19 Eylül 2024 Perşembe


İNSTAGRAM KRİZİ VE "FELAKET KAYDIRMASI" HASTALIĞI

 BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ (BDT) İLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI



NEVİN BİLGİN

Psk. Sude Öykü Yıldırım & Prof. Dr. Hakan Türkçapar’ın geçtiğimiz günlerde bir çalışması yayınlandı. Çalışmada, instagram engellesine vurgu yapılarak sosyal medya kullanıcılarının maruz kaldıkları "felaket kaydırması" adlı psikolojik bozukluk hakkında ayrıntılı bir çalışma yeraldı. 

Çalışmaya göre, felaket kaydırması (ya da İngilizce adıyla doomscrolling), günümüzün dijital çağında sıkça karşılaşılan bir davranış biçimi.

Felaket kaydırması, bireylerin çeşitli dijital platformlarda sürekli olarak olumsuz ve endişe verici haberlere odaklanma eğilimini ifade ediyor. Sosyal medya, haber siteleri veya forumlar gibi çevrimiçi kaynaklarda bu davranış sıkça görülüyor. Uykusuzluk yanında, anksiyete ve depresyona neden olabiliyor. 

Çalışmaya göre, Instagram’a getirilen ani erişim engeli, sosyal medya bağımlılığının hayatımızdaki derin etkilerini ortaya koydu. Birçok kişi, Instagram’a ulaşamayınca büyük bir boşluk hissiyle baş başa kaldı. Sosyal medya platformları, özellikle Instagram, kullanıcıları sürekli içerik üretmeye ve tüketmeye teşvik ederken, bu içeriklere aniden erişimin engellenmesi insanların dijital dünyaya ne kadar bağımlı hale geldiğini gözler önüne serdi. Erişim engelinin ardından kullanıcılar hızla alternatif platformlara yöneldi; Twitter, TikTok gibi uygulamalar, bu eksikliği doldurmak için ilk duraklar oldu. Ancak bu geçiş beraberinde başka bir sorunu da gündeme getirdi: doomscrolling.



Doomscrolling Nedir?

"Doomscrolling" terimi, sosyal medya platformlarında olumsuz içeriklere ve haberlere saatlerce göz atma, sürekli kötü haberler arasında kaybolma davranışını tanımlar. Kullanıcılar, farkında olmadan kendilerini olumsuz haberlerle dolu bir döngüye kaptırarak zihinsel ve duygusal bir çöküntü içine girerler. Özellikle Twitter gibi platformlar, sürekli güncellenen ve genellikle karamsar içeriklerin hâkim olduğu bir yapıya sahip olduğu için doomscrolling davranışı burada çok daha belirgindir.

Bu davranış, kullanıcıların negatif haberler arasında kaybolarak bir tür felaket arayışına girmelerine neden olur. Felaket kaydırması olarak da bilinen bu olgu, kötü haberlerin beynimiz üzerinde güçlü bir etki yaratmasıyla açıklanır. Olumsuzluk yanlılığı olarak bilinen bu bilişsel eğilim, olumsuz olayların beynimizde daha kalıcı izler bırakmasıyla ilgilidir. İnsanlar, olumlu olayları deneyimleseler bile olumsuz olaylara daha fazla dikkat etmeye meyillidir. Bu da bireylerin sürekli kötü haber arayışına girmesine ve doomscrolling döngüsüne sıkışıp kalmasına yol açar.


Doomscrolling’in etkileri sadece zihinsel ve duygusal tükenmişlikle sınırlı kalmaz; uzun vadede kronik anksiyete, uyku bozuklukları, stres ve hatta depresyon gibi ciddi ruhsal sorunlara yol açabilir. Bu davranış, modern çağın yaygın bir problemi haline gelmiş ve kullanıcıların ruh sağlığını sessizce tüketen bir alışkanlık olarak karşımıza çıkmıştır. Bu nedenle sosyal medya kullanımını kontrol altına almak ve doomscrolling’den kaçınmak, sağlıklı bir zihinsel yaşam için büyük önem taşır.


Doomscrolling Döngüsüne Nasıl Hapsoluruz?

Sude Öykü Yıldırım ve Hakan Türkçapar’ın çalışmalarına göre doomscrolling, bir kez başladığında durması neredeyse imkânsız hale gelen bir süreçtir. Kullanıcılar, her yeni olumsuz haberle birlikte daha fazla içerik arayışına girerler. Küresel krizler, doğal afetler, savaşlar ve ekonomik belirsizlikler gibi dünya genelinde yaşanan olumsuz olaylar bu süreci daha da tetikler. Beynimiz bu tür kötü haberleri daha fazla hatırlamaya ve gelecekteki olası tehlikelere karşı kendini koruma içgüdüsüyle sürekli tetikte kalmaya programlanmıştır. Ancak bu sürekli tetikte olma hali, uzun vadede duygusal tükenmeye, artan kaygıya ve sürekli bir karamsarlık döngüsüne neden olur. İnsanlar, sosyal medya platformlarında saatlerini harcayarak bir felaket senaryosundan diğerine geçerken, gerçek hayatla bağlarını zayıflatarak kendilerini daha fazla izole hissetmeye başlarlar.


Bu döngüden çıkmak zordur; çünkü doomscrolling bir tür bağımlılık haline gelebilir. Her yeni olumsuz haber, beynimizde daha fazlasını aramaya yönelik bir tetikleyici oluşturur. Yıldırım ve Türkçapar, bu noktada Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) tekniklerinin, doomscrolling ile başa çıkmada etkili bir yöntem olabileceğini vurgular. BDT, bireylerin olumsuz düşüncelerini fark etmelerine ve bu düşünceleri daha olumlu ve gerçekçi bakış açılarıyla değiştirmelerine yardımcı olur. Böylece bireyler, doomscrolling’in yarattığı karamsarlık döngüsünden çıkmak için bilinçli adımlar atabilirler.


                                  Dr. Hakan Türkçapar

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile Doomscrolling ile Başa Çıkmak

Yıldırım ve Türkçapar’ın önerdiği BDT yöntemleri, doomscrolling ve sosyal medya bağımlılığıyla mücadelede etkili stratejiler sunar. İşte bu yöntemlerden bazıları:

Farkındalık Geliştirme: İlk adım, doomscrolling alışkanlığınızı fark etmek ve bunun üzerinizde yarattığı olumsuz etkileri tanımaktır. Kendinizi sürekli olumsuz haberlere bakarken buluyorsanız, bu durumu not edin ve bu davranışın nedenini sorgulayın. Olumsuz içeriklere yönelme eğilimlerinizin farkında olmanız, bu alışkanlığı kontrol altına almanın ilk adımıdır.

Olumsuz Düşünce Kalıplarını Değiştirme: BDT’nin temel prensiplerinden biri, olumsuz düşünce kalıplarını tanımlayarak bunları daha olumlu ve gerçekçi düşüncelerle değiştirmektir. Örneğin, "Dünyada sadece kötü şeyler oluyor" gibi bir düşünce yerine "Olumsuz olaylar kadar olumlu gelişmeler de var" şeklinde bir düşünce benimsemek, doomscrolling döngüsünden çıkmanıza yardımcı olabilir.

Davranışsal Değişiklikler: Sosyal medya kullanımınızı sınırlandırmak, doomscrolling ile başa çıkmanın en önemli adımlarından biridir. Özellikle kriz dönemlerinde, sosyal medya platformlarında geçirilen süreyi azaltarak daha dengeli bir dijital diyet oluşturmak önemlidir. Sosyal medya kullanımınızı günün belirli saatleriyle sınırlandırmak ve kriz, savaş ya da doğal afet gibi olumsuz konular yerine hobileriniz ya da ilgi alanlarınıza yönelik içeriklere yönelmek bu süreçte size fayda sağlayabilir.

Alternatif Faaliyetler: Sosyal medya dışında zaman geçirebileceğiniz alternatif faaliyetler oluşturmak da önemlidir. Fiziksel aktivite, meditasyon, okumak veya bir hobi edinmek gibi etkinlikler, doomscrolling’den uzaklaşmanıza ve zihinsel sağlığınızı korumanıza yardımcı olabilir.



Sağlıklı Bir Dijital Alışkanlık Yaratmak

Instagram bağımlılığı ve doomscrolling, dijital çağın getirdiği yeni zorluklardan biridir. Ancak bu alışkanlıkların olumsuz etkilerinden kaçınmak ve ruhsal sağlığınızı korumak mümkündür. Yıldırım ve Türkçapar’ın da belirttiği gibi, BDT teknikleri ile sosyal medya kullanımını daha bilinçli hale getirmek, bu tür zararlı alışkanlıklardan kurtulmanın anahtarıdır. Sosyal medya kullanımını tamamen ortadan kaldırmak yerine, onu daha sağlıklı bir alışkanlığa dönüştürmek mümkündür. Bu süreçte, ilgi alanlarınıza ve hobilerinize yönelik içeriklere yönelmek, sosyal medya platformlarını bir stres kaynağı olmaktan çıkararak size fayda sağlayan bir araç haline getirebilir.


Kaynakça: 

https://www.hakanturkcapar.com/yaz%C4%B1lar

https://www.indyturk.com/node/741666/bi%CC%87li%CC%87m/felaket-kayd%C4%B1rmas%C4%B1-beyinde-nas%C4%B1l-hasara-yol-a%C3%A7%C4%B1yor

https://kemalsayar.com/haftanin-yazisi/felaket-kaydirmasi-doomscrolling-nedir-nasil-durdurabiliriz


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder