YAPAY ZEKA MI, SERMAYE Mİ SUÇLU?
KİME KARŞIYIZ, NE İSTİYORUZ?
Teknoloji işin kârlılığını artırırken, elde edilen ek gelirlerin nasıl dağıtılacağı siyasi bir tercih. Eğer düzenlemeler yoksa veya zayıfsa, kazançlar sermaye sahiplerinde toplanma eğiliminde oluyor.
Nevin Bilgin
Herkes “yapay zekâ bizi işsizleştirecek” diye korku yayarken, asıl hedefin teknoloji değil; teknolojiyi işçi çıkarma ve sermaye getirisini artırma aracı olarak kullanan sermayedarlar olduğunu görmek gerekiyor
Teknoloji, yapay zeka, robotlar, otomasyon teoride hem işleri ortadan kaldırabilir hem de yeni işler yaratabilir. Ancak hangi yönde gideceği yalnızca teknolojiye bağlı değil: firmaların yatırım tercihleri, devlet politikaları ve piyasadaki rekabet dinamikleri belirleyici.
Daron Acemoglu ve Pascual Restrepo’nun çalışmada da belirtildiği gibi endüstriyel robotların yayılımı ABD’de istihdam ve ücretler üzerinde aşağı yönlü baskı yaparken, yani teknolojik değişme otomatik olarak iş yaratmıyor, çoğu zaman işçi yerine ikame ediliyor.
Acemoglu’nun çalışmalarında vurgulandığı gibi otomasyon sıklıkla “üretim maliyetini düşürme” ve “işçiyi ikame etme” amacıyla bir strateji olarak benimseniyor.
Yani işsizleşme genellikle teknolojinin doğal sonucu değil, kârlılığı maksimize etmeyi tercih eden sermaye sahiplerinin stratejik bir sonucu. Bu bakış, teknolojinin kimin yararına tasarlandığını ve hangi işlevleri yerine getirmesi için teşvik edildiğini sorgulamamızı zorunlu kılıyor.
Sermaye Getirisi Yükseliyor, Emek Payı Düşüyor
Sermaye birikimi, getiri büyüme çerçevesi, teknoloji ile birlikte sermayenin gelir içindeki payının artabileceğini, bunun da uzun vadede eşitsizliği derinleştirebileceğini gösteriyor.
Teknoloji işin kârlılığını artırırken, elde edilen ek gelirlerin nasıl dağıtılacağı siyasi bir tercih. Eğer düzenlemeler yoksa veya zayıfsa, kazançlar sermaye sahiplerinde toplanma eğiliminde oluyor.
Uluslararası kuruluşların uyarıları
ILO ve OECD gibi kurumlar, otomasyonun ve yapay zekânın iş dünyasını dönüştüreceği konusunda uyarıyor; aynı zamanda bu dönüşümün etkilerini hafifletmek için eğitim, yeniden beceri kazandırma, sosyal koruma ve adil vergi politikaları gerektiğini belirtiyorlar. Bu da bir kez daha gösteriyor: problem teknoloji değil teknolojinin toplum içinde nasıl dağıtıldığı ve kimin lehine düzenlendiği.
Yapay Zeka Kötü Mü?
Kamu tartışması “yapay zekâ mı kötü?” basitliğine indirgenmemeli. Bu, sorunun kitlesel olarak yanlış hedeflenmesi demek:
Gerçek muhatap, işçi azaltmayı ve sermaye gelirini maksimize etmeyi amaçlayan kurumsal karar ve politika çerçeveleridir.
Bu nedenle talep edilmesi gerekenler: güçlendirilmiş sendikalar, otomasyonun vergi ve düzenlemeye tabi tutulması (ör. otomasyon vergileri veya robot vergileri tartışmaları), kârlılığın paylaşılması için kurallar, evrensel temel gelir ya da iş paylaşımı, ve güçlü eğitim/yeniden beceri programları. Bu yaklaşımlar, teknolojiyi toplum faydasına dönüştürebilir.
Otomasyonun sosyal maliyetini fiyatlandırmak: Otomasyon yatırımlarından elde edilen kazançların bir kısmının iş güvencesine, yeniden eğitim fonlarına veya yerel istihdam projelerine aktarılması.
Güçlü iş gücü politikaları: Devlet destekli yeniden beceri programları, aktif işgücü piyasası politikaları ve sendikal gücün güçlendirilmesi.
Vergi ve dağıtım politikaları: Sermaye gelirlerine yönelik adil vergi düzenlemeleri ve servet vergileriyle artan gelir eşitsizliğinin azaltılması.
Teknoloji yönlendirmesi: AR-GE teşviklerinin ve kamu alımlarının insan-makine işbirliğini (complementarity) destekleyecek şekilde yeniden tasarlanması.
Kaynakça:
https://shapingwork.mit.edu/wp-content/uploads/2023/10/Robots-and-Jobs-Evidence-from-US-Labor-Markets.p.pdf
https://www.imf.org/external/pubs/ft/fandd/2021/03/COVID-inequality-and-automation-acemoglu.htm
https://www.ilo.org/topics-and-sectors/artificial-intelligence
https://www.oecd.org/en/topics/policy-issues/future-of-work.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder