17 Haziran 2024 Pazartesi

 

MODERNİTE VE MİLLİYETÇİLİK

MİLLİYETÇİLİĞİN 5 YOLU

 



    NEVİN BİLGİN

    Milliyetçiliğin modern toplumların şekillenmesinde önemli bir etken olduğu kabul edilmektedir. Ancak modernitenin milliyetçiliğin kurucu ögesi olup olmadığı tartışmalıdır. Bir görüşe göre milliyetçilik, modernitenin bir ürünü değil, aksine modernitenin kurucu öğesidir; yani modern toplumların oluşumunda ve varlığında milliyetçilik temel bir rol oynamaktadır.

    Sosyolog Liah Greenfeld’in "Nationalism: Five Roads to Modernity" ("Milliyetçilik, Moderniteye Giden Beş Yol") adlı eserinde, beş farklı ülkenin milli bilincinin ve milliyetçiliğinin gelişim süreçleri ele alınmaktadır. 

     Bu gelişim süreçlerinin incelenmesi modernite ve milliyetçilik ilişkisini anlama yanında, milliyetçiliğin nasıl şekillendiğine de ışık tutmaktadır.

     Kitapta incelenen 5 ülke şöyle anlatılmaktadır:

     İngiltere ve Toplumsal Değişim: Modern milliyetçiliğin ilk ve en erken örneği olarak kabul edilmektedir. İngiltere’de milliyetçilik ekonomik ve sosyal değişimlerle birlikte ortaya çıkmıştır. Sanayi devrimi, şehirleşme, ekonomik dönüşümler milliyetçili güçlendirmiş, İngiliz kimliği ve ulus devleti bu doğrultuda şekillenmiştir.

     Fransız Devrimi ve Evrensel Değerler: Fransız Devrimi, milliyetçiliğin güçlü bir şekilde ortaya çıkmasına yol açmıştır. Devrim, milliyetçiliğin sosyal ve politik bir güç olarak kullanılmasına olanak sağlamış ve Fransız ulus kimliğini pekiştirmiştir. Fransa'da milliyetçilik, evrensel değerlere ve vatandaşlık haklarına dayalı bir kimlik oluşturma sürecini içermektedir.

     Almanya ve Kültürel Milliyetçilik, Siyasi Birlik: Almanya’da milliyetçilik, kültürel ve dilsel birliğe dayalı olarak gelişmiştir. Alman romantizmi ve entelektüel hareketler, milli kimliğin ve bilincin oluşumunda önemli bir rol oynamıştır. Alman milliyetçiliği, siyasi birliğin sağlanması sürecinde belirleyici olmuştur. 19. yüzyılda Almanya’nın birleşmesi, milliyetçiliğin birleştirici gücünü göstermiştir.

    Rusya ve Devrimci Milliyetçilik: Rusya’da milliyetçilik hem imparatorluk politikaları hem de halkın tepkileriyle şekillenmiştir. Çarlık rejimi, milliyetçiliği bir kontrol aracı olarak kullanmıştır. Bolşevik Devrimi, Rus milliyetçiliğini yeni bir ideolojik çerçevede ele almış ve Sovyet kimliğini inşa etmiştir.

    ABD ve Yeni Dünya Milliyetçiliği: ABD'de milliyetçilik, “Amerikan Rüyası” ve özgürlük idealleri üzerine kurulmuştur. Göçmen toplumun bir araya gelerek oluşturduğu bu milliyetçilik, farklı etnik kökenleri birleştirici bir kimlik yaratmıştır. Amerikan milliyetçiliği, demokrasi ve bireysel haklar üzerine inşa edilmiştir. Bu milliyetçilik anlayışı, ulusal kimliğin ve Amerikan değerlerinin yayılmasında etkili olmuştur.

     Greenfeld, bu beş ülkenin milliyetçilik süreçlerini karşılaştırarak, modernitenin farklı yollarını ve milliyetçiliğin nasıl çeşitli şekillerde ortaya çıktığını incelemektedir.  Her ülkenin kendi tarihsel, kültürel ve sosyal bağlamında milliyetçiliğin nasıl evrildiğini ve modernitenin şekillenmesinde nasıl bir rol oynadığını göstermektedir.



    Milliyetçilik ve Modernite

     Milliyetçilik modernitenin bir sonucu olarak görülmektedir. Greenfeld bu görüşü tersine çevirerek, modern olduğumuz için milliyetçi değil, milliyetçi zihinlere sahip olduğumuz için moderniz demektedir. Bu durum, milliyetçiliğin modernizm yanında, kapitalizm ve başka değişkenlerle bağlantısını zayıflatmakta ve toplumları kendi özgünlükleri içinde değerlendirme imkânı yaratmaktadır. Milliyetçiliğin etnik ve kültürel temelli olarak değil, toplumsal düzenin parçası olarak yorumlamaya imkân tanımaktadır.

    Greenfeld, yapıların, aktörlerin değerleri ve inançları üretirken, mevcut yapılar tarafından şekillendirildiğini öne sürmektedir. Bu durum ise milliyetçiliğin altında yatan fikirlerin, aktörlerin durumlarına ve güdülenmelerine göre şekillenmesini sağlamaktadır.

    Kültür Etkisi

    Milliyetçiliği eski kimlik ve bilinç biçimlerinden ayrılan bir aidiyet biçimi olarak görmektedir. Milliyetçiliğin ortaya çıkması için yapısal, kültürel ve psikolojik aşamaların gerçekleşmesi gerektiğini savunmaktadır.Monarkların devlet-kral-millet eşliğini kurarak, milleti devlete egemen olmak isteyen bir kitleye dönüştürme süreçlerini ele almakta, özellikle İngiltere ve Fransa örneklerinde, millete kutsallık atfedildiğini, Tanrı’nın özel seçkin bir kulu olarak kullanıldığını belirtmektedir.



     Ulus Devlet Etkisi

     Greenfeld, milliyetçilik öncesi toplumsal düzenleri dinsel ve kast olmak üzere iki şekilde geliştiğini belirtirken, Hristiyan reformasyonunun Hristiyanlığı millileştirdiğini ve İncil’in yerel dillere çevrilmesiyle taşradaki dindar kitlelerin modernleşme sürecine entegrasyonunu sağladığını ifade etmektedir.

Kaynakça:

Milliyetçilik, Moderniteye Giden Beş Yol (İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Amerika), Liah Greenfeld, çev. Abdullah Yılmaz, Alfa Yayınları, 2017

Milliyetçilik | Brookings

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder