TÜRKÇÜLÜĞÜN KÖKENLERİ, İNGİLİZLERİN ROLÜ
İNGİLİZLERİN STARETEJİK HAMLESİ: TÜRKÇÜLÜK
DÜNYADA İLK TÜRKÇÜLÜK ÇALIŞMALARINI
İNGİLİZLER BAŞLATTI
TÜRKOLOJİ İLK KEZ 1795'TE PARİS'TE KURULDU
İNGİLİZLERİN AMACI, RUSYA'DAKİ TÜRK
HALKLARINI UYANDIRMAKTI
TÜRKÇÜLÜK RUSYA'DAN DA TÜRKİYE'DE TAŞINDI
NEVİN BİLGİN
Dünyada'da ilk Türkoloji kürsüsü 1795'te Paris'teki Ecole des Languages Orientales Vivantes'de kurulurken, Türkiye'de ise Türkoloji çalışmaları çok sonradan ise Osmanlı İmparatorluğu döneminde 19. yüzyılda başlamış ve ilk kürsü Cumhuriyet'in ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuştur.
Şarkiyat ve Türkolojiyi kurumsallaştıran Avrupa ülkeleri,
özellikle de İngiltere, Rusya'daki Türk dili konuşan hakların yönetime karşı
uyandırılmasını amaçlamıştı.
Moskova, Paris ve Londra'da Türkoloji
kuruluyor
Türkoloji, Türk halklarının filolojisi, antropolojisi, edebiyatı ve tarihi başta olmak üzere genel somut ve soyut kültürel miraslarını sistematik bir şekilde derleyen, araştıran ve inceleyen bir bilim dalı olarak, 1795 yılında Paris’teki "Ecole des Languages Orientales Vivantes"da kurulmuştur. Bu kürsünün kurulması, Batı'da Türkolojiye olan ilginin ilk somut adımlarından biridir. Ardından, Şarkiyat ve Türkoloji ile ilgili enstitüler Moskova’da (1814), Paris’te (1821) ve Londra’da (1906) kurulmuştur. Bu kuruluşlar, Türkoloji alanında çok sayıda bilimsel eser, dergi, makale ve bülten yayımlayarak, Türkoloji çalışmalarının temellerini atmışlardır.
Doğu'yu Öğrenme İsteği
Türkoloji’nin kurulmasının temel
sebeplerinden biri, Batı’nın "Doğu"yu öğrenme ve değerlendirme çabası
olan oryantalizm (şarkiyatçılık) bağlamında bir sistematik kazanma isteğidir.
Oryantalizm, Batı'nın Doğu toplumlarını ve kültürlerini inceleyerek, onların
sosyal, dilsel ve kültürel yapısını anlamaya çalıştığı bir bilim dalıdır. Bu
çerçevede, Türkoloji de Batı’nın Türk kültürüne olan ilgisinin bir sonucu
olarak doğmuştur. Ancak Türkoloji’nin önemi sadece Batı’nın Doğu’yu anlama
çabasına dayanmamaktadır. Türkoloji, aynı zamanda Türk halklarının kendi
soylarını, kültürlerini ve edebiyatlarını öğrenmelerini sağlamayı
amaçlamaktadır.
Türkoloji çalışmaları, dil, edebiyat,
tarih ve antropoloji gibi çeşitli bilim dallarına önemli katkılar sunmuştur.
Türk dilinin yapısal özellikleri, tarihi gelişimi ve farklı lehçeleri üzerine
yapılan çalışmalar, dilbilim alanında önemli bulgular ortaya koymuştur. Türk
edebiyatının klasik ve modern eserleri üzerine yapılan araştırmalar, edebiyat
eleştirisi ve tarihine önemli katkılar sağlamıştır.
Antropoloji alanında yapılan çalışmalar
ise Türk toplumlarının sosyal yapısı, gelenekleri ve günlük yaşamları hakkında
derinlemesine bilgiler sunmuştur. Bu çalışmalar, Türk kültürünün
zenginliklerini ve çeşitliliklerini ortaya koyarken, aynı zamanda Türk
halklarının tarih boyunca geçirdiği dönüşümleri de gözler önüne sermiştir.
Fransız Şarkiyatçı Joseph de Guignes,
"Hunlar ve Türkler" İlk Çalışma
18.yüzyılda Fransız Şarkiyatçı Joseph de
Guignes'in yaptığı Türkoloji çalışmaları özellikle Doğu'da çok ilgi
toplamıştır. “Mémoire historique sur l’origine des Huns et des Turcs” adlı
Hunlar ve Türklerin kökenini anlatan kitabı 1748 yılında yayınlanmıştır.
Cahun'dan Atatürk de Etkilenir
Yine Yahudi asıllı Fransız gezgin ve
şarkiyatçı yazar David Leon Cahun, "Kaptan Magon'un Sergüzeştleri",
"Gök Bayrak", "Yeniçeri Hasan" gibi romanları yanında
"Asya Tarihine Giriş, Türkler ve Moğollar" (1896) kitabı Osmanlı
dönemindeki İttihatçılar ve Türkçülerin etkilendikleri bir kitap olmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk'ün de kitabı okuduğu bilinmektedir.
Leon Cahun (fotoğraf: tr.wikipedia.org)
Türkolog Thomsen, Orhun Yazıtlarını
Çözüyor
Danimarkalı Türkolog Vilhelm Ludwig Peter
Thomsen'ın yaptığı çalışmalar da Türkçülük akımına katkı sağlamıştır. Thomsen,
Orhun Yazıtlarının Çözülmesi (1896), Yenisey Yazıtlarında Bilinmeyen Bir Harg
(1912) gibi çalışmaları Türkçülük fikir hayatını etkilemiştir. Rus Türkolog Wilhelm Radloff da bu çalışmalara büyük katkı sağlamıştır.
Vilhem Thomsen (fotoğraf: tr.wikipedia.org)
Türk Dünyasına Sosyalist Bakış Açısı
Macar ve Fin ekolleri ile Almanya'daki
Türkoloji çalışmaları da Türkolojinin gelişimine katkı sağlamıştır. Sovyet
Türkolojisi ise Türk Dünyası'na sosyalist bir bakış açısıyla yaklaşarak yerel
kimliklere değer vermiştir. Sovyet döneminde, eski yazmaların tercümeleri
popüler hale getirilmiş ve "Çağatayca" gibi terimler "Eski
Özbekçe" olarak değiştirilmiştir.
Genel Türkoloji, Göktürk, Uygur, Karahanlı
gibi tarihî kimliklerle ilgilenmiştir. Ancak, Sovyet uluslaştırma siyaseti bu
tarihî kimliklere karşı çıkmış, eski yazmaların bilimsel çalışmaları yerine
popüler tercümeler tercih edilmiştir.
Osmanlı'da Akımdan Etkilenir
Batı'da yapılan araştırmalar ve yayınlanan
eserler, Rusya kadar Osmanlı'da da yayınlanmış ve oldukça ilgi görmüştür. Eserlerde, Türk kavramı ve tarihi işlenmiş ve ilk Türkçülerin fikir alt
yapısını oluşturulmuştur.
Milli kimlik ve Türklük düşüncesi XIX.
yüzyılda gelişmeye başlamıştır. Mustafa Celaleddin Paşa, Ahmed Vefik Paşa,
Şemseddin Sami ve Necip Asım gibi isimler bu alanda öncüler olmuştur.
Nazım Hikmet'in Büyük Dedesi
Mustafa Celaleddin Paşa (Leh asıllı Osmanlı Paşası. Türk şairi Nazım Hikmet'in anne tarafından büyük dedesi) 1848'den sonra (Avrupa'daki devrimler sırasında) Osmanlı'ya sığınmış ve subaylık yapmıştır. "Eski ve Modern Türkler" adıyla kitap yayınlanmıştır. (1869). Türkler ve Avrupalıların ortak "Touro Arnienne" ırkı kökeninden geldiğini belirtmiştir. Görüş ve çalışmaları Türk milliyetçiliği ve Türkçülük hareketlerinin gelişiminde önemli rol oynamıştır.
Mustafa Celaleddin Paşa (Leh Asıllı Osmanlı Paşası)
(Nazım Hikmet'in Büyük Dedesi) (fotoğraf: tr.wikipedia.org)
Rusya'dan Gelen Türkçüler
Rusya'dan Osmanlı'ya gelerek Türkçülük akımının doğuşuna katkıda bulunan isimler Kırım Türklerinden Yusuf Akçura, İsmail Gaspıralı, Hüseyinzade Ali Turan, Ahmet Ağaoğlu, Zeki Velidi Togan gibi isimler olmuştur. Cumhuriyet'in kuruluşu sırasında da Mustafa Kemal Atatürk'e yol arkadaşlığı yapmışlardır.
Yusuf Akçura (fotoğraf: https://tr.wikipedia.org/wiki/Yusuf_Ak%C3%A7ura) (Tatar Türkü/Üç Tarzı Siyaset) Osmanlı-Türk milli
kimliğinin oluşumunda Rusya Türkleri, göçler ve Türkoloji çalışmaları önemli
bir rol oynamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve sonrasında Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluşu sürecinde milli kimlik oluşumunda çeşitli faktörler
etkili olmuştur. Bu süreçte, Rusya'dan gelen Türk göçmenlerinin ve Türkoloji
çalışmalarının yanı sıra, Osmanlı'nın etkisi altındaki farklı etnik grupların
bir araya gelerek ortak bir Türk kimliği oluşturma çabaları belirleyici
olmuştur.
İsmail Gaspıralı (Kırım Tatarı) (Modernleşme ve Türk Birliği Fikirleri
Fotoğraf: tr. wikipedia.org.
Milliyetçilik düşüncesi, ilk olarak Avrupa'da ortaya çıkmış ve zamanla dünya geneline yayılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda da bu düşünce etkili olmuş, özellikle gayrimüslim topluluklar ve daha sonra diğer etnik gruplar arasında milliyetçilik akımı görülmüştür. Bu süreç, farklı grupların kendi kimliklerini vurgulama çabalarıyla şekillenmiş ve sonunda Türkler arasında da milliyetçilik etkili olmuştur.
Kimlik kavramı, sosyal bilimlerde çok yönlü bir tartışma konusudur. Bireylerin kendilerini tanımlama, aidiyet duygusu ve diğerleriyle ilişki kurma biçimini içeren geniş bir yelpazeye sahiptir. Kültür ise bu kimlik oluşumunda temel bir rol oynar, çünkü kültürler bireylerin değerleri, inançları ve yaşam tarzlarını şekillendirir, dolayısıyla kimlik ve kültür arasında güçlü bir ilişki vardır.
Osmanlıcılık, Tanzimat döneminde ortaya çıkan ve farklı dinsel, kültürel toplulukları siyasi eşitlik ilkesi çerçevesinde birleştirme amacı güden bir düşüncedir. Bu düşünce, Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli topluluklarını ortak bir Osmanlı kimliği altında birleştirme çabalarını yansıtırken, sonrasında milliyetçilik akımlarının etkisiyle Türk milli kimliği bu çerçevede şekillenmiştir.
Türkiye’de 1924’te Türkiyat Kürsüsü
Kuruldu
Batılı bilim insanlarının Türk tarihi,
edebiyatı ve dili hakkındaki çalışmaları, Türkiye'deki aydınlar tarafından
takip edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Türkiye
Cumhuriyeti'ni kurmasında bu çalışmaların etkisi büyüktür. 1924'te kurulan
İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü, Türk dili ve kültürü araştırmaları
için önemli bir adım olmuştur.
Kaynakça:
Bora, Tanıl.(2020)Cereyanlar, Türkiye'de
İdeolojiler
Akıncı, Abdulvahap. (Osmanlı-Türk Milli Kimliğinin Oluşmasında Rusya Türkleri, Göçler ve Türkoloji Çalışmalarının Rolü - Kırmızılar (kirmizilar.com)
https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-18700/osmanl-imparatorlugu/
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/564606
(Öner, Mustafa. Türk Dünyası ve Türkoloji)
https://www.yee.org.tr/tr/haber/yunus-emre-enstitusu-dunyada-ilk-turkoloji-bolumunun-kuruldugu-budapeste-eotvos-lorand
https://tr.wikipedia.org/wiki/Joseph_de_Guignes
https://tr.wikipedia.org/wiki/L%C3%A9on_Cahun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder