DİJİTAL VATANDAŞLIK GELİYOR
NEVİN BİLGİN
İnternet teknolojisinin ulaştığı nokta
küreselleşmeyle birlikte insanlığı yeni bir kavramla buluşmaya hazırlıyor: “Dijital
vatandaşlık”. Kısa bir süre sonra şu anda yararlandığımız birçok
teknolojiyi kullanabilmek için dijital vatandaşlık numarası almak zorunda
kalacak, vergisini verecek ve kullanımları ona göre gerçekleştirebileceğiz.
Dijital vatandaşlık, teknolojik
ilerlemelerle birlikte önem kazanmaktadır. Geleneksel vatandaşlık kavramının
dijital dünyaya uyarlanması olarak da tanımlanabilir. Dijital vatandaşlık,
bireylerin dijital ortamlarda hak ve sorumluluklarını ifade etmektedir. Aynı
zamanda, internet ve diğer dijital platformlarda etkin, bilinçli ve sorumlu bir
şekilde davranmayı, çevrimiçi etkileşimlerde saygı, empati, güvenlik,
mahremiyet ve içerik üretimi gibi temel prensipleri, çevrimiçi topluluklarda
diğer kullanıcılarla etkileşime geçerken bu prensiplere uygun davranmayı da
içermektedir. Dijital vatandaşlık aynı zamanda dijital güvenliği de içerir.
Kullanıcıların kişisel verilerini korumak, çevrimiçi güvenliği sağlamak ve
siber tehlikelere karşı önlem almak da dijital vatandaşlık sorumluluğudur. Bu
bağlamda, dijital vatandaşlar, bilinçli bir şekilde güvenli şifreler
kullanmalı, güvenlik yazılımlarını güncellemeli ve çevrimiçi etkinliklerinde
dikkatli olmalıdır.
Dijital vatandaşlık ayrıca dijital
okuryazarlıkla da ilişkilidir. Kullanıcılar, çevrimiçi kaynakları
değerlendirebilme, bilgiyi eleştirel bir şekilde analiz edebilme ve dijital
içeriği doğru bir şekilde kullanabilme becerisine sahip olmalıdır.
Dijital vatandaşlık özellikleri ise şöyle
sıralanabilir:
Eşit Dijital Erişim (Herkes İçin İnternet):
İnternet erişiminin herkese eşit şekilde sağlanması ve dijital uçurumun
azaltılması.
Dijital
Ticaret: Çevrimiçi alışveriş, bankacılık ve ticaretin güvenli ve etkin bir
şekilde yapılması.
Dijital
İletişim: Dijital platformlarda etkili ve saygılı iletişim kurulması.
Dijital Okuryazarlık: Bilgiye erişme,
değerlendirme, anlama ve kullanma becerilerinin geliştirilmesi.
Dijital Etik: İnternet ve diğer dijital
platformlarda etik kurallara uygun davranılması.
Dijital Kanun: İnternet üzerindeki
yasalara ve kurallara uyulması.
Dijital Haklar ve Sorumluluklar: Dijital
alanda bireylerin haklarını koruması ve diğer kullanıcıların haklarına saygı
gösterilmesi.
Dijital Sağlık: Teknolojinin sağlık
alanında etkin ve güvenli bir şekilde kullanılması.
Dijital Güvenlik: Kişisel bilgilerin
korunması ve çevrimiçi tehditlere karşı önlemlerin alınması.
E-Devlet: Devlet hizmetlerinin çevrimiçi
olarak sunulması ve vatandaşların bu hizmetlerden yararlanması.
Yine dijital vatandaş, bilgi ve iletişim
kaynaklarını eleştirebilme yanında, sanal ortamdaki davranışlarının etik
sonuçlarını anlayabilme, ahlaki kararlar alma yeteneğine sahip teknolojiyi
kötüye kullanmayan özellikleri de sahip olmayı gerektirmektedir.
Dijital Vatandaşa, Dijital Vergilendirme
Dijital vatandaşlık için planlar
yapılırken, dijital vergilendirme birçok ülkede şirketler için uygulanmaya
başladı bile. Dijital hizmetlerden vergi alınması, birçok ülkenin gündeminde
olan ve tartışılan bir konuyken, Türkiye, İngiltere, İtalya, İspanya, Hindistan
ve Avusturya gibi ülkeler, dijital platformlarda sağlanan hizmetlerden elde
edilen gelirler üzerinden vergi almayı tercih eden ülkeler arasındadır. Bu
vergiler genellikle büyük teknoloji şirketlerinin dijital hizmetlerinden elde
ettikleri gelirleri hedef alır. Ancak, dijital hizmet vergisinin uygulama
detayları ve yükümlülükleri ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir. Bazı
ülkelerde, dijital hizmet sağlayıcıları müşterilerden aldıkları hizmet
ücretlerinden vergiyi tahsil etmek ve bu vergileri yetkili vergi otoritelerine
ödemek zorundadır.
Dijital ekonominin vergilendirilmesi,
küresel ölçekte önemli bir tartışma konusudur ve çözüm bulunmaya çalışılan bir
alandır. Her ülkenin kendi iç dinamikleri ve ihtiyaçlarına göre dijital hizmet
vergisi politikalarını belirlemesi ve uluslararası iş birliğiyle bu konuda
ortak bir çözüm bulunması gerekmektedir. Bu, adil ve etkili bir vergi sistemi
oluşturmak için önemli bir adımdır ve dijital ekonominin sürdürülebilirliği
açısından da önem taşımaktadır.
Türkiye'de Dijital Hizmet Vergisi (DHV),
2020 yılında yürürlüğe girmiş ve dijital hizmet sağlayıcılarına yönelik bir
vergilendirme sistemidir. DHV'nin temel özellikleri şunlardır:
Vergi Oranı: DHV oranı %7,5'tir ve
mükellefin beyanı üzerine hesaplanır. Verginin Konusu: Türkiye'de sunulan
dijital reklam hizmetleri, dijital içerik satışı ve kullanıcıların etkileşime
geçebileceği dijital platformlar gibi hizmetler DHV kapsamındadır. Mükellefler:
DHV mükellefleri, dijital hizmet sağlayıcılarıdır ve vergi mükellefiyeti,
şirketin Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam mükellef olup
olmamasından bağımsızdır.
Muafiyetler: Türkiye'de elde edilen
hasılatı 20 milyon TL'den veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon
Euro'dan az olan dijital hizmet sağlayıcıları DHV'den muaf tutulmaktadır.
Siber Alem ve Anarşik Ortam, Sanal Oyunla
Kara Para Aklama
Dijitalleşme ile hayatımıza giren diğer kavramlar
da “siber uzay” da denilen siber alandaki anarşik ortamdır. Çoğu zaman
da vahşi Batı olarak adlandırılsa da bu konuda hukuki bir düzenleme henüz yapılmış
değil. Birey güvenliği yanında devlet güvenliğinin saldırıya açık olduğu bu
anarşik ortamda, sanal paradan online oyunlara, para aklama faaliyetlerine
kadar pek çok suç meydana gelmektedir. Yerleştirme, ayrıştırma, bütünleştirme
gibi süreçlerle kara para aklama dijital ortamda kolaylıkla yapılabilmektedir.
Yerleştirme ile kara para, sanal para
birimleri aracılığıyla meşru finansal sistem içine sokulmakta, yasadışı
gelirleri kripto para birimlerine dönüştürülerek yasal gibi gösterilmesi
sağlanmaktadır.
Ayrıştırma yöntemiyle aklanacak olan
para, farklı sanal cüzdanlar ve hesaplar arasında transfer edilerek izi
kaybettirilmekte, bu parayı kaynağından uzaklaştırmak ve takibini zorlaştırmak
için yapılmaktadır. Bütünleştirme yoluyla ise, aklanmış para, artık meşru gibi
görünen işlemler aracılığıyla geri çekilmektedir. Örneğin, online oyunlar
üzerinden satın alınan sanal eşyalar, gerçek para karşılığında satılarak gelir
elde edilmektedir. Bu süreçler, suçluların yasadışı gelirlerini meşru gibi
göstermelerine ve finansal sistem içinde serbestçe kullanabilmelerine olanak
tanımaktadır. Ancak finansal kurumlar ve düzenleyici otoriteler, bu tür
faaliyetleri tespit etmek ve önlemek için çeşitli yöntemler ve teknolojiler
kullanmaktadır.
Estonya Siber Saldırısı
Sadece insanlar değil, günümüzde ülkeler
de siber saldırı tehditleriyle karşı karşıyadır. 2007’den bu yana siber saldırı
ülkelerin de karşılaştığı en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. 2007’deki
Estonya siber saldırısı, tarih boyunca yaşanmış ilk büyük ölçekli saldırı
olarak bilinmektedir. Estonya Hükümeti, Sovyet anıtının kaldırılmasının
ardından devlet ve özel kurumların internet sitelerinin karşı karşıya olduğu
saldırılarla karşılaşmış, bu durum internet alt yapısını etkilemiş NATO üyesi
birçok ülke başta olmak üzere birçok ülke siber uzay, savunma, savaş alanı
kavramlarıyla yüz yüze gelmiştir. Siber uzay savunulması gereken bir alan
haline dönüşmüş, askeri başarı için önem taşıyan bir unsur olmuştur. Yine siber
suçların tanımlanması, cezalandırma, hukukun bu alana nasıl uygulanacağı
tartışma konusu olmuştur. Günümüzde, siber savaş suçlarının tanımı ve siber
uzaya silahlı çatışmalar hukukunun nasıl uygulanacağı gibi konular,
uluslararası toplumun gündeminde yer alan önemli konular arasındadır.
Şu
anda anarşik bir ortamda yürüyen siber uzayda gerekli düzenlemelerin
yapılmaması halinde insanlığı ve devletleri bekleyen tehlikeler arasında,
ulusal güvenlik konusu yer almaktadır. Siber savaşlar, ulusal güvenlik
stratejilerinin önemli bir parçası haline gelecek. Askeri operasyonlarda siber
güvenliğin rolü artacak ve siber savunma yetenekleri, askeri başarı için hayati
önem taşıyacak. Altyapı ve ekonomiye dönük siber saldırılar, temel altyapı
sistemlerini hedef alabilir ve elektrik şebekeleri, iletişim ağları ve bilgi
dağıtımı gibi kritik hizmetlerde kesintilere neden olabilir. Bu kesintiler,
işletmeler ve ekonomik faaliyetler üzerinde ciddi etkilere yol açabilir.
Diplomasi ve Uluslararası İlişkiler alanında,
siber savaşlar, uluslararası ilişkilerde yeni bir boyut açabilir. Devletler
arası çatışmaların bir parçası olarak siber saldırılar, diplomasiyi
etkileyebilir ve uluslararası gerilimlere yol açabilir. Teknolojik gelişmeler,
yapay zekâ, makine öğrenmesi ve kuantum bilgisayarlar gibi yeni teknolojilerin
siber savaşta kullanılması, savunma ve saldırı yeteneklerini değiştirebilir. Bu
teknolojilerin kullanımıyla birlikte, siber tehditlerin doğası da değişebilir.
Siber saldırılar, toplumlar üzerinde ciddi
sosyal etkilere yol açabilir. Özellikle büyük çaplı saldırılar, toplumda panik
ve güvensizlik duygularını tetikleyebilir ve sosyal huzursuzluğa neden
olabilir. Bu da toplumun genel refahını ve istikrarını olumsuz yönde
etkileyebilir.
İsrail-Hamas Siber Savaşı
Günümüzdeki siber savaşlar kimi zaman
ülkeleri, kimi zaman da ülkelerle terör örgütlerini karşı karşıya
getirmektedir. İsrail ile Hamas arasında da bu yönde bir siber savaş söz
konusudur.
Siber savaş alanında, geleneksel savaş
araçları yerine artık kodlar, dijital gölgeler önem kazanmıştır. Kritik alt
yapıların bozulması, hassas bilgilerin çalınması, dezenformasyon yayma gibi
potansiyeller gündeme gelmektedir. Bu olaylardaki artışlar siber güvenlik
önlemlerine ve uluslararası normlara ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır.
Ukrayna’ya Siber Saldırı
Ukrayna Elektrik Şebekesi Siber Saldırısı
(2015), elektrik şebekesine yönelik bir saldırı gerçekleştirildi ve bu saldırı
sonucu elektrik kesintileri yaşandı. WannaCry Ransomware (2017), dünya
genelinde 150'den fazla ülkede etkili olan bir fidye yazılımıydı ve sağlık
hizmetleri ile diğer önemli altyapıları etkiledi. Marriott Otelleri Siber
Saldırısı (2018), Marriott International'a ait otellerin rezervasyon sistemi
üzerinde gerçekleşti ve milyonlarca müşterinin kişisel bilgilerinin çalınmasına
neden oldu.
İran’a Nükleer Siber Saldırı
Stuxnet adlı zararlı yazılımın 2010
yılında İran'ın nükleer programını hedef almasıyla bilinir. Bu saldırı, İran'ın
nükleer tesislerindeki santrifüjleri etkileyerek nükleer programını sekteye
uğratmıştır. Ayrıca, İran'da yakın zamanda akaryakıt sistemlerine yönelik bir
siber saldırı gerçekleşmiş ve bu saldırı sonucunda başkent Tahran'daki
istasyonların büyük bir kısmı kullanılamaz hale gelmiştir.
Türkiye’de Siber Güvenlik Adımları
2023 yılında, Türkiye'de kötü amaçlı
yazılım saldırıları bir önceki yıla göre yüzde 61 oranında artış göstererek
1.015.810'a ulaşmıştır. Bu artış, ülkenin siber güvenlik önlemlerine karşı
meydana gelen potansiyel tehditleri vurgulamaktadır. Her saat 116 yeni siber
saldırı yaşanmış ve bu saldırılar, teknoloji, e-ticaret, kamu, finans, enerji
ve sağlık sektörlerini hedef almıştır. Bu durum, siber saldırganların çeşitli
sektörlere yönelik geniş bir yelpazede faaliyet gösterdiğini göstermektedir.
Ayrıca, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde
tespit edilen oltalama saldırıları, önceki çeyreğe kıyasla yüzde 20 artmıştır.
Oltalama saldırıları, kullanıcıların yanıltıcı mesajlar aracılığıyla kişisel
veya finansal bilgilerini ifşa etmelerini sağlayarak önemli bir tehdit
oluşturur. Türkiye, endüstriyel kontrol sistemlerine (ICS bilgisayarları)
yönelik en fazla saldırı tespit edilen ülkeler arasında yer almaktadır. Bu,
ülkenin kritik altyapılarının siber saldırılara karşı savunmasız olduğunu
göstermektedir.
Türkiye,
siber tehditlere karşı Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planını güncelleyerek
yeni nesil tedbirler almaktadır. Bu plan kapsamında, yapay zekâ ve büyük veri
analitiği ile desteklenen siber tehdit istihbaratı güçlendirilmekte ve siber
saldırıların erken tespiti için çalışmalar yapılmaktadır. 2020 yılında
Türkiye’ye 118 bin 470 siber saldırı gerçekleşmişken, bu sayı 2021’de 84 bin
113’e gerilemiştir. Yerli ve milli uygulamalarla siber güvenlik altyapısının
güçlendirilmesi sayesinde siber saldırı sayısında azalma görülmüştür. Ulusal
Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) ve sektörel siber olaylara müdahale
ekipleri (SOME), Türkiye’nin siber sahasını korumak için 7/24 görev başında
bulunmaktadır. Bu ekipler, siber saldırıları anlık olarak izleyerek, gerekli
müdahaleleri yapmaktadır.
Türkiye, yerli siber güvenlik
çözümlerinin geliştirilmesine ve uluslararası rekabet gücünün artırılmasına
yönelik adımlar atmaktadır. Bu sayede, yerli ürünlerin uluslararası pazarda
daha rekabetçi hale gelmesi hedeflenmektedir.
Türkiye’de yerli siber güvenlik çözümleri,
özellikle büyük veri analitiği ve yapay zekâ teknolojilerini kullanarak siber
tehditlere karşı etkin bir savunma oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda,
Türk Telekom gibi şirketler, Ar-Ge ekipleri ve yerli siber güvenlik
firmalarıyla iş birliği yaparak, otomotivden finansa, e-ticaretten sağlığa
kadar pek çok sektöre yönelik uçtan uca siber güvenlik hizmetleri sunmaktadır. Ayrıca,
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi gibi inisiyatifler, kamu kurumları, özel sektör
ve akademi temsilcilerinin katılımıyla siber güvenlik ekosistemini güçlendirmek
için çalışmalar yürütmektedir. Yerli çözümler, Türkiye’nin siber güvenlik
seviyesini artırmak ve global standartlara uyum sağlamak amacıyla
geliştirilmekte ve bu sayede Türkiye’nin siber güvenlik altyapısının
güçlenmesine katkıda bulunulmaktadır. Türk Telekom’un yerli DDoS servisi ve 360
derece güvenlik bakış açısıyla zenginleştirilen ürün portföyü, bu alandaki
yerli çözümlerin örneklerinden bazılarıdır.
Siber Uzayı Kim Yönetecek
Cyberpolitik Journal ile İnsan
Hakları Eğitimi Derneği’nin birlikte gerçekleştirdiği Dijitalleşme,
Siber Güvenlik ve İnsan Hakları konulu seminerde konuşan Sevda Korhan
(Batman Üniversitesi-Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi), siber uzay
yönetilebilir mi, kim yönetecek sorularını gündeme getirdi. Korhan,
uluslararası ilişkilerde anarşik ortama dikkat çekildiğini hatırlatarak, “Burada
da bir anarşi var. Düzenleyici mekanizmalar zayıf. Bu nedenle anarşi düzeyi
maksimum düzeyde. Düzenleyici mekanizmaların olmayışı alanı kaotik hale
getiriyor. Vahşi Batı’ya benzetenler oluyor. Ulusal, küresel mekanizmalar
oluşturulmaya çalışıyor. Politik teknik örgütlenmeler var. İş birliği bu alanda
sorun. Devletler alana geç katılmış durumda. Özel sektör ön plana çıkıyor. Standardizasyon
kuruluşlara var. Bunların hepsi tartışmalı kurumlar. Çoğu ABD menşeinde”
bilgisini verdi.
Korhan, siber uzayın stratejik önemi
ortaya çıktıktan sonra, rekabet ortamı, insan hakları sorunu, erişim gibi
sorunlar ortaya çıktığını, siber uzayın dinamik bir alan olduğunu, yapay zekâ,
nesnelerin interneti, meta verse gibi yükselen sorunlar da sosyo politik
sorunlara yol açtığını hatırlattı. Korhan, “Alan teknik kabul edilse de politik
kurumları da etkiliyor. Siber hukuk mekanizması oluşturulması gerekiyor.
Zorluklar var bunun önünde ama, alanda yönetişim mekanizması oluşturulması
zorunluluk artık” dedi.
Prof.Dr.
Nezir Akyeşilmen (Selçuk
Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı) ise, insanlığın kısa bir
süre sonra dijital vatandaşlıkla karşı karşıya geleceğini belirterek, şunları
söyledi:
“Düzenleme yapılırken, devletlerin
güvenlikle insan hakları arasındaki dengeyi kurması gerekiyor. Önümüzdeki
süreçte belki de çifte çok katmanlı sözleşmeler olacak. Bir kısmını devletler,
bir kısmını şirketler sağlayacak. Bunlara vergi verip vatandaşlık alacağız.
Bugün Facebook, Çin ve Hindistan nüfusundan fazla kullanıcıya sahip. Dijital
vatandaşlıklar, aidiyetler gelişecek. Devlet şeklinde mi olacak? Geleneksel
devlet anlayışı devam edecek mi? Black Mirror dizisinde yeni dünyalar
kuruluyor. Teknolojinin bizi nereye götüreceği kimse kestiremiyor. İnternetin
geleceğiyle ilgili yapılan tahminler böylesini tahmin edemiyor. Günümüzdeki
gelişmeleri kim hayal edebilirdi”
2 Milyar Web Sitesi Var
İnternetin 1991'de yaygınlaşmasından
bu yana dünya üzerinde 2 milyardan fazla web sitesi bulunduğunu, günlük olarak
100 milyondan fazla siber saldırı gerçekleştiğini belirten Akyeşilmen, “Küreselleşme
ile güvenlik kavramı da evriliyor ve birey, toplum, devlet ve küresel güvenlik
arasında derin bir bağ kuruluyor. Siber güvenlik, bu bağlamda hayati bir öneme
sahip. Siber güvenlikte temel ilke şudur: Birey, genellikle en zayıf halkadır.
Güvenlik önlemleri alınsa bile, kullanıcı bilinci olmadığında güvenlik zafiyetleri
oluşabilir. Sosyal mühendislik saldırıları, teknik saldırılardan daha başarılı
olabilir ve genellikle kullanıcı zaaflarından yararlanılarak gerçekleştirilir”
dedi.
İnternetin otoritesiz ve çok merkezli
olduğunun altını çizen Akyeşilmen, şu bilgileri verdi:
“Her bir sunucu bir merkezdir ve bu durum interneti "hiper anarşi" olarak nitelendirilmesine neden olur. Devletlerin, güvenlik ile insan hakları arasında denge kurması gereklidir ve bu dengeyi sağlamak için çeşitli düzeylerde iş birliği yapılması önemlidir. Güvenlikleştirme, olağanüstü önlemleri meşru kılıyor. Kimin güvenliğini kastediyoruz siber güvenliği deyince. Birey en zayıf halkadır. İstediğiniz kadar önlem alın. Kullanıcı bilinçli değilse çok rahat şekilde güvenlik zafiyetine neden olabilir. Sosyal mühendislik saldırıları zaaflardan yararlanarak yapılır. Teknik saldırılara göre daha başarılıdır. Yüzde 90’u sosyal mühendislikle alakalıdır. Bireyin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor”
Dr. Kâmil Tarhan, (Malezya Uluslararası İslam
Üniversitesi) ulusal güvenliğin, birçok devlet ve birey için kırmızı
çizgi olarak kabul edildiğini belirterek, ulusal güvenlik meselesi haline
geldiğinde, genellikle kabul görme olasılığının yüksek olduğunu, bunun da
güvenlik önlemlerinin sürekli olarak güçlendirilmesine yol açtığını söyledi
Tarhan, şu bilgileri verdi:
“Ulusal güvenlik adına alınan
tedbirler, bazı temel hak ve özgürlükleri etkileyebilir ve hatta ihlal
edebilir. Bu nedenle, ulusal güvenlik meselesiyle ilgili kararlar alınırken,
insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı göstermek son derece önemlidir. Siber
güvenlik ve internet erişimi de insan hakları konuları arasında giderek daha
fazla önem kazanmaktadır. 2012'de Birleşmiş Milletler, internet
kullanıcılarının haklarını temel insan hakları olarak tanımlamıştır ve dijital
haklar, insan hakları kapsamında değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu bağlamda,
siber güvenlik politikaları ve internet düzenlemeleri, insan haklarını göz
önünde bulundurarak ve sivil toplumun katılımını sağlayarak oluşturulmalıdır.
Ayrıca, teknoloji şirketleri de bu sürece dahil edilmeli ve insan hakları
ihlallerini önlemek için gerekli önlemleri almalıdır. Bu şekilde, ulusal
güvenlik tedbirleri ile insan hakları arasında uygun bir denge sağlanabilir”
Black Mirror ve Teknolojinin
Getirdiği Riskler
Black Mirror" dizisi,
teknolojinin insan hayatı üzerindeki etkilerini ve geleceğe dair distopik
senaryoları ele alır. Her bölümde farklı bir hikâye anlatılır ve bu hikayeler
genellikle teknolojinin ilerlemesiyle ortaya çıkan ahlaki ve toplumsal
sorunları irdeler. Siber güvenlik konusu da dizide işlenen temalardan biridir.
Örneğin, bireylerin özel hayatlarının teknoloji aracılığıyla nasıl ihlal
edilebileceği, kişisel verilerin güvenliği ve siber saldırıların potansiyel
sonuçları gibi konular, dizinin bölümlerinde dramatize edilmiş şekilde sunulur.
Dizinin izleyicilere sunduğu kurgusal senaryolar, teknolojinin ilerlemesiyle
ortaya çıkabilecek riskleri ve tehlikeleri gözler önüne sererek izleyiciyi
düşündürmeyi amaçlar. Bu sayede, siber güvenlik konusundaki farkındalık artırılır
ve teknoloji kullanımının getirdiği risklerin önlenmesi için dikkat çekilir.
"Black Mirror"
dizisinde siber güvenlik konusu, özellikle "Hated in The Nation"
(Sosyal Linç) adlı bölümde işlenmiştir. Bu bölüm, sosyal medya üzerinden
yapılan linç kültürünün ve insanların çevrimiçi davranışlarının tehlikeli
sonuçlarını ele alır. Ayrıca, "The Entire History of You" bölümünde,
insanların anılarını kaydedip tekrar izleyebildikleri bir teknoloji üzerinden
kişisel verilerin güvenliği ve mahremiyet konuları tartışılır. Bu bölümlerde,
teknolojinin ilerlemesiyle ortaya çıkan güvenlik açıkları ve veri ihlalleri
gibi konuların insan yaşamı üzerindeki potansiyel etkileri dramatik bir şekilde
gösterilir. Bu da izleyicilere, dijital dünyada güvenlik ve mahremiyet
konularına daha dikkatli yaklaşma gerekliliğini hatırlatır.
Kaynakça
Dünya
Tarihinde Çok Ses Getiren 10 Siber Saldırı (webtekno.com)
Siber
Savaş: Geleceğin Askeri Gerçekliği ve Günümüzün Bilimkurgusu Arasında
(edam.org.tr)
Dijital
Savaş Alanı: Siber Güvenlik ve Askeri Operasyonlar | Rıdvan Atmaca
(ridvanatmaca.com)
Dijital
Vatandaşlık Nedir, Boyutları ve Sorumlulukları Nelerdir? (bilisimle.com)
Kara
Para Aklama: Nedir ve Nasıl Önlenir? | by Layka DAO | Layka DAO | Medium
Dijital
Vatandaşlık Nedir, Boyutları ve Sorumlulukları Nelerdir? (bilisimle.com)
Dijital
Hizmet Vergisi… Ülkeler Nasıl Uyguluyor… ABD Nasıl Değerlendiriyor? - Verginet
https://bitdefender.com.tr/threatmap/
En çok siber saldırıya uğrayan ülkelerden biri de Türkiye - TechnoLogic
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder