LÜBNAN'IN KIRILMA NOKTALARI
CUMHURBAŞKANI HRİSTİYAN, BAŞBAKAN MÜSLÜMAN OLMAK ZORUNDA
80 BİN KİŞİLİK ORDUSU VAR
RESMİ OLARAK 18 İNANÇ VE MEZHEP TANINIYOR: SÜNNİ İSLAM, Şİİ İSLAM, NUSAYRİLER, DÜRZİLER, MARUNİ KATOLİKLER, RUM ORTODOKSLAR, ERMENİLER VE DİĞER HRİSTİYANLAR
ASYA, AVRUPA VE AFRİKA'NIN KESİŞİM NOKTASINDA
LÜBNAN-İRAN YAKINLAŞMASI VE ŞİİLER
Kaynak: Baroit
NEVİN BİLGİN
Lübnan, coğrafi konumu ve kültürel yapısıyla tarih boyunca birçok büyük gücün ilgi odağı olmuştur. Doğu Akdeniz’in kalbinde yer alan bu küçük ülke, Asya, Avrupa ve Afrika’nın kesişim noktasında bulunması nedeniyle stratejik bir öneme sahiptir. Batı ile Doğu’yu birbirine bağlayan bu kilit konum, Lübnan'ı hem bölgesel hem de küresel güçlerin etki alanı haline getirmiştir.
Fransa, ABD ve İngiltere gibi Batılı devletler, Lübnan'ın iç siyasetinden ekonomisine kadar pek çok alanda derin izler bırakmıştır.
Osmanlı'dan Fransız Mandasına/Sykes-Picot Anlaşması
Lübnan'ın Batı ile ilişkileri Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine kadar uzanır. Osmanlı döneminde bölgeye hükmeden yerel beyler ve dini liderler, özellikle Batılı misyonerler ve güçlerle temasta bulunarak siyasi avantajlar sağlamaya çalıştılar. Ancak Lübnan’ın Batı ile doğrudan bağı, Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’ndaki yenilgisi ve Sykes-Picot Anlaşması ile başladı. Bu anlaşmanın ardından Lübnan, 1920'de Fransız mandası altına girdi ve bu dönemde Lübnan'ın siyasi yapısı büyük ölçüde şekillendi.
Kaynak: Vikipedi
Fransız Yönetimi ve Maruni Hristiyanlar
Fransız yönetimi, Marunî Hristiyanların egemen olduğu bir siyasi sistem kurarak, Lübnan’daki mezhepsel yapıyı güçlendirdi. Bu durum, hem Fransa'nın Lübnan üzerinde uzun süreli etkisini sağlamlaştırdı hem de ülkenin iç dinamiklerini Batılı güçlerin müdahalelerine açık hale getirdi.
1943 yılında Lübnan, bağımsızlığını kazandı, ancak Fransa’nın kültürel ve siyasi etkisi devam etti. Lübnan’daki eğitim sisteminden hukuki yapıya kadar pek çok alanda Fransız etkisi hissedilmeye devam etti.
https://tr.maps-lebanon.com/l%C3%BCbnan-d%C3%BCnya-haritas%C4%B1
Soğuk Savaş ve ABD’nin Artan Etkisi
Lübnan, Soğuk Savaş döneminde Batılı güçlerin daha da önem verdiği bir bölge haline geldi. ABD, Ortadoğu’daki Sovyet etkisini kırmak amacıyla Lübnan'ı Batı bloğunun bir parçası olarak tutmak için çaba sarf etti.
Özellikle 1958 yılında meydana gelen iç karışıklıklar sırasında ABD, Lübnan’a asker göndererek ülkedeki Batı yanlısı hükümeti destekledi. Bu müdahale, ABD’nin Lübnan’da istikrar sağlamaya yönelik en büyük askeri hamlesi olarak tarihe geçti.
Ancak ABD’nin Lübnan üzerindeki etkisi, yalnızca askeri müdahalelerle sınırlı kalmadı. Ekonomik yardım paketleri ve diplomatik ilişkiler aracılığıyla ABD, Lübnan’da Sovyetler Birliği’nin nüfuz kazanmasını önlemeye çalıştı.
1982'de İsrail, Lübnan'ı İşgal Etti
Lübnan İç Savaşı sırasında ise ABD, hem siyasi gruplar hem de İsrail’in müdahaleleriyle şekillenen bu karmaşık süreçte denge sağlamaya çalıştı. 1982 yılında İsrail’in Lübnan’ı işgal etmesiyle ABD, Fransa ve diğer Batılı güçler çokuluslu bir barış gücü oluşturarak, ülkede istikrarı sağlama girişiminde bulundular. Ancak bu girişim, Beyrut’ta gerçekleşen ABD deniz piyadeleri saldırısıyla sekteye uğradı.
Fransa’nın 1975-1990 Arası Etkisi
Fransa, tarihsel bağları ve kültürel yakınlığı nedeniyle Lübnan üzerinde etkin bir Batılı güç olmaya devam etti. Fransız mandası döneminde şekillenen mezhepsel siyasi yapı, Lübnan’daki iç dinamiklerin Batılı müdahalelere açık kalmasını sağladı. Fransa, 1975-1990 yılları arasındaki iç savaş boyunca Lübnan’ın yeniden inşasında önemli roller üstlendi. Özellikle Taif Anlaşması sonrası dönemde, Fransa'nın Lübnan ile olan diplomatik ve ekonomik bağları güçlendi.
Lübnanlı Öğrenciler Fransız Okullarında
Fransa’nın Lübnan’a yönelik ilgisi sadece siyasi boyutla sınırlı kalmadı. Fransız şirketleri, özellikle enerji ve altyapı sektörlerinde Lübnan’da önemli yatırımlar gerçekleştirdi. Ayrıca Fransa, Lübnan’ın kültürel ve eğitim sisteminde de etkili oldu. Birçok Lübnanlı öğrenci, Fransız okullarında eğitim görerek bu kültürel bağı daha da derinleştirdi.
İngiltere'nin Rolü: İngiliz Şirketleri ve Enerji Sektöründeki Yatırımları
İngiltere, Lübnan’da Fransa ve ABD kadar doğrudan bir askeri müdahalede bulunmasa da, diplomatik ve ekonomik ilişkileriyle varlığını hissettirdi. Özellikle iç savaş sonrası dönemde İngiltere, Lübnan’daki insani yardım operasyonlarına ve yeniden inşa süreçlerine katkıda bulundu. Ayrıca, İngiliz şirketleri Lübnan’daki enerji sektöründe yatırımlar yaparak Batı’nın ekonomik etkisinin sürmesine katkı sağladı.
İç Bölünmelerin Etkisi
Fransa'nın manda döneminden başlayarak ABD'nin Soğuk Savaş döneminde artan etkisi ve çokuluslu müdahale girişimleri, ülkenin iç dinamiklerini şekillendirdi ve parçalı hale getirdi. Ancak bu müdahaleler, Lübnan'daki siyasi ve mezhepsel gerilimleri yatıştırmaktan çok daha karmaşık bir sürece yol açtı. Batılı devletler, Lübnan’da kendi çıkarlarını korumaya çalışırken, bölgesel aktörlerin etkisiyle bu çıkarlar zaman zaman dengelendi, zaman zaman da zorlayıcı hale geldi.
Cumhurbaşkanı Hristiyan ve Maruni Olmak Zorunda
Lübnan’da cumhurbaşkanı, Hristiyan Maruni toplumundan seçilir ve görev süresi altı yıldır. Cumhurbaşkanı, parlamentoda yapılan bir oylamayla belirlenir, ancak süreç sık sık siyasi krizlere ve çıkmazlara yol açabilir. 1989’da imzalanan Taif Anlaşması, cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlamış ve Müslüman grupların siyasi süreçlerdeki rolünü artırmıştır.
Mezhepsel Güç Dağılımı
Lübnan Parlamentosu 128 üyeden oluşur ve bu üyeler dini-mezhepsel gruplara eşit şekilde dağıtılır. Mecliste 64 Müslüman ve 64 Hristiyan milletvekili bulunur. Bu sistem, ülkenin siyasi yapısını mezhepsel temeller üzerine kurmuştur. Parlamento yasama yetkisine sahiptir ancak mezhepsel bölünmeler ve siyasi kamplaşmalar nedeniyle çoğu zaman karar alma süreçleri tıkanmaktadır.
Başbakan Sunni Müslüman
Başbakan Sünni Müslümanlardan seçilir. Hükümet kurma süreçleri ise genellikle zorlu ve uzun süreli olabilir. 2021 yılında, 13 ay süren bir siyasi krizin ardından Necip Mikati liderliğinde bir hükümet kurulabilmiştir. Bu tür gecikmeler, Lübnan siyasetindeki mezhepsel rekabetin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir.
Siyasi Partiler ve Gruplar
Lübnan’da siyasi partiler, dini ve mezhepsel gruplara göre şekillenmiştir. Şiiler Hizbullah ve Emel gibi partiler aracılığıyla temsil edilirken, Maruniler Falanjist Parti ve Lübnan Kuvvetleri gibi partilerde örgütlenmiştir. Sünniler ise daha çok Kerami ve Selam ailelerinin etkili olduğu partilerde temsil edilmektedir. Ayrıca Dürziler de Canbulat ve Arslan aileleri önderliğinde siyasette etkin rol oynamaktadır.
Lübnan'da 18 dini inanç ve mezhep tanınıyor. Bu mezhepler arasında Şii İslam, Nusayriler, Dürziler, Maruni Katolikler, Rum Ortodokslar, Ermeniler, diğer Hristiyanlar yer almaktadır. Nüfusun yüzde 27'sini şii müslümanlar oluşturmaktadır.
Lübnan'da Krizler ve Şiddet Olayları
1975 ile 1990 arası iç savaş yaşayan ülkede, 2005 yılında Başbakan Refik Hariri’nin suikasta uğraması, Lübnan’da büyük bir siyasi kriz başlatmıştır. Bu olay, Suriye karşıtı gösterilere ve Suriye ordusunun ülkeden çekilmesine yol açmıştır.
İsrail-Lübnan sınırından çatışmalar isme hep devam etmiştir.
Beyrut Limanı 2020'de gerçekleşen peş peşe patlamalar sonucu büyük bir felaket yaşamıştır.
2021'de yine mezhep çatışması alevlenmiştir.
Ancak Lübnan’ın dış güçlere olan bağımlılığı ve mezhepsel çatışmalar nedeniyle, siyasi istikrarı sağlayamamıştır. Siyasi gerilimlere ekonomik zorluklar eklenmiştir.
Litani Nehri Krizi
Litani Nehri, Lübnan'da hem stratejik hem de hayati bir öneme sahip olup, bölgedeki gerilimlerin merkezinde yer almaktadır. İsrail ve Hizbullah arasındaki bu gerilim, Litani Nehri’nin kontrolü ve nehrin güneyindeki nüfuz mücadelesi etrafında şekillenmektedir.
İsrail, nehrin güneyindeki Hizbullah varlığını tehdit olarak görüp, dünya güçlerinin bu bölgeyi silahsızlandırmasını talep etmektedir.. Bu taleplerin arkasında 2006'da kabul edilen BM kararıyla Mavi Hat'ın gerisinde yalnızca Lübnan ordusu ve UNIFIL güçlerinin varlığına izin verilmesi şartı yatmaktadır.
Litani Nehri, Lübnan'daki 794 bin kişinin su ihtiyacını karşılayan önemli bir kaynaktır ve bölgede tarımsal faaliyetler için hayati öneme sahiptir. Nehir çevresinde çoğunlukla Şii nüfus yaşadığı için Hizbullah, burada güçlü bir askeri varlık sürdürmektedir. İsrail'in bu bölgeye yönelik hava saldırıları ise gerilimi artırarak geniş çaplı can kayıplarına ve göçlere neden olmaktadır.
Lübnan Ordusu Var Mı?
Lübnan Silahlı Kuvvetleri 1943'ten beri mevcut. Lübnan'ın güney sırırlarındaki gerilimler, Hizbullah'ın varlığı, ordunun etkinliğini etkiliyor. 80 bin civarında personel sayısı olan ordu,, iç güvenlikte önemli sorumluluk üstleniyor. Farklı mezheplerden gelen askerlerden oluştuğu için iç dengeleri gözeterek hareket etmek zorunda kalıyor.
Lübnan ve İran Arasındaki İdeolojik Yakınlaşmanın Tarihsel Kökeni Nedir?
Lübnan ve İran arasındaki ilişkiler, özellikle Şii ideolojisi çerçevesinde şekillenmiştir. 16. yüzyılda İran’da Safevi hâkimiyeti sırasında, Lübnanlı Şii ulemalar bu devlette yüksek makamlara getirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyeti, Şiilerin geri plana itilmesine neden olmuş, Birinci Dünya Savaşı sonrası ise Şiiler radikalleşmiştir.
İmam Musa el-Sadr, Lübnan’da Şii toplumu bir araya getiren önemli bir figür olmuştur. 1960’larda kurduğu Mahrumlar Hareketi ve Yüksek Şii İslam Konseyi ile Lübnan’daki Şiileri organize etmiştir. 1979 İran İslam Devrimi sonrası Lübnanlı Şiiler, İran yönetimiyle dayanışma komiteleri kurarak devrimle irtibat kurmuşlardır.
Hizbullah, EMEL hareketinden ayrılarak 1980'lerde İran desteğiyle kurulmuş, 1982’deki İsrail işgali sonrası önemli bir direniş gücü haline gelmiştir. İran’ın Velayet-i Fakih doktrini, Hizbullah’ı ideolojik olarak İran’a yakınlaştırmıştır. 2000’lerde ise Hizbullah, İsrail’e karşı kazanımlar elde ederek, Lübnan’da önemli bir siyasi aktör olmuştur. 2006'daki savaş, Hizbullah’ın etkisini daha da artırmıştır.
Kaynakça:
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58519962
https://tasam.org/tr-TR/Icerik/709/lubnanda_cumhurbaskanligi_secimi_ve_siyasi_hesaplasmalar
https://www.mfa.gov.tr/lubnan-siyasi-gorunumu.tr.mfa
https://dergipark.org.tr/tr/pub/bellek/issue/59195/830603
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1412806
https://www.aksiyon.com.tr/lubnan-in-can-damari-litani-nehri-ve-hizbullah-israil-catismasi-50901
https://www.aljazeera.com.tr/ulke-profili/ulke-profili-lubnan
https://www.wikiwand.com/tr/articles/L%C3%BCbnan
https://www.bbc.com/turkce/articles/c1wng5e0347o
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder