İYİ PARTİ’NİN SİYASİ YOLCULUĞU (2)
KURULTAY DİRİLİŞ Mİ, TASFİYE Mİ?
NEVİN BİLGİN
Kuruluşundan bu yana kimliğini belirleme
konusunda sıkıntılar yaşayan ancak “merkez sağ” boşluk için umut
oluşturan, 31 Mart 2024 seçim sonuçlarına göre “merkez sağdaki boşluğu
doldurma konusunda başarısız olan” İYİ Parti'nin (27 Nisan 2024) yaklaşan
kurultayı, sadece genel başkanlık koltuğu için yapılan güç ve iktidarı ele
geçirme yarışı değil, partinin izleyeceği yeni rota ve partinin kendisine
belirlemekte zorlandığı kimliği belirleme açısından da büyük önem taşımaktadır.
Kurultay, partinin siyasi geleceğini ve iç yönelimlerini belirlemede kritik bir
dönemece işaret etmektedir.
Kurultay için ortaya çıkan adaylar, aslında
partinin iç dinamiklerindeki derin ayrılık yanında çeşitliliği de gözler
önüne sermektedir.
Kurultay partinin siyasi yelpazede merkez
sağda mı, merkez milliyetçi mi, marjinal mi, seküler milliyetçi mi, liberal
çizgide mi yol izleyeceği yanında yeni anayasanın Meclis’ten çıkarılması
konusunda da anahtar rolünü üstlenmiş görünmektedir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin,
Meral Akşener’e yaptığı “geri dön” çağrısı da bunun işareti olarak okunabilir.
Kurultayda genel başkan adayları arasında
yaşanacak yarış sonucunda hangi aday seçilirse seçilsin, partide bir toparlanmanın
zor olacağı ve tasfiyeye gideceği endişesi bulunuyor.
İmamoğlu
ve Yavaş
Yine 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin
ardından siyasette “artık biz de varız” diyerek gelecek vizyonu çizen
iki isim Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın da önümüzdeki süreçte atacağı
adımlar açısından da kurultay önem taşımaktadır.
Meral Akşener’in liderliğinde kurulan ve onun
liderliğinde önem kazanan İYİ Parti’nin kurulduğundan bu yana, merkez ve milliyetçi
alternatifler arasında gidip gelmesi, partinin kimliğini belirlemekte
zorlandığı, seçmenin gözünde net bir profil çizemediği tartışması
yapılmaktadır.
Partinin kuruluşundan bu yana çizdiği yol
haritası, partinin geleceği için belirsizlik ve risk ortaya çıkarmış
durumdadır. İlk kurulduğunda “milliyetçiliğin merkezi” olarak konumlanan
ancak zamanla milliyetçilikle ilişkisi belirsizleştiği eleştirileri alan, pek
çok ismin koptuğu İYİ Parti’nin gerçek ekseni hala belirsizliğini korumaktadır.
Kurultayla birlikte partinin konumlanacağı yer ve ideolojik tartışmaların da
sona ermesi beklenmemekte.
(Müsavat Dervişoğlu, Murat Aydoğan'ın arşivinden. Cezaevi Hatırası)
Yüzde 5 İmzayla Aday
Genel Başkan Meral Akşenir’in aday
olmayacağını açıkladığı kurultayda Koray Aydın, Musavat Dervişoğlu ve Tolga
Akalın arasında bir yarış öngörülüyor. Aday olması beklenen diğer isimler ise adaylıklarını
olağan kurultaya bıraktıklarını belirtiyor. Ancak son ana kadar aday
olmalarının önünde bir engel yok. İYİ Parti tüzüğüne göre genel başkanlığa aday
olabilmek için delegelerin yüzde 5'inin imzası gerekiyor
“İptal edilecek”, “kim kimin emanetçisi”, “kim
seçilirse yeni anayasaya ve cumhur ittifakına destek verecek” gölgesi altında adayların
hazırlandığı kurultayda yarışan iki aday Musavat Dervişoğlu ve Koray Aydın partiye
MHP’den katılan ve “milliyetçi kimlik” taşıyan iki aday. Bu iki adayın
MHP geçmişine bakıldığında, eski partilerinde de iki farklı ve karşı kanatta
yer aldıkları, partiden ayrılma noktasında aynı yolu izleyerek İYİ Parti’de yer
aldıkları görülmektedir.
(Koray Aydın)
Ayrımın Geçmiş İzleri ve 2.MHP Olmayalım
Kaygısı
Müsavat Dervişoğlu, MHP’deki “ocakçı”
diye tabir edilen ülkü ocaklılar ekibinde yer alırken, teşkilatçı
kimliğiyle bilinen Koray Aydın ise partinin açılıma daha açık bir yüzü olarak
kimlik ortaya koymuştur. Bu ayrımın İYİ Parti’ye taşındığı görülmektedir.
Koray Aydın, MHP’de defalarca Devlet
Bahçeli’nin karşısına aday olarak çıkan ve o kongrelerde de ocaktan gelenlerin
Bahçeli’ye destek vermesi nedeniyle yarışı kaybeden bir isim. Koray Aydın,
ülkücü kimliği yanında, teşkilatçılığı ve milliyetçi kimliği ön planda olmasına
karşın, kurultay sürecinde ve öncesinde liberal ve merkez sağ söylemleriyle
eski gelenekten sıyrılmaya çalışan bir görüntü çizmektedir.
Liberal bir çizgi ve kimlik ortaya koyan Tolga
Akalın ise özellikle gençler üzerinde etki oluşturmuş görüntü vermektedir.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında ortaya
çıkan tablo, genel başkanlık yarışı yanında partinin iç dinamiklerindeki
çatışmayı da ortaya koymaktadır.
İlk Dönem Çeşitlilik Dengesi
Parti
içindeki çeşitliliğin ve farklı görüşlerin denge içinde tutulması, İYİ
Parti'nin geniş kitlelere hitap etme ve siyasi etkinliğini artırma açısından
önem taşımaktaydı ve parti ilk kurulduğunda yakalanan bu enerji, ilk girilen
seçimde de partiyi başarıya taşımıştı.
Akşener’in Desteği Kime?
Kurultay sürecinde Müsavat Dervişoğlu'nun
Meral Akşener'e olan desteğini açıklaması partide memnunlar kadar, memnun
olmayanlar da yaratmış durumda. Akşener’in tarafsız olduğunu söylemesine
karşın, Dervişoğlu’nun adaylığından yana tavır koyduğu belirtiliyor.
(Koray Aydın, 1999 Depremi ve Bayındırlık Bakanı)
Abi Formülü
Yine abi formülü denilen geçiş dönemi için bir
ismin seçilmesi ve olağan kongreye kadar partiyi götürmesi de gündeme gelen formüllerden
birisi, ancak bu konuda da adaylar ikna edilmiş görünmediği gibi bu formülün
güven oluşturmadığı da konuşuluyor.
Abi formülünün işlemesi halinde olağan
kurultayda Meral Akşener’in yeniden partinin başına geçmesi de konuşulanlar
arasında.
İptal Gölgesi
Kongre kararı alınmasına karşın bir yandan
da “iptal edileceği gölgesi” kongrenin üzerine düşmüş durumda. İptal için Genel İdare Kurulu'nun (GİK)
toplanması gerekiyor. Toplantı çağrısı için 50 kişilik kurulun yüzde 20'sinin
imza vermesi gerekiyor. Toplantının gerçekleşmesi için üyelerin yarıdan bir
fazlasının katılımı şart. İptal için GİK'in toplantısında alınacak karar
önemli. Ancak GİK'in bu yetkiye sahip olup olmadığı da hukuki bir tartışma
konusu. Halen adaylık açıklayanların bu sürece itiraz edebileceği ve GİK
kararının YSK'ya götürülebileceği belirtiliyor. İptal kararı net olmamakla
birlikte, bazı üyelerin bu yönde girişimlerde bulunabileceği ifade ediliyor.
Kim Kazanır? Adaylar Birbirinin Lehine
Çekilirse Ne Olur?
Adaylar kurultay öncesinde oldukça
sıkı bir çalışma sürdürerek, delege görüşmelerini sürdürüyor, mesajlarını dile
getiriyor. Dervişoğlu ve Aydın’ın, gençlerin yoğun ilgisini çeken Akalın’a göre
daha güçlü olduğu görülüyor.
İlk turda sonuç çıkmaması halinde ikinci
turda 3.olan ismin ve çıkacak yeni adayların kimi destekleyeceği de genel
başkanın kim olacağını belirleyecek stratejiler arasında yer alıyor.
MHP’nin 1997 Kongresi’nde olduğu gibi, ilk
turda birinci olan adayın yanında yer alanların, ikinci tura geçen adayları
desteklemesi kurultay sonuçlarını etkileyebilir. Bu durumda üçüncü turda
yaşanabilecek senaryolar da önem kazanabilir. Özellikle üçüncü turda
belirleyici olan hangi adayın hangi adayı destekleyeceği, genel başkanlık
seçiminin sonucunu büyük ölçüde belirleyebilir. Bu tür alternatif senaryoların
da göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Kurultay, partinin geleceği kadar, Türkiye’deki
siyaset sahnesindeki boşlukların nasıl doldurulacağı konusunda da önemli bir
kilometre taşı olacak gibi görünmektedir.
(Murat Akalın, sosyal medya hesabından alınmıştır)
(Koray Aydın oğullarıyla)
(Müsavat Dervişoğlu ailesiyle)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder