5 Eylül 2024 Perşembe

 BALONLARIN DÖNÜŞÜMÜ: 

GÖKYÜZÜNE KAÇAN HAYALLERDEN, İPLERLE BAĞLI GERÇEKLERE


Nevin BİLGİN

Bir zamanlar elimizden kaçan balonlar, gökyüzüne doğru süzülür ve içimizde hafif bir boşluk bırakırdı. Çocukluğun en büyülü anlarından biri, o rengârenk balonun gözden kaybolmasını izlerken hissettiğimiz özgürlük duygusuydu. O balon nereye gidiyordu? Belki de bu kaçış, bizlere hayallerin peşinden gitmenin ve belirsizlikle barışmanın ne demek olduğunu öğretirdi. Fakat zamanla her şey gibi balonlar da dönüşüm geçirdi. Artık kauçuk balonlar yerine folyodan yapılmış balonlar var. 



Balonların tarihi oldukça eskiye dayanır. İlk balonlar, insanlık tarihinde hayvanların mesane ve bağırsaklarının şişirilmesiyle ortaya çıktı. Basit oyunlar ya da törenlerde kullanılan bu ilkel balonlar, modern balonların öncüsüydü. 

Ancak, bugünkü anlamda bilinen ilk balonlar, 1824 yılında İngiliz bilim insanı Michael Faraday tarafından icat edildi. Faraday, iki ince lastik levhayı bir araya getirip içini gazla doldurarak ilk esnek balonları yarattı. Bu balonlar, bilimsel deneyler için kullanılsa da, kısa sürede eğlence dünyasında da yerini buldu.

1930’larda, balonlar artık sadece bilimsel bir merak olmaktan çıkmış, çocukların ellerinde neşeyle süzülen, doğum günlerinden festivallere kadar her yerde karşımıza çıkan renkli objeler haline gelmişti. 

Kauçuktan yapılan bu esnek balonlar, o dönemde sokaklarda satılır, çocukların ellerinden kayıp gökyüzüne yükselirdi. Ve işte, çocukluğun en unutulmaz anlarından biri: Elimizden kaçan balonun, gözlerimizin önünde gökyüzünde kaybolup gitmesiydi. O balonun ardından bakarken hissettiğimiz o küçük hüzün ve merak, çocukluğun en saf duygularından birini taşırdı.

Ancak günümüzde her şey gibi balonlar da değişti. Eskiden ağızla şişirilen, hafif bir rüzgârla göğe kaçan o kauçuk balonların yerini, şimdi parlak, metalik folyo balonlar aldı. Helyumla doldurulan bu balonlar, gökyüzüne yükselmek yerine, iplerle sıkı sıkıya bağlı tutuluyor. Bir yandan daha uzun ömürlü ve görkemli gözükse de, bu balonlar sanki artık kaybolamıyor, gökyüzüne ulaşamıyor. Hayallerimiz de artık o eski özgürlükle göğe çıkmıyor sanki; her şey daha kontrol altında, daha sabit.

Eskiden gökyüzüne kaçan bir balonun ardında, bir özgürlük duygusu, bir belirsizlik vardı. Bugünse, balonlar sabit, kontrol edilebilir bir gerçeklik sunuyor. Hayallerimiz de yere bağlı kalıyor, uçup gitmelerine izin yok. Belki de eski balonların kayboluşu kadar derin bir iz bırakamıyorlar artık, çünkü bazen bir şeyi kaybetmenin verdiği özgürlük, elimizde sımsıkı tuttuğumuz her şeyden daha anlamlı olabiliyor. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder