17 Nisan 2024 Çarşamba

 

FEMİNİSTLER VE AŞIRI MİLLİYETÇİLER EL ELE

 




     NEVİN BİLGİN

     Göçmen karşıtlığı ve İslamfobia ile Avrupa’da artık feministlerle, aşırı milliyetçiler birlikte hareket ediyor. Avrupa’da son yıllarda aşırı sağın kadın liderlerinde artış da dikkat çekici boyuttatır. Fransa'da Rassemblement National’in lideri Marine Le Pen, İtalya’da Başbakan Fratelli d’Italia partisinin lideri Giorgia Meloni ve Danimarka siyasetinin göçmen karşıtlığında birleşmesinde etki etmiş Pia Kjærsgaard gibi kadın liderler bu trendin örnekleridir. Bu sonuçlar, pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, göçmen ve mülteci akını, ekonomik zorluklar gibi faktörlerle bağlantılı olarak milliyetçiliğin yükselişini körüklemektedir. Bu politikalar, Avrupa'nın geleceğini etkileyen önemli faktörler arasındadır, zira artan enflasyon, enerji fiyatları ve göçmen akını gibi sorunlar milliyetçilik akımını ve aşırı sağın yükselişini arttırmakta, AB'nin geleceği için tehdit unsuru haline gelmektedir.


                             (G. Meloni)

      Aşırı milliyetçilerle, feminist hareketlerin birlikteliğiyle oluşan yeni trend, Femonasyonalizm olarak adlandırılmaktadır. Sara R. Farris'in "Femonasyonalizm" adlı kitabı da aynı adı taşımakta ve aşırı sağın, neoliberallerin ve bazı feminist teorisyenlerin kadın hakları taleplerini nasıl sömürdüğünü incelemektedir. Kavram, aşırı sağ ve milliyetçi partilerin kadın hareketleri ve neoliberal politikalarla nasıl etkileşime girdiğini açıklarken, kadın hakları ve milliyetçilik arasındaki karmaşık ilişkiyi de gözler önüne sermektedir.

     Göçmen karşıtlığı, Avrupa’daki siyaset ve sosyolojide değişime neden olurken, özellikle müslüman erkek göçmenlere karşı, aşırı sağla kadın hareketleri aynı noktada buluşur hale gelmiştir.

     Oysa feminizm ile milliyetçilik ideolojisi arasında yıllardan bu yana bir karşıtlık söz konusudur. Feminist hareketler, milliyetçilikle cinsiyet üzerinden hiyerarşi ve tahakküm kurulduğunu belirtmektedir. Özellikle, erkeklerin milliyetçiliği kadınları susturmak için kullandıkları ve milliyetçi ideolojilerin, stratejilerin ve yapıların, erkeklik imtiyazlarının günün koşullarına uyarlanıp yeniden üretilmesinde işlev görmesi eleştirilmiştir.

    Son dönemde özellikle Avrupa’da ve kısmen de Türkiye’de kadın hakları, feminizm ve milliyetçilik arasında kesişimlerin yaşandığı görülmektedir. Kesişim noktalarının göçmen sorunu ve kadın özgürlüğü üzerinde birleşmesi dikkat çekicidir. Aşırı sağ liderlerin göçmen sorununu kadın özgürlüğü sorunu olarak sunmaları ve Avrupa'da aşırı sağ partilerde kadın liderlerinin artışı bu kesişimin bir yönünü oluşturmaktadır.

    Yine aşırı sağın, göçmen karşıtlığını ve İslam karşıtlığını kadın siyaseti üzerinden meşrulaştırma çabaları, özellikle feminist argümanları kullanarak bu politikaları haklı göstermeye çalışmalarıdır. Göçmen karşıtlığının artmasının sebeplerinden birisi de kadın güvenliği endişelerinin artmasıdır.

     Aşırı Sağ Kadın Üzerinden Meşrulaşıyor

    Aşırı sağ ile feministlerin birlikteliği ayrıca aşırı sağın feminizm ve kadın haklarını kullanarak kendi politikalarını meşrulaştırdığı eleştirilerine de neden olmaktadır. Ancak bu kullanım genellikle ironik olmaktadır. Çünkü aşırı sağın temel politikaları genellikle kadın haklarına ve eşitliğe aykırı bir yapı sergilemektedir.

    Aşırı sağ partilerde kadın liderlerin artışı, bu politika yaklaşımının bir yansımasıdır. Bu liderler, genellikle kadın hakları ve eşitlik konularını kullanmaktadır.

    Feminizm genellikle tüm kadınlar için eşitlik ve adaleti savunurken, aşırı sağın politikaları belirli bir ulusal veya etnik grubun çıkarlarını öne çıkarmakta, bu da kadın hakları alanında tutarsızlıklara neden olmaktadır.

    Almanya’da Yeşiller Partisi'nin etkili isimlerinden olan Annalena Baerbock, feminist dış politika yaklaşımını benimsemiştir.

    İtalya’da, aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri Partisi (FdI) lideri Giorgia Meloni, kadın hakları ve eşitlik argümanlarını kullanmaktadır.

    Rümeysa Çamdereli ise Türkiye'nin ilk Müslüman Feminist Derneği Havle'nin kurucularından olup kendisini "Müslüman feminist" olarak tanımlamaktadır.

 

Kaynakça:

https://www.politikyol.com/avrupada-asiri-sagin-kadin-liderleri-asiri-sag-neden-kadin-siyasetiyle-birlesiyor/

Avcil, C. (2020). Milliyetçiliğin toplumsal cinsiyet ile ilişkisine dair kuramsal bir bakış. Yıl 2020, Cilt: 11, (2), 468-484. https://doi.org/10.19059/mukaddime.715857

https://www.undp.org/tr/turkiye/press-releases/kadinlar-lider-olarak-parliyor-ancak-kamu-hizmetinin-ust-duzeyinde-yer-almamalari-kuresel-salgindan-toparlanmayi-tehdit-ediyor

https://www.indyturk.com/node/560996/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/avrupada-a%C5%9F%C4%B1r%C4%B1-sa%C4%9F-pop%C3%BClizmi-ve-y%C3%BCkselen-milliyet%C3%A7ilik-dalgas%C4%B1

https://www.bbc.com/turkce/articles/c6pzdeg9e9po

Çoruk, E. (2023). Milliyetçilik teorilerinde yeni bir analiz birimi olarak cinsiyet. Yıl 2023, Cilt: 5, (1), 86-104. https://doi.org/10.51763/uid.1075797

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder