4 Ekim 2024 Cuma

 ÖLÜMDEN TİCARETE GİDEN YOL

MANEVİYATTAN TİCARETE: HAYIR TİCARETİ




NEVİN BİLGİN 

Türkiye’de geleneksel olarak hayır işleri, ölen kişilerin arkasından yapılan manevi yardımlar olarak bilinir. Ancak son yıllarda, bu hayırların ticari bir faaliyet haline dönüşmesi dikkat çekiyor. Özellikle lokma dağıtımı, bu ticaretin en belirgin örneklerinden biri. Artık insanlar telefonla lokma siparişi verip, ölen kişilerin isimlerinin lokmaların üzerine yazılmasını sağlayarak bu hayrı organize ediyorlar. Bu işi yapan kişi de parasını alıp videoyu hayır yapan kişiye gönderiyor. 

Lokma dağıtımı, Osmanlı'dan bu yana özellikle cenazelerde sıkça yapılan bir hayır işiydi. Bugün ise bu gelenek, ticari bir hale gelmiş durumda. Örneğin, Ankara'nın Hacı Bayram Camii'nin olduğu bölgede lokma ticareti oldukça yaygınlaştı. İnsanlar, bir telefonla lokmacıya ulaşıp, ölen kişinin adını lokmaların üzerine yazdırarak dağıtımı sağlıyorlar.

Bu işlem, neredeyse bir sektör haline geldi. Ortalama olarak, 100 lokmanın maliyeti 700 lira civarında. Ancak bu işlem sadece lokmanın dağıtımı ile sınırlı kalmıyor; lokmanın dağıtıldığı anların videoya çekilip, hayrı yaptıran kişiye “Hayrınız yerine ulaştı” şeklinde gönderilmesi, olayın bir nevi “manevi hizmet paketine” dönüşmesini sağlıyor.

Sosyal Medya ve Görsellik: Hayrın Ticarete Dönüşümünde Etkenler

Sosyal medya, hayır ticaretinin yaygınlaşmasında büyük rol oynuyor. Artık hayır yapan kişiler, bu anı video kaydı ile ölümsüzleştirip sosyal medya platformlarında paylaşıyor. Bu hem kişinin hayır yaptığını göstermesini sağlıyor hem de yapılan hayrın daha fazla kitleye ulaşmasına olanak tanıyor. Ancak bu durum, manevi bir işin özünden uzaklaşıp, bir nevi gösteriye dönüşmesi tartışmalarını da beraberinde getiriyor.

Tartışmalar: Maneviyat mı Ticaret mi?

Bu uygulama toplumda ciddi tartışmalara yol açıyor. Bazı insanlar, hayır ticaretinin manevi değerini kaybettiğini ve maddi kazanca dönüştüğünü savunurken, bazıları da bu uygulamayı normal bir ticari faaliyet olarak kabul ediyor. Özellikle ölen kişinin yakınlarının bu duruma bakış açısı önem taşıyor. Örneğin, maneviyatın kaybı endişesi, birçok kişi için büyük bir soru işareti. Hayır işlerinin, ölen kişinin ruhu için yapılan manevi bir yardımdan çok, ticari bir gelir kapısına dönüştüğü düşüncesi, bu eleştirilerin temelini oluşturuyor.

Türkiye’nin Ekonomik Dinamikleri ve Hayır Ticareti

Türkiye, yeni ekonomi modelinde düşük maliyetli üretim ve ihracata dayalı büyümeyi hedefliyor. Ancak bu model, aynı zamanda ticari faaliyetlerin her alana yayılmasına da zemin hazırlıyor. Hayır ticareti, belki de bu yeni ekonomik modelin en küçük örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, manevi değerlerin ticaretle buluşmasıyla daha da karmaşık bir hal alıyor. Maneviyatın yitirilmemesi için bu konuda toplumsal farkındalığın artırılması, hayır işlerinin özüne uygun şekilde yapılması gerektiği vurgulanıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder