20 Kasım 2025 Perşembe

 AYI SATIŞLARINDA PATLAMA

NEDİR BU AYI SEVGİSİ

Homo Teddicus’un Yükselişi: 

Ayıcıkların Sessiz İstilası



Son yıllarda dünyaya bir şey oldu, ama kimse tam olarak ne olduğunu açıklayamıyor. Ekonomik krizler, savaşlar, yapay zeka tartışmaları, uzay çalışmalarındaki rekabet… derken insanlık bir noktada topluca “Ben artık uğraşamam, bana bir ayıcık verin” kararına varmış gibi görünüyor. 


Evet, oyuncak ayılar patladı. Hem de öyle böyle değil; market rafları, online alışveriş siteleri, belediye kantinleri… 

Hatta bazı yerlerde ayıcıklar öyle çoğalmış ki, memurlar çay molasında sandalye yerine ayıya oturuyor gibi bir hissiyat oluşmuş.

Peki neden? Neden yetişkin bir insan, gerçek dünyada vergilerle, kirayla, trafikle boğuşurken eve gidince 1 metre boyunda pelüş bir ayıya sarılma ihtiyacı hisseder?

Belki de cevap çok basit:
Çünkü hayat pahalı, sarılmak bedava.

Düşünsenize, gün boyunca telefonunuza gelen bildirimler bile stres yaratıyor:
Elektrik faturası…
Su faturası…
Kira hatırlatma mesajı…
Bankadan “müsait misin bi konuşsak?” içerikli bildirim…

İşte tam bu noktada, kapının yanında sizi bekleyen o kocaman ayı devreye giriyor. Ne elektrik kesintisi umurunda, ne dolar kuru. Kucağına atladığınız anda, “Tamam… Her şey yoluna girecek” diyen tüylü bir güvenlik sistemi gibi.

Bazıları ise tüm bu ayıcık meselesinin daha derin, daha felsefi bir tarafı olduğunu söylüyor. 

Yetişkinliğe kolektif bir isyan belki. İçimizdeki çocuksu tarafın son savunma hattı…

Hatta gelecekte bu durumun resmiyet kazanması bile mümkün. 

Bir gün diplomatik krizlerde liderlerin yanına “duygu düzenleyici pelüş dostlar” koyulabilir. Dünya barışı, belki de sandığımızdan daha tüylerle kaplıdır.

Ve sonra insanlık birden bire evrimsel sürecin yeni bir basamağına geçiverir:
Homo Teddicus.
Ayıyla uyuyan,
Ayıyla toplantıya giren,
Ayıyla politika yapan,
Ayısıyla konuşup dertleşen yeni insan türü.

Evet, kulağa saçma geliyor… ama ekran karşısında hafifçe başını eğip “ben aslında bir ayıcık istiyorum” diye düşünmüyorsan da yalan söyleme.

Belki de ayılar bu çağın en sessiz terapistleri. Yargılamıyorlar, soru sormuyorlar, “parolayla düzelmeyeceğini” söylemiyorlar. 



Sadece oradalar. Tüylü, pasif, sabırlı ve kucaklanabilir.

Bazen bir milletin ihtiyacı olan tek şey de budur:
Biraz huzur…
Biraz sakinlik…
Ve kocaman bir ayı sarılması.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder