15 Ağustos 2024 Perşembe

 

SURİYE HUKUKUNA GÖRE EVLİLİKLER TÜRK HUKUKUNDAKİ UYGULAMA 





NEVİN BİLGİN 

Türkiye, Suriye'deki savaş ve iç karışıklık nedeniyle büyük bir göç akınına uğramış ve bu durum ülkenin demografik yapısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyeliler, çeşitli sosyal ve hukuki sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunlardan biri de Suriyelilerin çocuk yaşta evlilikleri oluşturmaktadir.

Suriyelilerin Aile Hukuku ve Çocuk Yaşta Evlilikler

Suriye'de çocuk yaşta evlilikler, kültürel ve toplumsal faktörlerle bağlantılı olarak yaygın bir uygulama halindedir. Ancak, Türkiye'nin aile hukukunda çocuk yaşta evlilikler  kabul edilmemekte ve bu tür evliliklerin geçerliliği tartışma konusu olmaktadır. 

Türk Medeni Kanunu, evlenme yaşını 18 olarak belirlerken, Suriye'de bu yaş sınırı daha düşük olabilir. Bu durum, Suriyelilerin Türkiye’ye gelmeden önce yapmış oldukları çocuk yaşta evliliklerin Türk hukuku açısından nasıl değerlendirileceği sorusunu gündeme getirmektedir.

Türk Hukukunda Çocuk Yaşta Evliliklerin Değerlendirilmesi

Türk hukukunda çocuk yaşta evlilikler, kamu düzenine aykırı olarak kabul edilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, evlenme yaşı 18 olarak belirlenmiş olup, 16 yaşına kadar düşen evlilikler genellikle geçersiz sayılmaktadır. Ancak, geçici koruma altında bulunan Suriyelilerle ilgili bu durum daha karmaşık hale gelebilmektedir. Özellikle, Suriyelilerin Türkiye’ye gelmeden önce yaptıkları çocuk yaşta evlilikler Türk hukuku açısından sorun oluşturmaktadır.

Suriye Hukukunun Türk Hukukunda Uygulanabilirliği

Suriye hukukuna göre yapılmış çocuk yaşta evlilikler Türk hukukunda t “mutlak butlan” (geçersizlik) ile sonuçlanması söz konusudur.  Türk hukukunda, yabancı ülkelerde yapılan çocuk yaşta evliliklerin tanınmamaktadir.

Uluslararası Hukuk ve Avrupa Konseyi Standartları

Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi bir ülke olarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne taraf bir devlettir. Bu uluslararası sözleşmeler, çocukların üstün menfaatini koruma yükümlülüğünü getirir. Bu bağlamda, çocuk yaşta evliliklerin Türkiye'deki hukuki statüsü, uluslararası hukuk standartlarına uygun olarak değerlendirilmelidir.

Özellikle, AİHS'nin 8. maddesi, aile hayatına saygı hakkını güvence altına alırken, çocuğun üstün menfaatinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtir. Bu durum, Suriyelilerin çocuk yaşta evliliklerinin Türkiye'deki hukuki durumunun belirlenmesinde önemli bir etken oluşturmaktadir.

Suriyeliler İçin Hukuki Bilgilendirme ve Uyum

Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin, Türk hukukuna uyum sağlamaları önemlidir. Türk hukukunda evlenme, boşanma, nafaka ve velayet gibi aile hukuku meseleleri hakkında Suriyeli bireylerin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, Suriyelilerin Türkiye’de yaşadığı hukuki boşlukları ve olası mağduriyetleri önlemek amacıyla, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri hakkında bilgilendirme yapılması büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyelilerle ilgili aile hukuku meseleleri, hem Türk hem de uluslararası hukuk açısından karmaşık bir yapıya sahiptir. Çocuk yaşta evliliklerin hukuki geçerliliği, Türk kamu düzeni ve uluslararası standartlarla uyumlu olarak değerlendirilmelidir. 

Ayrıca, Suriyelilerin Türkiye’deki hukuki ve toplumsal entegrasyonlarını sağlamak amacıyla, hukuki bilgilendirme programlarının artırılması ve uygulamanın daha şeffaf hale getirilmesi önem arz etmektedir. Geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin hak ve yükümlülükleri konusunda daha etkili bir bilgi akışı sağlanması, toplumsal mağduriyetlerin önlenmesi ve adil bir hukuki süreç sağlanması açısından kritik bir adımdır.

Suriye'deki Düzen Nasıldı?

Osmanlı Devleti'nin hukuk ve yargı sistemi, I. Dünya Savaşı öncesinde Suriye topraklarında da uygulanıyordu. Bu dönemde, 1917 tarihli Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesi de Suriye’de yürürlükteydi. Bu kararname, aile hukukunu düzenliyor ve evlilik, boşanma gibi konuları ele alıyordu.

Suriye Aile Kanunu

1946 yılında Suriye’nin bağımsızlığını kazanmasının ardından, hukuk sistemi millîleştirilmeye ve reforma tabi tutulmaya başlandı. Bu reform sürecinde, 1953 yılında Suriye Aile Kanunu (Kânûnu’l-Ahvâl eş-Şahsiyye) yürürlüğe girdi. Bu kanun, aile hukukunu kapsamlı bir şekilde düzenlemekte ve evlilik, miras, velayet gibi konuları içermektedir.

İslam Aile Hukuku ve Suriye Ahvâl-i Şahsiye Kanunu

İslam aile hukukunun kanunlaştırılmasına yönelik çabaların ilki, Hanefi Mezhebi’nin genel kabul görmüş görüşlerini bir araya getiren ancak resmi olarak kanunlaşmayan Kadri Paşa’nın çalışmasıdır. Osmanlı döneminde, 1917 tarihli Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesi, İslam dünyasının tamamı için aile hukukunun kanunlaştırılması ve reforma tabi tutulması açısından önemli bir adımdı. Bu kararname, İslam hukukunun farklı mezheplerinin görüşlerinden yararlanarak hazırlanmıştır.

Suriye Ahvâl-i Şahsiye Kanunu, İslam hukukunu esas alan ve aile hukuku kapsamında yer alan konuları düzenleyen ilk kapsamlı kanundur. Bu kanun, Suriye’nin bağımsızlığından sonra yapılan reformlar çerçevesinde yürürlüğe girmiş ve aile hukukuna dair birçok konuyu düzenlemiştir.

Kaynakça: 

https://dergipark.org.tr/tr/pub/ihm/issue/54077/729768

https://openaccess.marmara.edu.tr/items/53a5e733-41bf-41bc-9323-34010932e898

https://www.insamer.com/tr/ulusal-ve-uluslararasi-hukuka-gore-turkiyedeki-suriyelilerin-hukuki-statusu.html

https://humanistburo.org/dosyalar/humdosya/Turkiye%20Suriye%20Perspektifinde%20Evlilik%20Hukukuna%20Dair%20Inceleme%20%28H.N.Sarihan%29.pdf

https://12punto.com.tr/gundem/kapitulasyonlar-geri-mi-dondu-umit-ozdagdan-carpici-suriye-aile-hukuku-iddiasi-47413



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder