6 Nisan 2025 Pazar

DİJİTALİN GÖLGESİNDE BÜYÜMEK: ADEOLASAN FİLMİ ÜZERİNE BİR ANALİZ

             fotoğraf:BBC


Nevin BİLGİN 

Sosyal medya çağında büyüyen çocuklar için gerçeklik sadece görülen ya da yaşananla sınırlı değil. Algılar, ekranın arkasında şekilleniyor. 

Adeolasan filmi, işte tam da bu bulanık gerçeklik alanında, 13 yaşında bir çocuğun sınıf arkadaşını öldürmesiyle patlak veren bir trajediyi anlatırken; ergenliğin kırılgan ruh haliyle dijital dünyanın keskin yüzünü çarpıştırıyor.


GERÇEĞİN KIRILDIĞI NOKTA

Filmde polisin yürüttüğü soruşturma, yalnızca bir cinayetin failini arama süreci değil, aynı zamanda nesiller arası büyük bir boşluğun da teşhiridir. Yetişkinlerin anlamakta zorlandığı, gençlerin ise içinde kaybolduğu dijital evren, klasik sorgulama yöntemleriyle açıklanamayan bir karmaşaya dönüşür. Soruşturmayı yürüten ekip, “neden?” sorusuna yanıt ararken, karşılarında sadece bir çocuk değil, onun telefon ekranına sığdırdığı dev bir dünya vardır. Ancak bu dünya, çoğu zaman erişilemezdir.


NESİLLER ARASI BOŞLUK VE DİJİTAL YALNIZLIK

Film, yetişkinlerin çocukları “fiziksel olarak” yanında tutmakla yetindiğini, ancak onların dijital kimliklerini anlamakta başarısız olduğunu güçlü biçimde vurgular. Aileler, öğretmenler, hatta polis bile çocuğun zihinsel yolculuğunu yakalayamaz. Çünkü artık çocuklar yalnızca okul sıralarında ya da ev odalarında değil, dijital ağlarda da büyüyor; belki de asıl kişiliklerini orada kuruyorlar. Bu yüzden sadece fiziksel varlık yetmiyor — dijital ortamda da onların yanında olmak, rehberlik etmek gerekiyor.


PAYLAŞAN KİM? KİMİN GERÇEĞİ?

Aslında dijital ortamda karşılaştıklarımız bizi hep bir soruya götürmeli; “Bu içeriği kim paylaşmış?” Sosyal medyada gördüğümüz her şeyin ardında bir niyet, bir yönlendirme vardır. Ancak ergenlik çağındaki bir çocuk için bu farkındalığı geliştirmek kolay değildir. 

Tek bir yorumun, tek bir paylaşımın bir gencin ruh dünyasında ne denli tahribat yaratabileceği dikkate alınmalı. 


SADECE BİZ YOKUZ

Film, bireyin kendi doğrularına sıkışıp kaldığında ne kadar büyük bir yanılgıya düşebileceğini de gösteriyor. “Ben böyle düşünüyorum” demek, gerçeği tanımlamaya yetmiyor. Çünkü gerçek, çok sesli bir yapıdır. Farklı açılardan bakmak, farklı bakış açılarını anlamaya çalışmak; özellikle sosyal medya çağında çocuklara kazandırılması gereken en önemli yetilerden biridir. Filmde bu yetinin eksikliği, korkunç bir sonuçla yüzleşilmesine neden olur.


DİJİTAL EKRANLARDA KAYBOLAN MASUMLUK

Adeolasan, yalnızca bir cinayet hikâyesi değil; aynı zamanda modern çağın çocuklarını anlamaya dair bir uyarı niteliğinde. 

Ergenliğin zaten yeterince çalkantılı olan doğasına bir de dijital dünyanın karmaşası eklendiğinde, genç bireylerin gerçeklikten nasıl uzaklaşabildiğini açıkça gösteriyor. Film, biz yetişkinlere şunu hatırlatıyor: Gençlerin fiziksel yanında olmak yetmez. Onların dijital yolculuklarında da, ekranın diğer ucunda da yanlarında olmalı; anlamaya, dinlemeye, rehberlik etmeye çalışmalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder