MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ'IN ÖLÜMÜYLE BİRLİKTE ORTAYA ÇIKAN TARTIŞMA
12 EYLÜL DÖNEMİNDE ÇIĞ'IN KARDEŞİ TURAN İTİL VE AYHAN SONGAR'IN YAPTIĞI DENEYLER VE ETİK TARTIŞMALAR YENİDEN GÜNDEME GELDİ
TESTE TABİ TUTULAN ÜLKÜCÜLERDEN KÜÇÜKİSSİZ:
"300 SORU SORDULAR, HERHANGİ BİR İLAÇ ALMADIM"
"YILLAR SONRA BANA CEZAEVİNDE SORULARI SORAN KİŞİNİN İTİL OLDUĞUNU GÖRÜNCE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM"
"OLAYIN MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ İLE İLGİSİ SADECE ÇALIŞMALARI YAPAN VAKIFTA OLMASIYDI"
Testte sorulan sorulardan bazıları:
“Annenizi hiç çıplak gördünüz mü?”
“Hayvanlarla cinsel ilişkiye girdiniz mi?”
“Ailenizde katil olan var mı?”
“Allah’a inanıyor musunuz?”
NEVİN BİLGİN
1980’li yılların siyasi ve toplumsal atmosferinde, bilim ve etik arasındaki sınırların bulanıklaştığı pek çok olay yaşandı. Bu olaylardan biri de Turan İtil’in de dahil olduğu bir ekibin Mamak Cezaevi'nde gerçekleştirdiği psikiyatrik testlerdi. Bu testler CIA'nın ABD'de uyguladığı bir takım bilinçaltı üzerinden insanların kullanımı, güdülenmesi gibi çalışmalarla ilişkilendirildi. Esin Çığ'ın (Muazzez İlmiye Çığ'ın kızı) "Unutulan Beyin" adıyla çıkardığı ve Prof. Dr. Turan İtil'le yapılan söyleşisini içeren kitap de bu tartışmalarla birlikte yeniden gündeme taşındı.
O dönemde yapılan çalışmalarda, EEG ve nöro-psikiyatri alanında uluslararası başarılarıyla tanınan İtil, Amerika’da özel bir EEG başlığı geliştirmiş (Patent No: 4,683,892) ve bilim dünyasında öne çıkmış bir isimdi. Ancak, 12 Eylül döneminde gerçekleştirdiği çalışmalar, etik açıdan ciddi tartışmalara yol açtı.
1980'de Mamak Cezaevi'nde bulunanlardan ve teste tabi tutulanlardan Recep Küçükizsiz, konuya ilişkin soruları yanıtladı:
"Soru: İlmiye Çığ ile ilgili iddialar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Recep Küçükizsiz: Sayın İlmiye Çığ ile adlandırılması benim dahil olmadığım bir kısımla ilgili. Aile vakfı kurmuşlar. Aile vakfı da bazı denemeler yapmış, bununla ilgili spekülasyonlar oldu. O vakfın kurucusu Muazzez İlmiye Çığ. Abi kardeş vakıf kuruluşları. Şahsen kendileriyle bir alıp veremediğim yok.
Soru: Cezaevinde yapılan testlerle ilgili süreçten bahseder misiniz?
Recep Küçükizsiz: Anladığım kadarıyla olay 1983-84 yıllarında, Turan İtil yönetiminde psikiyatrik ve psikanalitik bir test yapıldı. Cezaevinde belli sayıda kişi seçildi. Mamak’ta 5 bin kişi vardı. Terörist ve anarşist kişileri seçtiler, teste tabi tuttular. Rızamızı almadılar. Bizi itirafçı mısınız diye götürdüler zannettik. Turan İtil’i orada gördüm. Odaya geldi ve dedi ki, “İsim yazmak zorunda değilsiniz.” Elimizdeki sorularla baş başa kaldık. Çok fazla soru vardı; 300-400 tane soru.
Soru: Soruların içeriği nasıldı?
Recep Küçükizsiz: Test sorularında “Annenizi çıplak gördünüz mü?”, “Hayvanla cinsel ilişkiye girdiniz mi?”, “Akrabalarınızdan katil olan var mı?” gibi sorular vardı. O zaman çok kızıyordum. Siyasi soru yoktu, inançla ilgili sorular vardı. Mesela “Allah’a inanıyor musunuz?” diye sorular vardı.
Soru: Test sonuçları hakkında bilginiz var mı?
Recep Küçükizsiz: Cezaevinden çıkınca yurtdışına gittim. 2011’de Ulusal Kanal’da Turan İtil’i gördüm, dilekçe yazdım. Kenan Evren’in yargılanma süreciydi. Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdim. Mevzu benim için bu kadardır. Vakfın İstanbul’daki tutuklanan kişilere ilaç verdiği iddialarını bilmiyorum. Benim söylediklerimin ispatı ve delili de gerek yok. Zaman zaman açıklamalar yaptılar. Test sonuçlarını ilmi konferanslarda bildiri olarak sundular.
Soru: Test sırasında ilaç verildi mi?
Recep Küçükizsiz: Bana ilaç verilmedi, sadece test yapıldı. Çalışmanın başında Ayhan Songar ve Turan İtil vardı. Ayhan Songar ölmüştü o zaman.
Bilim ve Etik Çatışması-Zihin Kontrolü Çalışmaları
Turan İtil’in ABD’de geliştirdiği EEG başlığı ve ilaçlı EEG yöntemleri, bilimsel açıdan önemli bir yenilikti. Ancak, bu çalışmaları Türkiye’de mahkûmlara rızaları olmadan uygulaması, etik değerlerle çelişiyordu. Özellikle, mahkûmların bu testlerin bilimsel boyutu hakkında bilgilendirilmemesi ve süreçte kendilerini denek olarak hissetmeleri, tartışmaları derinleştirdi.
Turan İtil, Ord. Prof. Dr. Philipp Schwartz'ın öğrencisi olarak başlayan akademik yolculuğunda, Almanya’da Erlangen-Nürnberg Üniversitesi’nde doçentlik ve başhekimlik yaptıktan sonra St. Louis Missouri Üniversitesi ve New York Tıp Koleji gibi prestijli kurumlarda görev aldı. Amerikan Hava Kuvvetleri, Missouri Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsü ve NATO ile LSD ve zihin kontrolü üzerine araştırmalarda iş birliği yaptı.
1971’de Türkiye’de HZİ Nöropsikiyatri Vakfı’nı kurdu.
12 Eylül Darbesi sonrası cezaevlerindeki “Mamak Modeli” uygulamalarına fikirsel katkıda bulunduğu iddia edildi. Disiplin artırımı ve rehabilitasyon süreçlerine ilham veren bulgular elde edildiği belirtildi.
Uluslararası Terörün Çağdaş Yönleri
1983’te ABD destekli “Uluslararası Terörün Çağdaş Yönleri” seminerinde, Turan İtil’in çalışmaları da gündeme geldi.
Seminerin katılımcıları arasında CIA İstasyon Şefi Paul Henze, Orgeneral Necdet Öztorun ve Vali Nevzat Ayaz gibi isimler de yeraldı. Bu süreç, İtil’in bilimsel çalışmalarının etik ve siyasi boyutlarını daha da tartışmalı hale getirmiştir.
Muazzez İlmiye Çığ'a Yöneltilen Haksız Eleştiriler
Turan İtil’in çalışmaları, kız kardeşi Muazzez İlmiye Çığ’ın isminin de haksız yere tartışmalara dahil edilmesine neden oldu. Ancak Çığ, Sümerolog kimliğiyle bilim dünyasına önemli katkılar sağlamış bir isim olup, kardeşinin etik açıdan sorgulanan çalışmalarından dolayı eleştirilmesinin ne kadar doğru olduğu da tartışmalardır.
Turan İtil
Kimdir?
Turan İtil, Türk nöroloji ve psikiyatri uzmanı olarak tanınan bir bilim insanıdır. Beyin araştırmaları ve psikiyatrik hastalıklar konusundaki çalışmaları ile tanınır. Özellikle nöropsikiyatri alanında yaptığı çalışmalar ve beyin fonksiyonlarını anlamaya yönelik araştırmaları ile önemli katkılarda bulunmuştur.
Dr. İtil, beyin fonksiyonlarını inceleyen ve beyin sağlığını koruma yöntemleri üzerine araştırmalar yapmıştır.
Özellikle depresyon, anksiyete ve şizofreni gibi psikiyatrik hastalıkların tedavi yöntemleri üzerine çalışmıştır.
Nöroloji ve psikiyatri alanında teknolojik yeniliklerin tıpta nasıl kullanılabileceği üzerine çalışmalar yapmıştır.
Dr. Turan İtil'in çalışmaları, beyin sağlığı ve nörolojik hastalıklar konusunda bilim dünyasına önemli katkılar sağlamıştır.
Ayhan Songar
Kimdir?
Ayhan Songar (1926, Gönen – 2 Temmuz 1997, İstanbul), Türk psikiyatri doktoru ve çağdaş psikiyatrinin Türkiye'deki öncülerindendir. 1950 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olmuş, aynı yıl aynı fakültede asistanlık görevine başlamıştır. 1956 yılında doçent, 1961 yılında profesör unvanını almıştır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nın kurucusu olan Songar, bu kürsünün başkanlığını 34 yıl boyunca yürütmüştür.
Ayrıca Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanlığı, Adalet Bakanlığı'na bağlı Adli Tıp Kurumu Müşahedehane Şubesi Müdürlüğü gibi önemli görevlerde bulunmuştur. New York Bilimler Akademisi üyeliği yapmış, Aydınlar Ocağı ve Türkiye Millî Kültür Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının kurucuları arasında yer almıştır.
Edebiyat ve musiki alanında da eserler veren Songar, 26 kitabın yanı sıra psikiyatri ve insan psikolojisi üzerine önemli makaleler kaleme almıştır. Almanca olarak yayımlanan “Die Menschen und die Psychologie” adlı bildirisi, uluslararası alanda kaynak olarak gösterilmiştir. Millî Gazete ve Türkiye gazetelerinde köşe yazıları yazmıştır.
Esprili kişiliği, Türk Sanat Müziği'ne olan tutkusu ve geniş fotoğraf makinesi koleksiyonu ile de tanınan Songar, 1997 yılında İstanbul’da hayatını kaybetmiş ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilmiştir. Arkasında önemli bir akademik miras ve psikiyatriye yaptığı katkılar bırakmıştır.
Recep Küçükissiz
Kimdir?
Recep Küçükizsiz, Adana doğumlu olup ilk ve orta öğrenimini memleketinde tamamladı. Lise eğitimini Adana Erkek Lisesi'nde başlayıp, Kadirli ve Antakya'da tamamladı. Ülkücü kimliği nedeniyle üç kez hapse girdi. 12 Eylül darbesi sonrası tutuklanarak, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılandı. Alparslan Türkeş ile birlikte idamı istenen 220 ülkücüden biriydi. Mamak Mahkemeleri tarafından “iki idam, bir müebbet hapis” cezasına çarptırıldı. Adana, Mamak, Gaziantep, Bursa, Bayrampaşa gibi cezaevlerinde toplamda 11 yılı aşkın süre hapis yattı. Cezaevinde İktisat Fakültesi’ni tamamladı.
1991’de "Şartlı Salıverme Kanunu" ile serbest bırakıldı, ancak Yargıtay’ın "her idam cezası için 10 yıl yatılacak" kararı üzerine Almanya’ya iltica etti. Avrupa Türk Federasyonu'nda uzun yıllar yönetici olarak görev yaptı. Evli ve dört çocuk babasıdır. 2000 yılında çıkarılan ve halk arasında "Rahşan Affı" olarak bilinen yasaya, Ülkücülerin faydalanmasını engelleyen Devlet Bahçeli’ye karşı tepki göstererek Yusufiyeliler Hareketi’ni başlattı.
Kaynakça:
Çığ, Esin, Unutulan Beyin
https://haber.sol.org.tr/yazarlar/orhan-gokdemir/bizim-sevgili-hastaligimiz-266019
https://psikiyatri.org.tr/uploadFiles/publicationsFile/file/1079_TPDB2_web.pdf
https://biryenicumhuriyet.com.tr/2024/11/17/muazzez-ilmiye-cigin-ardindan-tamamina-erdirilememis-aydinlanmanin-drami/?form=MG0AV3
https://medyascope.tv/2024/11/18/muazzez-ilmiye-cigin-12-eylul-karnesi/?form=MG0AV3
https://www.evrensel.net/haber/534299/muazzez-ilmiye-cig-oldu?form=MG0AV3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder