NEDEN CİMRİ, SİGARA BAĞIMLISI, AŞIRI DÜZENLİ YA DA DAĞINIK OLURUZ?
FREUD'UN GELİŞİM EVRELERİNDE GİZLİ
0-1 YAŞ GRUBUNDA EMME İLE İLGİLİ SORUN YAŞAYANLAR AŞIRI YEME, SİGARA İÇME, TIRNAK YEME DAVRANIŞI GELİŞTİRİYOR
İLK TUVALET EĞİTİMİ CİMRİ, DÜZENLİ OLUP OLMAMAYI ETKİLİYOR
NEVİN BİLGİN
Sigmund Freud’un psikoseksüel gelişim teorisi, insan kişiliğinin oluşumunu açıklayan en bilinen yaklaşımlardan biridir. Bu teoriye göre, insan hayatı boyunca belirli dönemlerden geçer. Bu dönemler bilgisayar oyunu gibi sorunsuz bir şekilde atlatılırsa birey yetişkinlikte daha sorunsuz bir hayat yaşarken dengeli de olur. Bu dönemlerde yaşanan deneyimler, yetişkinlikteki kişiliğimizi ve davranışlarımızı derinden etkiler.
Freud bu evreleri beş temel aşamaya ayırır; oral, anal, fallik, latent ve genital evreler. Her evrenin kendi içinde bir odak noktası vardır ve bu odak, bireyin gelişimi üzerinde belirleyici rol oynar.
Freud’un psikoseksüel gelişim teorisi, birçok açıdan eleştirilse de insan psikolojisini ve kişilik gelişimini anlamada önemli bir yer tutar. Özellikle, bireyin çocukluk döneminde yaşadığı deneyimlerin yetişkinlik dönemindeki etkilerini anlamada bu teori yol gösterici olabilir.
Freud’a göre, hayatın zevk ve gerilim üzerine kurulu yapısı, her bir evrede yaşanan çatışmaların çözülüp çözülmemesiyle şekillenir. Tıpkı bir bilgisayar oyununda seviye atlamaya benzer şekilde, bir sonraki aşamaya geçmek için mevcut çatışmanın çözülmesi gerekir. Bu nedenle, çocukluk dönemindeki gelişim süreci ve bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi, insan hayatının geri kalanını derinden etkiler.
1. Oral Evre (0-1,5 yaş):
Duyarlı Bölge: Ağız, dudaklar ve dil.
Bu ilk evrede, bebeğin tüm dünyası ağız etrafında şekillenir. Emme, beslenme ve ağız yoluyla alınan uyaranlar, bebeğin temel zevk kaynağıdır. Bu dönemde bebek, emerek hem fiziksel hem de duygusal doyum sağlar. Beslenme, güven duygusunun temelidir. Bebeğin sütten kesilmesi ise ilk büyük çatışma anıdır. Eğer bebek bu evrede ihtiyaçları aşırı doyurulursa veya yetersiz karşılanırsa, ileride aşırı yeme, sigara içme, tırnak yeme gibi oral saplantılar geliştirebilir. Bu tür saplantılar, aynı zamanda duygusal bağımlılıklara da yol açabilir.
2. Anal Evre (1,5-3 yaş):
Duyarlı Bölge: Anüs ve çevresi.
Bu dönemde çocuğun dikkati anüs ve tuvalet alışkanlıklarına odaklanır. Tuvalet eğitimi sırasında çocuğun vücudunu kontrol etmeyi öğrenmesi, bağımsızlık ve özgüven kazanma açısından çok önemlidir. Başarılı bir tuvalet eğitimi, çocuğun ileride düzenli ve üretken bir birey olmasına katkı sağlar. Ancak, aşırı katı veya baskıcı bir tuvalet eğitimi, anal kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasına yol açabilir. Örneğin, çocuk aşırı düzenli, cimri veya tam tersi düzensiz bir kişilik geliştirebilir.
3. Fallik Evre (3-6 yaş):
Duyarlı Bölge: Genital organlar.
Bu dönemde çocuk, cinsel organlarına ilgi duymaya başlar. Freud’a göre, bu evre özellikle Oidipus ve Elektra kompleksleriyle ilişkilidir. Erkek çocuklar babalarını rakip olarak görüp annelerine ilgi duyar; kız çocukları ise babalarına karşı özel bir bağlılık geliştirir. Eğer bu evrede çözülmemiş çatışmalar olursa, ileride cinsel kimlikle ilgili sorunlar yaşanabilir. Çocuğun bu evrede sağlıklı bir şekilde cinsel kimliğini keşfetmesi, kişilik gelişiminde büyük rol oynar.
4. Latent Evre (6-12 yaş):
Önemi: Bu evre, cinsel dürtülerin geri plana çekildiği, sosyal becerilerin ve entelektüel yeteneklerin ön plana çıktığı bir dönemdir. Çocuklar bu dönemde arkadaşlıklar kurar, eğitim hayatında ilerler ve toplumdaki yerlerini keşfederler. Cinsel dürtülerin aktif olmadığı bu evrede, çocuklar daha çok sosyalleşme ve kişisel gelişime odaklanır. Bu evrede saplanma yaşanması, ileriki yaşlarda sosyal ilişkilerde zorluklar, özsaygı problemleri veya utangaçlık gibi sorunlara yol açabilir.
5. Genital Evre (12 yaş ve üzeri):
Duyarlı Bölge: Genital organlar.
Bu evre, cinsel olgunluğun başladığı ve bireyin cinsel kimliğini tam anlamıyla keşfettiği dönemdir. Ergenlik dönemi boyunca, bireyler cinsel enerjilerini anlamaya ve yönlendirmeye başlarlar. Eğer önceki evrelerde saplantılar gelişmişse, bu saplantılar yetişkinlikte cinsel işlev bozuklukları veya ilişki sorunları şeklinde kendini gösterebilir. Ancak, bu evreyi sağlıklı bir şekilde tamamlayan bireyler, olgun cinsel kimliklerine ve sağlıklı ilişkiler kurma yeteneğine sahip olabilirler.
SAPLANTILAR
Freud’un psikoseksüel gelişim teorisinin merkezinde yer alan "saplantı" kavramı, bireyin bir evrede yaşadığı çatışmaları çözemezse o evreye saplanıp kalacağı anlamına gelir. Yani, çocuklukta yaşanan problemler yetişkinlik döneminde de varlığını sürdürebilir. Örneğin, anal evrede tuvalet eğitimi sırasında aşırı baskı gören bir birey, ileride aşırı düzenli veya tam tersi dağınık olabilir.
Kaynak:
https://duspsikoloji.com/psikoseksuel-gelisim-kurami/
https://pdrbirimi.com/psikoseksuel-gelisim-kurami-sigmund-freud/
https://dergipark.org.tr/tr/pub/auebfd/issue/48473/614664
https://psikohelp.com/freudun-5-asamali-psikoseksuel-gelisim-teorisi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder