ANADOLU’DA İLK SEÇİMLER
SOPALI
SEÇİMLERİ NEYDİ?
NEVİN BİLGİN
Anadolu’da ilk seçimler Osmanlı
döneminde gerçekleştirildi. 1876
Osmanlı genel seçimleri, Meşrutiyet’in ilanıyla gerçekleşti. Bu seçim, 23
Aralık 1876 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda II. Abdülhamid’in huzurunda yapıldı
1876 Kanun-i Esasi’yi padişahın
oluşturduğu bir komisyon hazırladı. Komisyon halkın temsilini sağlayacak
nitelikte olmadığı gibi halk oylaması da yapılmamıştı. Kurucu meclis tarafından
yapılmadığı gibi halk iradesine de sunulmamıştı. Padişaha bağlı olan Meclis,
Ayan Meclisi ve Meclis i Mebusandan oluşuyordu. Meclis’i Mebusan halkın
temsilcilerinden oluşuyordu. Hükümet ile Meclis arasındaki anlaşmazlık halinde
padişah istediğini görevden alma yetkisine sahipti. İki dereceli bir seçim sistemi
uygulandı. İlk aşamada birinciler oy kullandı, ardından seçilen ikinciler
mebusları belirledi. 130 (başlangıçta 120 olarak belirlenmişti, II. Abdülhamit
130’a çıkardı) Mebusan Meclisi’nde 80 Müslüman ve 50 gayrimüslim milletvekili
bulunmaktaydı.
Bu seçim, Osmanlı İmparatorluğu’nda
parlamenter sisteme geçişin önemli bir adımıydı ve Mebusan Meclisi’nin
açılmasına yol açtı. Ancak bu dönemde henüz bir siyasi parti yoktu ve mebuslar
bağımsız olarak görev yapıyordu.
Kanuni Esasi 12 bölüm ve 119 maddeden oluşurken,
anayasa şu bölümlerden oluşuyordu:
Padişahın Hakları (Madde 1-7)
Yurttaş Hakları (Madde 8-26)
Yürütme Kuvvetinin Hakları (Madde 27-38)
Memur Hakları (Madde 39-41)
Meclis-i Umumi (Madde 42-59)
Ayan Meclisi (Madde 60-64)
Mebuslar Meclisi (Madde 65-80)
Mahkemeler (Madde 81-91)
Yüce Divan (Madde 92-95)
Maliye (Madde 96-107)
Vilayetler (Madde 108-112)
Çeşitli Maddeler (Madde 113-119)
İlk Çok Partili Seçim
Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk çok partili
seçimler, 1908 yılında Birinci Meşrutiyet'in ilanıyla gerçekleşti. 23 Temmuz
1908’de bu seçimlerde, Osmanlı toplumundan çeşitli kesimlerden gelen insanlar
oy kullandı. Ancak bu seçimlerin tam anlamıyla demokratik olduğu söylenemez
çünkü seçmen tabanı oldukça sınırlıydı ve seçim süreci üzerinde devlet
otoritesinin belirleyici bir etkisi vardı.
1908 seçimlerinde çeşitli siyasi gruplar
ve cemiyetler vardı. En belirgin olanları şunlardı:
Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti: Bu
cemiyet, Birinci Meşrutiyet'in öncüsü olarak kabul edilir ve seçimlerde önemli
bir rol oynamıştır.
Osmanlı Hürriyet ve İtilaf Fırkası:
İmparatorluğun farklı bölgelerinden gelen çeşitli grupların bir araya gelerek
oluşturduğu bir ittifaktı.
Osmanlı Ahrar Fırkası: İslamcı ve
milliyetçi bir parti olan bu fırka da seçimlere katıldı.
Diğer küçük siyasi gruplar ve
cemiyetler: Osmanlı toplumunda çeşitli fikirlerin temsil edildiği başka siyasi
gruplar da bulunmaktaydı.
Ancak, bu siyasi gruplar modern anlamda
birer parti olarak düşünülemezlerdi. Daha çok belirli ideolojilere veya
çıkarlara sahip olan cemiyetler ve gruplar şeklinde örgütlenmişlerdi.
Dolayısıyla, bugün bildiğimiz anlamda katı siyasi partilerin oluşumu daha
sonraki yıllarda gerçekleşti.
17 Aralık 1908’de 3. Meclisi Mebusan
açıldı. Bu Meclis, 31 Mart Olayı ve II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesi
sonrasında Mayıs 1909’da Kanuni Esasi üzerinde değişiklikler yaparak padişahın
ve Ayan Meclisinin yetkilerini daralttı, kendi yetkilerini arttırdı.
1946’ya Kadar Seçim Sistemi Kullanıldı
Seçim sistemi Osmanlı İmparatorluğu’nda
iki aşamalı bir sistemdi. Bu sistem, Türkiye Cumhuriyeti’nde 1946 yılına kadar
kullanıldı. 1908 seçimleri, yürürlükte olan iki tüzük ve bir nizamnameye göre
yapıldı.
Bunlar 1876 Anayasası ve 2 Ağustos 1908
tarihli Seçim Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin yönetmelikti 34. Anayasanın
65’ten 70’e kadar olan maddelerinde seçimlerle ilgili kararnameler yer aldı.
Böylece 65. maddede her 50.000 erkek için bir milletvekili seçileceği
belirtilmiş ve 66. maddede seçimlerin gizli oyla yapılacağı vurgulanmıştı
İlk Ara Seçimler ve Sopalı Seçimleri
1908-1912 Osmanlı Meclis-i Mebusan
Dönemi'nde yaşanan ara seçimler, ikinci seçmenler tarafından belirlenen
milletvekilleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Genel seçimler sonucunda seçilen
ikinci seçmenlerin görev süresi 4 yıldır. Bu dönem içinde ikinci seçmen
sayısında herhangi bir azalma olmazsa, yeniden ikinci seçmen belirlemeye gerek
duyulmaz.
Boşalan milletvekilliğinin yerine yeni
seçim yapılabilmesi için Meclis-i Mebusan Başkanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na
bildirimde bulunması gerekmektedir. Bu prosedüre uyulmaması durumunda yapılan
seçim geçersiz sayılmıştır. 1908-1912 döneminde boşalan 44 milletvekilliğinden
43'ünde seçim yapılmıştır. Bu boşalmaların nedenleri şunlardır: 21'i ölüm, 10'u
istifa, 11'i başka bir göreve tayin nedeniyle istifa, 2'si ise meclis
görüşmelerine katılmamaktan dolayı milletvekilliğinin düşmesinden
kaynaklanmıştır.
1911’de tek bir mebusluğu ilgilendiren,
ancak siyasi yankıları yüksek olan bir ara seçim yapıldı. III. dönem Meclis-i Mebusanında
142 Türk, 60 Arap, 25 Arnavut, 23 Rum, 12 Ermeni (bunlara 4 Taşnak ve 2 Hınçak
mensubu dahildi), 5 Yahudi, 4 Bulgar, 3 Sırp, 2 Ulah ve 1 Asuri (Davud Yusufani
Efendi, Musul Vilayeti) mebus bulunmaktaydı. İdeolojik altyapısı dönem içinde
şekillenmeye devam edecek olan İttihat ve Terakki Fırkası, yaklaşık 60 mebusun
desteğine sahipti.
1912 Osmanlı genel seçimleri, Türk
demokrasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve
"sopalı seçimler" olarak anılır. Ancak gerçekler karmaşıktır:
Seçim Tarihi ve Koşulları: 1912 seçimleri,
II. Meşrutiyet döneminde gerçekleşti ancak eşit şartlar altında yürütülmedi.
İttihat ve Terakki'nin güçlü olduğu ve kampanyayı kuvvetle yürüttüğü, hatta zor
kullanarak başarı kazandığı algısı mevcuttur.
İttihat ve Terakki'nin Durumu: İttihat ve
Terakki o dönemde sınırsız bir etki alanına sahip değildi. Mecliste ve
hükümette tartışmasız bir otorite ve güç kazanmamıştı. Muhalif milletvekilleri
de mevcuttu.
Seçmen Etkisi: Seçmenler, İstanbul
siyasetini umursamıyordu ve tanıdığı, güvendiği hemşerilerini seçmek
istiyorlardı. İttihat Terakki'nin etkisi Anadolu'ya ne kadar ulaştı veya
etkilemediği, ulaşım ve iletişim şartları göz önünde bulundurularak
düşünülmelidir.
İttihatçılar sandık başını kontrol
etmişlerdi. Oy kullanmaya gelen seçmene hazır olarak basılmış pusulalar
veriliyor ve sandığa atması isteniyordu. İtiraz edenler itilip kakılıyordu.
Ancak bu, gerçek anlamda seçmenleri sopayla dövmek anlamına gelmiyordu. İttihat
ve Terakki'nin seçimleri fire vermeden kazanmak ve mecliste güçlenmek istediği
doğrudur, ancak bu durumun seçmen üzerindeki etkisini günümüzden bakarak
anlamak kolay değildir.
1908 Meclisi, Türkiye'nin demokrasi serüveninde önemli bir dönemeç
oluşturmuştur. Bu dönemde yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan
sonraki demokratik uygulamalara da ilham kaynağı olmuştur. İlk güvenoyu, ilk
güvensizlik oyu, anayasa düzenlemeleri ve hakimiyet-i milliye kavramının
sıklıkla kullanılması gibi birçok önemli adım bu dönemin belli başlı
ilklerindendir. 1908-1912 Meclis-i Mebusanında 281 milletvekili bulunmaktaydı
ve 4 dönem boyunca farklı 324 milletvekili görev yapmıştır.
1911 İstanbul Ara Seçimleri,
Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi mücadelelerine ve demokratik süreçlerine dair
önemli bir örnektir. Bu seçim, İttihat ve Terakki ile Hürriyet ve İtilaf
Fırkası arasındaki ilk ciddi siyasi mücadeleye sahne olmuştur.
1909'daki ara seçimin ardından
1911'de benzer bir ara seçim yapılmasının nedeni, İstanbul Milletvekili
Manyasizade Refik Bey'in ölümüydü. Bu seçimde İttihat ve Terakki'nin adayı
Dışişleri Bakanı Rıfat Paşa, Ahrar Fırkası ise İkdam Gazetesi başyazarı Ali
Kemal Bey'i aday göstermiştir. Ahrar
Fırkası, Rıfat Paşa'nın Dışişleri Bakanı olarak görev yapması nedeniyle
milletvekilliğini yerine getiremeyeceği iddiasında bulunmuş, ancak, 5
Nisan'daki seçimlerde 281 oy alarak Dışişleri Bakanı Rıfat Paşa kazanmış ve Ali
Kemal Bey sadece 129 oy almıştır. 1911 ara seçimi, 1909'daki ara seçimde
İstanbul Milletvekili olan Rıfat Paşa'nın Paris Büyükelçiliği'ne atanması
üzerine gerçekleşmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'ndaki
seçim sistemi, iki dereceli bir sistem olarak tanımlanır ve bu sistem, 1908
seçimlerinden Cumhuriyet döneminin başlangıcına kadar, 1946 seçimlerine kadar
kullanılmıştır.
Her 50
Bin Erkek Nüfusa Bir Milletvekili
1908 seçimleri, mevcut iki
kanun ve bir talimata göre yapılmıştır. Bunlar, 1876 Anayasası ve Seçim Kanunu
ile 2 Ağustos 1908 tarihli Seçim Kanununun tatbikine dair talimattır.
Anayasanın seçimlerle ilgili hükümleri 65, 66, 67, 68, 69 ve 70. maddelerinde yer
almaktadır. 50 bin erkek nüfusa bir milletvekili seçilmiştir. Seçimler gizli
yapılmıştır. Milletvekilliği ile hükümet memuriyetinin birleştirilemeyeceğini
ve milletvekilliğinin kabul edilmesi durumunda memuriyetten istifa edilmesi
gerektiğini hükme bağlanmıştır.
Kimlerin milletvekili seçilemeyeceğini belirlenmiştir. Seçimlerin 4 yılda bir yapılacağı belirtilmiştir. Seçimlere 4 ay önce başlanacağı hükmü bağlanırken, iki dereceli olacağı, birinci derece seçmenlerin Osmanlı vatandaşları olacağı belirtilmiştir
Uygulamada, birinci derecede seçmen olanlar, her 500 birinci seçmene
karşılık bir ikinci seçmen belirlemiştir. Müntehib-i sani (ikinci seçmen)
seçimleri kaza ve nahiye merkezlerinde yapılmıştır.
Seçim yasası uyarınca oy verme
işlemi, seçim dairesi büyüklüğüne göre birbirine uzak köy veya mahallelerin bir
araya getirilmesiyle oluşturulan geçici seçim şubelerinde gerçekleşmiştir. Oy
kullanma işlemi, topluca sandık başına belirtilen zamanda gelinerek yapılmıştır.
1908 seçimlerinde, bu sistem
doğrultusunda 121 sancakta seçim yapılmıştır. Ayrıcalıklı konumu olan Sisam ve
Cebel-i Lübnan'da ise seçim yapılmamıştır. Seçimlerde geçici olarak bazı idari
düzenlemelere gidilmiştir, örneğin Limni Sancağı nüfusu 25.000'den az olduğu
için Taşoz Adası ile birleştirilmiş ve bir seçim dairesi sayılmıştır.
Kadınlara
Seçim Hakkı 1920’de Tartışıldı
12 Ocak 1920 tarihinde toplanan son Osmanlı Mebusân Meclisi seçimlerine, kadınların katılmasına mevzuat gereği izin verilmemiştir. Bununla birlikte, Vakit Gazetesi'nin Ekim-Kasım 1919'da düzenlediği "Türk Kadınına Seçim Hakkı Verilmeli mi?" konulu ankete, farklı kesimlerden kadınlar katılmıştır. Bu ankete eğitim camiasından Amerikan Koleji müdiresi, öğretmen ve öğrencilerin yanı sıra Bezm-i Âlem müdiresi ve Dâr-ül-muallimât müdiresi ve öğrencileri de katılmıştır. Ayrıca, Asrî Kadınlar Cemiyeti ve Müslüman Kadını Birliği üyeleri ile Hâlide Edîb, Nakiye, Adalet Hüsnî ve Resmiyye Hassan gibi önemli kadınlar da fikirlerini paylaşmışlardır. Bu çeşitlilik, İstanbul'daki eğitimli kadınların düşüncelerini yansıtmakta ve geniş bir perspektif sunmaktadır. Katılımcılar düşüncelerini açık ve net bir şekilde ifade etmişlerdir. Bu da dönemin İstanbul'undaki kadınların seçim hakkıyla ilgili tutumlarını ve toplumun genel görüşünü yansıtmaktadır.
Milletvekillerinin Özlük Hakkı Neydi?
Osmanlı İmparatorluğu’ndaki mebuslar,
görev yaptıkları döneme ve meclise göre farklı maaşlar alıyordu. İlk ödeme
“ulufe” olarak anılan üst düzey yetkililere ayda ya da üç ayda bir ödenen
maaştı. Maaşların düzenli ödenmesi için ödenek ayrılmaktaydı. Mebusan Meclisi
üyeleri ve ilk meclis ise maaşlarını almayıp orduya bağışlamıştır.
Osmanlı Meclisi’ndeki seçimlerde, taşrada
seçmen olmak için:
İdare meclisi üyesi olmak, Osmanlı
vatandaşı olmak, 24 yaşında ve erkek olmak, emlak sahibi olmak.
İstanbul’da seçmen olmak için: İdare
meclisi üyesi olma şartı yok. En az 2 yıl İstanbul’da oturma şartı var.
Askerlerden ise teğmen rütbesinde olmak zorunlu.
Seçilme şartları ise, dürüst ve
güvenilir, ahlaklı olmak, Türkçe bilmek, 25 yaşında ve erkek olmak.
Memleketinde az çok mülkü olmak. Osmanlı vatandaşı olmak.
Kaynakça
Osmanlı'nın
ilk seçimi - fikriyat
1908 Osmanlı genel seçimleri -
Wikiwand
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NİN ÖZELLİKLERİ - Tarih Notlarım (tarihnotlarim.com)
Mantran,
Robert, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, İş
Bankası Yayınları, 2016,
Sopalı Seçim Nedir , Osmanlı 1912 Genel Seçimi Nasıl Oldu ? (tarihnotum.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder