YÜZEN BİR İLLÜZYON: CRUİSE GEMİSİYLE YOLCULUK
Siz de köpük partisine katılmayanlardan mısınız?
NEVİN BİLGİN
Gemiye ilk adım, bir tatilden çok bir düzenin parçası olma hissi veriyor.
Sanki suyun üstünde yüzen dev bir şehirde yeni vatandaşlığa başlıyorsun.
Odanı bulmak için bayağı yürüyorsun.
Katlar arasında asansörle gezilebiliyor, her geçiş başka bir bölge, başka bir hayat: şık restoranlar, sessiz barlar, gürültülü çocuk havuzları.
Bu bir mimari değil, bir sosyal harita gibi. Her mekan seni bir kimliğe sürüklüyor.
Daha ilk gün, konfor illüzyonunun altından güvenlik telaşı beliriyor. Herkes can yeleklerini giyiyor, nasıl bağlanacağı gösteriliyor. Turuncu yelekler içinde insanlardan oluşmuş bir koro gibi hissediyorsun.
Kimisi gülümsüyor, kimisi ciddi; ama hepsi o an sahneye çıkmış gibi poz veriyor. Fotoğraflar çekiliyor çünkü gerçeklik bile “anı” haline getiriliyor burada.
Ama reklamlar bunu söylemiyor. Cruise gemileri daima sabitmiş gibi sunuluyor. Oysa gerçekten sallanıyor. Hafif değil, bar tabureleri titreşiyor bazen, tabaklar dans ediyor. Bazıları baş dönmesini zarafetle saklıyor, bazıları açıkça midesine yeniliyor.
En güçlü yanı, insanı uyutur gibi yaparak teslim alması; yatağa uzandığında okyanusun ritmi seni içine alıyor, ne geçmişi ne bugünü düşünüyorsun. Uyku değil, bir teslimiyet.
Gemide alışveriş de var. "Duty Free" tabelaları cezbedici ama fiyatlar gökyüzünden düşmüş gibi.
Kumarhane ise sessiz bir gerçeklik.
Broşürlerde görünmez ama içeride jetonlar yankılanıyor. Paranın değil, ihtimalin peşinden koşan insanlar dolu.
Yemek salonları ayrı bir evren. Bazıları şık ve sessiz, çatallar bile kibarca hareket ediyor. Diğerleri gürültülü, hızlı, kimliksiz.
Tabakta başlıyor rol değişimi; “aç turist” kimliğinden “elit tatilci”ye geçiş, bir garsonun yüz ifadesinde tamamlanıyor.
Kaptan köşkünde ise teknolojiyle insan arasında tuhaf bir denge kuruluyor. Dalgalar değil, veriler yönlendiriliyor. Kokteyl tercihleri, alışveriş eğilimleri, harcama alışkanlıkları geminin rotası kadar yolcunun davranışı da bir algoritmayla ilerliyor.
Sonra bir anons duyuluyor, Rus Revüsünden, köpük partisine uzanan.
Bu gemi bir tatil değil; görünmeyen emeklerin, yüzeysel zevklerin ve dijital gözlemlerin birleştiği bir sahne. Gerçeklik, lüksün perdesinin arkasından başını uzatıyor; bazen bir sarsıntı oluyor, bazen bir boş bakış. Ama mutlaka var.
Kimisi için muhafazakar cruise turu bile mevcut...
Ama Yunan Adaları turları gibi turlarda botlara binip kıyıya inebileceğinizi unutmayın.
Ve aklınıza sürekli gelen yangın, batma, bulaşıcı hastalık vs gibi kabus düşünceleri de sık sık bastırmayı da unutmuyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder