8 Temmuz 2024 Pazartesi

 


KIYAK EMEKLİLİK Mİ, HAK MÜCADELESİ Mİ? MİLLETVEKİLİ EMEKLİLİK HAKLARININ ARDINDAKİ TARTIŞMALAR

MİLLETVEKİLLERİNİN TEPKİSİ: 

"MAAŞLARIMIZ ÜZERİNDEN PARLAMENTO YIPRATILIYOR"

VATANDAŞ: KENDİLERİ LÜKS İÇİNDE BİZİ GÖRMÜYORLAR




NEVİN BİLGİN

Milletvekillerinin özlük ve emeklilik hakları her zaman tartışma konusu olmuştur. Ayrı bir kanunla düzenleme yapılması eşitsizlik yarattığı gerekçesiyle sürekli tartışılmış ve eleştirilmiştir. Milletvekilleri ise bu tartışmalara karşı, kamuda kendilerinden daha iyi durumda özlük haklara sahip olan ve birçok yerden maaş alan bürokratları göstererek rekabet içine girmiştir. Ancak yasa yapma yeteneğine sahip olmayan binlerce çalışan, emekli, işçi, öğrenci, kadın ve erkek, kendilerine dönük sosyal haklarından mahrum kalırken, eşitsiz bir ortama seyirci kalmakta ve tepkilerini milletvekillerine yönlendirerek, "Kendileri lüks içinde bizi görmüyorlar" tepkisini vermektedir.

Milletvekilleri ise maaşları ve özlük hakları üzerinden parlamentonun yıpratıldığını öne sürmektedir. 


Bilimsel Makaleler 

Prof.Dr. Fahri Bakırcı ve Prof:Dr. Kadir Arıcı'nın yaptıkları çalışmalar ile "Bürokrasi ve Siyaset Dedikleri" isimli kitabıyla sosyal güvenlik kapsamından ayrıcalıklı milletvekili düzenlemesine karşı çıkan bunu kitabında da dile getiren Eski Milletvekili Zekai Özcan'ın kitabına göre milletvekillerinin özlük ve maaş haklarına ilişkin düzenleme ve tartışmalardan bir kısmı aşağıdaki şekilde özetlenebilir: 




                                        Prof.Dr. Fahri Bakırcı 

Tarihsel Serüven

1876-1918 yılları arasında milletvekillerinin emeklilik hakları yoktu. Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan üyeleri için emeklilik hakkı tanınmamıştı. Ancak 1919 ile 1923 döneminde milletvekillerine sonradan emeklilik hakkı tanınmaya başlandı. 1948 yılından itibaren milletvekilleri emeklilik hakkına kavuştu. Bu hak başlangıçta son derece sınırlıydı ve genişletilmesi yasaklanmıştı. 1948'de yapılan düzenlemeyle milletvekillerine 350 lira aylık bağlandı. 


                                          Prof.Dr. Kadir Arıcı

Dul ve yetimlerine de 175 lira verilmekteydi. Ancak bu 175 lira tutarın tamamıdır; eşin ve her çocuğun 175 lira alması söz konusu değildi, bu miktar aralarında paylaşılacaktı.

1926 ile 1952 arasında emeklilik süresini dolduranlara on bin kuruş üzerinden emekli maaşı bağlanmaktaydı. 1960'lı yıllara kadar milletvekillerinin emeklilik ayrıcalıkları düzenlenmemişti. Memurlar, emeklilik hakkı bakımından milletvekillerine göre daha iyi durumda olmuşlardı. Milletvekili emeklilik hakları, memurları siyasetten soğutmamak amacıyla sosyal güvenlik hakkının kesintisiz sürdürülmesiyle sınırlı kalmıştır. Ayrıcalıklı bir statü yaratılmamış ve süreler doldurulmadan emekli olmaya izin verilmemiştir.

1952-1986 döneminde ise milletvekillerinin emeklilik hakları bir hak olarak kurumsallaştı. Fahri Bakırcı'nın tespitlerine göre, "milletvekili emeklilik haklarının süreç içinde sürekli iyileşme eğiliminde olduğunu saptamak yanlış olmaz. AYM kararlarıyla ileri adımlar engellenmeye çalışılmışsa da, her engelleme sonrasında yeni yasal düzenlemeler yapılmıştır." Osmanlı ve TBMM'nin ilk döneminde milletvekillerinin emeklilik hakkı yoktu. 1940'lı yıllarda Sivas Kongresi'ne katılan temsil heyeti ve ilk TBMM üyeleri için geçmişe dönük sınırlı emeklilik hakları tanınmıştır. 1926'dan sonra emeklilik hakkına sahip olan kamu görevlilerinin parlamento üyeliği süresince haklarının ihlal edilmemesi ve seçilme özgürlüğünün korunması için emeklilik hakkı tanınmıştır. 1944 sonrası kamu görevlisi olmayanlara da bu hak verilmiştir. 1949'daki düzenlemeyle kazanılmış hakları korumaya yönelik hükümler getirilmiş olsa da milletvekili statüsü kanun dışında tutulmuştur. 1970'li yılların başında milletvekili emeklilik hakkı bir görev olarak düşünülmeye başlamıştır.


                      M. Zekai Özcan (AKP ve MHP Ankara eski Milletvekili) ve Kitabı

Anayasa Mahkemesi Kararları ve Düzenlemeler

3 Temmuz 1971 tarih ve 1425 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'na eklenen maddelerle milletvekilleri için ayrıcalıklı emeklilik hakkı tanınmıştır. Bu düzenlemeyle Temsil Heyeti Üyeleri ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri, eş ve çocuklarının emekli aylıkları artırılmış ve milletvekilleri için özel borçlanma düzenlemeleri yapılmıştır. Ancak, bu kanun Anayasa Mahkemesi tarafından “eşitlik ilkesine” aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

1986 yılında 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nda yapılan değişikliklerle milletvekillerine emeklilik hakkı bakımından kapsamlı bir statü tanınmıştır. Bu kanun da Anayasa Mahkemesi tarafından “diğer iştirakçilerle eşit şartlarda faydalanma” ilkesine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Aynı şekilde, 1988 yılında yapılan düzenleme de yine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.

1990 yılında çıkarılan 3671 sayılı kanunla milletvekillerinin ödenek, yolluk ve emeklilik hakları için özel bir düzenleme yapılmıştır. Bu süreç boyunca çıkarılan kanunlar halk arasında "kıyak emeklilik" olarak adlandırılmış ve protesto edilmiştir. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, milletvekillerinin emeklilikle ilgili düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesini engelleyen bir Anayasa değişikliği önermiştir. Bu değişiklikle Anayasa Mahkemesi devre dışı bırakılmıştı. Anayasa Mahkemesi, milletvekillerinin sosyal güvenlik haklarına ilişkin düzenlemelerin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek bu kanunları iptal etmiştir. TBMM, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını etkisiz hale getiren düzenlemeler yaparak, kuvvetler ayrılığı ilkesini ihlal etmiştir.

5510 sayılı kanunda yapılan değişikliklerle milletvekillerine sağlanan emeklilik hakları, Anayasa’nın 2. maddesindeki devletin niteliklerine ve 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olarak düzenlenmiştir. Milletvekilleri, kendileri için ve kendi kararlarıyla milletin hiçbir ferdinin sahip olamayacağı emeklilik haklarını elde etmişlerdir. Anayasada milletvekillerinin emekliliklerinin özel bir yasa ile düzenleneceğine ilişkin hüküm, eşitlik ilkesine aykırı düzenlemeler yapılmasına olanak tanımaz. Bu süreç, demokrasinin gereği olan eşitlik, insan hakları, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı kavramlarının yerleşmesine engel teşkil etmektedir.



Kaynakça: 

Özcan, Zekai,Bürokrasi ve Siyaset Dedikleri

 

Bakırcı, Fahri,Meclis Üyelerinin Emeklilik ve Diğer Sosyal Hakları


Arıcı, Kadir, Türkiye'de Milletvekillerinin Sosyal Güvenliği Meselesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder