RECEP PEKER'İN CHP'DE FAŞİZM ARAYIŞI VAR MIYDI?
ATATÜRK VE PEKER İLİŞKİSİ
CHP 1935 Kurultayı ve Program Taslağındaki Değişiklik Faşist Ülke Program Taslaklarından Etkilendi Mi?
NEVİN BİLGİN
Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ün özel kalem müdürü ve genel sekreteri olarak görev yaparken, Atatürk ve Recep Peker arasındaki ilişkiler hakkında bazı iddialarda bulunmuştur. Soyak’ın anılarına göre, Peker’in ve hatta daha sonrasında İnönü’nün gözden düşme sebepleri arasında, Peker’in faşist partilere öykünerek hazırladığı tüzük ve program taslaklarını Atatürk’e sunması da yer almaktadır. Soyak, Peker’in bu taslakları Atatürk hayattayken yapılan son kurultaydan önce sunduğunu yazmıştır; dolayısıyla Peker’in bu öneriyi 1935 Kurultayı öncesinde sunmuş olması beklenirdi. Ancak Peker’in İtalya ziyareti bu kurultaydan sonra gerçekleşmiştir.
Faşist Ülke Program Taslaklarından Etkilendi Mi?
Bu tutarsızlığın farkında olan bazı araştırmacılar, Peker’in 1932 yılında Başbakan İnönü ile birlikte önce Sovyetler Birliği’ne, ardından da İtalya’ya gitmiş olmasının, faşist modellerden etkilenmiş bir program taslağı hazırlamasına zemin hazırlamış olabileceğini öne sürmektedir. Hafızasının yanıltmış olabileceği ihtimaliyle, Soyak’ın anlatımına eleştirel yaklaşmak daha uygun görünmektedir.
Çünkü eğer Peker, bu dönemde böyle bir öneri getirmiş olsaydı, bu Atatürk’ün anlatıldığı türden büyük bir tepki göstermesine yol açmazdı; zira Peker, 1936 ortalarına kadar CHP Genel Sekreteri olarak görevine devam etmiş, partinin örgütlenmesi ve ideolojisinin formülasyonu üzerine çalışmıştır. Üstelik üniversitelerde verilen inkılap tarihi derslerini anlatmaya ve CHP’nin ideolojisini şekillendirme çabalarına da katkıda bulunmuştur.
Fevzi Çakmak Mı Cumhurbaşkanı Olacaktı?
Soyak’ın anılarında, Peker’in hazırladığı iddia edilen bu taslakları İnönü ile de ilişkilendirdiği görülmektedir. Atatürk’ün, İnönü yerine Fevzi Çakmak’ın cumhurbaşkanı olmasını sözlü olarak vasiyet ettiğini iddia eden Soyak, böylece Peker ve İnönü’yü "gerçek Kemalizm" halkasının dışında göstermeye çalıştığı izlenimi uyandırmaktadır. Bu nedenle, Soyak’ın anılarını eleştirel bir perspektiften okumak ve dönemsel politik mücadelelere müdahalede bulunmaya çalışan ancak başarılı olamayan bir figür olarak değerlendirmek daha gerçekçi bir yaklaşım olacaktır.
Peker’in Faşizme Yönelik Yaklaşımı
Peker’in faşizme olan yaklaşımını saptamak için Soyak’ın bahsettiği belgelerin bulunması zorunlu değildir. Peker, kaleme aldığı çeşitli metinlerde ve yaptığı konuşmalarda bu konudaki görüşlerini açıkça ortaya koymuştur. 1930’lu yıllarda liberalizme ve parlamentarizme giderek daha sert eleştiriler yönelten Peker, faşizmi Türkiye için tehlikeli akımlardan biri olarak görmüş; faşizmin sınıf çatışması yaratan liberalizm ve sosyalizme karşı çıkmasını kısmen haklı bulmakla birlikte, Kemalizm’in yaklaşımını faşizmden ayrıştırmaya özen göstermiştir. Özellikle Nazi Almanyası’ndan farklı olarak Türkiye’nin ırkçılığı ve yayılmacılığı reddettiğini vurgulamıştır.
Peker’in Almanya ve İtalya örnekleriyle ilgilenmesi, o dönemin pragmatik modernist yaklaşımı çerçevesinde değerlendirilebilir. Ancak, fazlasıyla otoriter eğilimlere sahip ve etkili bir politikacı olarak, partinin daha liberal eğilimler taşıyan kanadından eleştiri almıştır. Devlet üzerinde parti kontrolünü tesis etme çabaları ise nihayetinde genel sekreterliğinin sonunu getirmiştir.
Kaynakça:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder