5 Nisan 2024 Cuma

DİJİTAL VATANDAŞLIK GELİYOR

 

                                    DİJİTAL VATANDAŞLIK GELİYOR

 

 

     NEVİN BİLGİN

     İnternet teknolojisinin ulaştığı nokta küreselleşmeyle birlikte insanlığı yeni bir kavramla buluşmaya hazırlıyor: “Dijital vatandaşlık”. Kısa bir süre sonra şu anda yararlandığımız birçok teknolojiyi kullanabilmek için dijital vatandaşlık numarası almak zorunda kalacak, vergisini verecek ve kullanımları ona göre gerçekleştirebileceğiz.

       Dijital vatandaşlık, teknolojik ilerlemelerle birlikte önem kazanmaktadır. Geleneksel vatandaşlık kavramının dijital dünyaya uyarlanması olarak da tanımlanabilir. Dijital vatandaşlık, bireylerin dijital ortamlarda hak ve sorumluluklarını ifade etmektedir. Aynı zamanda, internet ve diğer dijital platformlarda etkin, bilinçli ve sorumlu bir şekilde davranmayı, çevrimiçi etkileşimlerde saygı, empati, güvenlik, mahremiyet ve içerik üretimi gibi temel prensipleri, çevrimiçi topluluklarda diğer kullanıcılarla etkileşime geçerken bu prensiplere uygun davranmayı da içermektedir. Dijital vatandaşlık aynı zamanda dijital güvenliği de içerir. Kullanıcıların kişisel verilerini korumak, çevrimiçi güvenliği sağlamak ve siber tehlikelere karşı önlem almak da dijital vatandaşlık sorumluluğudur. Bu bağlamda, dijital vatandaşlar, bilinçli bir şekilde güvenli şifreler kullanmalı, güvenlik yazılımlarını güncellemeli ve çevrimiçi etkinliklerinde dikkatli olmalıdır.

      Dijital vatandaşlık ayrıca dijital okuryazarlıkla da ilişkilidir. Kullanıcılar, çevrimiçi kaynakları değerlendirebilme, bilgiyi eleştirel bir şekilde analiz edebilme ve dijital içeriği doğru bir şekilde kullanabilme becerisine sahip olmalıdır.

     Dijital vatandaşlık özellikleri ise şöyle sıralanabilir:

     Eşit Dijital Erişim (Herkes İçin İnternet): İnternet erişiminin herkese eşit şekilde sağlanması ve dijital uçurumun azaltılması.

      Dijital Ticaret: Çevrimiçi alışveriş, bankacılık ve ticaretin güvenli ve etkin bir şekilde yapılması.

      Dijital İletişim: Dijital platformlarda etkili ve saygılı iletişim kurulması.

     Dijital Okuryazarlık: Bilgiye erişme, değerlendirme, anlama ve kullanma becerilerinin geliştirilmesi.

      Dijital Etik: İnternet ve diğer dijital platformlarda etik kurallara uygun davranılması.

      Dijital Kanun: İnternet üzerindeki yasalara ve kurallara uyulması.

      Dijital Haklar ve Sorumluluklar: Dijital alanda bireylerin haklarını koruması ve diğer kullanıcıların haklarına saygı gösterilmesi.

      Dijital Sağlık: Teknolojinin sağlık alanında etkin ve güvenli bir şekilde kullanılması.

      Dijital Güvenlik: Kişisel bilgilerin korunması ve çevrimiçi tehditlere karşı önlemlerin alınması.

      E-Devlet: Devlet hizmetlerinin çevrimiçi olarak sunulması ve vatandaşların bu hizmetlerden yararlanması.

       Yine dijital vatandaş, bilgi ve iletişim kaynaklarını eleştirebilme yanında, sanal ortamdaki davranışlarının etik sonuçlarını anlayabilme, ahlaki kararlar alma yeteneğine sahip teknolojiyi kötüye kullanmayan özellikleri de sahip olmayı gerektirmektedir.

       Dijital Vatandaşa, Dijital Vergilendirme

       Dijital vatandaşlık için planlar yapılırken, dijital vergilendirme birçok ülkede şirketler için uygulanmaya başladı bile. Dijital hizmetlerden vergi alınması, birçok ülkenin gündeminde olan ve tartışılan bir konuyken,  Türkiye, İngiltere, İtalya, İspanya, Hindistan ve Avusturya gibi ülkeler, dijital platformlarda sağlanan hizmetlerden elde edilen gelirler üzerinden vergi almayı tercih eden ülkeler arasındadır. Bu vergiler genellikle büyük teknoloji şirketlerinin dijital hizmetlerinden elde ettikleri gelirleri hedef alır. Ancak, dijital hizmet vergisinin uygulama detayları ve yükümlülükleri ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir. Bazı ülkelerde, dijital hizmet sağlayıcıları müşterilerden aldıkları hizmet ücretlerinden vergiyi tahsil etmek ve bu vergileri yetkili vergi otoritelerine ödemek zorundadır.

      Dijital ekonominin vergilendirilmesi, küresel ölçekte önemli bir tartışma konusudur ve çözüm bulunmaya çalışılan bir alandır. Her ülkenin kendi iç dinamikleri ve ihtiyaçlarına göre dijital hizmet vergisi politikalarını belirlemesi ve uluslararası iş birliğiyle bu konuda ortak bir çözüm bulunması gerekmektedir. Bu, adil ve etkili bir vergi sistemi oluşturmak için önemli bir adımdır ve dijital ekonominin sürdürülebilirliği açısından da önem taşımaktadır.

    Türkiye'de Dijital Hizmet Vergisi (DHV), 2020 yılında yürürlüğe girmiş ve dijital hizmet sağlayıcılarına yönelik bir vergilendirme sistemidir. DHV'nin temel özellikleri şunlardır:

     Vergi Oranı: DHV oranı %7,5'tir ve mükellefin beyanı üzerine hesaplanır. Verginin Konusu: Türkiye'de sunulan dijital reklam hizmetleri, dijital içerik satışı ve kullanıcıların etkileşime geçebileceği dijital platformlar gibi hizmetler DHV kapsamındadır. Mükellefler: DHV mükellefleri, dijital hizmet sağlayıcılarıdır ve vergi mükellefiyeti, şirketin Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam mükellef olup olmamasından bağımsızdır.

      Muafiyetler: Türkiye'de elde edilen hasılatı 20 milyon TL'den veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon Euro'dan az olan dijital hizmet sağlayıcıları DHV'den muaf tutulmaktadır.

      Siber Alem ve Anarşik Ortam, Sanal Oyunla Kara Para Aklama

      Dijitalleşme ile hayatımıza giren diğer kavramlar da “siber uzay” da denilen siber alandaki anarşik ortamdır. Çoğu zaman da vahşi Batı olarak adlandırılsa da bu konuda hukuki bir düzenleme henüz yapılmış değil. Birey güvenliği yanında devlet güvenliğinin saldırıya açık olduğu bu anarşik ortamda, sanal paradan online oyunlara, para aklama faaliyetlerine kadar pek çok suç meydana gelmektedir. Yerleştirme, ayrıştırma, bütünleştirme gibi süreçlerle kara para aklama dijital ortamda kolaylıkla yapılabilmektedir.

      Yerleştirme ile kara para, sanal para birimleri aracılığıyla meşru finansal sistem içine sokulmakta, yasadışı gelirleri kripto para birimlerine dönüştürülerek yasal gibi gösterilmesi sağlanmaktadır.

      Ayrıştırma yöntemiyle aklanacak olan para, farklı sanal cüzdanlar ve hesaplar arasında transfer edilerek izi kaybettirilmekte, bu parayı kaynağından uzaklaştırmak ve takibini zorlaştırmak için yapılmaktadır. Bütünleştirme yoluyla ise, aklanmış para, artık meşru gibi görünen işlemler aracılığıyla geri çekilmektedir. Örneğin, online oyunlar üzerinden satın alınan sanal eşyalar, gerçek para karşılığında satılarak gelir elde edilmektedir. Bu süreçler, suçluların yasadışı gelirlerini meşru gibi göstermelerine ve finansal sistem içinde serbestçe kullanabilmelerine olanak tanımaktadır. Ancak finansal kurumlar ve düzenleyici otoriteler, bu tür faaliyetleri tespit etmek ve önlemek için çeşitli yöntemler ve teknolojiler kullanmaktadır.

       Estonya Siber Saldırısı

       Sadece insanlar değil, günümüzde ülkeler de siber saldırı tehditleriyle karşı karşıyadır. 2007’den bu yana siber saldırı ülkelerin de karşılaştığı en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. 2007’deki Estonya siber saldırısı, tarih boyunca yaşanmış ilk büyük ölçekli saldırı olarak bilinmektedir. Estonya Hükümeti, Sovyet anıtının kaldırılmasının ardından devlet ve özel kurumların internet sitelerinin karşı karşıya olduğu saldırılarla karşılaşmış, bu durum internet alt yapısını etkilemiş NATO üyesi birçok ülke başta olmak üzere birçok ülke siber uzay, savunma, savaş alanı kavramlarıyla yüz yüze gelmiştir. Siber uzay savunulması gereken bir alan haline dönüşmüş, askeri başarı için önem taşıyan bir unsur olmuştur. Yine siber suçların tanımlanması, cezalandırma, hukukun bu alana nasıl uygulanacağı tartışma konusu olmuştur. Günümüzde, siber savaş suçlarının tanımı ve siber uzaya silahlı çatışmalar hukukunun nasıl uygulanacağı gibi konular, uluslararası toplumun gündeminde yer alan önemli konular arasındadır.

       Şu anda anarşik bir ortamda yürüyen siber uzayda gerekli düzenlemelerin yapılmaması halinde insanlığı ve devletleri bekleyen tehlikeler arasında, ulusal güvenlik konusu yer almaktadır.  Siber savaşlar, ulusal güvenlik stratejilerinin önemli bir parçası haline gelecek. Askeri operasyonlarda siber güvenliğin rolü artacak ve siber savunma yetenekleri, askeri başarı için hayati önem taşıyacak. Altyapı ve ekonomiye dönük siber saldırılar, temel altyapı sistemlerini hedef alabilir ve elektrik şebekeleri, iletişim ağları ve bilgi dağıtımı gibi kritik hizmetlerde kesintilere neden olabilir. Bu kesintiler, işletmeler ve ekonomik faaliyetler üzerinde ciddi etkilere yol açabilir.

       Diplomasi ve Uluslararası İlişkiler alanında, siber savaşlar, uluslararası ilişkilerde yeni bir boyut açabilir. Devletler arası çatışmaların bir parçası olarak siber saldırılar, diplomasiyi etkileyebilir ve uluslararası gerilimlere yol açabilir. Teknolojik gelişmeler, yapay zekâ, makine öğrenmesi ve kuantum bilgisayarlar gibi yeni teknolojilerin siber savaşta kullanılması, savunma ve saldırı yeteneklerini değiştirebilir. Bu teknolojilerin kullanımıyla birlikte, siber tehditlerin doğası da değişebilir.

      Siber saldırılar, toplumlar üzerinde ciddi sosyal etkilere yol açabilir. Özellikle büyük çaplı saldırılar, toplumda panik ve güvensizlik duygularını tetikleyebilir ve sosyal huzursuzluğa neden olabilir. Bu da toplumun genel refahını ve istikrarını olumsuz yönde etkileyebilir.

       İsrail-Hamas Siber Savaşı

      Günümüzdeki siber savaşlar kimi zaman ülkeleri, kimi zaman da ülkelerle terör örgütlerini karşı karşıya getirmektedir. İsrail ile Hamas arasında da bu yönde bir siber savaş söz konusudur.

       Siber savaş alanında, geleneksel savaş araçları yerine artık kodlar, dijital gölgeler önem kazanmıştır. Kritik alt yapıların bozulması, hassas bilgilerin çalınması, dezenformasyon yayma gibi potansiyeller gündeme gelmektedir. Bu olaylardaki artışlar siber güvenlik önlemlerine ve uluslararası normlara ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır.

      Ukrayna’ya Siber Saldırı

      Ukrayna Elektrik Şebekesi Siber Saldırısı (2015), elektrik şebekesine yönelik bir saldırı gerçekleştirildi ve bu saldırı sonucu elektrik kesintileri yaşandı. WannaCry Ransomware (2017), dünya genelinde 150'den fazla ülkede etkili olan bir fidye yazılımıydı ve sağlık hizmetleri ile diğer önemli altyapıları etkiledi. Marriott Otelleri Siber Saldırısı (2018), Marriott International'a ait otellerin rezervasyon sistemi üzerinde gerçekleşti ve milyonlarca müşterinin kişisel bilgilerinin çalınmasına neden oldu.

     İran’a Nükleer Siber Saldırı

      Stuxnet adlı zararlı yazılımın 2010 yılında İran'ın nükleer programını hedef almasıyla bilinir. Bu saldırı, İran'ın nükleer tesislerindeki santrifüjleri etkileyerek nükleer programını sekteye uğratmıştır. Ayrıca, İran'da yakın zamanda akaryakıt sistemlerine yönelik bir siber saldırı gerçekleşmiş ve bu saldırı sonucunda başkent Tahran'daki istasyonların büyük bir kısmı kullanılamaz hale gelmiştir.

 

 

 




     

 

      Türkiye’de Siber Güvenlik Adımları

       2023 yılında, Türkiye'de kötü amaçlı yazılım saldırıları bir önceki yıla göre yüzde 61 oranında artış göstererek 1.015.810'a ulaşmıştır. Bu artış, ülkenin siber güvenlik önlemlerine karşı meydana gelen potansiyel tehditleri vurgulamaktadır. Her saat 116 yeni siber saldırı yaşanmış ve bu saldırılar, teknoloji, e-ticaret, kamu, finans, enerji ve sağlık sektörlerini hedef almıştır. Bu durum, siber saldırganların çeşitli sektörlere yönelik geniş bir yelpazede faaliyet gösterdiğini göstermektedir.

     Ayrıca, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde tespit edilen oltalama saldırıları, önceki çeyreğe kıyasla yüzde 20 artmıştır. Oltalama saldırıları, kullanıcıların yanıltıcı mesajlar aracılığıyla kişisel veya finansal bilgilerini ifşa etmelerini sağlayarak önemli bir tehdit oluşturur. Türkiye, endüstriyel kontrol sistemlerine (ICS bilgisayarları) yönelik en fazla saldırı tespit edilen ülkeler arasında yer almaktadır. Bu, ülkenin kritik altyapılarının siber saldırılara karşı savunmasız olduğunu göstermektedir.

      Türkiye, siber tehditlere karşı Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planını güncelleyerek yeni nesil tedbirler almaktadır. Bu plan kapsamında, yapay zekâ ve büyük veri analitiği ile desteklenen siber tehdit istihbaratı güçlendirilmekte ve siber saldırıların erken tespiti için çalışmalar yapılmaktadır. 2020 yılında Türkiye’ye 118 bin 470 siber saldırı gerçekleşmişken, bu sayı 2021’de 84 bin 113’e gerilemiştir. Yerli ve milli uygulamalarla siber güvenlik altyapısının güçlendirilmesi sayesinde siber saldırı sayısında azalma görülmüştür. Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) ve sektörel siber olaylara müdahale ekipleri (SOME), Türkiye’nin siber sahasını korumak için 7/24 görev başında bulunmaktadır. Bu ekipler, siber saldırıları anlık olarak izleyerek, gerekli müdahaleleri yapmaktadır.

      Türkiye, yerli siber güvenlik çözümlerinin geliştirilmesine ve uluslararası rekabet gücünün artırılmasına yönelik adımlar atmaktadır. Bu sayede, yerli ürünlerin uluslararası pazarda daha rekabetçi hale gelmesi hedeflenmektedir.

     Türkiye’de yerli siber güvenlik çözümleri, özellikle büyük veri analitiği ve yapay zekâ teknolojilerini kullanarak siber tehditlere karşı etkin bir savunma oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, Türk Telekom gibi şirketler, Ar-Ge ekipleri ve yerli siber güvenlik firmalarıyla iş birliği yaparak, otomotivden finansa, e-ticaretten sağlığa kadar pek çok sektöre yönelik uçtan uca siber güvenlik hizmetleri sunmaktadır. Ayrıca, Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi gibi inisiyatifler, kamu kurumları, özel sektör ve akademi temsilcilerinin katılımıyla siber güvenlik ekosistemini güçlendirmek için çalışmalar yürütmektedir. Yerli çözümler, Türkiye’nin siber güvenlik seviyesini artırmak ve global standartlara uyum sağlamak amacıyla geliştirilmekte ve bu sayede Türkiye’nin siber güvenlik altyapısının güçlenmesine katkıda bulunulmaktadır. Türk Telekom’un yerli DDoS servisi ve 360 derece güvenlik bakış açısıyla zenginleştirilen ürün portföyü, bu alandaki yerli çözümlerin örneklerinden bazılarıdır.


 


      Siber Uzayı Kim Yönetecek

      Cyberpolitik Journal ile İnsan Hakları Eğitimi Derneği’nin birlikte gerçekleştirdiği Dijitalleşme, Siber Güvenlik ve İnsan Hakları konulu seminerde konuşan Sevda Korhan (Batman Üniversitesi-Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi), siber uzay yönetilebilir mi, kim yönetecek sorularını gündeme getirdi. Korhan, uluslararası ilişkilerde anarşik ortama dikkat çekildiğini hatırlatarak, “Burada da bir anarşi var. Düzenleyici mekanizmalar zayıf. Bu nedenle anarşi düzeyi maksimum düzeyde. Düzenleyici mekanizmaların olmayışı alanı kaotik hale getiriyor. Vahşi Batı’ya benzetenler oluyor. Ulusal, küresel mekanizmalar oluşturulmaya çalışıyor. Politik teknik örgütlenmeler var. İş birliği bu alanda sorun. Devletler alana geç katılmış durumda. Özel sektör ön plana çıkıyor. Standardizasyon kuruluşlara var. Bunların hepsi tartışmalı kurumlar. Çoğu ABD menşeinde” bilgisini verdi.

     Korhan, siber uzayın stratejik önemi ortaya çıktıktan sonra, rekabet ortamı, insan hakları sorunu, erişim gibi sorunlar ortaya çıktığını, siber uzayın dinamik bir alan olduğunu, yapay zekâ, nesnelerin interneti, meta verse gibi yükselen sorunlar da sosyo politik sorunlara yol açtığını hatırlattı. Korhan, “Alan teknik kabul edilse de politik kurumları da etkiliyor. Siber hukuk mekanizması oluşturulması gerekiyor. Zorluklar var bunun önünde ama, alanda yönetişim mekanizması oluşturulması zorunluluk artık” dedi.

       Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen (Selçuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı) ise, insanlığın kısa bir süre sonra dijital vatandaşlıkla karşı karşıya geleceğini belirterek, şunları söyledi:

      “Düzenleme yapılırken, devletlerin güvenlikle insan hakları arasındaki dengeyi kurması gerekiyor. Önümüzdeki süreçte belki de çifte çok katmanlı sözleşmeler olacak. Bir kısmını devletler, bir kısmını şirketler sağlayacak. Bunlara vergi verip vatandaşlık alacağız. Bugün Facebook, Çin ve Hindistan nüfusundan fazla kullanıcıya sahip. Dijital vatandaşlıklar, aidiyetler gelişecek. Devlet şeklinde mi olacak? Geleneksel devlet anlayışı devam edecek mi? Black Mirror dizisinde yeni dünyalar kuruluyor. Teknolojinin bizi nereye götüreceği kimse kestiremiyor. İnternetin geleceğiyle ilgili yapılan tahminler böylesini tahmin edemiyor. Günümüzdeki gelişmeleri kim hayal edebilirdi”

         2 Milyar Web Sitesi Var

         İnternetin 1991'de yaygınlaşmasından bu yana dünya üzerinde 2 milyardan fazla web sitesi bulunduğunu, günlük olarak 100 milyondan fazla siber saldırı gerçekleştiğini belirten Akyeşilmen, “Küreselleşme ile güvenlik kavramı da evriliyor ve birey, toplum, devlet ve küresel güvenlik arasında derin bir bağ kuruluyor. Siber güvenlik, bu bağlamda hayati bir öneme sahip. Siber güvenlikte temel ilke şudur: Birey, genellikle en zayıf halkadır. Güvenlik önlemleri alınsa bile, kullanıcı bilinci olmadığında güvenlik zafiyetleri oluşabilir. Sosyal mühendislik saldırıları, teknik saldırılardan daha başarılı olabilir ve genellikle kullanıcı zaaflarından yararlanılarak gerçekleştirilir” dedi.

      İnternetin otoritesiz ve çok merkezli olduğunun altını çizen Akyeşilmen, şu bilgileri verdi:

      “Her bir sunucu bir merkezdir ve bu durum interneti "hiper anarşi" olarak nitelendirilmesine neden olur. Devletlerin, güvenlik ile insan hakları arasında denge kurması gereklidir ve bu dengeyi sağlamak için çeşitli düzeylerde iş birliği yapılması önemlidir. Güvenlikleştirme, olağanüstü önlemleri meşru kılıyor. Kimin güvenliğini kastediyoruz siber güvenliği deyince. Birey en zayıf halkadır. İstediğiniz kadar önlem alın. Kullanıcı bilinçli değilse çok rahat şekilde güvenlik zafiyetine neden olabilir. Sosyal mühendislik saldırıları zaaflardan yararlanarak yapılır. Teknik saldırılara göre daha başarılıdır. Yüzde 90’u sosyal mühendislikle alakalıdır. Bireyin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor”




     Dr. Kâmil Tarhan, (Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi) ulusal güvenliğin, birçok devlet ve birey için kırmızı çizgi olarak kabul edildiğini belirterek, ulusal güvenlik meselesi haline geldiğinde, genellikle kabul görme olasılığının yüksek olduğunu, bunun da güvenlik önlemlerinin sürekli olarak güçlendirilmesine yol açtığını söyledi Tarhan, şu bilgileri verdi:

      “Ulusal güvenlik adına alınan tedbirler, bazı temel hak ve özgürlükleri etkileyebilir ve hatta ihlal edebilir. Bu nedenle, ulusal güvenlik meselesiyle ilgili kararlar alınırken, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı göstermek son derece önemlidir. Siber güvenlik ve internet erişimi de insan hakları konuları arasında giderek daha fazla önem kazanmaktadır. 2012'de Birleşmiş Milletler, internet kullanıcılarının haklarını temel insan hakları olarak tanımlamıştır ve dijital haklar, insan hakları kapsamında değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, siber güvenlik politikaları ve internet düzenlemeleri, insan haklarını göz önünde bulundurarak ve sivil toplumun katılımını sağlayarak oluşturulmalıdır. Ayrıca, teknoloji şirketleri de bu sürece dahil edilmeli ve insan hakları ihlallerini önlemek için gerekli önlemleri almalıdır. Bu şekilde, ulusal güvenlik tedbirleri ile insan hakları arasında uygun bir denge sağlanabilir”

     Black Mirror ve Teknolojinin Getirdiği Riskler

      Black Mirror" dizisi, teknolojinin insan hayatı üzerindeki etkilerini ve geleceğe dair distopik senaryoları ele alır. Her bölümde farklı bir hikâye anlatılır ve bu hikayeler genellikle teknolojinin ilerlemesiyle ortaya çıkan ahlaki ve toplumsal sorunları irdeler. Siber güvenlik konusu da dizide işlenen temalardan biridir. Örneğin, bireylerin özel hayatlarının teknoloji aracılığıyla nasıl ihlal edilebileceği, kişisel verilerin güvenliği ve siber saldırıların potansiyel sonuçları gibi konular, dizinin bölümlerinde dramatize edilmiş şekilde sunulur. Dizinin izleyicilere sunduğu kurgusal senaryolar, teknolojinin ilerlemesiyle ortaya çıkabilecek riskleri ve tehlikeleri gözler önüne sererek izleyiciyi düşündürmeyi amaçlar. Bu sayede, siber güvenlik konusundaki farkındalık artırılır ve teknoloji kullanımının getirdiği risklerin önlenmesi için dikkat çekilir.

      "Black Mirror" dizisinde siber güvenlik konusu, özellikle "Hated in The Nation" (Sosyal Linç) adlı bölümde işlenmiştir. Bu bölüm, sosyal medya üzerinden yapılan linç kültürünün ve insanların çevrimiçi davranışlarının tehlikeli sonuçlarını ele alır. Ayrıca, "The Entire History of You" bölümünde, insanların anılarını kaydedip tekrar izleyebildikleri bir teknoloji üzerinden kişisel verilerin güvenliği ve mahremiyet konuları tartışılır. Bu bölümlerde, teknolojinin ilerlemesiyle ortaya çıkan güvenlik açıkları ve veri ihlalleri gibi konuların insan yaşamı üzerindeki potansiyel etkileri dramatik bir şekilde gösterilir. Bu da izleyicilere, dijital dünyada güvenlik ve mahremiyet konularına daha dikkatli yaklaşma gerekliliğini hatırlatır.

     

 



Kaynakça

Dünya Tarihinde Çok Ses Getiren 10 Siber Saldırı (webtekno.com)

Siber Savaş: Geleceğin Askeri Gerçekliği ve Günümüzün Bilimkurgusu Arasında (edam.org.tr)

Dijital Savaş Alanı: Siber Güvenlik ve Askeri Operasyonlar | Rıdvan Atmaca (ridvanatmaca.com)

Dijital Vatandaşlık Nedir, Boyutları ve Sorumlulukları Nelerdir? (bilisimle.com)

Kara Para Aklama: Nedir ve Nasıl Önlenir? | by Layka DAO | Layka DAO | Medium

Dijital Vatandaşlık Nedir, Boyutları ve Sorumlulukları Nelerdir? (bilisimle.com)

Dijital Hizmet Vergisi… Ülkeler Nasıl Uyguluyor… ABD Nasıl Değerlendiriyor? - Verginet

https://bitdefender.com.tr/threatmap/

En çok siber saldırıya uğrayan ülkelerden biri de Türkiye - TechnoLogic



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder