19 Eylül 2024 Perşembe

 MODERN İNSAN İLE BASİTLİK, DÜRÜSTLÜK VE İNSANLIK ÜZERİNE

TOLSTOY FELSEFESİ

İNSAN NEYLE YAŞAR? 

İNSANA NE KADAR TOPRAK LAZIM? 




NEVİN BİLGİN 

Lev Tolstoy, eserlerinde insanın doğasını, toplumu ve ahlaki değerleri derinlemesine sorgulayan büyük bir düşünür ve yazardır. Özellikle modern insanın yaşam tarzını eleştirirken, basitlik ve içsel değerlere yönelmenin insanın gerçek anlamda huzura kavuşmasının yolu olduğunu savunur. Ona göre, modern insan tüketiyor, uyuyor ve çalışıyordu; fakat aslında yaşamıyordu. Tolstoy’un bu eleştirileri, insana daha anlamlı ve sade bir yaşamın yollarını gösterir.

İnsan Neyle Yaşar?

Tolstoy’un klasikleşmiş öyküsü İnsan Neyle Yaşar?, insanın dünyadaki varoluş amacını ve gerçek anlamda nasıl yaşam sürmesi gerektiğini sorgular. Hikâyenin ana karakteri, maddi zenginlik ve dünyevi başarı arayışı içinde sıkışıp kalırken, sonunda sade bir köylü sayesinde yaşamın gerçek anlamını keşfeder. Tolstoy, bu hikâye aracılığıyla insanın sadece maddi kazanımlarla değil, manevi değerlerle de zenginleşebileceğini vurgular. Asıl mutluluğun, basit ve anlamlı bir yaşam sürmekte yattığını anlatır.

Tolstoy, insanın modern dünyanın sunduğu lükslerin ve yüzeysel tatminlerin ötesine geçmesi gerektiğini savunur. Ona göre, gerçek bir yaşam sürdürmek için insanın kalbine ve ruhuna yönelmesi, basitliğin ve samimiyetin erdemlerini keşfetmesi gerekir. Hikâyede olduğu gibi, insanın mutluluğu dışarıda değil, kendi içinde araması gerektiğini belirtir.

Hırs ve Toplum

Tolstoy’un başka bir etkileyici öyküsü olan İnsana Ne Kadar Toprak Gerekir?, insanın doyumsuz hırslarının onu nasıl kör ettiğini ve nihayetinde kaybolmaya götürdüğünü anlatır. Hikâyede, ana karakter daha fazla toprak sahibi olmak için sürekli daha fazlasını istemekte, ancak bu açgözlülük sonunda kendi sonunu hazırlamaktadır. Tolstoy, bu öyküde insanın maddi hırslarının onu gerçek insanlıktan uzaklaştırdığını ve basitlik ile paylaşmanın daha anlamlı olduğunu gösterir.

İnsanların birbirlerine karşı acımasız olmasının temelinde hırs ve sahip olma arzusunun yattığını savunan Tolstoy, bu tür değerlerin insanlığın özünden uzaklaştığını düşünür. Ona göre, insan doğasına uygun olan, paylaşmak ve birlikte var olmayı öğrenmektir. Bu açıdan, İnsana Ne Kadar Toprak Gerekir? hırsın getirdiği yıkıcı sonuçları çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer.



Batı ve Doğu Kültürü Arasındaki Çatışma

Tolstoy’un felsefesinde Batı kültürüne yönelik eleştiriler önemli bir yer tutar. Batı’nın bireycilik, materyalizm ve modernizm anlayışını sıklıkla eleştirir ve bunun insanın ruhsal dengesini bozduğunu savunur. Batı’daki materyalist yaşam tarzı, Tolstoy’a göre insanın içsel huzurunu yok eden bir unsurdur. Tolstoy, Batı’nın modern dünya görüşünün insanları yalnızlaştırdığını ve toplumdan kopardığını düşünür.

Tolstoy’a göre Doğu kültürü ise manevi değerlere ve topluluk bilincine daha fazla önem verir. Basit bir yaşam, toplumsal dayanışma ve maneviyat, insanın hem kendini hem de çevresini daha iyi anlamasına olanak sağlar. Tolstoy, Batı’nın bireyci ve materyalist yapısına karşın, insanın doğasına daha uygun olan bu Doğulu değerlerin yaşamda önemli bir yere sahip olduğunu belirtir.

Basitlik ve Dürüstlük

Tolstoy’un felsefesinin temel taşlarından biri, basitlik ve dürüstlüktür. Ona göre, insan gerçek mutluluğa ulaşmak istiyorsa karmaşık dünyadan uzaklaşarak sade bir yaşam sürmeli ve dürüst ilişkiler kurmalıdır. Modern toplumun dayattığı sürekli tüketim, kazanma ve rekabet odaklı yaşam tarzı, insanı hem ruhsal hem de fiziksel anlamda tüketir. Oysa insan, hayatını sadeleştirip, kendi içsel değerlerine dönerek daha anlamlı bir yaşam sürebilir.

Dürüstlük ise, sadece başkalarına karşı değil, insanın kendine karşı da dürüst olmasını gerektirir. Tolstoy’a göre, bu erdemler hem bireysel huzurun anahtarı hem de toplumsal düzenin en önemli unsurlarıdır. Modern dünyanın karmaşası içinde kaybolan insan, bu değerlere yönelerek kendini bulabilir ve yaşamını anlamlandırabilir.

Tolstoy’un Eleştirileri ve Günümüz Dünyası

Tolstoy’un modern insan ve topluma yönelik eleştirileri, günümüzde de güncelliğini korumaktadır. İnsanlar, teknoloji ve tüketim kültürünün baskısı altında giderek daha da yalnızlaşmakta ve anlam arayışına girmektedirler. Tolstoy’un eserleri, bu anlamda modern dünyada kaybolmuş insana rehberlik eder niteliktedir. Onun basitlik, dürüstlük ve manevi değerlere dayanan felsefesi, insanın içsel huzuru yakalamasına yardımcı olabilecek evrensel bir mesaj sunar.

Tolstoy’un felsefesi, insanın hem bireysel hem de toplumsal anlamda daha sade, dürüst ve paylaşımcı bir yaşam sürmesi gerektiğini savunur. Modern dünyanın karmaşıklıkları karşısında bu değerler, insanın içsel huzuru bulması için bir rehber olabilir.

İnsan Ne İli Yaşar'ın Özeti

1885'te yayınlanmış kısa bir hikayeyi içerir. Simon, ayakkabı dükkanı işleten fakir bir adamdır. Kış gelmeden kürk almak için köylülerden borçlarını toplamaya çalışır, ancak köylülerde para yoktur. Bir meyhane ziyaretinde, çıplak bir adama rastlar. Bu adam, aslında bir melektir ve adı Michael’dır. Simon, onu evine götürür, yedirir, içirir ve hatta yanına çırak olarak işe alır. Birlikte çalışmaya başlarlar. Ancak bir gün dükkâna gelen zengin bir adamın ayakkabı yerine terlik dikilmesi gerektiğini öğrenince, Simon şaşkınlık içinde kalır. Michael, aslında melek olduğunu ve Tanrı tarafından cezalandırıldığını söyler. Simon ve eşi, Michael’dan merhamet ve sevgi dolu olmanın önemini öğrenirler ve bu deneyimden dersler çıkarırlar. Yani iyi kalpli olmak greçek anlamda yaşamanın anahtarı olmalıdır görüşü vurgulanmaktadır. 

İnsana Ne Kadar Toprak Gerekir Özeti

Köylü Pahom, daha fazla toprak sahibi olma hırsıyla hareket eder. Ancak bu hırsı, sonunda onun ölümüne yol açar. Pahom, “Her şeyin daha fazlasını isteyen hiçbir şeye sahip olamaz” sözünün canlı bir örneğidir adeta. Hikaye insanın hırslarını ve doyumsuzluğunu vurgulamaktadır. 

Lev Nikolayeviç Tolstoy Kimdir?

Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910), Rus edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen, aynı zamanda bir filozof, toplumsal reformcu ve düşünce lideriydi. Tula bölgesindeki Yasnaya Polyana’da, aristokrat bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Gençliğinde inişli çıkışlı bir hayat sürdü; annesini ve babasını erken yaşta kaybetti. Ailesinden miras kalan geniş topraklarda büyüyen Tolstoy, hem yaşam koşulları hem de aldığı eğitimle oldukça donanımlı bir birey olarak gelişti.

Tolstoy’un en bilinen yönü, insan doğasına dair derin gözlemleri içeren edebi eserleridir. Romanlarında, toplumun adaletsizliği, insanın iç dünyası, ahlaki çatışmalar ve insan ilişkilerinin karmaşıklığı üzerine yoğunlaştı. Özellikle Savaş ve Barış ve Anna Karenina gibi dev romanları, dünya edebiyatının en saygın eserleri arasında yer alır.

Bununla birlikte, Tolstoy sadece bir edebiyatçı değildi. 1870’lerden itibaren geçirdiği ruhsal uyanış, onu toplumsal reformlara ve aktivizme yöneltti. Hristiyanlık öğretilerini temel alarak ahlak, şiddetsizlik ve anarşizm üzerine derin felsefi düşünceler geliştirdi. Bu fikirleri, Mahatma Gandhi ve Martin Luther King Jr. gibi önemli liderleri etkilemiş ve onların şiddetsiz direniş anlayışlarını şekillendirmiştir.

Eserlerinde sıkça basitlik, ahlak, manevi değerler ve insan ilişkilerinin içsel boyutlarına odaklanan Tolstoy, yaşadığı dönemin toplumsal yapılarına da meydan okumuş bir düşünürdü. Yaşamının son yıllarında sade bir köy hayatı yaşamayı tercih etti ve mülklerini paylaşmayı savundu. Tolstoy, 20. yüzyılın başlarına kadar süren entelektüel ve ahlaki etkisiyle bugün hâlâ hatırlanan bir düşünce devrimcisi ve yazar olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır.

Kaynakça: 

https://www.fikriyat.com/galeri/edebiyat/tolstoyun-unutulmaz-eserlerinden-insana-dair-alintilar

https://oggito.com/icerikler/tolstoyun-eserlerine-giris/21890

https://www.kitapevi.com/lev-tolstoyun-degerli-eseri-insan-ne-ile-yasar-hakkinda-bilmeniz-gerekenler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder