15 Kasım 2024 Cuma

SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ: MANİPÜLASYON, ALGI YÖNETİMİ VE KİTLE PSİKOLOJİSİ

 



NEVİN BİLGİN 

Günümüzde sosyal medya, bireylerin düşüncelerini şekillendirmek ve toplumları etkilemek için güçlü bir araç haline gelmiştir. 

Özellikle büyük medya platformlarının, bilgi akışını kontrol etme yeteneği, hem toplumsal hem de politik düzeyde önemli değişimlere yol açmaktadır. 

Bu durum, manipülasyon, algı yönetimi ve kitle psikolojisi gibi kavramları daha da önemli hale getirmiştir. 

Sosyal medya ağları, kullanıcıların düşünce ve davranışlarını yönlendirebilmek amacıyla çeşitli stratejiler geliştirir. Bu stratejiler, doğrulanmamış bilgilerin yayılması, manipülatif görsellerin kullanılması ve algı yaratma teknikleri ile toplumsal olayları şekillendirme gücüne sahiptir.


Matbaa, Kitap, Gazete Kitleleri Etkilemenin Yolunu Açtı

Kitleleri etkileme teknikleri, medya ve yazının gelişimiyle derin bir dönüşüm yaşamıştır. 15. yüzyılda Gutenberg matbaasının icadı, bilgi ve fikirlerin geniş kitlelere ulaşmasını mümkün kılmıştır. Kitaplar ve gazeteler, bu dönemde daha erişilebilir hale gelmiş, toplumsal ve kültürel değişimlere öncülük etmiştir.



1830'larda ortaya çıkan Penny Press (1 cente satılan gazeteler-İnsan hikayeleri, suç habereri, yerel haberler, alt ve orta sınıf için) ve sansasyonel gazetecilik ise düşük maliyetli, ilgi çekici hikayelerle donatılmış gazeteler aracılığıyla geniş kitlelere hitap etmeyi başarmıştır. Bu gazeteler, yalnızca okuyucuların ilgisini çekmekle kalmamış, aynı zamanda kamuoyunu yönlendirme konusunda da önemli bir rol oynamıştır. Medyanın bu dönüşümü, halk üzerinde etkili olmanın yeni yollarını ortaya çıkarmıştır.

Kitaplar, Gazeteler İlk Propaganda Aracı 

Kitaplar, bilgilendirme amacıyla yazılmalarına rağmen, tarih boyunca propaganda aracı olarak da kullanılmıştır. 

Günümüzde de kitaplar ve gazeteler, hem bilgi yayma hem de kamuoyunu etkileme aracı olarak kullanılmaktadır. Ancak, kimi eserlerin propaganda amaçlı yazıldığı bilinmektedir. Örneğin, George Orwell'ın ünlü romanı Hayvan Çiftliği, Rus Devrimi sonrasındaki olayları eleştirerek anti-komünist bir mesaj vermek için kaleme alınmıştır. Bu tür eserler, edebi bir anlatım kullanarak ideolojik mesajları daha geniş kitlelere ulaştırmayı başarmıştır

                        George Orwell

Propaganda kelimesi, Latince kökenlidir ve "propagare" fiilinden türemiştir. Latince "propagare" kelimesi "yaymak" veya "çoğaltmak" anlamına gelir.

Romalılar Döneminde Bitki Çoğaltmak İçin Kullanıldı

Latince kökenlidir. "Propagare" fiili, "pro-" öneki ve "pagare" fiilinden türemiştir. "Pro-" öneki "ileri" veya "ön" anlamına gelirken, "pagare" fiili "sabitlemek" veya "çakmak" anlamını taşır.

Romalılar Döneminde döneminde özellikle bitki çoğaltma teknikleri (örneğin, çelikle çoğaltma) için kullanılmıştır.

1600'lerde Katolik Kilisesi İdeolojik Mesaj Vermek İçin Kullandı

1600'lerde "propaganda" terimi ilk kez, Katolik Kilisesi'nin dini inançları yaymak amacıyla kullandığı bir strateji olarak ortaya çıkmıştır. Bu dönemde, yazılı eserler yalnızca bilgi yaymakla kalmamış, aynı zamanda ideolojik mesajları da şekillendirmiştir.

Propaganda kelimesi, modern anlamda ilk kez 1622 yılında Katolik Kilisesi tarafından kurulan Congregatio de Propaganda Fide (İnanç Yayma Cemaati) adlı dini kurumun adında kullanılmıştır. Bu kurum, Katolik inancını yayma amacı gütmüş ve "propaganda" terimine dini ve ideolojik bir boyut kazandırmıştır.



Şırınga Yöntemi

Harold Lasswell'e ait olan "şırınga yöntemi "yada "sihirli mermi kuramı"  olarak bilinen iletişim teorisi,  20. yüzyılın ilk yarısında medya ve kitle iletişim araçlarının etkilerini anlamaya yönelik çalışmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Şırınga yöntemi, özellikle propaganda ve kitle psikolojisi alanlarında etkili olmuş ve akademik olarak incelenmiştir.Yöntem, mesajların doğrudan ve güçlü bir şekilde kitlelere enjekte edidiği ve pasif alıcılar tarafından kabul edildiği bir teoridir. Mesajlar doğrudan ve güçlü şekilde iletilir ve alıcılar tarafından hemen kabul edilir. Alıcılar mesajları pasif şekilde alır ve sorgulamadan kabul eder, mesajların güçlü etkisi alıcıların tutum ve davranışlarını hızlı şekilde değiştirir. 



Harold Lasswel, Paul Lazarsfeld ve "İki Aşamalı İletişim Modeli"

Bu modelin temelleri, medya ve iletişim üzerine çalışan akademisyenler tarafından geliştirilmiştir:

Harold Lasswell: Propaganda üzerine yaptığı çalışmalar, kitlelerin medyayla nasıl etkilenebileceğini anlamada önemli bir rol oynadı. Lasswell'in savunduğu temel ilke, politikada güç dağılımı ve güçlerin tpolumda nasıl kullanıldığı, bireylerin ve grupların karar almada sürecinde gücün etkisi üzerinde çalıştı. Modelde gönderici, mesaj, kanal ortam, alıcı ve etkisi temel unsurları oluşturdu. Yine liderlerin kişilik özelliklerinin politik kararlarını ve davranışlarını nasıl etkilediğini incelemiştir. 

Paul Lazarsfeld ve arkadaşları: Daha sonra Lazarsfeld ve ekibi, bu teoriyi eleştirerek, insanların medyaya karşı tamamen pasif olmadığını savundu. Bunun sonucunda "iki aşamalı iletişim modeli" gibi daha karmaşık teoriler ortaya çıktı. İlk aşamada kitle iletişim araçlarından bilgi edinmiş olan kanaat önderleri bulunur, bu bireyler medya içeriklerini analiz eder ve yorumlar, kanaat önderleri geniş kitlelere bu yorumları ileterek etkiler, kitleler de kanaat önderlerinden bilgi alarak kararlarını verirler. Sadece medya değil, kanaat önderlerinin de önemli olduğu ortaya çıkmış oldu. 

Temel Varsayımları

Mesajlar kitlelere doğrudan enjekte edilir.

Alıcılar, bu mesajları sorgulamadan kabul eder.

Medya, kitlelerin düşüncelerini ve davranışlarını hızlıca değiştirebilir.


Savaşlarda Kullanıldı

Bu teori, özellikle I. Dünya Savaşı ve sonrasında propaganda çalışmaları sırasında önem kazanmıştır. Savaş döneminde propaganda, kitleleri etkileyerek onların tutum ve davranışlarını değiştirmek için kullanılıyordu. 

Özellikle ABD'deki Creel Komitesi ve Nazi Almanyası’nda Joseph Goebbels’in propaganda çalışmaları, bu modelin temel uygulama alanları olarak görülür.



Wilson tarafından kuruldu, L.Bernays ve Savaş Sonrası Halkla İlişkiler

Creel Komitesi, 1917'de ABD'de kurulmuştur, kamuoyunu savaşa destek olmaları yönünde harekete geçirmiştir. Komiteye George Creel adında gazeteci başkınlık etmiştir. Bu komite Başkan Wilson tarafından 1917 yılında George Creel başkanlığında kurdurulmuştur. 

Komitenin temel görevi, savaşa destek olmaları yönünde Amerikan kamuoyunu harekete geçirmektir. Komitede başarılı ve yetenekli gazeteciler, yazarlar, basın ajansı uygulayıcıları ve editörler görev almıştır. Daha sonraları halkla ilişkilerin babası olarak adlandırılacak Edward L. Bernays da bu komitenin üyeleri arasındadır. Komite belirlenen amacı başarıyla gerçekleştirmiştir. Her ne kadar propaganda amaçlı bir komite olsa da, halkla ilişkilerin gelişimine önemli katkı sağlamıştır. Özellikle Bernays, burada edindiği deneyimleri savaş sonrası halkla ilişkiler alanına uygulamış ve başarılı çalışmalar yürütmüştür. 



Psikoloji ve Davranış Biliminin Etkisi

Şırınga Yöntemi teorisi, bireylerin mesajlara pasif bir şekilde tepki verdiği fikrine dayanır. 

Ivan Pavlov’un koşullanma çalışmaları ve psikolog John B. Watson’ın davranışçılık teorileri bu dönemde etkili olmuştur.

Watson, psikologdur. Davranışcılık teorisiyle tanınır.  Watson, bireylerin belirli ürünlere yönelik algılarını şekillendirmek için bilinçaltı etkilerden yararlanarak modern reklamcılığın temel taşlarından birini attı. Bu, ürünlerin yalnızca işlevsel özellikleriyle değil, aynı zamanda tüketicilerin duygusal ihtiyaçlarına hitap ederek tanıtılması gerektiği fikrini ortaya koydu.

1920'lerde Watson, akademik kariyerinden ayrılarak reklamcılık dünyasına geçti ve burada kariyerine dair en büyük başarılarından bazılarını elde etti. Reklam kampanyalarında, Pavlov'un klasik koşullanma ilkelerini kullanarak tüketicilerin marka sadakatini artırmayı başardı. Örneğin, belirli bir ürünün kullanımıyla ilişkilendirilen mutluluk ya da prestij duygularını vurgulayan görseller ve metinler hazırladı.

Watson'ın psikolojiye olan katkıları, eleştirilere rağmen kalıcı bir miras bıraktı. Özellikle zihinsel süreçlerin analizinden uzaklaşarak davranışların gözlemlenebilir ve ölçülebilir yönlerine odaklanması, psikolojinin bilimsel bir disiplin olarak gelişimini hızlandırdı. Ancak, etik açıdan tartışmalı deneyleri ve insan duygularını manipüle etme konusundaki pragmatik yaklaşımı, akademik çevrelerde bazı eleştiriler aldı.

Pavlov'un Köpekleri ve Davranış Değiştirme Teknikleri

Fizyolog olan Ivan Pavlov, koşullandırma teorisini geliştirmiştir. Bu teori öğrenme sürecindeki bir türdür. Pavlov'un ünlü köpek deneyi, bu teoriyi göstermek için kullanılmıştır. Pavlov, köpeğe et (özgün stimulus) sunarken çan sesi (neutre stimulus) çalıyordu. Zamanla, çan sesi bile etin sunulmasıyla birlikte köpek tükürmeye başladı. Bu, çan sesinin tükürme tepkisini yarattığı anlamına gelir.

Bu teori koşullandırma, iletişim teorileri arasında önemli rol oynadı. Özellikle medya ve reklam alanlarında kullanılan bir yöntem oldu. Marka, televizyon reklamı, belirli müzik kullanılarak tükürme tepkisi uyandırıldı. Zamanlı bu müzik markayı düşündüğümüzde tükürme tepkisi yaratarak koşullandırma yaratmış oldu. ( Koşullu uyarıcı ve koşullu tepki. ) Davranış değiştirme tekniklerinin temelini oluşturdu. 



Sigmund Freud ve Psikanalitik Teorinin Propaganda ve Kitle PSikolojsine Etkisi

Pskiyatrist Sigmund Freud'un psikanalitik teorisi, insan davranışları ve zihinsel süreçlerin anlaşılmasında temel yaklaşım olarak bilinmektedir. Teoriye göre, insan zihninin büyük bir kısmı bilinçdışı hareket etmektedir. Bu bilinçdışı düşünçeler geçmişte yaşanan deneyimler ve içgüdülerden kaynaklanmaktadır. 

İnsanın kişiliği üç ana bileşenden oluşur, id, bilinçdışı arzuları istekleri içerir. Ego, bilinçli düşünve kararla süreçlerini yönetir, süperego kişinin ahlaki ve moral kurallarını içermektedir. Freud, çocukluk dönemde yaşanan ödipal kompleks (Oedipus Kompleksi) (çocukların gelişiminde belirli bir aşamada, karşı cinsteki ebeveyne karşı hissettikleri bilinçdışı duygusal arzular ve aynı cinsteki ebeveynlle ilgili rekabet duygularını anlatır) daha sonra bireşin kişiliğini, davranışlarını şekillendirmektedir. Bilinçdışı düşünce ve duyguları yatıştırmak için, stres ve anksiyete ile başa çıkmak için yardımcı olan psikolojik stratejiler. Freud, bilinçaltının çalışarak bireyleri duygusal rahatsızlardan koruduğunu öne sürmüştür. (Bastırma, inkar, yansıtma, yüceleştirme, rasyonalizasyon, yön değiştirme, gerileme, yalıtım, karşıt tepki geliştirme gibi) 

Freud'un Teorisi Reklam ve Propaganda da Kullanıldı

Freud'un savunma mekanizmaları ve teorisi hem iletişim, hem de propaganda da kullanılmıştır. İnsan psikolojisinin derinlemesine anlaşılması sağlandığı için reklam ve propagandada kullanılmaya başlanmıştır. Örneğin reklamlarda ürün ve hizmetle ilgili olumsuz düşünce varsa "bastırma" yöntemi için pozitif ve çekici imgeler kullanılmıştır. Örneğin sağlıksız yiyecekler genellikle mutlu aile sahneleriyle eğlenceli aktivitelerle sunulmuştur. 

Yine gerçeği çarpıtarak ya da tamamen reddederek yani "inkar" yöntemi kullanılarak algı yönetilmiştir. Örneğin bir şirket çevresel zararı inkar ederek yeşil reklamcılık yapabilir. 

Yine tüketicilerin kabul edilemez dürtülerini, arzularını yüceltmek için "yüceleştirme" kullanılarak lüks araba reklamları, statü, prestij duygusu yüceltilmiştir. 

Rasyonizasyon kullanılarak tüketcilerin bir ürünü satın almaları için mantıklı gerekçekler sunularak pahalı bir ürünü almanın uzun vadede tasarruf sağlayacağı iddia edilmiştir. 

Gerilime yöntemi kullanılarak tüketicilerin nostaljik duyguları tetiklenerek ürünler cazip haline getirilebilmektedir. Örneğin geçmiş dönem reklamları ile çocukluk anıları canlandırılmaktadır. 

Karşıt tepki geliştirme, tüketicinin olumsuz duygularını olumlu duygularla değiştirmesi sağlanmaktadır. Örneğin bir temizlik ürününün reklamı, kirli ve dağınık bir ev görüntüsüylü temiz ve düzenli bir ev görüntüsü karşılaştırılmaktadır. 

Freud'un Yöntemlerini Kullanan Yeğeni Edward Bernays Oldu

Sigmund Freud'un yeğeni olan Edward Bernays, Freud'un teorilerini kitle psikolojisi ve reklamcılık alanlarında uygulamadır. Modern halkla ilişkiler ve propaganda tekniklerinin geliştiricisidir. 


                 Kadınların sigaraya alıştırılması

Bernays ve Görünmez Hükümet

Bernays, 1928'de, halkla ilişkilerin bir hile değil, bir gereklilik olduğunu savunduğu ufuk açıcı çalışması Propaganda'yı yayınladı. Propaganda biraz aşağılayıcı bir çağrışım kazanmıştı (II. Dünya Savaşı sırasında daha da büyütülecekti), bu yüzden Bernays "halkla ilişkiler" terimini destekledi.

Kitlelerin örgütlü alışkanlıklarının ve görüşlerinin bilinçli ve akıllıca manipüle edilmesi, demokratik toplumda önemli bir unsurdur. Toplumun bu görünmeyen mekanizmasını manipüle edenler, ülkelerin gerçek egemen gücü olan görünmez bir hükümeti oluştururlar. Yönetiliyoruz, zihinlerimiz şekillendiriliyor, zevklerimiz şekilleniyor ve fikirlerimiz, büyük ölçüde hiç duymadığımız erkekler tarafından öneriliyor. Halkın zihnini kontrol eden telleri çekenler onlardır.

Bernays, Rıza Mühendisliği ve Kitleleri Bilinçalıtna Hitap Ederek Yönetmek

Rıza mühendisliği" olarak adlandırdığı bir yaklaşım geliştirdi. Liderlere, "kitleleri onların haberi olmadan kendi irademize göre kontrol etme ve yönetme" araçları sağladı. Bunu yapmak için, zihnin rasyonel kısmına değil, bilinçaltına hitap etmek gerekiyordu.

Bernays, General Electric, Procter & Gamble ve American Tobacco Company gibi üreticilerden CBS gibi medya kuruluşlarına ve hatta Calvin Coolidge gibi politikacılara kadar etkileyici bir müşteri listesi edindi. Başkan Coolidge'in sert imajına karşı koymak için Bernays, Al Jolson ve diğer Broadway sanatçılarıyla "gözleme kahvaltıları" ve Beyaz Saray konserleri düzenledi. Bernays'in yardımıyla Coolidge 1924 seçimlerini kazandı.

Bernays Kadınları Sigara İçmeye İkna Etti

Bernays'in tanıtım kampanyaları efsane haline geldi. Kadınlar arasında sigara içilmesine karşı "satış direncinin" üstesinden gelmek için Bernays, 1929 Paskalya geçit töreninde modaya uygun genç kadınların "özgürlük meşalelerini" sergilemelerini sağlayan bir gösteri düzenledi. Kadınları bilinçaltına sigaranın özgürlük ve cinsellikle ilişkisi aşılanarak sigara kullanımı kadınlarda arttırıldı. 

Kadınları sigara paketinin orman yeşili tonunun en moda renkler arasında olduğuna ikna ederek Lucky Strikes'ı tanıttı. Bu çabanın başarısı sayısız vitrin ve defilede kendini gösterdi.

1930'larda sigarayı hem boğazı yatıştırıcı hem de beli inceltici olarak tanıttı. Ancak evde, Bernays karısını bu alışkanlığı bırakması için ikna etmeye çalışıyordu.

Korkuyu Ürün Satmakta Kullanan Bernays ve Tek Kullanımlık Bardaklar

Bernays ayrıca korkuyu ürün satmak için de kullandı. Dixie bardakları için Bernays, insanları sadece tek kullanımlık bardakların hijyenik olduğunu düşünmeleri için korkutmak için bir kampanya başlattı. 

Zihin Kontrolü ve CIA’nın Uygulamaları

Bernays’ın yöntemleri, soğuk savaş döneminde CIA’nın zihin kontrolü projelerinde de uygulandı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, CIA, Sovyetler Birliği ve Doğu Bloğu ülkelerine karşı kitlelerin düşüncelerini kontrol etme ihtiyacı hissetti. Bu bağlamda, MKUltra Projesi geliştirildi. Bu proje, çeşitli işkence ve deney yöntemleri ile insanların zihinlerindeki hassas noktaları keşfetmeyi amaçlıyordu. Freud’un psikanaliz teorileri, zihin kontrolü tekniklerinin temelini oluşturdu ve CIA, bu teknikleri kullanarak bireylerin davranışlarını etkilemeye çalıştı.


Psikoloji ve Propaganda

Bernays, halkla ilişkiler ve reklam alanındaki katkılarıyla zihin kontrolünün sistematik hale gelmesine olanak sağladı. 1923’te yayımladığı "Crystallizing Public Opinion" adlı eserinde, psikolojiyi kullanarak insanların davranışlarını nasıl yönlendirebileceğini açıkladı. Bu yaklaşım, modern reklamcılık ve iletişim stratejilerinin temelini oluşturdu.






Goebbels, Bernays'tan Etkilendi

1920'lerde Joseph Goebbels, Bernays'ın bir Yahudi olmasına rağmen, Bernays'in ve yazılarının hevesli bir hayranı oldu. Goebbels, Üçüncü Reich'ın propaganda bakanı olduğunda, Bernays'in fikirlerinden mümkün olan en geniş ölçüde yararlanmaya çalıştı. Örneğin, Adolf Hitler etrafında bir "Führer kültü" yarattı. 

Sanayi Devriminin Etkisi

İnsanların bilinçaltını etkileyerek düşünce, davranış ve tutumlarını yönlendirme veya kontrol etme süreci olan manüpilasyon tekniklerinin kullanılması Sanayi Devrimi'nin ardından politika kadar, ekonomik anlamda da kullanılmıştır. İnsanların düşünce ve dikkatini etkileyerek belli ürünleri satın almaları sağlanmıştır. 

Kitlelerin manipülasyonu, bireylerin farkında olmadan belirli düşünceleri benimsemelerine veya belirli davranışları sergilemelerine neden olabilir. Manipülasyonun etkileri şu başlıklar altında incelenebilir:

Düşünce Kontrolü: Manipülatif yöntemler, insanların algılarını etkileyerek belirli bir görüşü benimsemelerine yol açar. Bu, propaganda yoluyla politik bir fikir aşılamak ya da reklamlar aracılığıyla bir ürün ya da hizmete duyulan ihtiyacı artırmak şeklinde gerçekleşebilir.

Davranış Değişimi: Reklamcılık gibi alanlarda manipülasyon, bireylerin tüketim alışkanlıklarını yönlendirmek için sıkça kullanılır. Örneğin, bir ürünü prestij veya mutlulukla ilişkilendiren kampanyalar, insanların satın alma kararlarını doğrudan etkileyebilir.

Toplumsal Kontrol: Kitle manipülasyonu, toplumun geneline yayılan tutum ve davranışları şekillendirmek için kullanılır. Politik liderlerin, kriz anlarında toplumu yönlendirmek için duygu yüklü mesajlarla manipülasyon yapması, bu durumun en yaygın örneklerinden biridir.

Beynin Hangi Yarım Küresine Hitap Ederseniz, Neyi Etkilersiniz? 

İnsan beyni, iki ana yarım küreye ayrılır: sağ yarım küre ve sol yarım küre. Bu iki yarım küre, farklı işlevleri ve düşünme süreçlerini yönetir. Reklamcılık ve propaganda da, bu yarım kürelerin farklı işlevlerinden yararlanarak hedef kitleyi etkili bir şekilde yönlendirmeye çalışır.

Beyin Yarım Küreleri ve İşlevleri:

Sağ Yarım Küre: Duygusal, yaratıcı ve sezgisel düşünme.

Görsel ve mekansal farkındalık.

Sanat ve müzik gibi estetik deneyimlerin işlenmesi.

Yüz tanıma ve duygusal tepkilerle ilişkilidir.

Sol Yarım Küre: Analitik ve mantıksal düşünme.

Dil ve konuşma becerileri.

Sayısal ve matematiksel yetenekler.

Planlama ve detaylara odaklanma.

Reklamcılık ve Propaganda:

Reklamcılık ve propaganda, bu iki yarım kürenin farklı işlevlerinden yararlanarak mesajlarını iletir.

Duygusal ve Yaratıcı Unsurlar (Sağ Yarım Küre):

Reklamlar ve Propaganda: Duygusal ve yaratıcı unsurlar kullanılarak, izleyicilerin dikkatini çekmek ve duygusal bağ kurmak amaçlanır. Örneğin, etkileyici görseller, müzikler ve hikayeler kullanılarak duygusal tepkiler uyandırılır.

Örnek: Bir araba reklamında, geniş ve açık yollarda özgürlük hissi veren sahneler ve duygusal müzikler kullanılması.

Analitik ve Mantıksal Unsurlar (Sol Yarım Küre):

Reklamlar ve Propaganda: Analitik ve mantıksal unsurlar kullanılarak, ürünlerin özellikleri ve avantajları vurgulanır. İstatistikler, grafikler ve teknik bilgiler kullanılarak izleyicilerin mantıksal düşünmesine yönlendirilir.

Örnek: Bir teknoloji ürününün reklamında, ürünün teknik özellikleri ve kullanıcı yorumları gibi detayların vurgulanması.

Uygulama:

Sağ Beyin Yarım Küresi: Duygusal ve estetik yönlere odaklanan reklamlar, izleyicilerin duygusal tepkilerini tetikleyerek marka bağlılığı yaratır.

Sol Beyin Yarım Küresi: Mantıksal ve analitik yönlere odaklanan reklamlar, izleyicilerin bilinçli karar verme süreçlerini etkileyerek ürün veya hizmetin satın alınmasını teşvik eder.

Reklam ve propaganda kampanyaları, hem sağ hem de sol beyin yarım kürelerini hedef alarak, daha kapsamlı ve etkili bir mesaj iletme stratejisi geliştirebilir. Bu sayede, izleyicilerin hem duygusal hem de mantıksal tepkileri tetiklenerek, marka veya ürünle ilgili daha güçlü bir etki yaratılabilir.



                                Hitler'in Afişleri

Radyo, Televizyon, Nazi Almanyası, Adolf Hitler ve Joseph Goebbels'in Bu Teknikleri Kullanması

İkinci Dünya Savaşı sırasında, radyo ve televizyon gibi iletişim teknikleri, psikolojik yöntemlerle birlikte oldukça etkili bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Bu dönemde, propaganda posterleri, radyo yayınları ve televizyon programları, halkı motive etmek, moralini yükseltmek ve savaş çabalarını desteklemek amacıyla kullanılmıştır. Özellikle Nazi Almanyası'nda, Adolf Hitler ve Joseph Goebbels gibi liderler, bu teknikleri ustalıkla kullanmışlardır.

Psikolojik Yöntemler ve Kullanımı:

Sansür: Savaş döneminde, radyo yayınlarında ve televizyon programlarında bazı bilgiler ve görüşler sansür edilmiştir. Bu, halkın bilinçaltında belirli bir mesajı benimsemesini sağlamak amacıyla yapılmıştır.

Duygusal Bağlar: Radyo ve televizyon yayınlarında, duygusal ve estetik unsurlar kullanılmıştır. Bu, izleyicilerin duygusal olarak bağlandığı ve savaş çabalarına daha fazla katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla yapılmıştır.

Halkın Moralini Yükseltme: Propaganda, halkın moralini yükseltmek ve savaş çabalarını desteklemek için kullanılmıştır. Bu, halkın moralini yükseltmek ve savaş çabalarını desteklemek için yapılmıştır.





Gustave Le bon ve Kitle Psikolojisi

Adolf Hitler, kitle psikolojisini ustalıkla kullanarak, Nazi Almanyası'nda büyük bir etki yaratmıştır. Hitler'in bu alandaki başarısı, Gustave Le Bon'un kitle psikolojisi teorilerinden ve Joseph Goebbels'in propaganda tekniklerinden yararlanmasına dayanır.

Le Bon'un kitle psikolojisi, bir bireyin kalabalığın içinde bir süre geçtikçe, bireysel kişiliğinin kalabalığın zihninin etkisi altına girdiğini ve bireyin davranışlarını yönlendirdiğini öne sürmektedir. Kitle hareketleri, bireylerin kendi bireysel düşünme süreçlerinden bağımsızdır.  Kalabalıklar mantıksal ve analitik düşünme yeteneklerini kaybetmiştir. Kalabalıklar, birlik ve dayanışma içinde hareket ederler. Liderlere karşı oldukça bağımlıdırlar. Liderler, kalabalıkların düşüncelerini etkileyebilir. 

Hitler'in Bu Yöntemleri Kullanması

Hitler, kitle psikolojisini etkilemek için radyo, sinema,  afiş, her türlü yöntemi etkin olarak kullanmıştır. 

Müttefik ve Mihver Devletleri, radyo yayınlarında propaganda mesajlarını iletmek için sansür uygulamıştır. Bu yayınlar, halkın duygusal ve psikolojik olarak etkilenebilmesi için tasarlanmıştır.

Savaş döneminde, propaganda posterleri kullanılmış ve bu posterler, halkın duygusal ve psikolojik olarak etkilenebilmesi için tasarlanmıştır.

Radyo ve sinema, Nazi ideolojisini yaymak ve halkı manipüle etmek için kullanılmıştır. Goebbels, propaganda bakanı olarak, halkın duygusal ve psikolojik olarak etkilenebilmesi için çeşitli medya araçlarını kullanmıştır.

Bu tür psikolojik yöntemler, savaş döneminde halkın duygusal ve psikolojik olarak etkilenebilmesi için kullanılmış ve radyo ve televizyon gibi iletişim teknikleri bu yöntemlerin en etkili araçları olmuştur.

Soğuk Savaş Döneminde Kullanımı

Soğuk Savaş döneminde, propaganda ve iletişim teknikleri, hem ABD hem de Sovyetler Birliği tarafından oldukça etkili bir şekilde kullanılmıştır. Bu teknikler, halkın düşüncelerini ve davranışlarını yönlendirmek amacıyla uygulanmıştır. 



ABD'nin Propaganda Teknikleri:

Radio Free Europe/Radio Liberty (RFE/RL): ABD, Sovyetler Birliği'ne karşı propaganda yapmak için bu radyo istasyonlarını kurdu. Bu istasyonlar, Sovyetler Birliği'ndeki halka demokrasi ve kapitalizmin avantajlarını vurgulayan yayınlar yapmıştır.

Marshall Plan: ABD, Avrupa'daki ülkelerin ekonomik iyileşmesini sağlamak için Marshall Planını uyguladı. Bu plan, ABD'nin ekonomik ve politik etkisini artırmak için kullanılmıştır.

Film ve Medya: ABD, film, televizyon ve diğer medya araçlarını kullanarak, Sovyetler Birliği'ne karşı olumsuz bir imaj oluşturmayı hedeflemiştir.

Sovyetler Birliği'nin Propaganda Teknikleri:

Pravda ve Izvestia Gazeteleri: Sovyetler Birliği, bu gazeteleri kullanarak halka kapitalizmin ve ABD'nin olumsuz yanlarını vurgulayan yayınlar yapmıştır.

Komsomol ve Pionerler: (Komünist Gençlik Birliği-SSCB Genç Pioner Örgütü) Gençlerin eğitimine ve kültürel faaliyetlerine odaklanarak, Sovyet ideolojisinin geleceğe aktarılmasına çalışılmıştır.

Radyo Moskva: Sovyetler Birliği, bu radyo istasyonuyla dünya çapında yayın yaparak, Sovyetler Birliği'nin görüşlerini ve politikalarını duyurmuştur.

Psikolojik Savaş:

Disinformation Kampanyaları: (kasıtlı, yanıltılmış bilgi) Hem ABD hem de Sovyetler Birliği, disinformation kampanyaları yürütmüş ve karşılıklı olarak birbirlerine karşı propaganda yapmışlardır.

Proksiy (vekalet savaşı)(bir ülkenin savaşa girmeden başka ülke ve grup üzerinden kendi hedeflerini gerçekleştirdiği savaşlar) (Suriye Savaşı, Vietnam ve Afganistan'daki Sovyet İşgali, iki süper gücün doğrudan çatışmadan kaçınması)  Savaşlar: Hem ABD hem de Sovyetler Birliği, üçüncü ülkelerde proksiy savaşlar yürütmüş ve bu savaşlarda propaganda tekniklerini kullanmışlardır.

Bu tür propaganda ve iletişim teknikleri, Soğuk Savaş döneminde hem ABD hem de Sovyetler Birliği'nin halklarına etkisi ve kontrolünü artırmak için kullanılmıştır. Bu teknikler, hem iç hem de dış politikaları şekillendirmiştir.

                   McLuhan ve İletişim Teorileri



Marshall McLuhan ve "Küresel Köy" Kavramı

Marshall McLuhan, "küresel köy" terimiyle, iletişim teknolojilerinin dünya çapında insanları birbirine daha hızlı ve yakın bir şekilde bağlayacağını öngörmüştür. Ona göre, bu teknolojik gelişmeler, bilginin ve kültürel etkileşimlerin artmasına yol açarak dünyayı adeta küçük bir köy haline getirecektir.

McLuhan, bu kavramı 1964 yılında yayımladığı Understanding Media (Medyayı Anlama) adlı eserinde detaylandırmıştır. Elektronik medyanın — televizyon, telefon ve internet gibi — insanın fiziksel ve zihinsel kapasitesini genişlettiğini ve dünya genelinde iletişimi kolaylaştırdığını savunmuştur.

McLuhan’ın bu teorisi, günümüzde internet ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla daha da anlam kazanmıştır. Artık insanlar, dünyanın herhangi bir yerindeki olayları anında takip edebilmekte ve farklı coğrafyalardan bireylerle hızlı bir şekilde iletişim kurabilmektedir. Bu, küresel köyün McLuhan'ın öngördüğü gibi gerçek bir olgu haline geldiğini göstermektedir

1960 Sonrası Televizyon Etkisi

Televizyon, kitlesel iletişimde devrim yaratarak propaganda ve manipülasyon tekniklerinin etkinliğini büyük ölçüde artırmıştır.

Görsel ve İşitsel Güç

Görsel Etki: Televizyon, görsel imgeler ve videolar kullanarak güçlü ve etkileyici mesajlar iletebilir. Görsel unsurlar, izleyicinin dikkatini çeker ve duygusal tepkiler yaratır.

İşitsel Etki: Sesli mesajlar, konuşmalar, müzik ve efektler, izleyicinin duyusal deneyimini zenginleştirir ve mesajların daha derin bir şekilde benimsenmesini sağlar.

Geniş Erişim ve Hedef Kitle

Televizyon, geniş kitlelere aynı anda ulaşabilir, bu da propagandanın etkisini ve yayılımını artırır. Özellikle ulusal kanallar, devlet destekli propagandaların önemli araçları haline gelmiştir.

Tekrarlama ve Süreklilik

Televizyon programları, reklamlar ve haber bültenleri, propaganda mesajlarını sürekli ve tekrar eden bir biçimde yayınlayarak izleyicilerin zihinlerine yerleşmesini sağlar.

Gerçekçilik ve İkna Gücü

Televizyonun sunduğu içerikler, izleyicilere gerçekçi ve inandırıcı gelebilir. Haber bültenleri ve belgeseller, otorite ve güvenilirlik hissi yaratarak propaganda mesajlarının kabul edilmesini kolaylaştırır.

Duygusal Manipülasyon

Televizyon, duygusal hikayeler ve dramalar kullanarak izleyicilerin empati duygularını harekete geçirebilir. Bu, belirli bir ideolojiye veya politikaya olan desteği artırmak için kullanılabilir.

Kitle Psikolojisine Etkileri

Birlik ve Dayanışma: Televizyon programları, ulusal birlik ve dayanışma duygularını güçlendirebilir. Örneğin, milli bayramlar, zaferler ve önemli olaylar televizyon aracılığıyla geniş kitlelere duyurulur.

Düşman Yaratma: Belirli gruplar veya ülkeler hakkında olumsuz imajlar yaratarak, izleyicilerin ortak bir düşmana karşı birleşmesini sağlayabilir.

Korku ve Kaygı: Televizyon, savaş, terörizm veya ekonomik kriz gibi konularda korku ve kaygı yaratabilir. Bu, izleyicilerin belirli politikalara veya liderlere yönelmesine neden olabilir.

Örnekler:

Soğuk Savaş Dönemi: Hem ABD hem de Sovyetler Birliği, Soğuk Savaş sırasında televizyonu propaganda aracı olarak kullanmışlardır. Televizyon programları, her iki tarafın da ideolojik savaşını desteklemek için kullanılmıştır.

Modern Zamanlar: Günümüzde, siyasi kampanyalar, reklamlar ve haber programları, televizyonun gücünden yararlanarak geniş kitleleri etkilemektedir.

Televizyon, kitle psikolojisini şekillendirme ve manipülasyon tekniklerinin etkinliğini artırma açısından güçlü bir araç olmuştur. Bu, izleyicilerin algılarını ve davranışlarını yönlendirmek için kullanılan önemli bir iletişim aracı olarak tarih boyunca ve günümüzde etkisini sürdürmektedir.

Tartışmalı Konuda Kanaat Değişiminde Tek Yanlı Sunuma Karşı İki Yanlı Sunumun Etkisi

Carl, Hovlond, Arhur Lubsdaine, Fred Sheffield tarafından 2. Dünya Savaşı Sonrasında yapılan araştırmalarda, tek yanlı sunum yerine, teza karşıt görüştü olanların savlarıyla birlikte sunmak daha etkili olduğu görülmüştür. 

Söylenti ve Fısıltı GAzetesi

Gordon Allport ve Leo Postman, bu konuda çalışma yapmıştır. Güvenlirlikten yoksun modern kitle toplumlarında insanlar itimat ettikleri haber kaynaklarından güvenilir haber alamaz olurlarsa, resmi haber kaynakları yerine kaynağı belli olmayan söylenti ve fısıltı gazetesine dört elle sarılırlar. ABD'deki Pearl Harber Bozgunu buna örnek olarak gösterilebilir. 

CNN Etkisi: Medyanın Dış Politika Üzerindeki Rolü


CNN etkisi, siyaset bilimi ve medya araştırmalarında, küresel televizyon ağlarının politikaların şekillendirilmesindeki önemli rolünü tanımlayan bir teoridir. Bu teori, özellikle CNN gibi 24 saat haber yayın yapan ağların, politikacıların eylemlerini ve küresel olayların sonuçlarını belirlemede önemli bir etki yarattığını savunur.





Körfez Krizi ve CNN Etkisi

Körfez Krizi, CNN etkisinin en belirgin şekilde gözlemlendiği örneklerden biridir. 1990 yılında, CNN, Körfez Savaşı sırasında Irak'ın Kuveyt'e yönelik saldırısını ve ardından ABD'nin müdahalesine dair gelişmeleri dünya çapında canlı olarak yayınladı. Bu yayının etkisi, Amerikan ve dünya kamuoyunun savaşın gidişatına dair algılarını derinden şekillendirdi ve ABD'nin Körfez Savaşı'na katılmasına zemin hazırladı. CNN’in anlık yayınları, halkın ve medya kuruluşlarının savaşla ilgili tutumlarını doğrudan etkiledi, bu da politika yapıcıların karar alma süreçlerini etkileyen önemli bir faktör oldu.

Medyanın Politikada Etkisi

Bu tür medya etkileri, politika yapıcıların kararlarını alırken kamuoyunun tepkilerini göz önünde bulundurmak zorunda olduklarını gösteriyor. Körfez Krizi, CNN'in gücünü ve medyanın dış politika üzerindeki etkisini net bir şekilde ortaya koyan kritik bir dönemeçtir. Medyanın, özellikle küresel çapta etkili televizyon ağlarının, politikaların belirlenmesindeki rolü, modern siyaset anlayışında önemli bir yer tutmaktadır.



1990 Sonrası İnternet ve Sosyal Medyanın Etkileri, Algoritmalar

1990'dan sonra, manüplasyon ve iletişim teknikleri büyük bir değişim gösterdi. 1990 dan sonra manüplasyon, iletişim teknikleri propagnda da nasıl değşiim sağlandı

1990'dan sonra, manüplasyon ve iletişim teknikleri büyük bir değişim gösterdi. 

İnternet ve Sosyal Medya: İnternetin yaygınlaşması ve sosyal medyanın ortaya çıkması ile iletişim süreçleri hızla değişti. İnsanlar artık anında ve dünya çapında iletişim kurmaya başladı. 

Mobil Teknolojiler: Akıllı telefonlar ve mobil uygulamalar ile iletişim daha erişilebilir ve pratik hale geldi.

Gelişmiş Medya: Hipermediya ve interaktif medya ile tüketiciler aktif olarak içerikleri seçebiliyor ve katılıyor.

Manipülasyon Teknikleri

Hipergerçeklik ve Sanal Gerçeklik: İnsanların sanal ortamlarda daha gerçekçi deneyimler yaşamasına olanak tanıyan teknolojiler gelişti.

Veri Analitiği ve Kişiselleştirilmiş İçerik: İletişim araçları, kullanıcı verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş içerikler sunarak manipülasyon etkisini artırıyor.

Sosyal Medya ve Algoritma: Sosyal medya platformlarının algoritmaları, içerikleri ve mesajları manipüle ederek tüketicilerin davranışlarını etkileyebiliyor.

Sosyal medya, modern toplumda insanların düşüncelerini ve davranışlarını şekillendiren güçlü bir araç haline gelmiştir. Algı yaratma ve manipülasyon stratejileri, kitle psikolojisi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu etkiler, bireylerin bilinçli ya da bilinçsiz olarak sosyal medya üzerinden yönlendirilmesine neden olabilir. İşte bu konuya dair bazı önemli noktalar:

Algı Yaratma

Sosyal medya platformları, kullanıcıların algılarını şekillendirmek için pek çok farklı teknik kullanır. Bunlar arasında doğruluğu sorgulanmamış bilgilerin hızla yayılması, manipülatif görsellerin ve videoların paylaşılması ve hedef kitlenin düşünce yapısına uygun mesajların sıkça tekrarlanması gibi yöntemler bulunur. Örneğin, popüler olan bir görüş ya da olay, bir sosyal medya platformu üzerinden geniş kitlelere yayıldığında, bu görüşün doğruluğu ve etkisi sorgulanmadan geniş bir çevrede kabul görür. Bu şekilde, insanları belli bir düşünceye yönlendirmek veya bir olayı belirli bir şekilde algılamalarını sağlamak mümkün olur.

Manipülasyon

Manipülasyon, sosyal medyanın en güçlü araçlarından biridir ve bireylerin duygusal hallerini ve düşünce yapılarını etkilemek için sıklıkla kullanılır. Bu teknik, genellikle doğrulanmamış bilgilerin yayılması, mesajların sürekli tekrarlanması ve görsel içeriklerin duygusal tepkiler yaratacak şekilde tasarlanması gibi stratejilerle hayata geçirilir. Manipülasyon, insanlar üzerinde güçlü bir etki yaratabilir, çünkü sosyal medyada hızla yayılan mesajlar çoğu zaman toplumsal bir baskı oluşturur. İnsanlar, bu mesajların doğruluğuna ya da mantığına bakmaksızın, çoğunluğun görüşünü benimsemeye meyillidir.

Kitle Psikolojisi

Kitle psikolojisi, sosyal medyada algı yaratma ve manipülasyonun temelinde yatan önemli bir kavramdır. Kitle psikolojisi, büyük grupların aynı mesajları benzer bir şekilde algılamasını ve benzer tepkiler vermesini sağlar. Bu fenomen, sosyal medya kullanıcılarının duygu ve düşüncelerini belirli bir yönde etkilemek için platformlar tarafından kullanılır. İnsanlar genellikle çoğunluğun görüşünü doğru kabul ederler, bu da sosyal medya platformlarının ve içerik üreticilerinin kitlenin düşünce yapısını şekillendirmelerini kolaylaştırır. Ayrıca, sosyal medya üzerinde toplumsal bir baskı oluşması, bireylerin farklı düşüncelerini gizlemelerine veya benzer şekilde düşünmelerine yol açabilir.

                Arap Baharı ve Sosyal Medyanın Etkisi

Sosyal Medyanın Arap Baharı Etkisi

Sosyal medya, Arap Baharı (Arap Devrimleri) sürecinde önemli bir rol oynamıştır. 2010-2011 yıllarında Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da gerçekleşen halk hareketleri, sosyal medyanın gücünü ve etkisini gözler önüne sermiştir.

Twitter, Facebook ve YouTube gibi platformlar, protestocuların birbirleriyle iletişim kurmasına ve dünya genelindeki ilgiyi çekmesine olanak sağlamıştır. Protestoların örgütlenmesinde, olayların canlı olarak yayınlanmasında ve görsel içeriklerin paylaşılmasında sosyal medya büyük bir araç haline gelmiştir. Bu, halkın direnişini duyurabilmesini ve hükümetlere karşı toplumsal bir hareket oluşturmasını kolaylaştırmıştır.

Özellikle Tunus, Mısır ve Ürdün gibi ülkelerde, sosyal medyanın devrimlerin yayılmasındaki etkisi büyüktür. Bu ülkelerde, hükümet karşıtı protestoların sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere duyurulması, devrimlerin hızla yayılarak uluslararası toplumun dikkatini çekmesine yol açmıştır. Sosyal medya, Arap Baharı'ndaki halk hareketlerinin şekillenmesinde ve dünyaya duyurulmasında kilit bir rol üstlenmiştir.

Sosyal Medya ve Twitter Etkisi

Twitter, özellikle ABD seçimlerinde önemli bir rol oynadı ve bu durum çeşitli tartışmalara ve davalara yol açtı. Özellikle 2016 ve 2020 başkanlık seçimlerinde, sosyal medya platformlarının etkisi büyük oldu.


                     Elon Musk ve Twitter

2016 Seçimleri:

Dezenformasyon ve Yanıltıcı Bilgiler: 2016 seçimlerinde, Twitter'da yayılan yanıltıcı bilgiler ve dezenformasyon kampanyaları, seçmenlerin algılarını etkiledi. Rusya'nın seçimlere müdahale ettiği iddiaları, sosyal medya üzerinden yayılan sahte haberlerle desteklendi. Bu durum, seçmenlerin bilgiye erişimini ve seçim sürecine olan güvenini zedeledi.

Bot Hesaplar: Sahte hesaplar ve botlar, belirli adayları desteklemek veya rakiplerini karalamak için kullanıldı. Bu durum, seçim sonuçlarını manipüle etme girişimlerine yol açtı ve platformların içerik denetimindeki eksiklikleri gözler önüne serdi.

2020 Seçimleri:

Platform Müdahaleleri: 2020 seçimlerinde, Twitter ve diğer sosyal medya platformları, yanlış bilgi yayılımını engellemek için çeşitli önlemler aldı. Örneğin, seçim sonuçları hakkında yanıltıcı bilgiler içeren tweetlere uyarılar ekledi ve bazı hesapları askıya aldı. Bu müdahaleler, sosyal medya şirketlerinin seçim sürecine nasıl müdahil olabileceği konusunda yeni soruları gündeme getirdi.

Trump'ın Hesabının Askıya Alınması: Seçim sonrası, Donald Trump’ın sosyal medya hesaplarının askıya alınması büyük tartışmalara yol açtı. Bu durum, sosyal medya platformlarının ifade özgürlüğü ve sansür konularında nasıl bir rol oynadığına dair geniş çaplı tartışmalar başlattı. Özellikle bu tür kararların, platformların tarafsızlık ilkesini nasıl etkilediği sorgulandı.

Tartışmalar ve Davalar:

İfade Özgürlüğü: Sosyal medya platformlarının belirli içerikleri sansürlemesi veya hesapları askıya alması, ifade özgürlüğü konusunda tartışmalara yol açtı. Bu durum, platformların ne kadar tarafsız olduğu ve hangi kriterlere göre hareket ettikleri konusunda soru işaretleri yarattı. Bazı kesimler, sosyal medya şirketlerinin bu tür uygulamalarının hükümetlerin veya özel şirketlerin gücünü artırabileceğini savundu.

Yasal Düzenlemeler: Sosyal medya platformlarının seçimler üzerindeki etkisi, yasal düzenlemelerin gerekliliği konusunda tartışmalara neden oldu. ABD'de, sosyal medya şirketlerinin sorumluluklarını ve yetkilerini belirleyen yasal düzenlemeler üzerinde çalışmalar yapıldı. Bu düzenlemeler, platformların seçim süreçlerindeki rolünü ve demokratik işleyiş üzerindeki etkilerini netleştirmeyi amaçlıyor.

Duygu analizi, özellikle müşteri geri bildirimleri, sosyal medya paylaşımları ve diğer metinlerin duygusal tonlarını analiz etmek için kullanılan bir tekniktir. Bu analiz, metinlerdeki ifadelerin olumlu, olumsuz veya nötr olup olmadığını belirlemeyi amaçlar ve genellikle markaların, hizmet sağlayıcılarının ve hatta siyasi organizasyonların stratejik kararlar almasına yardımcı olur. Duygu analizi, hem iş dünyasında hem de siyasette önemli bir araç haline gelmiştir, çünkü insanların duygusal yanıtlarını anlamak, çeşitli alanlarda iyileştirmelere ve rekabet avantajlarına yol açabilir.

Twitter ve Duygu Analizi

Twitter, duygu analizinin yapılmasında kritik bir rol oynar çünkü platform, kullanıcıların düşüncelerini, geri bildirimlerini, yorumlarını ve paylaşımlarını anlık olarak yayınlamaktadır. Bu, markalar ve siyasetçiler için büyük bir fırsat sunar, çünkü Twitter verileri, sosyal eğilimleri takip etmek, müşteri memnuniyetini ölçmek ve seçmen davranışlarını anlamak için etkili bir araçtır.

Twitter’daki paylaşımlar, duygu analizi yazılımları ve yapay zeka algoritmalarıyla analiz edilerek, markaların pazarlama stratejilerinde ve hizmet geliştirmede kullanabilecekleri önemli veriler sunar. Bir ürün veya hizmet hakkında yapılan yorumlar, markaların hangi yönlerinin beğenildiğini veya eleştirildiğini anlamalarına yardımcı olabilir. Aynı şekilde, siyasi kampanyalar da Twitter üzerinde yapılan paylaşımları analiz ederek seçmenlerin duygusal tepkilerini inceleyebilir ve kampanya stratejilerini buna göre şekillendirebilir.

                   Siyaset Haberlerinin Okurda Uyandırdığı Duygular



Yapay Zeka ve Duygu Analizinin Rolü

Yapay zeka (YZ), duygu analizinde büyük bir potansiyele sahiptir. YZ algoritmaları, büyük veri kümelerini hızlı ve doğru bir şekilde işleyebilir. Bu, duygu analizinin daha verimli yapılmasını sağlar, çünkü manuel analizler genellikle zaman alıcı ve hataya açıktır. Duygu analizi, herhangi bir metindeki olumlu, olumsuz veya tarafsız görüşleri, duyguları veya tutumları tespit etmek için kullanılan bir insan dili işleme yöntemidir.Kelime, cümle veya hatta emoji'leri analiz eder ve işletmelere pazar trendlerini, müşteri geribildirimlerini ve marka itibarını anlama konusunda değerli bilgiler ve içgörüler sağlar. Bu, işletmelerin markalarını güçlendirmek için kullandığı pratik, veri odaklı sonuçlar sağlayan mükemmel bir analiz yöntemidir.

Yapay zeka, metinlerin sadece kelimelerini değil, aynı zamanda kelimeler arasındaki bağlamı da anlamaya çalışarak, daha doğru sonuçlar elde edilmesini sağlar. Örneğin, bir tweet’in içeriği, yalnızca kullanılan kelimelerle değil, aynı zamanda bunların arasındaki ilişkiler ve tonlamalarla da analiz edilir.

Bu gelişmeler, hem markaların hem de siyasilerin, müşteri memnuniyetini ve seçmenlerin tutumlarını daha etkili bir şekilde ölçmelerine olanak tanır. Örneğin, bir siyasi parti, seçim sürecinde seçmenlerinin duygusal tutumlarını belirlemek için sosyal medya analizlerinden faydalanabilir. Bunu yaparak, hangi politikaların halk tarafından olumlu karşılandığını ve hangi noktaların eleştirildiğini görebilir. Aynı şekilde, bir markanın müşteri geri bildirimlerine karşı daha hızlı ve etkili tepki vermesi, müşteri memnuniyetini artırabilir.

Siyaset ve Duygu Analizi

Duygu analizi, siyasette önemli bir araç haline gelmiştir. Seçim kampanyalarında, sosyal medya platformlarından elde edilen veriler, bir adayın halkla olan ilişkisini anlamada kritik bir rol oynar. Twitter gibi platformlar, seçmenlerin adaylara veya politikalarına karşı duyduğu hisleri, endişeleri veya beklentileri yansıtan anlık verilere ulaşılmasını sağlar. Bu veriler, siyasi stratejilerin yönlendirilmesinde, propaganda tekniklerinin tasarlanmasında ve toplumun genel havasını anlamada kullanılabilir.


Siyasi adaylar, sosyal medya verileriyle halkın duygu durumunu analiz ederek, kampanyalarını daha etkili hale getirebilirler. Örneğin, bir adayın politikaları hakkında yapılan olumsuz yorumlar, stratejik olarak hangi konularda değişiklik yapması gerektiğini gösterebilir. Aynı şekilde, olumlu geri bildirimler, belirli bir kampanya mesajının veya vaatlerin halk tarafından nasıl karşılandığını gösterebilir.

Gelecekte Duygu Analizi ve Yapay Zeka

Önümüzdeki yıllarda, yapay zeka ve sosyal medya platformlarının duygu analizindeki rolü daha da önemli hale gelecektir. Twitter gibi platformlar, duygu analizi sağlayarak,  markalar ve siyasetçiler daha iyi stratejik kararlar alabileceklerdir. YZ algoritmalarının gelişmesiyle, metinlerin daha derinlemesine analiz edilmesi, daha karmaşık duygusal tonların anlaşılması mümkün olacaktır. Örneğin, bir tweet sadece olumlu veya olumsuz olarak sınıflandırılmak yerine, içinde bulunduğu sosyal, kültürel veya politik bağlam da dikkate alınarak daha kapsamlı bir analiz yapılacaktır.

Elon Musk'ın Twitter'da Etkisi ve Borsa Üzerindeki Yansımaları

Elon Musk, Twitter'da oldukça aktif bir kullanıcı olup, yaklaşık 71 milyon takipçisi ile sosyal medyada büyük bir etkiye sahiptir. Musk'ın tweetleri, genellikle Tesla ve SpaceX gibi şirketlerine dair bilgiler içerir ve bu paylaşımlar, yatırımcıların ve piyasaların algısını hızla değiştirebilir. Özellikle, Musk'ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar, borsada önemli dalgalanmalara yol açabilir.

Duygu Analizi ve Borsa

Duygu analizi, Twitter'da yayılan tweetlerin analiz edilerek, bu tweetlerin genel duygusal tonunun ve borsa üzerindeki etkilerinin belirlenmesinde kullanılır. Duygu analizine dayalı yöntemler, sosyal medya paylaşımlarının borsa hareketlerini tahmin etmek ve anlamak için faydalıdır. Elon Musk'ın tweetleri, özellikle Tesla'nın hisse senedi fiyatları üzerinde büyük etkiler yaratabilmektedir. Musk'ın yaptığı paylaşımlar, yatırımcıların algısını anında etkileyerek, şirketlerin piyasa değerinde hızlı değişimlere neden olabilir.



Örnekler ve Araştırmalar

Tesla'nın Hisse Senedi Fiyatları: Elon Musk'ın Twitter üzerindeki paylaşımları, özellikle Tesla'nın hisse senedi fiyatlarında büyük dalgalanmalara yol açmıştır. 2020 ve 2021 yıllarında, Musk'ın bir tweeti bile Tesla'nın hisse fiyatlarını hızla yükseltebilmiş veya düşürebilmiştir. Örneğin, Musk’ın şirketin geleceği hakkında yaptığı açıklamalar, yatırımcılar arasında büyük heyecan yaratıp hisse fiyatlarında anlık artışlara neden olmuştur.

Bitcoin ve Dogecoin: Musk, aynı zamanda Bitcoin ve Dogecoin gibi kripto paralara dair tweetlerle de piyasalarda önemli etkiler yaratmıştır. Özellikle Bitcoin hakkındaki olumlu yorumları, Bitcoin'in değerinde ani yükselmelere yol açmış, Dogecoin’e yönelik destek tweetleri ise bu kripto paranın fiyatını hızla artırmıştır. Bu durum, sosyal medya üzerindeki bir bireysel etki ile küresel finansal piyasalarda bile önemli değişikliklerin yaşanabileceğini göstermektedir.

Kaynakça: 

Oskay, Ünsal, Kitle Haberleşmesine Giriş. 

Kazancı, Metin, Halkla İlişkiler

McLuhan, Marshall, 21.yüzyılda Dünya Yaşamı ve Medyada Dönüşümler

Freud, Sigmund, Kitle Psikolojisi ve Ego Analizi

Goebbels, Joseph, Goebbels'in Hatırları

İnceoğlu, Metin, Güdüleme Yöntemleri

Barneys, Edward, Propaganda

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/622417?form=MG0AV3

https://psychology.tips/john-b-watson-is-best-known-as-the-founder-of/?form=MG0AV3

https://theconversation.com/the-manipulation-of-the-american-mind-edward-bernays-and-the-birth-of-public-relations-44393?form=MG0AV3

https://anabilgi.anadolu.edu.tr/?contentId=233356&form=MG0AV3

https://www.verywellmind.com/freudian-theory-2795845

https://www.simplypsychology.org/psychoanalysis.html?form=MG0AV3

https://en.wikipedia.org/wiki/The_Crowd:_A_Study_of_the_Popular_Mind?form=MG0AV3

https://militarysaga.com/cold-war-propaganda/?form=MG0AV3

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/398088?form=MG0AV3

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54811876?form=MG0AV3

https://aws.amazon.com/tr/what-is/sentiment-analysis/?form=MG0AV3

https://artiwise.com/tr/2024/04/04/duygu-analizi-nedir-kullanim-alanlari-ve-zorluklari/?form=MG0AV3

https://tr.wikipedia.org/wiki/CNN_etkisi?form=MG0AV3

https://politikakademi.org/2013/07/arap-bahari-ve-sosyal-medya/?form=MG0AV3

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/59580?form=MG0AV3

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/503977

https://medyaakademi.com.tr/2020/01/18/marshall-mcluhan-ve-iletisim-teorileri/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder