24 Eylül 2024 Salı

 MİLLETVEKİLLİĞİ, AYRICALIKLI STATÜYE NASIL DÖNÜŞTÜ?

MİLLETVEKİLLERİNİN AYRICALIKLARI

1. TRAFİKTE GEÇİŞ ÜSTÜNLÜĞÜ, 

2. YURTDIŞI VE YURTİÇİNDE ÖZEL SAĞLIK AYRICALIĞI

3. AYRICALIKLI EMEKLİLİK 

4. YÜKSEK MAAŞLAR VE YOLLUKLAR

5. KAMU MİSAFİRHANELERİNDEN ÖNCELİKLİ YARARLANMA

6. ULAŞIM AVANTAJLARI

7.KAMU BANKALARINDAN KREDİ OLANAĞI

8. İNDİRİMLİ TARİFELER

9. SEKRETER, DANIŞMAN, ŞOFÖR

10. BAZI GÖREVLERDE MAKAM ARACI, YAKIT, MAKAM ODASI

11. DİPLOMATİK PASAPORT

PROF.DR. BAKIRCI: 

"SİYASİ PARTİLER KANUNU'NUN İSTİKRARLI İŞLEMESİ İÇİN MİLLETVEKİLİ ÖZLÜK HAKLARI SON DERECE CAZİP HALE GETİRİLMİŞTİR" 

"TRAFİKTE ÜSTÜNLÜK, TOPLUMDA HUKUKUN EŞİTLİĞİ İLKESİNE AYKIRIDIR"

"AYRICALIKLI STATÜ MİLLETVEKİLLERİNİN TOPLUMSAL SORUMLULUKLARINI GÖZARDI ETMESİNE NEDEN OLMAKTADIR" 



NEVİN BİLGİN 

Türkiye'de milletvekillinin bir meslek ve statü haline gelmesi bazı sorunları da beraberinde getirmeye başladı. Tanınan ayrıcalıklar demokratik uygulamalarda ortaya çıkan sorunların da çözümünde engel oluşturucu niteliğe dönüşmüş durumda. Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklikler yıllardır yapılamadığı gibi liderler, milletvekillerine verilen ayrıcalıklarla düzenin devamı sağlamakta. 

TOBB ETÜ Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı'ndan Prof.Dr. Fahri Bakırcı, Baraborlik Dergisi'nde kaleme aldığı Siyasi Partiler Kanunu Üzerine başlıklı yazısında, Siyasi Partiler Kanunu'nun değişmemesinin en büyük sebeplerinden birisinin milletvekillerine tanınan ayrıcalıklar olduğunun altını çizdi. 

Bakırcı, "2820 sayılı Kanun’un istikrarlı bir biçimde işleyebilmesi için bazı takviyelerin yapıldığı görülmektedir. Bu takviye, yasama organı üyeliği statüsünün özlük hakları bakımından son derece cazip hale getirilmesidir. Gerçekten de milletvekilliğinin, zaman içinde, vazgeçilmesi zor, cazibeli bir meslek haline getirildiği görülmektedir" görüşünü dile getirdi. 

Bakırcı'nın makalesinde konuya ilişkin şu tespitler yeralmakta: 

Ayrıcalıklı Bir Statü Olarak Milletvekilliği: Haklar ve Sorumluluklar

Milletvekilliği, yalnızca bir siyasi pozisyon olmanın ötesinde, zamanla vazgeçilmesi zor bir ayrıcalık statüsü haline gelmiştir. Türkiye'deki 2820 sayılı Kanun çerçevesinde milletvekillerine tanınan haklar, bu mesleği hem cazip hem de sorunlu bir konuma taşımaktadır. 



Ayrıcalıkların Temeli

Milletvekilleri, yasama yetkisi ve halkı temsil etme sorumluluğunun yanı sıra, yurt dışında ve özel sağlık kuruluşlarında ayrıcalıklı hizmet alma haklarıyla donatılmışlardır. Bunun yanında, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'ndaki değişiklikle, milletvekillerinin geçiş üstünlüğü gibi ayrıcalıklara sahip olmaları, toplumda hukukun eşitliği ilkesine dair ciddi soru işaretleri yaratmaktadır. Bu tür ayrıcalıkların, sadece yasalarla değil, aynı zamanda sosyal normlarla da pekiştirildiği görülmektedir.



                               Prof.Dr. Fahri Bakırcı 

Toplumda Oluşan Etkiler

Milletvekilliğinin sağladığı bu ayrıcalıklar, birçok yurttaşın bu statüyü ulaşılacak bir kariyer basamağı olarak görmesine yol açmaktadır. Orta ve düşük gelirli bireyler için olduğu kadar, zengin kesim için de milletvekilliği, çeşitli hakların kapılarını açan bir yol olarak algılanmaktadır. Bu durum, milletvekillerinin toplumsal sorumluluklarını göz ardı etmesine ve statü koruma içgüdüsüyle hareket etmesine neden olmaktadır. Milletvekilleri, genel başkanlarının politikalarını desteklemekten başka bir seçenek görememekte, bu da demokratik işleyişte bir sıkışma yaratmaktadır.




Hukuk Devleti ve Demokrasi

Bir hukuk devleti, herkesin yasalar önünde eşit olduğu ilkesine dayanır. Ancak, milletvekillerine sağlanan bu tür ayrıcalıklar, kamuoyunda adalet duygusunu zedeler. Örneğin, trafik kurallarını ihlal eden bir milletvekilinin yargılanmaması, toplumda “yasalara uymak” kavramını sorgulatmaktadır. Bu tür uygulamalar, demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için gerekli olan denetim mekanizmalarını zayıflatır.

Otoriter Yönetimler ve Seçimler

Otoriter yönetimlerde, seçimler genellikle demokrasi ile özdeşleştirilirken, bu durum gerçekte demokratik ilkelerin yokluğunun bir göstergesidir. Türkiye’deki son seçimlerde, başarısız liderlerin görevde kalmaya devam etmesi, bu durumu pekiştirmektedir. Gerçek demokrasi, sadece seçimler ve siyasi partilerle sınırlı değildir; aynı zamanda bu partilerin iç işleyişinin demokratik normlara uygun olmasını gerektirir. Parti içi demokrasinin işlememesi, siyasi partilerin yenilenme ve hesap verebilirlik yeteneklerini zayıflatır.

Bakırcı, Doğu Batı Dergisi'ndeki Demokrasi Siyasal Partiler İlişkisi Türkiye'deki Mevcut Durum başlıklı yazısında da, (99.sayfa 10.dipnot) milletvekillerine sağlanan ayrıcalıkları sıraladı. 

Kaynak linki

https://medya.barobirlik.org.tr/ebarobirlik/Pdf/98.pdf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder