinin de bir aracıdır. Film, yozlaşmış sistemi ve insanların umutsuzluğunu sert bir dille eleştirirken, Gotham şehrinin arka sokaklarında geçen hikaye, sınıf ayrımının ve toplumsal adaletsizliğin sembolüdür.

Film, hüzünlü ve yoğun müziğiyle izleyiciyi içine çekerken,  Gotham’ın kasvetli atmosferi, karakterin iç dünyasını daha da vurgulamaktadır. Film boyunca kullanılan müzik, Joker’in içsel karmaşasını ve deliliğe doğru olan yolculuğunu daha da belirgin hale getirmektedir.

Joaquin Phoenix, Arthur Fleck/Joker rolünde adeta bütün varlığını ortaya koyarken, onun performansı, derinlik taşımaktadır.  Phoenix, Joker karakterini hem trajik hem de tehditkar bir figür olarak canlandırarak izleyicinin zihinlerinde kalıcı bir iz bırakmaktadır. 

Joker, izleyiciyi rahatsız eden sahnelerle doludur. Arthur’un acı dolu gülüşleri, şiddet anları ve psikolojik gerilim, filmi unutulmaz kılarken, izleyiciyi hem Arthur’un dünyasına çekmekte hem de onun içsel çöküşüne tanıklık etmektedir. 

Arthur’un içsel çöküşü, adım adım izlenirken, Joker’e dönüşümü, seyirciyi etkilemektedir. Arthur’un çöküşü, modern toplumun acımasız yüzünü yansıtmaktadır. 

İnsanlık ve Delilik Arasındaki İnce Çizgi

Joker, insanlıkla delilik arasındaki ince çizgiyi sorgulamaktadır. Arthur’un trajik hikayesi, bu çizginin nerede başladığını ve bittiğini düşündürmektedir. Film, izleyiciyi kendi içsel sınırlarını sorgulamaya teşvik etmektedir.

Joker, izleyiciyi içine çekerken bir yolculuğa çıkarmaktadır.  Bu yolculuk, belki de kendi iç dünyasında bir Joker bulmasına neden olabilir. 


JOKER FİLMLERİNİN TARİHİ VE FELSEFİ

Joker karakteri, sinema tarihinde defalarca karşımıza çıkmış ve her seferinde farklı yorumlarla izleyiciyi etkilemiştir. İşte Joker filmlerinin bir listesi ve bu filmlerin felsefi altyapıları:

1. Batman (1989)

Yönetmen: Tim Burton

Joker Rolü: Jack Nicholson

Felsefesi: Tim Burton’ın 1989 yapımı Batman filminde Jack Nicholson’ın canlandırdığı Joker, kaotik ve mizahi bir anti-kahraman olarak öne çıkmıştır. Bu Joker, Gotham şehrinin düzenine karşı bir anarşisttir ve kaosun simgesi olarak karşımıza çıkar.

2. The Dark Knight (2008)

Yönetmen: Christopher Nolan

Joker Rolü: Heath Ledger

Felsefesi: Heath Ledger’ın unutulmaz performansı ile The Dark Knight’ta canlandırdığı Joker, kaosun ve anarşinin somutlaşmış hali olarak görülür. Bu Joker, modern dünyanın karmaşıklığına ve etik sorularına meydan okur, düzenin ve kaosun arasındaki dengeyi sorgular.

3. Suicide Squad (2016)

Yönetmen: David Ayer

Joker Rolü: Jared Leto

Felsefesi: Jared Leto’nun canlandırdığı Joker, daha genç ve çılgın bir versiyon olarak karşımıza çıkar. Bu Joker, toplumun karanlık taraflarını ve bireylerin sınırlarını zorlayan bir karakter olarak betimlenir. Leto’nun Joker yorumu, çılgınlığı ve hedonizmi ön plana çıkarır.

4. Joker (2019)

Yönetmen: Todd Phillips

Joker Rolü: Joaquin Phoenix

Felsefesi: Joaquin Phoenix’in başrolünde olduğu bu film, Joker’in köken hikayesini derinlemesine ele alır. Arthur Fleck’in toplumdan dışlanmışlığını ve bu dışlanmışlığın onu nasıl deliliğe sürüklediğini gözler önüne serer. Film, bireyin toplumsal yapıya uyum sağlamadığında nasıl bir canavara dönüşebileceğini sorgular.

5. Zack Snyder’s Justice League (2021)

Yönetmen: Zack Snyder

Joker Rolü: Jared Leto

Felsefesi: Bu filmde, Jared Leto’nun canlandırdığı Joker, daha karanlık ve rahatsız edici bir figür olarak yeniden sahneye çıkar. Joker’in bu versiyonu, distopik bir geleceğin simgesi olarak sunulur ve toplumsal çöküşün habercisi olarak görülür.

6. Joker: Folie à Deux (2024)

Yönetmen: Todd Phillips

Joker Rolü: Joaquin Phoenix

Felsefesi: Henüz vizyona girmemiş olan bu film, Joker’in hikayesini daha da derinlemesine inceleyecek. Filmin ismi, “Folie à Deux” (İki Kişilik Delilik) psikolojik teriminden gelir ve Joker’in zihinsel durumunu ve belki de başka bir karakterle olan saplantılı ilişkisini keşfetmeyi vaat eder.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder