5 Eylül 2024 Perşembe

 MECLİS'İN DÖNÜŞÜMÜ



NEVİN BİLGİN 

Türkiye Büyük Millet Meclisi, ilk kurulduğu yıllarda sadece bir yasama organı değil, aynı zamanda halkın kalbinde, bağımsızlık mücadelesinin somut bir simgesiydi. 

1920’de Ankara’nın Ulus semtinde, halkın arasına karışan, duvarsız, korumasız, şeffaf bir yapıydı. Ulus Meydanı’ndaki bu bina, İttihat ve Terakki Cemiyeti için inşa edilmişken, Kurtuluş Savaşı’nın zor şartlarında, halkın temsil edildiği ilk meclis binası olarak Cumhuriyet’in kuruluşuna ev sahipliği yaptı. Mimar Salim Bey’in tasarladığı, askeri mimar Hasip Bey’in inşa ettiği bu yapı, mütevazı duruşuyla halkın içinden bir yerdi. Dışarıya kapalı olmayan, halkla iç içe bir yapıydı.


                                    fotoğraf: Kültürenvanteri

Zamanla Türkiye'nin büyümesi, devlet yapısının gelişmesi ve güvenlik endişelerinin artmasıyla birlikte meclis binaları da değişime uğradı. 1960’lı yıllarda, bugünkü TBMM binası Kızılay’da inşa edilerek, o eski Ulus’taki mütevazı meclis binasından çok daha büyük, anıtsal bir yapı inşaa edildi. Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister’in tasarladığı bu yeni meclis binası, Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü ve modern devlet yapısını simgeler nitelikteydi. Meclis'in ilk dönemlerinde ve sonraları halkın kolayca girebildiği mekan olan TBMM ve bahçesi artık güvenlik önlemleriyle çevrili olduğu gibi izole bir yapıya dönüştü. Ziyaretçiler günler öncesinden isim bildirerek GBT sorgulamaları olumlu sonuçlanırsa Meclis'i ziyaret edebilirken, Meclis'in tüm bahçesine de duvar, tel ve ağaç duvar inşaa edilmiş durumda. Bu dönüşüm modernleşme sürecinde güvenlik ve yönetim anlayışındaki değişimi de gözler önüne sermekte. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder