TOKSİK ERKEKLİK VE HEGEMONİK ERKEKLİK
HEGEMONİK ERKEKLİK HER ALANDA İNŞA EDİLİYOR
ERKEĞİ EMPATİ YOKSUNU VE REKABETÇİ HALE GETİRİYOR
ERKEKLER SÜREKLİ ERKEKLİKLERİNİ TEHDİT ALTINDA GÖRÜP AGRESİF DAVRANIŞ SERGİLİYORLAR
NEVİN BİLGİN
Toksik erkeklik, hegemonik erkeklik kavramları toplumsal cinsiyet rolleri değişirken sıkça eleştirilen bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Toksik erkeklik, üstünlük baskınlık, duygusal ifade kısıtlaması, şiddet, homofobi, cinsel ayrımcı, cinsel istismar ve tacize yatkın bir model olarak belirmektedir. Hegemonik erkeklik ise, sadece kadınları değill, aynı zamanda marjinal kabul edilen örneğin homoseksüelleri de dışlayan bir yapı olarak ortaya çıkmaktadır.
1980'lerden itibaren erkeklik çalışmaları, toplumsal cinsiyetin çok boyutlu yapısını anlamak için önemli bir alan haline geldi. Bu çalışmalar, tek bir erkeklik modelinin olmadığını, farklı erkeklik biçimlerinin toplumsal olarak inşa edildiği görülmektedir.
Hegemonik erkeklik, toplumda üstün kabul edilen, heteroseksüel, beyaz, orta sınıf ve orta yaşlı erkeklerin temsil ettiği bir modeldir. Ancak bu model, zamanla diğer erkeklik biçimlerini dışlayan ve onları aşağıya çeken bir sistem olarak eleştirilmiştir. Hegemonik erkeklik, sabit bir karakter değil, dinamik bir süreç olarak gelişmektedir.
ERKEKLİĞİ KAYBETME KORKUSU, AGRESİF DAVRANIŞLARLA TELAFİ ETME
Toplumda, eğitimle, kültürel ve ataerkil olarak inşa edilen erkeklik, kazanılması zor ama kaybedilmesi kolay bir statü olarak görülmekte, erkekliği sürekli tehdit altında bir toplumsal konum olarak tanımlanmaktadır. Erkekler, erkekliklerini tehdit altında hissettiklerinde, bunu agresif davranışlarla telafi etmeye çalışmaktadır. Bu kırılganlık, erkeklerin toplumsal statülerini koruma çabasında hem kendilerine hem de çevrelerine zarar vermelerine neden olmaktadır.
ERKEĞİ EMPATİ YOKSUNU VE REKABETÇİ HALE GETİRİR
Toksik erkeklik, toplumsal tahakküm, kadın düşmanlığı, homofobi ve şiddet gibi özellikleri de içinde barındırmaktadır. . Bu model, hegemonik erkekliğin daha zararlı bir biçimi olarak öne çıkmaktadır. Toksik erkeklik, yalnızca kadınlar ve LGBTİ+ bireyler üzerinde baskı oluşturmakla kalmamakta, aynı zamanda erkeklerin duygusal dünyalarını sınırlayarak empati yoksunu ve rekabetçi bir yapı yaratmaktadır.
MASKÜLEN DAVRANIŞLARLA KENDİLERİNİ BASKI ALTINDA TUTARLAR
Toksik erkeklik, sadece bireylerin psikolojik sağlığını değil, toplumsal ilişkileri de olumsuz etkiler. Erkekler, toplumsal olarak kendilerine yüklenen maskülen davranış kalıplarına uymaya çalışırken hem kendilerini hem de çevrelerini baskı altında tutar.
Erkeklerin, erkekliklerini tehdit altında hissettiklerinde saldırganlığa yöneldikleri görülmektedir.
TAHAKKÜM VE ŞİDDET İÇERİR
Toksik erkeklik, sosyal olarak yıkıcı etkileriyle ön plana çıkar. Hegemonik erkeklik, başarı ve güç odaklı pozitif yönler taşıyabilirken, toksik erkeklik tahakküm ve şiddet gibi olumsuz özelliklerle kendini gösterir. Bu bağlamda toksik erkeklik, homofobik görüşleri teşvik eden, kadınları değersizleştiren, aşırı rekabetçi ve saldırgan bir toplumsal cinsiyet normu olarak karşımıza çıkar. Türkiye’de yapılan araştırmalar da erkeklerin toplumsal statülerini koruma çabalarının şiddet ve baskı gibi yıkıcı davranışlarla sonuçlanabildiğini göstermektedir.
DUYGULARINI BASTIRIRLAR
Toksik erkeklik kavramı, erkeklerin belirli kalıplara uymalarını, duygularını bastırmalarını ve güç, şiddet gibi unsurları ön planda tutmalarını vurgular.
Toksik erkeklik özellikleri:
Duygusal Bastırma: Toksik erkeklik, erkeklerin duygularını ifade etmelerini zayıflık olarak görür. Bu nedenle erkekler, üzüntü, korku ya da kaygı gibi duygularını bastırmak zorunda kalır.
Agresiflik ve Şiddet: Toksik erkeklik, erkeklerden fiziksel ya da sözlü saldırganlığı bir güç göstergesi olarak kullanmalarını bekler. Erkeklik, kontrol ve baskı yoluyla elde edilmeye çalışılır.
Aşırı Rekabetçilik: Toksik erkeklik, erkekleri sürekli rekabet içinde olmaya teşvik eder. Başkalarına üstün gelmek ve her durumda kazanan olmak önemli görülür.
Kadınlara Karşı Üstünlük: Toksik erkeklik, erkeklerin kadınlar üzerinde bir üstünlük kurmasını ve kadınları zayıf ya da değersiz olarak görmesini normalleştirir. Kadın düşmanlığı bu anlayışın bir parçasıdır.
Homofobi: Toksik erkeklik, heteroseksüelliği tek geçerli cinsel yönelim olarak görür ve diğer yönelimleri küçümser. Bu anlayış, homofobik tutumların yaygınlaşmasına yol açar.
Cinsel Saldırganlık: Toksik erkeklik, erkeklerin cinsel başarılarını güç ve statü ile ilişkilendirir. Bu durum, cinsel taciz ve saldırganlığın yaygınlaşmasına katkıda bulunur.
Duygusal Soğukluk ve Empati Eksikliği: Toksik erkeklik, empati göstermeyi ve duygusal yakınlığı zayıflık olarak görür. Erkeklerin, duygusal bağlar kurmaktan ve empati yapmaktan kaçınmaları beklenir.
Zayıflık Korkusu: Erkeklerin her koşulda güçlü, dayanıklı ve kontrol sahibi olmaları gerektiği düşüncesi vardır. Zayıflık göstermek ya da yardım istemek toksik erkeklik normlarına aykırıdır.
Kaynakça
https://federgi.ankara.edu.tr/2024/05/29/4-tr/#single/0
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3057619
https://www.bbc.com/turkce/articles/c2xk0p760g6o
https://dergipark.org.tr/tr/pub/ksbd/article/1095490
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder