FEMİNİSTLER VE AŞIRI MİLLİYETÇİLER EL ELE
NEVİN BİLGİN
Göçmen
karşıtlığı ve İslamfobia ile Avrupa’da artık feministlerle, aşırı milliyetçiler
birlikte hareket ediyor. Avrupa’da son yıllarda aşırı sağın kadın liderlerinde
artış da dikkat çekici boyuttatır. Fransa'da Rassemblement National’in lideri
Marine Le Pen, İtalya’da Başbakan Fratelli d’Italia partisinin lideri Giorgia
Meloni ve Danimarka siyasetinin göçmen karşıtlığında birleşmesinde etki etmiş
Pia Kjærsgaard gibi kadın liderler bu trendin örnekleridir. Bu sonuçlar,
pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, göçmen ve mülteci akını, ekonomik zorluklar gibi
faktörlerle bağlantılı olarak milliyetçiliğin yükselişini körüklemektedir. Bu
politikalar, Avrupa'nın geleceğini etkileyen önemli faktörler arasındadır, zira
artan enflasyon, enerji fiyatları ve göçmen akını gibi sorunlar milliyetçilik
akımını ve aşırı sağın yükselişini arttırmakta, AB'nin geleceği için tehdit
unsuru haline gelmektedir.
(G. Meloni)
Aşırı
milliyetçilerle, feminist hareketlerin birlikteliğiyle oluşan yeni trend, Femonasyonalizm
olarak adlandırılmaktadır. Sara R. Farris'in "Femonasyonalizm" adlı
kitabı da aynı adı taşımakta ve aşırı sağın, neoliberallerin ve bazı feminist
teorisyenlerin kadın hakları taleplerini nasıl sömürdüğünü incelemektedir. Kavram,
aşırı sağ ve milliyetçi partilerin kadın hareketleri ve neoliberal
politikalarla nasıl etkileşime girdiğini açıklarken, kadın hakları ve
milliyetçilik arasındaki karmaşık ilişkiyi de gözler önüne sermektedir.
Göçmen
karşıtlığı, Avrupa’daki siyaset ve sosyolojide değişime neden olurken, özellikle
müslüman erkek göçmenlere karşı, aşırı sağla kadın hareketleri aynı noktada
buluşur hale gelmiştir.
Oysa feminizm
ile milliyetçilik ideolojisi arasında yıllardan bu yana bir karşıtlık söz
konusudur. Feminist hareketler, milliyetçilikle cinsiyet üzerinden hiyerarşi ve
tahakküm kurulduğunu belirtmektedir. Özellikle, erkeklerin milliyetçiliği
kadınları susturmak için kullandıkları ve milliyetçi ideolojilerin,
stratejilerin ve yapıların, erkeklik imtiyazlarının günün koşullarına uyarlanıp
yeniden üretilmesinde işlev görmesi eleştirilmiştir.
Son
dönemde özellikle Avrupa’da ve kısmen de Türkiye’de kadın hakları, feminizm ve
milliyetçilik arasında kesişimlerin yaşandığı görülmektedir. Kesişim
noktalarının göçmen sorunu ve kadın özgürlüğü üzerinde birleşmesi dikkat
çekicidir. Aşırı sağ liderlerin göçmen sorununu kadın özgürlüğü sorunu olarak
sunmaları ve Avrupa'da aşırı sağ partilerde kadın liderlerinin artışı bu
kesişimin bir yönünü oluşturmaktadır.
Yine aşırı
sağın, göçmen karşıtlığını ve İslam karşıtlığını kadın siyaseti üzerinden
meşrulaştırma çabaları, özellikle feminist argümanları kullanarak bu
politikaları haklı göstermeye çalışmalarıdır. Göçmen karşıtlığının artmasının
sebeplerinden birisi de kadın güvenliği endişelerinin artmasıdır.
Aşırı
Sağ Kadın Üzerinden Meşrulaşıyor
Aşırı sağ
ile feministlerin birlikteliği ayrıca aşırı sağın feminizm ve kadın haklarını
kullanarak kendi politikalarını meşrulaştırdığı eleştirilerine de neden
olmaktadır. Ancak bu kullanım genellikle ironik olmaktadır. Çünkü aşırı sağın
temel politikaları genellikle kadın haklarına ve eşitliğe aykırı bir yapı
sergilemektedir.
Aşırı sağ
partilerde kadın liderlerin artışı, bu politika yaklaşımının bir yansımasıdır.
Bu liderler, genellikle kadın hakları ve eşitlik konularını kullanmaktadır.
Feminizm
genellikle tüm kadınlar için eşitlik ve adaleti savunurken, aşırı sağın
politikaları belirli bir ulusal veya etnik grubun çıkarlarını öne çıkarmakta, bu
da kadın hakları alanında tutarsızlıklara neden olmaktadır.
Almanya’da
Yeşiller Partisi'nin etkili isimlerinden olan Annalena Baerbock, feminist dış
politika yaklaşımını benimsemiştir.
İtalya’da,
aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri Partisi (FdI) lideri Giorgia Meloni, kadın
hakları ve eşitlik argümanlarını kullanmaktadır.
Rümeysa
Çamdereli ise Türkiye'nin ilk Müslüman Feminist Derneği Havle'nin
kurucularından olup kendisini "Müslüman feminist" olarak
tanımlamaktadır.
Kaynakça:
https://www.politikyol.com/avrupada-asiri-sagin-kadin-liderleri-asiri-sag-neden-kadin-siyasetiyle-birlesiyor/
Avcil, C.
(2020). Milliyetçiliğin toplumsal cinsiyet ile ilişkisine dair kuramsal bir
bakış. Yıl 2020, Cilt: 11, (2), 468-484.
https://doi.org/10.19059/mukaddime.715857
https://www.undp.org/tr/turkiye/press-releases/kadinlar-lider-olarak-parliyor-ancak-kamu-hizmetinin-ust-duzeyinde-yer-almamalari-kuresel-salgindan-toparlanmayi-tehdit-ediyor
https://www.indyturk.com/node/560996/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/avrupada-a%C5%9F%C4%B1r%C4%B1-sa%C4%9F-pop%C3%BClizmi-ve-y%C3%BCkselen-milliyet%C3%A7ilik-dalgas%C4%B1
https://www.bbc.com/turkce/articles/c6pzdeg9e9po
Çoruk, E.
(2023). Milliyetçilik teorilerinde yeni bir analiz birimi olarak cinsiyet. Yıl
2023, Cilt: 5, (1), 86-104. https://doi.org/10.51763/uid.1075797
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder