9 Eylül 2024 Pazartesi

 BABA-ÇOCUK İLİŞKİLERİNİN YAŞAM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

PROF. DR. BİNNUR YEŞİLYAPRAK’IN BABA ANLATIMI VE TÜRK TOPLUMUNDA BABA FAKTÖRÜ



NEVİN BİLGİN 

"Babam ile Temas: Babamla olan ilişkilerimde şu ana kadar belirli bir ilerleme kaydettiğimi düşünüyorum. Ancak annemden sonra babamın kişiliğimi etkilemedeki rolü, sadece benim için değil, tüm çocuklar için oldukça önemlidir. Kişilik kuramlarına göre, baba figürü erkek çocuklar için olduğu kadar, kız çocuklar için de kritik bir öneme sahiptir.

Baba ile temasım konusunda daha önce değinmediğim bazı noktaları son birkaç gündür gözden geçiriyorum. Başlangıçta, bu konuda yaşadığım en zorlayıcı terapi oturumlarının bu meseleyle ilgili olduğunu görüyorum. Erken çocukluk dönemimde babamla ilgili net anılarım olmasa da, henüz 3.5 yaşındayken yaşadığım deprem olayında, karyolada uzanırken babamın karnımda oturup "Ben babamın tızıyım, ben babamın tızıyım" diye şarkı söylediğini hatırlıyorum. Bu anı, babamın o dönemde benimle ilgilendiğini gösteriyor; ancak depremin hemen ardından beni hızlıca karyoladan indirip pencerenin üzerinden atladığını gördüğümde, babamın koruyuculuk rolünü yerine getirdiğini hissetmedim.

Bir diğer önemli anı, babamın evin arkasında, benim bulunmadığım bir zamanda dışarı çıkıp geldiği bir durumu içeriyor. Annemin, "Binnur içeride kaldı" diyerek evin önüne canhıraş bir şekilde koştuğu anılar çokça anlatılmıştır. Henüz 5.5 yaşındayken başladığım ilkokulun ilk üç sınıfında babam, hem öğretmenim hem de okul müdürüm olarak çekindiğim bir figürdü. Daha sonra babamın deniz kenarında başka bir kadınla ilişki yaşadığını öğrenmek benim için şok edici bir durum oldu. Bu süreçler, baba-çocuk ilişkimizin çatışmalı bir doğaya sahip olduğunu düşündürüyor.

Çocukken babama duyduğum güven ve aidiyet ihtiyacı, sevgi arayışımda yaşadığım korku, kızgınlık, öfke ve nefret duyguları arasında gidip geldim. Bu duygular, yıllarca içsel bir çatışma yaşamama neden oldu. Ergenlik döneminde, yatılı okula gitme kararı, hem babamla olan ilişkimden hem de genel olarak ailemden uzaklaşmak için bir kaçış stratejisi gibi görünüyordu."

Bu satırlar, Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak’ın “Öz Terapi: İçsel Bir Kazı” adlı kitabından alındı. Yeşilyaprak kendisine uyguladığı özterapi yönteminde babasıyla olan ilişkilerini sorgulayarak kendisine uyguladığı terapiyi anlatıyor kitabın bir bölümünde. Kitabın bir bölümünde baba-çocuk ilişkilerinin kişilik gelişimi üzerindeki etkileri ve bu ilişkinin birey üzerindeki psikolojik etkilerini anlamaya yönelik önemli içgörüler sunulmakta. Kitabı okumak insanın kendisini anlaması açısından da büyük önem taşır özellikte. 



Türk Toplumunda Baba Faktörü ve Aile-Çocuk İlişkileri

Türk toplumunda baba figürü, aile yapısının ve çocuk yetiştirme tutumlarının şekillenmesinde kritik bir rol oynamakta. Bu bağlamda, çeşitli akademik çalışmalar babalık kavramının toplumsal ve bireysel etkilerini incelemiştir. 

Aile İçindeki Roller: Türk toplumunda anne ve baba arasındaki rol dağılımı belirgin bir biçimde ayrılmıştır. Anne, ev işlerini, çocuk bakımını ve ailenin duygusal yaşamını düzenlerken; baba, maddi ihtiyaçları karşılayan ve toplumsal normları belirleyen kişi olarak görülür. Bu geleneksel rol ayrımı, babanın çocuklarıyla olan ilişkisini, çocuğun cinsiyeti, babanın iş durumu, eğitim durumu ve eşinin çalışıp çalışmaması gibi birçok faktör tarafından etkilenir.

Babalık Kavramının Evrimi: Geleneksel olarak, babanın görevi yalnızca maddi kaynak sağlamak ve disiplin uygulamak olarak algılanırken, günümüzde bu rol, çocuğun yaşantısına ve bakımına aktif olarak katılım olarak görülmeye başlanmıştır. Babaların anneye desteği, annenin gerginliğini azaltabilir ve annenin rolünü benimsemesine yardımcı olabilir. Babalar, çocuklarının kişiliğinin gelişiminde önemli bir özdeşim modeli olarak kabul edilir ve baba-çocuk iletişimi, çocuğun akademik, sosyal, sosyal ve duygusal gelişimini etkileyebilir.

Tarihsel ve Kültürel Perspektifler: Türk destanlarında, baba-oğul ilişkisi sıklıkla bir mücadele ve çatışma teması olarak ortaya çıkar. Bu temalar, mitolojik çağlardan tarihi çağlara geçişte, baba ve oğul arasındaki iktidar mücadelesini ve toplumsal beklentileri yansıtır. Destanlarda yer alan baba-oğul çatışmaları, genellikle toplumsal değerler, din ve kahramanlık içgüdüleriyle ilişkilidir. Bu motifler, toplumsal bellekte önemli bir yer tutar ve baba figürünün tarihsel ve kültürel anlamını şekillendirir.

Gelişimsel Perspektifler: Baba kavramının zamanla değişen algıları, çeşitli gelişim dönemlerinde farklı biçimlerde tanımlanmıştır. İlkokul döneminde baba, genellikle sevgi ve şefkat kaynağı olarak görülürken, ortaokul ve lise dönemlerinde evin direği ve geçindiren kişi olarak tanımlanır. Üniversite döneminde koruyucu ve güven veren bir figür olarak algılanırken, genç yetişkinlikte otorite ve yol gösterici olarak değerlendirilir. Orta yaş döneminde ise baba, destek olan ve aile reisi olarak tanımlanır. Bu değişim, babalık rolünün zamanla nasıl evrildiğini ve bireylerin bu rolü nasıl algıladığını gösterir.

Maddi destek ve Otorite, Duygusal ve Destekleyici Rol Neden Yok? 

Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak’ın kişisel deneyimlerinin yanı sıra, Türk toplumunda babalık kavramının toplumsal ve bireysel etkilerini ele alan bu çalışmalar, baba-çocuk ilişkilerinin karmaşıklığını ve önemini vurgularken, Türk toplumunda babalık rolü, geleneksel olarak maddi destek ve otorite ile ilişkilendirilmiş olsa da, modern toplumlarda bu rolün daha duygusal ve destekleyici bir biçimde evrildiği gözlemleniyor.

Yeşilyaprak’ın kişisel deneyimleri, babanın çocuk üzerindeki etkilerinin ne denli derin ve karmaşık olabileceğini ortaya koyuyor. Erken yaşta yaşanan travmalar ve babayla kurulan zorlu ilişkiler, bireyin kişisel gelişimini ve güven duygusunu şekillendirmektedir. Türk toplumunda babalık kavramının hem geleneksel hem de modern yönleri, bu ilişkilerin nasıl algılandığını ve çocuklar üzerinde ne tür etkiler yarattığını anlamamıza yardımcı oluyor.

Bu bağlamda, babalık rolünün çocuklar üzerindeki etkilerini kavramak, hem bireysel psikolojik iyileşme süreçleri hem de toplumsal yapının gelişimi açısından büyük önem taşımakta. Babaların çocuklarıyla kurduğu sağlıklı ve destekleyici ilişkiler, çocukların genel gelişimlerini olumlu yönde etkilemekte ve toplumsal değişimlerle birlikte bu rollerin yeniden şekillendiği görülmektedir.

Kaynakça: 

Yeşilyaprak, Binnur, Öz Terapi , İçsel Bir Kazı

Denndelinger, Deborah, Aile Enerjileri

https://www.ayk.gov.tr/wp-content/uploads/2015/01/TEZEL-%C5%9EAH%C4%B0N-Fatma-CEVHER-Fatma-Nilg%C3%BCn-T%C3%9CRK-TOPLUMUNDA-A%C4%B0LE-%C3%87OCUK-%C4%B0L%C4%B0%C5%9EK%C4%B0LER%C4%B0NE-GENEL-B%C4%B0R-BAKI%C5%9E.pdf

https://www.turkiyeklinikleri.com/article/tr-turk-toplumunda-babalik-kavrami-ve-baba-bebek-baglanmasinda-hemsirelik-84203.html

https://www.ulakbilge.com/makale/pdf/1612272935.pdf

https://www.academia.edu/122135115/T%C3%BCrk_Destanlar%C4%B1nda_Baba_O%C4%9Ful_%C3%87at%C4%B1%C5%9Fmas%C4%B1


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder