21 Nisan 2024 Pazar

 

 

     İYİ PARTİ’NİN SİYASİ YOLCULUĞU (2)

     KURULTAY DİRİLİŞ Mİ,  TASFİYE Mİ?

 




    NEVİN BİLGİN

     Kuruluşundan bu yana kimliğini belirleme konusunda sıkıntılar yaşayan ancak “merkez sağ” boşluk için umut oluşturan, 31 Mart 2024 seçim sonuçlarına göre “merkez sağdaki boşluğu doldurma konusunda başarısız olan” İYİ Parti'nin (27 Nisan 2024) yaklaşan kurultayı, sadece genel başkanlık koltuğu için yapılan güç ve iktidarı ele geçirme yarışı değil, partinin izleyeceği yeni rota ve partinin kendisine belirlemekte zorlandığı kimliği belirleme açısından da büyük önem taşımaktadır. Kurultay, partinin siyasi geleceğini ve iç yönelimlerini belirlemede kritik bir dönemece işaret etmektedir.

    Kurultay için ortaya çıkan adaylar, aslında partinin iç dinamiklerindeki derin ayrılık yanında çeşitliliği de gözler önüne sermektedir.

    Kurultay partinin siyasi yelpazede merkez sağda mı, merkez milliyetçi mi, marjinal mi, seküler milliyetçi mi, liberal çizgide mi yol izleyeceği yanında yeni anayasanın Meclis’ten çıkarılması konusunda da anahtar rolünü üstlenmiş görünmektedir.

     MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Meral Akşener’e yaptığı “geri dön” çağrısı da bunun işareti olarak okunabilir.

     Kurultayda genel başkan adayları arasında yaşanacak yarış sonucunda hangi aday seçilirse seçilsin, partide bir toparlanmanın zor olacağı ve tasfiyeye gideceği endişesi bulunuyor.

    İmamoğlu ve Yavaş

    Yine 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından siyasette “artık biz de varız” diyerek gelecek vizyonu çizen iki isim Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın da önümüzdeki süreçte atacağı adımlar açısından da kurultay önem taşımaktadır.

    Meral Akşener’in liderliğinde kurulan ve onun liderliğinde önem kazanan İYİ Parti’nin kurulduğundan bu yana, merkez ve milliyetçi alternatifler arasında gidip gelmesi, partinin kimliğini belirlemekte zorlandığı, seçmenin gözünde net bir profil çizemediği tartışması yapılmaktadır.

   Partinin kuruluşundan bu yana çizdiği yol haritası, partinin geleceği için belirsizlik ve risk ortaya çıkarmış durumdadır. İlk kurulduğunda “milliyetçiliğin merkezi” olarak konumlanan ancak zamanla milliyetçilikle ilişkisi belirsizleştiği eleştirileri alan, pek çok ismin koptuğu İYİ Parti’nin gerçek ekseni hala belirsizliğini korumaktadır. Kurultayla birlikte partinin konumlanacağı yer ve ideolojik tartışmaların da sona ermesi beklenmemekte.


                             (Müsavat Dervişoğlu, Murat Aydoğan'ın arşivinden. Cezaevi Hatırası)

     Yüzde 5 İmzayla Aday

    Genel Başkan Meral Akşenir’in aday olmayacağını açıkladığı kurultayda Koray Aydın, Musavat Dervişoğlu ve Tolga Akalın arasında bir yarış öngörülüyor. Aday olması beklenen diğer isimler ise adaylıklarını olağan kurultaya bıraktıklarını belirtiyor. Ancak son ana kadar aday olmalarının önünde bir engel yok. İYİ Parti tüzüğüne göre genel başkanlığa aday olabilmek için delegelerin yüzde 5'inin imzası gerekiyor

     “İptal edilecek”, “kim kimin emanetçisi”, “kim seçilirse yeni anayasaya ve cumhur ittifakına destek verecek” gölgesi altında adayların hazırlandığı kurultayda yarışan iki aday Musavat Dervişoğlu ve Koray Aydın partiye MHP’den katılan ve “milliyetçi kimlik” taşıyan iki aday. Bu iki adayın MHP geçmişine bakıldığında, eski partilerinde de iki farklı ve karşı kanatta yer aldıkları, partiden ayrılma noktasında aynı yolu izleyerek İYİ Parti’de yer aldıkları görülmektedir.

                  (Koray Aydın) 


     Ayrımın Geçmiş İzleri ve 2.MHP Olmayalım Kaygısı

     Müsavat Dervişoğlu, MHP’deki “ocakçı” diye tabir edilen ülkü ocaklılar ekibinde yer alırken, teşkilatçı kimliğiyle bilinen Koray Aydın ise partinin açılıma daha açık bir yüzü olarak kimlik ortaya koymuştur. Bu ayrımın İYİ Parti’ye taşındığı görülmektedir.

      Koray Aydın, MHP’de defalarca Devlet Bahçeli’nin karşısına aday olarak çıkan ve o kongrelerde de ocaktan gelenlerin Bahçeli’ye destek vermesi nedeniyle yarışı kaybeden bir isim. Koray Aydın, ülkücü kimliği yanında, teşkilatçılığı ve milliyetçi kimliği ön planda olmasına karşın, kurultay sürecinde ve öncesinde liberal ve merkez sağ söylemleriyle eski gelenekten sıyrılmaya çalışan bir görüntü çizmektedir.

     Liberal bir çizgi ve kimlik ortaya koyan Tolga Akalın ise özellikle gençler üzerinde etki oluşturmuş görüntü vermektedir.

    Tüm bu değerlendirmeler ışığında ortaya çıkan tablo, genel başkanlık yarışı yanında partinin iç dinamiklerindeki çatışmayı da ortaya koymaktadır.



      İlk Dönem Çeşitlilik Dengesi

      Parti içindeki çeşitliliğin ve farklı görüşlerin denge içinde tutulması, İYİ Parti'nin geniş kitlelere hitap etme ve siyasi etkinliğini artırma açısından önem taşımaktaydı ve parti ilk kurulduğunda yakalanan bu enerji, ilk girilen seçimde de partiyi başarıya taşımıştı.

    Akşener’in Desteği Kime?

    Kurultay sürecinde Müsavat Dervişoğlu'nun Meral Akşener'e olan desteğini açıklaması partide memnunlar kadar, memnun olmayanlar da yaratmış durumda. Akşener’in tarafsız olduğunu söylemesine karşın, Dervişoğlu’nun adaylığından yana tavır koyduğu belirtiliyor.

(Koray Aydın, 1999 Depremi ve Bayındırlık Bakanı) 


   Abi Formülü

   Yine abi formülü denilen geçiş dönemi için bir ismin seçilmesi ve olağan kongreye kadar partiyi götürmesi de gündeme gelen formüllerden birisi, ancak bu konuda da adaylar ikna edilmiş görünmediği gibi bu formülün güven oluşturmadığı da konuşuluyor.

   Abi formülünün işlemesi halinde olağan kurultayda Meral Akşener’in yeniden partinin başına geçmesi de konuşulanlar arasında.

    İptal Gölgesi

    Kongre kararı alınmasına karşın bir yandan da “iptal edileceği gölgesi” kongrenin üzerine düşmüş durumda.  İptal için Genel İdare Kurulu'nun (GİK) toplanması gerekiyor. Toplantı çağrısı için 50 kişilik kurulun yüzde 20'sinin imza vermesi gerekiyor. Toplantının gerçekleşmesi için üyelerin yarıdan bir fazlasının katılımı şart. İptal için GİK'in toplantısında alınacak karar önemli. Ancak GİK'in bu yetkiye sahip olup olmadığı da hukuki bir tartışma konusu. Halen adaylık açıklayanların bu sürece itiraz edebileceği ve GİK kararının YSK'ya götürülebileceği belirtiliyor. İptal kararı net olmamakla birlikte, bazı üyelerin bu yönde girişimlerde bulunabileceği ifade ediliyor.

   Kim Kazanır? Adaylar Birbirinin Lehine Çekilirse Ne Olur?

   Adaylar kurultay öncesinde oldukça sıkı bir çalışma sürdürerek, delege görüşmelerini sürdürüyor, mesajlarını dile getiriyor. Dervişoğlu ve Aydın’ın, gençlerin yoğun ilgisini çeken Akalın’a göre daha güçlü olduğu görülüyor.

   İlk turda sonuç çıkmaması halinde ikinci turda 3.olan ismin ve çıkacak yeni adayların kimi destekleyeceği de genel başkanın kim olacağını belirleyecek stratejiler arasında yer alıyor.  

   MHP’nin 1997 Kongresi’nde olduğu gibi, ilk turda birinci olan adayın yanında yer alanların, ikinci tura geçen adayları desteklemesi kurultay sonuçlarını etkileyebilir. Bu durumda üçüncü turda yaşanabilecek senaryolar da önem kazanabilir. Özellikle üçüncü turda belirleyici olan hangi adayın hangi adayı destekleyeceği, genel başkanlık seçiminin sonucunu büyük ölçüde belirleyebilir. Bu tür alternatif senaryoların da göz önünde bulundurulması gerekiyor.

   Kurultay, partinin geleceği kadar, Türkiye’deki siyaset sahnesindeki boşlukların nasıl doldurulacağı konusunda da önemli bir kilometre taşı olacak gibi görünmektedir.


                     (Murat Akalın, sosyal medya hesabından alınmıştır) 




        (Koray Aydın oğullarıyla) 



        (Müsavat Dervişoğlu ailesiyle)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder