19 Kasım 2024 Salı

 İNSAN OTORİTEYE NASIL İTAAT EDER? 

"STANLEY MİLGRAM DENEYİ"


 (Katılımcılara bir "öğretmen" rolü verilerek gerçekleştirildi. Öğretmen, elektrik şoku uygulaması gerektiği söylenen bir "öğrenciye" (aslında bir aktöre) kelime eşleştirme soruları sordu.

Öğrenci her yanlış cevap verdiğinde, öğretmen, şok seviyesini artırarak ceza uygulamakla görevlendirildi. Şok makinesi, 15 volttan 450 volta kadar artan seviyelerde tasarlanmıştı. Şoklar gerçekte uygulanmıyordu, ancak öğrenci rolündeki aktör, acı çekiyormuş gibi tepkiler veriyordu.

Deneyi yöneten otorite figürü, katılımcıya "devam etmelisiniz" diyerek şok uygulamayı sürdürmesi talimatını veriyordu. Bu süreç, katılımcının itaat sınırlarını ve otoritenin gücünü test etti.)


NEVİN BİLGİN 

İnsanların otoriteye hiç sorgulamadan nasıl itaat ettirilecekleri konusu bilimsel deneylerle de araştırılarak, bunun nasıl sağlanacağı ortaya konulmuştur. Nasıl oluyor da, insanlar Nazi Almanya'sında olduğu gibi korkunç suçlara  dahil olabiliyorlardı? İşte psikolojide bunu araştıran ve sonuçlarını ortaya koyan  kişi psikolog Standley Milgram olmuştur. 

1950’lerin sonunda başlayan ve 1960’ların başında psikolog Stanley Milgram tarafından Yale Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Milgram Deneyi, otoriteye itaatin sınırlarını ve insanların vicdanlarına rağmen otoriteye nasıl boyun eğebildiklerini çarpıcı şekilde ortaya koymuştur. Bu deney, özellikle Nazi Almanyası'nda sıradan insanların korkunç suçlara nasıl dahil olabildiği sorusuna yanıt arayan bir bağlamda geliştirilmiştir. Milgram, insanların emirleri sorgulamadan yerine getirip getiremeyeceklerini anlamak istemiş ve ulaştığı sonuçlar, hem psikoloji hem de insanlık için büyük bir şok olmuştur.

Deneyin Tasarımı

Deney, basit ancak etkileyici bir kurguya sahiptir. Katılımcılar (öğretmen rolünde), bir “öğrenciye” (aslında bir aktör) elektrik şoku verdiklerini düşünerek bir öğrenme testini yürütür. Katılımcılara, şok seviyelerini deneyin ilerleyişine göre artırmaları talimatı verilir. Şokların gerçekte uygulanmadığı, yalnızca şok uygulama simülasyonu yapıldığı katılımcılardan gizlenmiştir. Deney yöneticisi (otorite figürü), beyaz önlük giyen ve ciddi bir tavır sergileyen bir bilim insanıdır. Bu figür, katılımcılara “Deneye devam etmelisiniz” gibi emirler vererek şok uygulamalarını teşvik eder.

Deneyde kullanılan şok makinesi, katılımcılara profesyonel bir cihaz izlenimi verecek şekilde tasarlanmıştır. Panel üzerinde 15 volttan başlayıp 450 volta kadar yükselen ve “hafif şok”tan “tehlikeli: ölümcül şok”a kadar giden seviyeler yer alır. Katılımcılar, her yanlış cevapta şok seviyesini artırmaya zorlanır ve öğrenci rolündeki aktör, belirli voltajlarda acı çektiğini göstermek için çığlık atar, ağlar veya deneyi bırakmak istediğini belirtir.

Deneyin İlerleyişi ve Çarpıcı Sonuçlar

Deneyde katılımcıların yaklaşık %65’i (40 katılımcıdan 26’sı), öğrenci bağırarak durmalarını talep etmesine ve görünürde büyük acılar içinde olmasına rağmen, en yüksek şok seviyesi olan 450 volta kadar gitmiştir. Bu bulgu, insanların elinde herhangi bir fiziksel zorlama gücü olmayan bir otorite figürüne bile yüksek oranda itaat ettiğini ortaya koymuştur.

Milgram’ın deneyinde dikkat çeken diğer bir unsur, katılımcıların duygusal durumlarıdır. Birçoğu şok vermeye devam ederken yoğun bir stres, suçluluk duygusu ve ahlaki çatışma yaşadığını ifade etmiştir. Bu durum, emirlerin ahlaki değerlere karşı üstün gelme kapasitesini gözler önüne sermiştir.

Deneyin Sosyal ve Psikolojik Bağlamı

Milgram Deneyi, otoriteye itaatin nedenleri ve sonuçlarını anlamada önemli bir kilometre taşıdır. 

Deneyin bulguları, insan davranışında otorite figürünün etkisinin ne kadar derin olduğunu göstermiştir. Milgram, itaatin üç temel bileşenini şu şekilde özetlemiştir:

Otorite Figürünün Gücü: Beyaz önlük giymek gibi sembolik unsurlar, otoritenin meşruiyetini artırmıştır.

Sorumluluk Aktarımı: Katılımcılar, yaptıkları eylemlerden kendilerinin değil, otoritenin sorumlu olduğunu düşünmüştür.

Kademeli Artış: Şok seviyelerinin yavaş yavaş artırılması, eylemin ahlaki sınırlarını aşmayı kolaylaştırmıştır.

Muzaffer Şerif'in Grup Normu Deneyi

Milgram Deneyi, sosyal psikolojideki diğer önemli deneylerle birlikte otorite ve uyumun doğasını anlamada kritik bir rol oynamaktadır. 

Muzaffer Şerif’in Grup Normu Deneyi (1936), insanların grup içi baskılar nedeniyle nasıl bir norm oluşturduğunu ve bu normlara uyduğunu araştırmıştır.

Solomon Asch’in Uyma Deneyi (1951): İnsanların, açıkça yanlış olduğunu bildikleri bir grup kararına nasıl uyum sağladıklarını göstermiştir.

Milgram Deneyi ve Etik Tartışmalar

Deney, psikolojik araştırmaların etik sınırlarını da yeniden tanımlamıştır. Katılımcıların yoğun stres yaşadığı ve deneyin sonucunda travma yaşayabilecekleri eleştiriler arasında yer almıştır. Bu durum, deneysel çalışmalarda katılımcıların korunmasının önemini vurgulamış ve etik standartların geliştirilmesine katkı sağlamıştır.

Milgram Deneyi, bireylerin otorite karşısındaki davranışlarının toplumsal düzeyde ne kadar etkili olabileceğini göstermiştir. Özellikle totaliter rejimlerde, otoriteye sorgusuz itaatin nasıl korkunç sonuçlara yol açabileceği bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Günümüzde, deneyin sonuçları eğitimden hukuka, psikolojiden politikaya kadar birçok alanda referans alınmaktadır.

Milgram’ın bulguları, insan doğasının karmaşıklığını ve ahlaki değerlerin, sosyal baskılar ve otorite karşısında nasıl şekillendiğini anlamamıza ışık tutmaya devam etmektedir.

Kaynakça: 

https://dergipark.org.tr/en/pub/iuhfm/issue/30512/330060?form=MG0AV3

https://tr.wikipedia.org/wiki/Milgram_deneyi?form=MG0AV3

https://www.turkyurdu.com.tr/arsiv/yazar-yazi.php?id=2579


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder