6 Nisan 2024 Cumartesi

CESUR YENİ DÜNYA

 

    DİSTOPYANIN ACI YÜZÜ

    METROPOLİS, 1984 VE CESUR YENİ DÜNYA


    NEVİN BİLGİN

    Siyasi ve ekonomik özgürlükler azaldıkça cinsel özgürlük dengelercesine artma eğilimi gösterir” diyordu Huxley.

     Ve “Ben keyif aramıyorum. Tanrı’yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum. Mutsuz olma hakkını istiyorum” diyen Vahşi’ye, “İhtiyarlama, çirkinleşme, iktidarsız kalma hakkı mı istiyorsunuz, frengi ve kansere yakalanma haklarını, açlıktan nefesi kokma hakkını, sefil olma hakkını, sürekli yarın ne olacak korkusu içinde yaşama hakkını, tifoya yakalanma hakkını ve her türden ağza alınmaz acıyla işkence çekerek yaşama hakkını da istiyorsunuz” diye karşılık verdi. Vahşi, “Hepsini istiyorum” dedi.

      Bu satırlar, Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya kitabından. Metropolis, 1984 ve Cesur Yeni dünya. Kapitalizm ve küresel sistem eleştirisini bilim kurgu yoluyla anlatan en önemli 3 eser. Kitaplar sinemaya da uyarlandı.

     Distopya, ütopyanın tam zıddı. Yani ütopya hayal edileni iyi olanı tasvir ederken, distopya onun zıddı olan istenmeyen, kusurlu, tehlikeli olana ifade etmektedir. 3 eser de hem insan doğasını hem geleceği hem de politik ve sosyal yapıyı sorgular nitelikte.

    "Metropolis", Fritz Lang'ın yönettiği bir film ve Thea von Harbou'nun yazdığı kitaptan uyarlanmış. Sınıf çatışmaları yanında yüksek teknolojinin olduğu bir yerleşim yerinde geçmekte, işçiler zor koşullarda yaşarken, üst sınıfın lüks içinde yaşamasını ele alıyor ve 1924’te kaleme alınmış.


 

   En bilindik olan George Orwell’in "1984"ü. Düşünce suçlarına karşı sıkı kontrol altında olan toplumu, totoliter rejim baskısını konu alan bir esmer. Kahramanı Winston Smith.

   "Cesur Yeni Dünya" ise Aldous Huxley'in bir romanı. Gelecekteki distopik bir toplumu anlatıyor. Yaşamı tamamen düzenlenmiş kuluçka makinelerinde üretilen insanlar, soma denilen uyuşturucularla kontrol edilerek kapitalist sistemle uyumlu hale getiriliyor. Eserde Ford, Tanrı ile özdeşleştirilerek eleştiriliyor.

   Farklı zamanlarda yazılmış olsalar da benzer temaları ve eleştirileri paylaşırlar. Hepsi, insan doğasının karanlık yönlerini, otoriter rejimlerin tehlikelerini ve teknolojinin insan üzerindeki etkilerini sorgularlar. Kapitalizmin eleştirisi, insanların manipülasyonu ve toplumsal eşitsizlik gibi konular, her üç eserde de önemli bir yer tutuyor.

   Metropolis", bir distopya ve bilimkurgu klasiği olarak kabul edilir. Ana karakter Freder, zengin bir iş adamının oğludur ve bir gün alt dünyadaki fabrikalarda çalışan işçileri görür. Bu deneyim onu alt dünyanın gerçeklerini görmeye iter ve toplumsal eşitsizliğe karşı mücadele etme arzusu uyanır. Ancak, bu mücadele, Metropolis'in dengesini ciddi şekilde sarsar ve trajik olaylara yol açar. Film, endüstriyel dönemin toplumsal yapısını, sınıf çatışmasını ve insanın makinelere hükmetme arzusunun sonuçlarını eleştiren derin bir sosyal mesaj taşır. Ayrıca, teknolojinin insan yaşamı üzerindeki etkilerini ve insan doğasının karmaşıklığını da inceler.

   “1984", George Orwell tarafından yazılan bir distopya romanıdır. Hikâye, totaliter bir rejim altında yaşayan Winston Smith'in hikayesini anlatır. Roman, totaliter bir devlet olan Okyanusya'da geçer. Devlet, düşünce suçlarına karşı sıkı bir şekilde kontrol edilir ve insanların düşünceleri bile denetlenir. Winston Smith, Parti'nin kontrolüne karşı gizlice isyan etmeye başlar. Bir günlüğe başlar ve kendini Parti'nin manipülasyonundan kurtarmaya çalışır. Winston, bir gün Julia adında bir kadınla tanışır ve onun da Parti'ye karşı hisler taşıdığını keşfeder. İkisi birlikte gizlice buluşur ve ilişki yaşarlar. Ancak, Parti'nin her adımını izlediği ve her düşünce suçu işleyeni cezalandırdığı bir dünyada, Winston ve Julia'nın gizli ilişkisi tehlike altındadır. Sonunda, Parti'nin tam kontrolü altında, Winston ve Julia ihanet edilir ve işkence görürler. Winston, sonunda sevgiye ve gerçekliğe olan inancını kaybeder ve Parti'nin baskısına boyun eğer.


 

     Aldous Huxley'in "Cesur Yeni Dünya" adlı distopik romanı, insanlığın geleceğine dair karanlık bir öngörüyü, teknolojinin getirdiği güçlükle birleştirerek çarpıcı bir şekilde sunar. Ancak, bu distopik dünyada toplumun uyuşturucu ile manipülasyonu ve kapitalist sistemin acımasız eleştirisi gibi derin konulara da dokunur. Roman, gelecekteki bir distopik toplum olan "Dünya Devleti"nde geçer. Burada, insanlar üretim hattından çıkar gibi üretilir ve yaşamları tamamen kontrol altındadır. Teknolojinin ve bilimin üstünlüğü, insan doğasının dönüştürülmesine ve manipülasyonuna yol açar. Toplum, sınıf düzenine dayalı olarak organize edilmiştir: alfa, beta, gama, delta ve epsilon olmak üzere beş farklı sınıf, her biri belirli görevler için tasarlanmıştır. Herkesin mutlu olduğu bir dünya gibi görünse de aslında bu mutluluk yüzeysel ve ilaçlarla sağlanan bir durumdur. Romandaki en çarpıcı eleştirilerden biri, toplumun uyuşturucu olan "soma" ile kontrol altına alınmasıdır. Soma, insanları duygusal ve zihinsel olarak uyuşturan ve böylece onları hükümetin istediği gibi yönlendiren bir ilaçtır. Bu, modern toplumlarda tüketim ve mutluluğun manipülasyonu ile paralellik gösterir.

 


Bununla birlikte, roman kapitalist sistemin acımasız eleştirisini de içerir. Dünya Devleti, insanları sadece tüketim makineleri olarak gören ve onları mutlak bir tüketim kültürü içinde hapseden bir yapıyı temsil eder. Bu sistem, insanları sadece üretim ve tüketim araçları olarak görürken, onların gerçek duygularını ve özgürlüklerini bastırır. Distopik toplumda, bireylerin mutluluğu, toplumun istikrarı için gereken disipline ve düzenlemelere tabi tutulur. Ancak bu mutluluk, bireysel özgürlüğün ve insanın doğasının bastırılmasıyla elde edilir. Huxley, bu çatışmayı ustalıkla işler ve okuyucularını insan doğasının derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarır.

   Romandan bir ilahi Ford eleştirisini şöyle anlatıyor:

    Ford’um, on ikiyiz biz, bizi bir eyle,

    Sosyal Nehir’deki damlalar misali

    Ah, güç ver bize koşalım birlikte

    Parlak Dört -tekerin gibi çevikçe.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder