ANADOLU'NUN İS KOKULU MAHALLELERİ
DOĞALGAZIN ULAŞMADIĞI, YAŞLILARIN ÇÖPLERİYLE ISINDIKLARI O BÜYÜKŞEHİR MAHALLELERİ
NEVİN BİLGİN
İnsanlar bireyselleştikçe, birbirinden, birbirlerinin sorunlarından uzaklaşır oldu.
Havalar soğuyup kış gelmeye başladı mı, büyükşehirlerin kenarına iliştirilmiş, gelişimden nasibini alamayan yerleşim yerlerinde, özellikle de geçmişin kasaba ve köylerinde, şimdinin mahallelerinde yaşayan insanları bir soğuk korkusu sarar. O korkuyla çöp biriktirip kış için yakacak temin etmeye çalışan mı dersiniz, odunu, kömürü yaşlı olup taşıyamadığı için evinin içine koyan mı dersiniz...Bu manzaradan uzaktır çoğu insan Arabica kahvesini yudumlayıp elindeki cep telefonunda Tiktok'u izlerken. Ya da bir balık lokantasında yediği balığın kılçığını dert eden siyasetçi ve bürokrat uzaktır bu yaşamdan, aklına bile gelmez.
Modern şehirlerin kenarına iliştirilmiş, gelişimden nasibini almamış o yerler. Soğuk kış gecelerinde odun, kömür ve kimi zaman çöplerin dumanıyla sarılan sokaklar. Bu mahallelerde her nefes alışta biraz yanık lastik, biraz is kokusu.
Oysa o balık yiyenlerle aynı vergiyi öder burada yaşayan ve çöplerle ısınmaya mahkum olan insanlar.
Her pencerenin önünden geçerken bir başka evin mücadelesine şahit olursunuz. Evlerin içine dolan soğuk, bir battaniyenin altına saklanamayacak kadar keskindir, serttir. Kırdığı ceviz kabuğundan, sıktığı üzümün posasını bile kurutup kışa bekleten insanlar vardır şehirlerin kenarına iliştirilmiş o mahallelerde.
Kışın sert rüzgarları insanları odun, kömür telaşına düşürür. O eski mahallelerde kimse doğalgazın sıcak borularına dokunmaz. Eller, kömür torbalarını kavrar, sırtlar odunları yüklenir.
Kimisi genç, kimisi yaşlı. Ama göçten dolayı çoğu yaşlıdır. Ama kim düşünür ki yaşlı bir teyzenin o ağır kömür torbasını merdivenlerden nasıl çıkaracağını? Kim görür ki yaşlı ellerin o soğukta nasıl titrediğini?
Bir zamanlar bu mahallelerde insanlar birbirlerine daha yakındı. Kapılar çalınır, komşular birbirine yardım ederdi. Odun taşımak yalnızca bir iş değil, aynı zamanda bir dayanışma göstergesiydi. Şimdi ise herkes kendi evinin duvarları arasında, ısınma derdinde. O eski sıcaklık, o yardımlaşma unutulmuş gibi.
Belki de asıl mesele odun ya da kömür değildir. Belki de her taşınan odun, her yakılan çöp, aslında insanın insanla kurduğu o eski bağı hatırlatır bize. Soğuk yalnızca evleri değil, ruhları da sardığında, bir odun parçasının ağırlığı altında eğilen omuzlar, yalnızca ısınmak için değil, hayata tutunmak için de mücadele verir aslında.
2024'te doğalgazı bekler bu insanlar üstelik 5 bin nüfuslu bir yerde ve 7 km uzaklarına kadar doğalgaz gelmişken bekler. Unutulmuştur çünkü burada yaşayanlar. (Denizli Acıpayam Yeşilyuva)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder