SOKAĞIN PSİKOLOJİSİ: DUVAR YAZILARI ÜZERİNDEN BİR OKUMA
HER NESLİN DUVARI BAŞKA YAZAR ASLINDA
BİZ SUSARIZ, DUVARLAR KONUŞUR...
BAZEN ÇİŞ KOKAN, BAZEN RENGARENK İÇİNE ÇEKEN, BAZEN YAZILMIŞ BİR SÖZLE BAŞKA DİYARLARA GÖTÜREN DUVARLAR
TAŞ DUVARDAN SANAL DUVARLARA
NEVİN BİLGİN
Duvarlar konuşur. Yeter ki onları dinleyecek bir gözle bak. Sokakların dili vardır, o dilin harfleri bazen sprey boyayla yazılır, bazen kalemle kazınır, bazen ise sadece içten gelen bir çığlık gibi oraya bırakılır.
Peki insanlar neden yazar duvara? Neden kelimelerini kâğıda değil de soğuk betona bırakır?
Ya da daha çarpıcı bir soru: Neden bazıları duvara sadece yazmakla yetinmez, bir de işer?
Nedir bu duvarların çektiği insanlardan...Günümüz insanı artık sanal duvara da yazar oldu.
O yüzden duvar kenarları insanın kendisini güvenli hissettiği kadar, çiş kokusu vardır diye uzaklaştığı yerler haline gelmiş durumda. Üstelik belediye tuvaleti bile 15 lira olmuşken..
Tarihçesi
llk duvar yazılarına, insanlık tarihinin başlangıcında, mağara resimlerinde rastlarız. Mağaralarda yer alan resimler, av sahnelerinden ibaret değildir; aynı zamanda bir anlatı, bir ifade biçimidir.
Bu resimler, modern anlamda yazı olmasa da, duvara bir mesaj bırakma refleksinin milattan önceki bin yıllara uzandığını gösterir.
Antik Roma’da ise “grafito” adı verilen duvar yazılarıyla halk, siyasi eleştirilerini ya da duygularını açıkça paylaşabiliyordu.
fotoğraf: K24
Görünür Olma Arzusu
Duvara yazmak, çoğu zaman bir "görünür olma" arzusudur. Anonim kalmakla birlikte, bir iz bırakma çabasıdır. Bir anlamda, duvara yazı yazan birey, varlığını toplumun kolektif belleğine kaydetmek ister.
Kimlik İnşası
Sosyal psikologlara göre, bu davranış özellikle genç bireyler arasında kimlik inşası sürecinde yoğunluk kazanır.
Grup aidiyeti, otoriteye başkaldırı, bastırılmış duyguların dışavurumu gibi psikolojik dinamikler, duvar yazılarını şekillendirir. Grafitiler, bu yönüyle bireyin iç dünyasını kamusal alana taşıyan bir geçit işlevi görür.
MİZAH, İSYAN VE MAHREMİYETİN YER DEĞİŞTİRMESİ
Duvar yazılarında mizah önemli bir yer tutar. “Süt içtim büyüdüm, graffiti yaptım dövüldüm” gibi ifadeler, bir yandan sokağın sertliğini kabul ederken diğer yandan ona gülerek direnir.
Birey, yazdıkça güç kazanır; özellikle bastırılmış duygular mizah yoluyla hem kendini ifade eder hem de sosyalleşir.
İŞEYEREK OTORİTEYE MEYDAN MI OKUR, BİLİNÇDIŞI SALDIRIDA MI BULUNUR
Ancak duvarlar sadece yazıya ev sahipliği yapmaz. İşemek gibi, daha ilkel ve sembolik bir eylem de zaman zaman aynı duvarlarda gerçekleşir. Bu davranış, mekânın sahiplenilmesi, otoriteye meydan okuma ya da toplumsal normlara yönelik bilinçdışı bir saldırı olarak da okunabilir.
HER DÖNEMİN DUVARI FARKLI YAZAR
Her dönemin duvarı başka şeyler söyler.
1980’lerin askeri cuntasında yazılanlar ile günümüz apartman duvarlarındaki aşk itirafları arasında toplumsal travmaların izlerini görmek mümkündür. Bu yazılar, dönemin ruhunu taşır.
Sokakta yürürken bir duvarda şu cümleyi gördünüz diyelim: “Burada aşk vardı.”
Ne hissedersiniz? Geçmişin izi mi? Kaybolmuş bir ilişkinin yankısı mı? Belki de bir özlem...
İşte duvar yazıları tam da bu yüzden önemlidir. Çünkü bireyin iç dünyasını kamusal alana taşır, bu taşımayı da bir sanat, isyan ve hafıza pratiğiyle yapar.
YAZMAK, İŞEMEK, BOYAMAK
Duvarlar sadece fiziksel sınırlar değil, aynı zamanda toplumsal, duygusal ve psikolojik alanların da sınırıdır.
Yazmak, işemek, boyamak ya da sadece dokunmak bile bu sınırlarla kurulan ilişkiyi gösterir.
Duvar yazıları, toplumun alt metinlerini ortaya koyar. Duvarlara yazılanlar, sadece kelime değil, bir çağrıdır.
KAYNAKÇA:
https://dergipark.org.tr/tr/pub/mahder/issue/76201/1184622
Şengül, C. G. (2013). Resistance on the Walls: A Content Analysis of Graffiti in Turkey. İzmir Ekonomi Üniversitesi
https://zenodo.org/records/6558086
https://dergipark.org.tr/tr/pub/tsh/issue/48453/613721
Tamgaç, Serdar, Mağara Duvarlarından Sanal Duvarlara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder