14 Eylül 2024 Cumartesi


AKIL TUTULMASI VE HORKHEİMER

MODERN TOPLUM, İDEOLOJİK DAYATMALAR, TOPLUMSAL BASKILAR, KİŞİSEL STRESLER VE AKIL TUTULMASI











NEVİN BİLGİN 

Frankfurt Okulu, Birinci Dünya Savaşı'yla açılıp Soğuk Savaş'la kapanan bir çağın ürünüdür. 1923'te kurulmuş farklı disiplinlerden kişileri biraraya getirmiştir. Genel yaklaşımı da "eleştirel teori"dir. İnsan özgürlüğü ile modern düryadaki farklı tahakküm ve toplumsal baskı biçimleriyle bunun nasıl sınırlandığı incelenmiştir. 

Bu dönem can çekişen kapitalizm teorilerinin silinip gittiği bir dönem olmuştur. Rekabetçi kapitalizm yerini, örgütlü tekelci kapitalizme bırakmıştır. Emek sermaye ilişkileri, işçi hareketi, devrimci teori de bu doğrultuda değişmiştir. Frankfurt Okulu'nun önde gelen isimlerinden birisi de Max Hormheimer'dir. Eleştirel teoriyi benimsemiş, kapitalist sistemi ve tüketim toplumunu eleştirmiştir. 


                        Horkheimer ve Adorno (Kaynak: Vikipedi) 

1073'te yaşamını yitiren Max Horkheimer'in "Akıl Tutulması" adlı eseri, yazarın Hitler Almanya'sından ABD'ye kaçış sürecindeki toplumsal felsefenin izlerini taşımaktadır. Avrupa'da faşizm yükselirken, ABD'de bireyci bir anlayış yükselmiştir. Horkheimer ise, aklın zamanla nasıl hurafeye dönüştüğünü, özel aklın mitleştirildiğini ifade ederek bu  durumun felsefeye etkilerini ortaya koymuştur. 

Günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız bir ifade olan "akıl tutulması," bir kişinin anlık olarak mantıklı düşünme yeteneğini yitirdiği durumları tanımlar. Bu durum, insanların yanlış kararlar almasına veya mantıksız davranışlar sergilemesine neden olabilir. Ancak bu terim, yalnızca kişisel bir durumdan öte, felsefi ve toplumsal düzeyde daha derin anlamlar ve etkiler taşır.

Akıl Tutulmasının Günlük Yaşamda Yeri

Günlük dilde akıl tutulması, bir kişinin geçici bir zihinsel karmaşa yaşadığı ve bu nedenle mantıklı düşünme yetisinin zayıfladığı anları ifade eder. Bu tür durumlar genellikle stres, şaşkınlık veya ani duygusal tepkilerle ilişkilidir. Örneğin, bir sınavın ortasında aniden boşluğa düşmek veya büyük bir stres altında hatalı kararlar almak, akıl tutulması olarak değerlendirilir. Bu tür durumlar, kişinin objektif değerlendirme ve mantıklı karar verme yeteneğini geçici olarak kaybetmesine neden olabilir.

Felsefi ve Toplumsal Bağlamda Akıl Tutulması

Max Horkheimer'in "Akıl Tutulması" adlı eseri, bu kavramı daha geniş bir felsefi ve toplumsal bağlamda ele alır. Horkheimer, akıl kavramını aydınlanma döneminden günümüze kadar olan süreçte derinlemesine inceler. Aydınlanma dönemi, aklın dogmalara karşı bir mücadele olarak öne çıktığı bir dönemdir. Ancak zamanla bu akıl kavramı, bireyselleşmiş ve toplumsal yapı içinde bir mit haline gelmiştir.

Horkheimer’e göre, aydınlanma dönemi aklı başlangıçta özgür düşüncenin savunucusu olarak ortaya çıkmışken, zamanla kendine özgü bir dogma haline gelmiştir. Batı düşüncesindeki akıl kavramı, tarihsel süreç içinde hurafelere ve dogmalara karşı bir mücadele olarak gelişmiştir. Ancak bu süreç, öznel aklın bireyselleşmesi ve toplumsal normlarla uyumlu hale gelmesiyle sonuçlanmıştır.

Akıl ve Toplumsal Yapılar

Horkheimer’in analizinde, akıl kavramı zamanla toplumsal düzeni belirleyen bir araç olarak işlev görmeye başlamıştır. Toplumun bireylere dayattığı normlar ve değerler, bireylerin akıl ve düşünce biçimlerini şekillendirir. Bu bağlamda akıl, bireylerin toplumsal düzen içinde kendilerini nasıl konumlandıracaklarını belirleyen bir araç olarak kullanılmıştır. 

Horkheimer'e göre, Sokrates’in düşünceleri de bu bağlamda önemlidir. Sokrates, aklı toplumsal düzenin ve bireyler arası ilişkilerin düzenlenmesi için bir araç olarak görmüştür. Ancak, toplumsal eleştirileri ve bu eleştirilerin sonucunda toplum tarafından dışlanması, akıl kavramının toplumsal ve bireysel düzeyde nasıl bir yansıma bulduğunu gösterir. Horkheimer, Sokrates’in mutlak bir doğruyu arayışını ve aklın bu doğruyu yansıtma görevini nasıl üstlendiğini de vurgulamaktadır. 

Akıl Tutulmasının Modern Toplumdaki Yansımaları

Modern toplumlarda akıl tutulması, bireylerin toplumsal baskılar, ideolojik dayatmalar ve kişisel stresler altında nasıl tepki verdiklerini anlamak açısından önemlidir. Toplumsal yapılar, bireylerin düşünce ve davranışlarını etkileyen güçlü birer faktördür. Bu yapılar içinde akıl, sadece bireysel bir yetenek değil, aynı zamanda toplumsal düzenin bir parçası olarak değerlendirilir. Bireylerin kendi düşünce biçimlerini ve karar alma süreçlerini şekillendiren bu toplumsal yapılar, bazen akıl tutulması gibi durumları tetikleyebilir.

Kimdir?

Max Horkheimer, Alman düşünür ve toplumbilimci olarak tanınan bir isimdir. Musevi kökenli olan Horkheimer, 20. yüzyılın önemli felsefecilerinden biridir.

Max Horkheimer, 14 Şubat 1895 tarihinde Zuffenhausen, Stuttgart’da doğdu ve 7 Temmuz 1973 tarihinde Nürnberg’de vefat etti.

Babası Yahudi fabrikatör Moses Horkheimer’di.

Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra Frankfurt Üniversitesi’nde sosyal felsefe dalında profesör oldu.

Frankfurt Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü’nü (Institut für Sozialforschung) kurdu. Bu enstitü, Naziler tarafından kapatıldıktan sonra Max Horkheimer, Theodor W. Adorno ile birlikte çalışmalarına Amerika’da devam etti.

Frankfurt Okulu’nun önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Toplumun ve popüler kültürün Marksist eleştirisine odaklandı.

Horkheimer, Marksist düşünceye bağlıydı ve çalışmalarında Marksist diyalektiği ve ekonomi politiğin eleştirisini temel alıyordu.

1973'te yaşamını yitirdi. 


Kaynakça: 

Horkheimer, Max, Akıl Tutulması

https://www.felsefe.gen.tr/max-horkheimer-kimdir/

https://www.biyografistan.com/2013/01/max-horkheimer-kimdir-biyografisi.html


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder