6 Nisan 2024 Cumartesi

MİLLET Mİ, HAYALİ CEMAAT Mİ?

 

         MİLLET Mİ, HAYALİ CEMAATLER Mİ?





NEVİN BİLGİN

      Milletleri “hayali cemaatlere” benzeten tarihçi Benedict Anderson, küreselleşmenin milliyetçiliği körüklediğini, çünkü insanların yerel ve ulusal kimliklerinin tehdit edildiği düşüncesine saplandığını anlatmaktadır.

      Benedict Anderson'un "Hayali Cemaatler: Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması" adlı eserinde, milliyetçilik bir hayali cemaat olarak görülmektedir. Anderson’a göre insanlar birbirleriyle doğrudan etkileşimde bulunmasalar da kendilerini bir topluluk olarak görürler. Bu nedenle milliyetçilik modern dünyanın ürünüdür ve modern dünyada daha güçlüdür, çünkü iş bölümü de insanları birbirine bağlamaktadır. Ulusal kimlikler ve milliyetçilik, insanların kendilerini bir topluluğa ait olarak algılamalarıdır ve bu durum ortak bir kültürle, tarihi mirasla, ortak dille hayali algıyla inşa edilmiştir.

      Bütün bu algılanın oluşmasında önemli faktörlerden birisi de basın ve yayındır. 18 v 19.yüzyılda matbaa yaygın hale gelmiş, basın yaygınlaşmış, aynı dilde yazılan kitaplar, gazeteler, dergilerle insanlar birbirleriyle bağlantı kurar hale gelmiştir ve bu durum ortak dil ve kültürün oluşmasını sağlamıştır. Ulusal kimlik inşasını da arkasında gelmiştir.

Modern devletler, belli bir toprak parçasında yaşayan insanları bir araya getirerek, ulusal kimliğin güçlenmesine zemin hazırlamıştır.  Devletin resmî ideolojisi ve vatandaşlık kavramı da ulusal kimliğin pekiştirilmesine katkı sağlamıştır.

     Anderson, dilin insanları bir araya getirme yanında, kimlik oluşturmada da bir araç olduğunu öne sürmektedir.  Anderson'a göre, insanlar aynı dili konuştuklarında, birbirleriyle bağlantı kurarlar ve ortak bir kültürel mirasa sahip olduklarını hissederler, bu durum ulusal kimliklerin oluşmasında önemli bir rol oynar. Basın yayın da dilin rolünü pekiştirici bir işlev görmüştür. İnsanlar aynı dilde yazılan eserleri okudukça ortak bir kimlik algısına sahip olmuştur.

     Anderson, dilin birleştirici özelliği yanında, dışlayıcı ayrılıkçı olarak da kullanılabileceğini belirtmektedir. Dil milliyetçilikte güçlü olduğu kadar, karmaşıklık yaratıcı bir özellik de taşır bu nedenle.

    Küreselleşme ve milliyetçilik ilişkisini de inceleyen Anderson, iki kavramın birbirini etkileyen karmaşık ve çift yönlü bir süreç içinde olduğunu ifade etmektedir.

    Anderson'a göre, küreselleşme süreciyle birlikte, insanların milliyetçi duyguları daha da güçlenmektedir.  Küreselleşme, insanların yerel ve ulusal kimliklerini tehdit ettiği düşüncesine yol açmakta, insanlar kendi ulusal kimliklerine daha fazla bağlılık göstermekte ve küreselleşmeye karşı milliyetçi tepki içine girmektedir. Küreselleşme aynı zamanda farklı kültürler arasındaki etkileşimi de arttırmakta, insanların kimliklerini yeniden değerlendirmesine yol açmakta, milliyetçilik daha az belirgin ve katı hale gelebilmektedir. Küreselleşme kültürel etki yanında, ekonomik ve politik olarak derin etkiler yaratmakta, küresel ticaret, entegrasyon uygulamaları insanları milliyetçi politikaları desteklemeye itebilmektedir. Kültürel ürünler ve ideolojiler yayılırken, insanlar kendi kültürlerini koruma direnci içine girebilmekte ya da farklı kültürlere açık hale gelebilmektedir. Bu aksi durum ise milliyetçilik duygularının azalmasına yol açmaktadır.

    Küreselleşme ve milliyetçilik karşılıklı etkileşim içindeki iki kavram olma özelliği taşımaktadır.

    Anderson kimdir?

    Benedict Anderson, 26 Ağustos 1936'da Amerika Birleşik Devletleri'nde dünyaya geldi ve 13 Aralık 2015'te hayatını kaybetti. Anderson, Çin kökenli bir ailenin çocuğu olarak doğdu, ancak Amerika'da büyüdü. İlköğrenimini Kaliforniya'da aldıktan sonra Harvard Üniversitesi'nde okudu. Lisans derecesini 1957'de aldıktan sonra Asya çalışmaları üzerine yüksek lisans ve doktora derecelerini almıştır.

    Anderson, özellikle Güneydoğu Asya çalışmaları, milliyetçilik ve modernleşme konularında uzmanlaşmıştır. Akademik kariyeri boyunca, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve İngiltere'deki birçok üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. Kitapları, makaleleri ve konuşmalarıyla uluslararası alanda tanınmış ve etkili bir akademisyen olmuştur.

     En ünlü eseri olan "Hayali Cemaatler: Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması" (1983), onu dünya çapında tanınan bir figür haline getirdi. Bu kitap, milliyetçilik ve ulusal kimlik konularında önemli bir referans kaynağıdır ve birçok dilde yayımlanmıştır.

     Anderson, emekli olana kadar Cornell Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi bölümünde öğretim üyeliği yapmıştır. Akademik çalışmalarının yanı sıra, Güneydoğu Asya'daki siyasi ve toplumsal olayları incelemiştir. Benedict Anderson, akademik çalışmalarıyla uluslararası alanda derin bir etki bırakmış önemli bir bilim insanıdır.

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder