28 Nisan 2024 Pazar

 

SİYASETTE EMPATİ KRİZİ VE AKADEMİDEN KOPUŞ

 

Türkiye'de Siyasette Empati ve Akademi Bağlantısızlığı Üzerine Bir Değerlendirme

 


 

   NEVİN BİLGİN

   Siyasetçilerin taktıkları saatlerden, çantalardan yedikleri menülere, lüks yurtdışı tatillerine kadar bir yanda farklı bir yaşam sergilenirken, diğer yanda vatandaşın günlük yiyeceğini dahi karşılayamama durumu, bunun sosyal medya ile daha görünür kılınması siyasete güvensizlik ve memnuniyetsizlik yanında, toplumsal bölünmeleri de derinleştirmektedir.

   Günümüz Türkiye siyasetinde, vatandaşlarla siyasal liderler arasında derin bir kopukluk ve empati eksikliği gözlemlenmektedir. Bu durum, siyasetçilerin toplumun duygularını anlamadaki yetersizliği ve akademik dünyayla olan bağlantılarının zayıflığıyla da ilişkilendirilebilir.

   Küreselleşme, teknoloji ve eğitim düzeyindeki artış gibi faktörler siyasetin yüzünü değiştirdiği gibi birçok şeyden haberdar olabilen yeni bir seçmen kitlesi de yaratmış durumdadır.

    Siyasette adına “delta yöntemi” denilen ve siyasi başarıyı yakalamayı içeren ana başlıkları içeren yöntemde vatandaşla empati kurulması ve akademiden destek alınması ayakları devreden çıkarılmış görünmektedir. Siyasetin bilimsel temellere dayanması ve toplumdaki bölünmenin derinleşmemesi için bu iki ayağın yeniden siyasi yönteme eklemlenmesi gerekmektedir.



Kaynak: https://onedio.com/haber/gercekten-ekmek-yoksa-pasta-yesinler-dedi-mi-marie-antoinette-ve-21-maddede-gorkemli-hayati-351669


   Türkiye'de siyasetin bu değişimlere uyum sağlamada yetersiz kalması, vatandaşların beklentilerine cevap vermede zorluklar yaşanması, seçmen psikolojisinden uzaklaşması, toplumun gerçek ihtiyaçlarını anlamaya odaklanmaması siyasetin güvenilirliğini de azaltır hale gelmiştir.  

    Delta yöntemi, siyasette başarı için gerekli olan beş bileşeni tanımlamaktadır. Bu bileşenlerin siyasetçiler tarafından dikkate alınması ve uygulanması, uzun vadeli ve etkili sonuçlar elde etmede önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, Türkiye'de siyasetçilerin bu yöntemleri yeterince benimsemediği ve siyasetin disiplinli bir şekilde yürütülmediği gözlemlenmektedir.

    Akademi ile Kopukluk

    Akademi ile siyaset arasındaki kopukluk da Türkiye siyasetinin önemli bir sorunudur. Siyasilerin akademik çalışmaları göz ardı etmesi, bilimsel gerçeklerden uzak politikaların oluşturulmasına yol açabilmektedir. Bu nedenle, siyasetçilerin akademik kaynakları ve uzmanlığı değerlendirmesi, politikalarını bilimsel temellere dayandırması, sadece seçim stratejilerini bu doğrultuda belirleme açısından değil, ülkenin sorunlarına çözüm bulunması açısından da önem taşımaktadır.

    Türkiye'de siyasetçilerin vatandaşların beklentilerine daha fazla odaklanması, empati yeteneklerini geliştirmesi ve akademik dünyayla daha sıkı bir ilişki kurması siyasetin geleceği açısından önem taşımaktadır. Ancak bu değişimlerin gerçekleşmesi için siyasi aktörlerin disiplinli çalışma yanında bilimsel temellere dayalı politikalar benimsemeleri gerekmektedir.

     Siyasette başarı için uygulanması gereken yöntemler disiplin çalışma yanında, empati, liderlik, teşkilatlanmada başarı ve akademik yardım gibi bileşenlerini birarada gerçekleştirmeye dayanmaktadır. 

     Çoklu İktidar ve Sosyal Gerçeklikler

    Öte yandan günümüz Türkiye siyaseti, geçmişten farklı bir dinamizme sahip. Artık sadece iktidar mücadelesi üzerine kurulu bir yapıdan, çoklu iktidar kavramına doğru bir değişim ortaya çıkmakta. Güçlü devlet geleneği yerine, kimlik temelli sosyal grup dinamikleriyle şekillenen bir siyaset anlayışı öne çıkmaktadır. Bu durum, farklı kültürel kimliklerin, sosyal gerçekliklerin ve politik söylemlerin çeşitliliğiyle birlikte, çok boyutlu bir siyaset ortamının oluşmasına yol açmaktadır.

    Total siyasetin belirleyici özelliği, farklı sosyo-politik grupların, mücadele alanlarındaki etkileşimlerinden ve değişken ittifak ağlarından oluşmasıdır. Bu çok boyutlu etkileşim süreçlerinde, değişken ittifakların ve çatışmaların ön planda olduğu görülüyor. Siyaset artık sadece iktidarın merkeziyetçi otoritesi etrafında değil, çoklu mücadele alanlarında şekillenen bir yapıya sahip.

     Ancak, total siyasetin geleceği belirleyen üç kritik fay hattı bulunmaktadır. İlk olarak, iktidar alanının nasıl dizayn edileceği büyük önem taşırken, sivil bir denge ve hesap verebilirlik mekanizması mı olacak, yoksa merkeziyetçi bir otorite mi? Bu tarihsel tavır, total siyasetin geleceğini şekillendirecektir. İkinci fay hatası, siyasal alanın evrimiyle ilgilidir. Toplumsal taleplerin ve dinamiklerin yukarıdan aşağıya mı, yoksa aşağıdan yukarıya mı etkin temsili olacak? Bu izlenen tarihsel güzergah, total siyasetin tarzını belirleyecektir.

    Toplumsal Uzlaşının Önemi 

    Toplumsal alanın ne yönde şekilleneceği büyük önem taşımaktadır. Toplumsal bütünleşme ve demokratik düzen arayışı mı, yoksa dönemsel söylemlere dayalı ikircikli tutumlar mı öne çıkacak? Bu belirleyici rol, total siyasetin kaderini etkileyecektir.

    Türkiye siyasetinin geleceği, bu üç fay hattının nasıl şekilleneceğine bağlıdır. İktidar alanının, siyasal alanın ve toplumsal alanın evrimi, total siyasetin akıbetini belirleyecek kritik unsurlardır. Bu süreçte, demokratik değerlere, şeffaflığa ve toplumsal uzlaşıya olan gereksinim büyük önem taşımaktadır.


Kaynakça: 

Siyasi Başarının Yolları | Yücel BİNİCİ (yucelbinici.com)

TASAM | Siyasette Başarının Anahtarı; DELTA Yöntemi

Karakoç, Ş. M. (2020). Türkiye'de Siyasetin Dönüşümü: ‘Güçlü Devlet Geleneği’nden ‘Total Siyaset’e. Journal of Economy Culture and Society,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder