21 Ağustos 2024 Çarşamba

                         BAŞINI KALDIR VE BAK

Mavi maviydi gökyüzü

Bulutlar beyaz beyazdı

Boşluğu ve üzüntüsü

İçinde ne garip bir yazdı 

(Ahmet Hamdi Tanpınar)



Ne zaman en son gökyüzüne baktınız? Bu basit soruyla başlamak istiyorum. Şehirlerin yüksek binaları, koşuşturmalarla dolu hayatlarımız, iş ve stres dolu günler… Hepsi bizi gökyüzünden koparıyor. Eskiden daha basit yaşamlar sürerken, gökyüzüyle olan bağımız daha kuvvetliydi. Bugün, pencerelerin arkasından, beton yığınlarının arasından görebildiğimiz kadarını görüyoruz. Gökyüzü artık bir avuç kadar küçük, erişilmesi zor bir mavi örtü haline geldi.

Günlük koşuşturmaların arasında, bir an durup gökyüzüne bakmayı ihmal ediyoruz. Oysa ki, gökyüzüne bakmak, hem ruhumuza hem de bedenimize iyi gelen bir eylem. Sadece birkaç dakika bile olsa, maviliklerin içine dalıp, bulutların şekillerine hayal kurarak bakmak, bir nevi meditasyon etkisi yaratabilir.

Gökyüzüne bakmak, aslında hayatı yavaşlatma fırsatıdır. Büyük şehrin koşuşturması içinde durup, sadece birkaç saniye bile olsa, o sonsuz maviliğe gözlerimizi dikip, hayal kurmak. Bir kuşun uçuşunu izlemek, bulutların peşinden gitmek… Bize unutturulan, hayatın ne kadar güzel ve dingin olabileceğini yeniden hatırlatır.

Hayatımızda ne kadar sık gökyüzüne bakıyoruz? Gökyüzünün değişen renklerine, bulutların dansına, gün batımının muazzam güzelliğine ne kadar zaman ayırıyoruz? Bu soruları kendimize sorup, belki de bugün birkaç dakika ayırıp, başımızı kaldırıp gökyüzüne bakmalıyız.

Gökyüzüne bakmayı unutmayın. Çünkü belki de aradığınız huzur, o mavi boşlukta saklıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder