MEZARLIKLAR ÜZERİNE YAPILAN YÜKSEK BİNALAR, DEĞİŞEN İMAR PLANLARI
İNSAN HAKLARININ SINIRI
ZENGİN VE FAKİR MEZARLIKLARI ÜZERİNE
KIRSALDA KENDİ KADERİNE TERK EDİLMİŞ SUYU BİLE OLMAYAN MEZARLIKLAR
KENT SINIRLARI GENİŞLEDİKÇE MEZARLIKLAR KAYBOLUYOR
İstanbul'un Deniz Manzaralı Eyüp Sultan Mezarlığı belki yıllar sonra üzerinde yüksek binalar yükselebilir
NEVİN BİLGİN
Her insan gibi, yaşamın sonunda, ölen kişinin anısına ve onuruna saygı gösterilmesi de temel bir insan hakkı olarak düşünülmelidir. Ancak ülkemizde, mezarlık alanlarının korunması konusunda sıkıntı bulunmaktadır. Ayrıca mezarlıklar arasında da eşitsizlik görülmekte adeta , “zengin ve fakir mezarlıkları” olarak adlandırılabilecek, farklı statüdeki mezarlıklar arasındaki bakım farklarıyla somutlaşmaktadır.
Büyük şehirlerde, imkânları geniş olan mezarlıklarda altyapı hizmetleri, temizlik ve bakım oldukça dikkat çekiciyken, özellikle kırsal bölgelerde ve büyükşehir belediyelerine yeni bağlanmış mahallelerdeki (Denizli Acıpayam Yeşilyuva gibi) mezarlıklar çoğu zaman sahipsiz ve bakımsız bırakılmaktadır. Bu alanlarda su kaynaklarının bulunmaması, mezar taşlarının ve çevrenin düzenlenmemiş olması gibi sorunlar, ölen bireylerin anısına gösterilmesi gereken saygının göz ardı edilmesine yol açmaktadır.
Örneğin, büyük şehirlerde prestijli mezarlıklar manzaralı alanlara sahip olabilirken, bu alanlara görülmek için özel izinler çıkarılması gerekmektedir. (Ankara Gölbaşı Mezarlığı gibi)
Bu mezarlıkların bakımı düzenli yapılmakta, çevre düzenlemesi ve su kaynakları eksiksiz sağlanmaktadır. Bu durum zengin ve varlıklı ailelerin mezar yerlerine daha fazla özen gösterilmesine yol açarken, kırsal alanlarda veya yoksul mahallelerdeki mezarlıklar ise çoğunlukla bakımsız kalmakta, hatta en temel hizmetler dahi eksik bırakılmaktadır. Yeterli su kaynağı olmayan, düzenlemesi yapılmayan bu mezarlıklar, özellikle büyükşehir belediyelerine bağlanan yeni mahallelerde göz ardı edilen alanlar olarak öne çıkmaktadır.
Kırsal Alan Mezarlıkları: Bakım ve İlgisizlik Sorunu
Kırsal alanlarda, büyükşehir belediyelerine bağlanan mahallelerin mezarlıklarının bakımının ihmal edilmesi, yalnızca alt yapı eksikliği değil, aynı zamanda toplumsal bir değer yitimi anlamına da gelmektedir. Bu mezarlıklarda su olmaması, temizliğin yapılmaması ve çevre düzenlemesinin ihmal edilmesi, mezar yerlerinin hak ettikleri saygıyı görememelerine sebep olmaktadır. Ölen kişilerin yakınlarının bu mezarlıkları ziyaret ederken karşılaştıkları fiziksel zorluklar ve bakımsızlık, acılarını derinleştirmekte ve onların bu alanlara sahip çıkmalarını daha da zorlaştırmaktadır.
Kent Sınırları Genişledikçe Mezarlıklar Kayboluyor
Özellikle genişlemiş kent sınırlarına dahil edilen bu mezarlıklar da zamanla ortadan kaybolmakta üzerinde yüksek binalar yükselmektedir. Örneğin Ankara'da TBMM Lojmanlarının yakınında bulunan mezarlık, yapılan yüksek binalar ve mezarlığın giderek kaybolması gibi.
Eşitlik İlkesine Aykırı Durum: Zengin ve Fakir Mezarlıkları
Mezarlıkların bakım ve altyapı hizmetlerinin eşit bir şekilde sağlanması, insan hakları perspektifinden bakıldığında bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan haklarının temel ilkesi olan eşitlik ilkesine aykırı olan bu durum, varlıklı kişilerin mezarlıkları ile kırsal kesimde ve yoksul mahallelerdeki mezarlıklar arasındaki farkın gittikçe derinleşmesine yol açmaktadır. Bu nedenle, mezarlık alanlarının statülerine göre farklı şekillerde ele alınması, hem sosyal bir adalet hem de saygı eksikliği anlamına gelmektedir.
Her birey, varlıklı veya yoksul fark etmeksizin, yaşamının son bulduğu yerde saygıyı hak eder; bu hak da yalnızca yaşam süresince değil, ölümden sonra da devam etmelidir.
Mevcut Hukuki Düzenlemelerin Eksikliği ve Yasal Çerçeve İhtiyacı
Ülkemizde mezarlıklara dair mevcut düzenlemeler, farklı statüdeki mezarlıklar arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi için yeterli bir zemin sunmamaktadır.
Büyükşehir belediyelerinin kırsal alanlarda mezarlıklara yönelik sorumluluklarının belirlenmesi, bu alanların bakım, temizlik ve altyapı hizmetlerinin eşit bir şekilde sağlanmasını zorunlu hale getirmelidir. Özellikle kırsal alanlardaki bakımsız mezarlıkların durumunu iyileştirmek adına, yeni bir hukuki düzenleme gerekmektedir. Bu düzenleme, mezar yerlerine saygının ve mezarlıkların korunmasının hem yasal hem de toplumsal bir görev olarak algılanmasını sağlayacaktır.
Mezarlık alanlarının saygıyla korunması, sadece ölen bireylerin hatırasına değil, aynı zamanda toplumsal değerlere de gösterilen bir özenin ifadesidir. Zengin ve fakir mezarlıkları arasındaki bakım farkı, toplumun geçmişine gösterdiği saygının azalmakta olduğunu işaret eden bir göstergedir. İnsan hakları perspektifinden baktığımızda, tüm mezarlıkların, ölen bireylerin eşit saygıyı görebileceği şekilde korunması ve bakımının yapılması bir zorunluluktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder