24 Mayıs 2025 Cumartesi

 PSİKANALİZLE MİLLİYETÇİLİĞİ OKUMAK

Milliyetçilik terapi mi, nevrotik mi?

"YAŞAMAK GALİP OLMAKTIR”

İZZETTİN ŞADAN’IN MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞI

Psikiyatrist Dr. İzzettin Şadan, milliyetçiliği hem bir kolektif terapi aracı, hem de bir nevrotik savunma sistemi olarak tanımlıyor. 



Nevin BİLGİN 

Cumhuriyet’in erken döneminde şekillenen milliyetçilik tartışmaları, yalnızca siyasetçiler ve tarihçiler arasında değil, psikoloji, sanat ve edebiyat alanında da olmuştur.

Bu çok katmanlı ortamda öne çıkan isimlerden birisi de Dr. İzzettin Şadan’dır. Şadan, Türkiye’de psikanaliz akımının ilk temsilcilerinden biri olarak yalnızca klinik bir uzman değil, aynı zamanda ideoloji ve kimlik üzerine derin düşüncelere sahip bir entelektüeldir.



Freud’un hayattayken onunla doğrudan temasta bulunmuş, hatta Freud’un “bizzat yanında çalışmış ilk ve tek Türk talebesi” olarak anılmıştır. Bu yönüyle yalnızca Türkiye’nin değil, Avrupa psikanalitik çevrelerinin de ilgisini çekmiştir.

Freudyen Miras ve Türkçeye Katkıları

İzzettin Şadan, yalnızca kuramsal metinler üretmekle kalmadı, psikanaliz literatürünü Türkçeye kazandırmak için de çalıştı. İsviçreli psikiyatrist Eugène Bleuler’in, aynı zamanda C.G. Jung’un da hocası olan bu önemli bilim insanının Schizophrenie (Şizofreni) adlı eserini Türkçeye çevirerek 1929 yılında yayımladı. Bu çeviri, Türk tıbbı ve psikiyatrisi açısından tarihsel bir dönüm noktasıydı.

Bununla da yetinmeyen Şadan, Freud henüz hayattayken, yani 1934 yılında, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun çıkardığı “Yeni Adam” dergisinde psikanalitik makaleler kaleme aldı. Bu yazılar, psikanalizi yalnızca bir tedavi yöntemi olarak değil, aynı zamanda bireyin ve toplumun ruhsal yapısını açıklamak için bir felsefi araç olarak da gören yaklaşımının en açık göstergesiydi.



Milliyetçilik ve Orhun Dergisi’ndeki Anket

İzzettin Şadan’ın milliyetçiliğe dair en net ve çarpıcı görüşü, Orhun dergisinde yayınlandı. Dönemin önde gelen entelektüellerine yöneltilen “Milliyetçilik sizin için ne ifade ediyor?” sorusuna Şadan, şu yanıtı vermiştir: “Kendi milletimin en küçük menfaati için, bütün eşeriyen imhasına bile taraftarım.”

Bu ifade, yalnızca aşırı bir milliyetçilik değil, aynı zamanda psikanalitik bir dürtünün – yani yaşamak ve üstün gelmek arzusu –nun  dışavurumu olarak görülmüştür. 

Şadan’ın milliyetçilik anlayışı, bireyin hayatta kalma güdüsünün, millet düzeyine aktarılmış hâlidir. Onun için milliyetçilik bir fikir değil, varoluşsal bir savunma mekanizmasıdır.

Psikanalizle Milliyetçiliği Okumak

Şadan, bireylerdeki id – ego – süperego çatışmasını toplumlara da uyarlamıştır. Birey için id neyse, millet için çıkar odaklı güdüler odur. Bu bağlamda “eşeriyenin imhası” ifadesi, bir dış dünyaya yöneltilmiş psikanalitik saldırganlık olarak okunmaktadır.

Şadan’a göre millet, kolektif bir organizmadır; geçmiş travmaları, bastırılmış korkuları ve yüceltilmiş benliği vardır. Bu organizma, tehdit altında hissettiğinde kendini korumak ve yeniden tanımlamak için agresifleşir. Yani onun milliyetçiliği, tarihsel olduğu kadar nevrotiktir de.

“Yaşamak Galip Olmaktır” 

İzzettin Şadan’ın düşüncesinde öne çıkan temel ilke “Yaşamak galip olmaktır.” olmuştur. 

Tıpkı birey gibi millet de yaşamak, gelişmek, ayakta kalmak ve rekabette öne çıkmak zorundadır. Bu yüzden milliyetçilik, bir duygu ya da romantik aidiyet değil, bir savunma refleksi ve hatta bir saldırı güdüsüdür.

 İdeolojik Kimlik

Şadan’ın yazılarında bireysel patolojiler ile toplumsal kimlik bozulmaları iç içe geçmiştir. Ona göre bir bireyin yaşadığı nevroz, zamanla toplumun da yapısına sirayet edebilir. Bu bağlamda Şadan, milliyetçiliği hem bir kolektif terapi aracı, hem de bir nevrotik savunma sistemi olarak tanımlamıştır. 

Milletlerin tarihsel travmaları, onları ya içe kapanmaya ya da dışa saldırmaya itebilir. Bu, aslında bireydeki bastırılmış arzu ve korkuların, toplum düzeyine aktarılmış hâlidir. 

Dr. İzzettin Şadan’ın milliyetçilik anlayışı, Cumhuriyet’in erken döneminde sıradışı bir yere sahiptir. Onun düşüncesi, milliyetçiliği yalnızca kültürel ya da politik bir bağlamda değil, psikolojik, bilinçaltı ve patolojik bir düzlemde incelemiştir. 

Kaynakça: 

https://www.academia.edu/61156636/%C4%B0ZEDD%C4%B0N_%C5%9EADANIN_UNUTULMU%C5%9E_B%C4%B0R_MAKALES%C4%B0_R%C3%9CYA_VE_EFSANE_

https://www.yenisafak.com/yazarlar/mehmed-niyazi-ozdemir/izzettin-sadanin-dunya-gorusu-2036122

https://www.academia.edu/83154485/Turkey_Psychoanalyzed_Psychoanalysis_Turkified_The_Case_of_%C4%B0zzettin_%C5%9Eadan

https://bilimvegelecek.com.tr/index.php/2021/10/01/izzeddin-sadanin-unutulmus-bir-makalesi-ruya-ve-efsane/

https://www.yenisafak.com/yazarlar/mehmed-niyazi-ozdemir/ciddi-bir-filozofumuz-2035844


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder