15 Mayıs 2024 Çarşamba

 

TÜRKÇÜLÜĞÜN KÖKENLERİ, İNGİLİZLERİN ROLÜ


İNGİLİZLERİN STARETEJİK HAMLESİ: TÜRKÇÜLÜK


DÜNYADA İLK TÜRKÇÜLÜK ÇALIŞMALARINI İNGİLİZLER BAŞLATTI

TÜRKOLOJİ İLK KEZ 1795'TE PARİS'TE KURULDU

İNGİLİZLERİN AMACI, RUSYA'DAKİ TÜRK HALKLARINI UYANDIRMAKTI

TÜRKÇÜLÜK RUSYA'DAN DA TÜRKİYE'DE TAŞINDI

 

      (fotoğraf: https://stratejikortak.com/2021/10/icat-edilmis-bir-gelenek-olarak-turk-tarih-tezi.html)

     NEVİN BİLGİN

     Dünyada'da ilk Türkoloji kürsüsü 1795'te Paris'teki Ecole des Languages Orientales Vivantes'de kurulurken, Türkiye'de ise Türkoloji çalışmaları çok sonradan ise Osmanlı İmparatorluğu döneminde 19. yüzyılda başlamış ve ilk kürsü Cumhuriyet'in ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuştur. 

      Şarkiyat ve Türkolojiyi kurumsallaştıran Avrupa ülkeleri, özellikle de İngiltere, Rusya'daki Türk dili konuşan hakların yönetime karşı uyandırılmasını amaçlamıştı.

    Moskova, Paris ve Londra'da Türkoloji kuruluyor

    Türkoloji, Türk halklarının filolojisi, antropolojisi, edebiyatı ve tarihi başta olmak üzere genel somut ve soyut kültürel miraslarını sistematik bir şekilde derleyen, araştıran ve inceleyen bir bilim dalı olarak, 1795 yılında Paris’teki "Ecole des Languages Orientales Vivantes"da kurulmuştur. Bu kürsünün kurulması, Batı'da Türkolojiye olan ilginin ilk somut adımlarından biridir. Ardından, Şarkiyat ve Türkoloji ile ilgili enstitüler Moskova’da (1814), Paris’te (1821) ve Londra’da (1906) kurulmuştur. Bu kuruluşlar, Türkoloji alanında çok sayıda bilimsel eser, dergi, makale ve bülten yayımlayarak, Türkoloji çalışmalarının temellerini atmışlardır.

     Doğu'yu Öğrenme İsteği

    Türkoloji’nin kurulmasının temel sebeplerinden biri, Batı’nın "Doğu"yu öğrenme ve değerlendirme çabası olan oryantalizm (şarkiyatçılık) bağlamında bir sistematik kazanma isteğidir. Oryantalizm, Batı'nın Doğu toplumlarını ve kültürlerini inceleyerek, onların sosyal, dilsel ve kültürel yapısını anlamaya çalıştığı bir bilim dalıdır. Bu çerçevede, Türkoloji de Batı’nın Türk kültürüne olan ilgisinin bir sonucu olarak doğmuştur. Ancak Türkoloji’nin önemi sadece Batı’nın Doğu’yu anlama çabasına dayanmamaktadır. Türkoloji, aynı zamanda Türk halklarının kendi soylarını, kültürlerini ve edebiyatlarını öğrenmelerini sağlamayı amaçlamaktadır.

    Türkoloji çalışmaları, dil, edebiyat, tarih ve antropoloji gibi çeşitli bilim dallarına önemli katkılar sunmuştur. Türk dilinin yapısal özellikleri, tarihi gelişimi ve farklı lehçeleri üzerine yapılan çalışmalar, dilbilim alanında önemli bulgular ortaya koymuştur. Türk edebiyatının klasik ve modern eserleri üzerine yapılan araştırmalar, edebiyat eleştirisi ve tarihine önemli katkılar sağlamıştır.

    Antropoloji alanında yapılan çalışmalar ise Türk toplumlarının sosyal yapısı, gelenekleri ve günlük yaşamları hakkında derinlemesine bilgiler sunmuştur. Bu çalışmalar, Türk kültürünün zenginliklerini ve çeşitliliklerini ortaya koyarken, aynı zamanda Türk halklarının tarih boyunca geçirdiği dönüşümleri de gözler önüne sermiştir.

     Fransız Şarkiyatçı Joseph de Guignes, "Hunlar ve Türkler" İlk Çalışma

     18.yüzyılda Fransız Şarkiyatçı Joseph de Guignes'in yaptığı Türkoloji çalışmaları özellikle Doğu'da çok ilgi toplamıştır. “Mémoire historique sur l’origine des Huns et des Turcs” adlı Hunlar ve Türklerin kökenini anlatan kitabı 1748 yılında yayınlanmıştır.

     Cahun'dan Atatürk de Etkilenir

    Yine Yahudi asıllı Fransız gezgin ve şarkiyatçı yazar David Leon Cahun, "Kaptan Magon'un Sergüzeştleri", "Gök Bayrak", "Yeniçeri Hasan" gibi romanları yanında "Asya Tarihine Giriş, Türkler ve Moğollar" (1896) kitabı Osmanlı dönemindeki İttihatçılar ve Türkçülerin etkilendikleri bir kitap olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk'ün de kitabı okuduğu bilinmektedir.

                                  Leon Cahun (fotoğraf: tr.wikipedia.org)

      Türkolog Thomsen, Orhun Yazıtlarını Çözüyor

      Danimarkalı Türkolog Vilhelm Ludwig Peter Thomsen'ın yaptığı çalışmalar da Türkçülük akımına katkı sağlamıştır. Thomsen, Orhun Yazıtlarının Çözülmesi (1896), Yenisey Yazıtlarında Bilinmeyen Bir Harg (1912) gibi çalışmaları Türkçülük fikir hayatını etkilemiştir. Rus Türkolog Wilhelm Radloff da bu çalışmalara büyük katkı sağlamıştır. 

                     Vilhem Thomsen (fotoğraf: tr.wikipedia.org) 
      
      Akademisyen Tanıl Bora, Cereyanlar Türkiye'de Siyasi İdeolojiler adlı eserinde "Şarkiyatçılar ve Rusyalılar" başlığı altında konuyla ilgili şu yorumda bulunmaktadır:
 
      "19.yüzyılda Şarkiyatçılığın bir kolu olan Türkoloji, Türklüğün tarifinde ilham verici bir rol oynadı. Etno-kültürel bir Türklük tarifini geliştiren bu ilham Türk isminin itibar kazanmasında önemli merhaleydi. Türkolojinin gelişmesinde, İngiltere'nin Rusya'daki Türk dili halkları uyandırarak St. Petersburg'a karşı seferber etme politikasının etkisini belki hesaba katmak ama abartmamak gerekir

     Akademisyen Abdulvahap Akıncı ise, (Osmanlı-Türk Milli Kimliğinin Oluşmasında Rusya Türkleri, Göçler ve Türkoloji Çalışmalarının Rolü - Kırmızılar (kirmizilar.com)Osmanlı'daki ilk Türkçülük faaliyetleri konusunda şu yorumu yapmaktadır: 
      "Osmanlı Devleti'nde ilk defa ortaya çıkan Türkçüler iki grupta toplanmaktadır. Bunlardan bir bölümü Türk etnik kökeninden olmayan Osmanlılar, diğer bölümü ise Osmanlı Devleti'ne Rusya'dan göç etmiş müstemleke aydınlarıdır. ilk Türkçü teorisyenler arasında etnik köken olarak Türk olan Osmanlı mevcut değildi" 

     Türk Dünyasına Sosyalist Bakış Açısı

     Macar ve Fin ekolleri ile Almanya'daki Türkoloji çalışmaları da Türkolojinin gelişimine katkı sağlamıştır. Sovyet Türkolojisi ise Türk Dünyası'na sosyalist bir bakış açısıyla yaklaşarak yerel kimliklere değer vermiştir. Sovyet döneminde, eski yazmaların tercümeleri popüler hale getirilmiş ve "Çağatayca" gibi terimler "Eski Özbekçe" olarak değiştirilmiştir.

    Genel Türkoloji, Göktürk, Uygur, Karahanlı gibi tarihî kimliklerle ilgilenmiştir. Ancak, Sovyet uluslaştırma siyaseti bu tarihî kimliklere karşı çıkmış, eski yazmaların bilimsel çalışmaları yerine popüler tercümeler tercih edilmiştir.



     Osmanlı'da Akımdan Etkilenir

     Batı'da yapılan araştırmalar ve yayınlanan eserler, Rusya kadar Osmanlı'da da yayınlanmış ve oldukça ilgi görmüştür. Eserlerde, Türk kavramı ve tarihi işlenmiş ve ilk Türkçülerin fikir alt yapısını oluşturulmuştur.

     Milli kimlik ve Türklük düşüncesi XIX. yüzyılda gelişmeye başlamıştır. Mustafa Celaleddin Paşa, Ahmed Vefik Paşa, Şemseddin Sami ve Necip Asım gibi isimler bu alanda öncüler olmuştur.

      Nazım Hikmet'in Büyük Dedesi

      Mustafa Celaleddin Paşa (Leh asıllı Osmanlı Paşası. Türk şairi Nazım Hikmet'in anne tarafından büyük dedesi) 1848'den sonra (Avrupa'daki devrimler sırasında) Osmanlı'ya sığınmış ve subaylık yapmıştır. "Eski ve Modern Türkler" adıyla kitap yayınlanmıştır. (1869). Türkler ve Avrupalıların ortak "Touro Arnienne" ırkı kökeninden geldiğini belirtmiştir. Görüş ve çalışmaları Türk milliyetçiliği ve Türkçülük hareketlerinin gelişiminde önemli rol oynamıştır. 



                               Mustafa Celaleddin Paşa (Leh Asıllı Osmanlı Paşası)

                (Nazım Hikmet'in Büyük Dedesi) (fotoğraf: tr.wikipedia.org)        

     Rusya'dan Gelen Türkçüler

     Rusya'dan Osmanlı'ya gelerek Türkçülük akımının doğuşuna katkıda bulunan isimler Kırım Türklerinden Yusuf Akçura, İsmail Gaspıralı, Hüseyinzade Ali Turan, Ahmet Ağaoğlu, Zeki Velidi Togan gibi isimler olmuştur. Cumhuriyet'in kuruluşu sırasında da Mustafa Kemal Atatürk'e yol arkadaşlığı yapmışlardır. 

                                      

                                            Yusuf Akçura      (fotoğraf: https://tr.wikipedia.org/wiki/Yusuf_Ak%C3%A7ura) (Tatar Türkü/Üç Tarzı Siyaset)

     Osmanlı-Türk milli kimliğinin oluşumunda Rusya Türkleri, göçler ve Türkoloji çalışmaları önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sürecinde milli kimlik oluşumunda çeşitli faktörler etkili olmuştur. Bu süreçte, Rusya'dan gelen Türk göçmenlerinin ve Türkoloji çalışmalarının yanı sıra, Osmanlı'nın etkisi altındaki farklı etnik grupların bir araya gelerek ortak bir Türk kimliği oluşturma çabaları belirleyici olmuştur.

                İsmail Gaspıralı (Kırım Tatarı) (Modernleşme ve Türk Birliği Fikirleri 
                       Fotoğraf: tr. wikipedia.org.

                                   

    Milliyetçilik düşüncesi, ilk olarak Avrupa'da ortaya çıkmış ve zamanla dünya geneline yayılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda da bu düşünce etkili olmuş, özellikle gayrimüslim topluluklar ve daha sonra diğer etnik gruplar arasında milliyetçilik akımı görülmüştür. Bu süreç, farklı grupların kendi kimliklerini vurgulama çabalarıyla şekillenmiş ve sonunda Türkler arasında da milliyetçilik etkili olmuştur.

     Kimlik kavramı, sosyal bilimlerde çok yönlü bir tartışma konusudur. Bireylerin kendilerini tanımlama, aidiyet duygusu ve diğerleriyle ilişki kurma biçimini içeren geniş bir yelpazeye sahiptir. Kültür ise bu kimlik oluşumunda temel bir rol oynar, çünkü kültürler bireylerin değerleri, inançları ve yaşam tarzlarını şekillendirir, dolayısıyla kimlik ve kültür arasında güçlü bir ilişki vardır.

     Osmanlıcılık, Tanzimat döneminde ortaya çıkan ve farklı dinsel, kültürel toplulukları siyasi eşitlik ilkesi çerçevesinde birleştirme amacı güden bir düşüncedir. Bu düşünce, Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli topluluklarını ortak bir Osmanlı kimliği altında birleştirme çabalarını yansıtırken, sonrasında milliyetçilik akımlarının etkisiyle Türk milli kimliği bu çerçevede şekillenmiştir.

     Türkiye’de 1924’te Türkiyat Kürsüsü Kuruldu

     Batılı bilim insanlarının Türk tarihi, edebiyatı ve dili hakkındaki çalışmaları, Türkiye'deki aydınlar tarafından takip edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmasında bu çalışmaların etkisi büyüktür. 1924'te kurulan İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü, Türk dili ve kültürü araştırmaları için önemli bir adım olmuştur.

 

Kaynakça:

Bora, Tanıl.(2020)Cereyanlar, Türkiye'de İdeolojiler

Akıncı, Abdulvahap. (Osmanlı-Türk Milli Kimliğinin Oluşmasında Rusya Türkleri, Göçler ve Türkoloji Çalışmalarının Rolü - Kırmızılar (kirmizilar.com)

https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-18700/osmanl-imparatorlugu/

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/564606 (Öner, Mustafa. Türk Dünyası ve Türkoloji)

https://www.yee.org.tr/tr/haber/yunus-emre-enstitusu-dunyada-ilk-turkoloji-bolumunun-kuruldugu-budapeste-eotvos-lorand

https://tr.wikipedia.org/wiki/Joseph_de_Guignes

https://tr.wikipedia.org/wiki/L%C3%A9on_Cahun

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder